Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/6 E. 2020/6 K. 08.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 07/11/2019
NUMARASI : …Esas

DAVACI : … -…
VEKİLİ : Av. … – …
(İstinaf yoluna başvuran) …

DAVALI : … -…
VEKİLİ : Av. … – …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 08/01/2020
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 16/01/2020
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun . maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 16/03/2017 tarihinde bir adet ve 29/03/2018 tarihinde iki adet olmak üzere toplam üç adet sözleşme imzalandığını, PVC kapı pencere ve alüminyum doğrama cephe işleri için sözleşmeler yapıldığını, davalı şirket tarafından işin zamanında teslim edilmemesi sebebiyle müvekkili şirketin de müşterilerine taahhüt ettiği bir takım işleri de teslim zamanını geçirdiğini, bundan dolayı müvekkili şirketin müşterileriyle arasındaki sözleşmeden kaynaklanan gecikme cezalarının ödemekte olduğunu, müvekkili şirketin de davalı şirketin temürrüde düşmesinden dolayı teslimatları yapmakta geciktiğini, davalı şirketin tüm bu nedenlerle müvekkili şirketin uğradığı zararları da tazmin etmesinin gerektiğini, ayrıca davacının alacaklarının karşılanması adına davacı şirketin alacak miktarını teminat altına alınması ve davacı şirketin telafisi amacıyla davalı şirketin taşınır veya taşınmaz malvarlıkları üzerinde ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddia ettiği hususların kabulünün mümkün olmadığını, kötü niyetle açılan davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sırasında verdiği 14/10/2019 tarihli ara kararda; “…Dava konusu iddia edilen alacağın uyuşmazlık konusu olmadığından ve Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 16/10/2012 tarih … Esas ve … Karar sayılı ilamı ve Ankara 26. Bölge Adliye Mahkemesinin … Esas ve …Karar sayılı ilamı da dikkate alındığında şartları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin vicdani kanaat ile reddine karar verildiğine dair gerekçeyle;
Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE,…” şeklinde karar verilmiş,
Davacı vekili talep dilekçesiyle; davacı şirket, davalı şirketin teslim borcunu zamanında ve gereği yapmaması sebebiyle ciddi zararlara uğradığı, davacı şirketin uğramış olduğu zararların karşılanması, maddi anlamda uğramış olduğu zararın giderilmesi amacıyla davacı şirkete 6098 sayılı kanunun 76. maddesi gereğince geçici ödeme yapılmasını talep ve beyan etmiştir.
Mahkemece verilen 07/11/2019 tarihli ara kararda; “…TBK 76 kapsamındaki geçici ödeme “Tazminat davalarında TBK 76 maddesi kapsamında geçici ödeme yapılması yöndeki ihtiyati tedbirler” (Mehmet Özdemir, Yargıtay ve İstinaf Uyguamasında Geçici Hukuki Korumalar Syf 58.) değerlendirilmesinden hareketle TBK 76 maddesindeki geçici ödeme talebi bir ihtiyati tedbirdir. İhtiyati tedbir talebinin incelemesi Harçlar Kanununun 2 ve 27. Maddeleri gereğince talep tarihinde geçerli olan maktu karar ve ilam harcının yatırılmasına bağlıdır. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin … Esas – … Karar sayılı ilamı da bu yöndedir. Somut olayımızda ihtiyati tedbir için harç yatırılmadığı anlaşıldığından, davacının ihtiyati tedbire yönelik talebin usulden reddine dair gerekçeyle;
Davacı tarafın ihtiyati tedbir/geçici ödeme talebine yönelik talebinin usulden REDDİNE,…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin TBK. md. 76 hükmünün HMK anlamında bir tür ihtiyati tedbir olduğuna hükmettiğini ve bu doğrultuda karar verildiğini, ancak TBK. md. 76 hükmünün HMK. anlamında bir tür ihtiyati tedbir olmadığını, TBK. md. 76 hükmünde düzenlenen geçici ödeme müessesesinin hukuki niteliğinin mahkemenin ifade ettiği gibi ihtiyati tedbir niteliğinde olmadığını, HMK. dışında kalan geçici hukuki korumalar aslında ihtiyati tedbire benzemekle birlikte teknik anlamda bir tür ihtiyati tedbir olmadığını, ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki korumaların farklı olması yanında, uygulama alanının da daha geniş olduğunu, öncelikle geçici ödemeye karar verilmesi, ilaveten veya ön ödemeden bağımsız olarak HMK. md. 389 vd. maddelerine göre ihtiyati tedbir talep edilebilmesine ve mahkemenin de karar vermesine engel olmadığını, geçici ödeme ile birlikte hâkim işin nitelik ve özelliğine uygun başka bir/birkaç ihtiyati tedbir kararını da verebileceğini, TBK. m. 76’nın getirdiği düzenleme, ihtiyati tedbirlerden oldukça farklı yönlerinin bulunduğunu, TBK. m. 76 hükmü bağlamında geçici ödemenin talep edilebilmesi için davalı ve davacıdan bahsedildiğini ve bu talebin dava açıldıktan sonra da talep edilebileceğinin düzenlendiğini, ihtiyati tedbir talebinin yargılama esnasında talep edilebileceği gibi, dava açmadan önce de talep edilebileceğini, ihtiyati tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devam edebileceğini, hâkimin karar şekli anlamda kesinleşinceye kadar ön ödemeye karar verilebileceğini, irat şeklinde tazminata karar verilmesi durumunda, kararın kesinleşmesine kadar da ön ödemenin devam ettirilmesinin de mümkün olduğunu, HMK.’deki genel tedbir hükümlerinden farklı olarak TBK. m. 76’ya istinaden mahkemenin hükmedeceği geçici ödemenin koşullarının değişikliğe uğraması halinde geçici ödemenin iadesine, diğer bir ifadeyle tedbir kararının kaldırılabileceğine ilişkin düzenlemenin TBK m. 76’da bulunmadığını, bunun yanında durum ve koşulların değişmesi nedeniyle geçici ödeme kararının değiştirilebileceğine ilişkin bir hükmün de TBK. m. 76 da yer almadığını, HMK. m. 396’nın bu durumları düzenlediğini, hâkimin ön ödemeyi yargılama aşamasında karar kesinleşinceye kadar azaltabileceğini, arttırabileceğini; hatta kaldırabileceğini, TBK. m. 76/ıı düzenlemesinde davada tazminata hükmedilmez ise yapılan geçici ödemelerin yasal faiziyle birlikte iade edilmesine yönelik hâkimin bir karar vermesi gerektiğinin düzenlendiğini, ihtiyati tedbirlere ilişkin hükümlerde bu tür bir düzenlemenin olmadığını, HMK. m. 392 de ihtiyati tedbirde teminat gösterilmesine ilişkin düzenlemelerin TBK. m. 76’da yer almadığını, bu yönüyle de ihtiyati tedbir ile geçici ödemelerin farklılaştığını, geçici ödeme kararı için teminat aranmadığını; geçici ödeme kararının teminat kaydıyla verilemediğini, tazminat davalarında dava sürerken zarar görenin iddialarının haklı olduğunu gösteren inandırıcı deliller varsa ve davacının ekonomik durumu da bunu gerekli kılıyorsa talep üzerine hâkimin davacı lehine geçici ödemeye karar verebileceğini, eğer yargılama sonunda davacı haklı çıkarsa burada hükmedilen ön/geçici tazminat nihai tazminata dönüşeceğini, eğer davacı haksız çıkarsa aldığı bu ön/geçici tazminatın kanuni faiziyle beraber geri ödemesine karar verileceğini, geçici ödemenin, haksız fiil nedeniyle ortaya çıkan zararın giderilmesi maksadıyla açılan tazminat davası esnasında hükmedilen ve yargılama sonunda hükmedilecek tazminata mahsuben yapılan ödeme olduğunu, geçici ödemeleri düzenleyen HMK m. 76’nın gerekçesinde “ancak, fıkrada yapılan düzenlemeyle, geçici ödeme kararıyla kesin hüküm sonucunun, eda amaçlı bir ihtiyati tedbir aracılığıyla elde edilmesi amaçlanmamaktadır.” denildiğini, kanun koyucunun madde gerekçesinde açık bir şekilde ihtiyati tedbir olmadığını beyan etmesinin de esasen mahkemenin yanılgısını ortaya koyduğunu, mahkemenin gerekçeli kararında ayrıca dava dosyasında ihtiyati tedbir harcının yatırılmadığını yazdığını, ancak dosya kapsamında 73,10-TL ihtiyati tedbir için harcın dava dilekçesi teslim edilirken yatırıldığını, mahkemenin 07/11/2019 tarihli ara kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf talebine cevap dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Davacı, eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkta davalının teslim borcunu zamanında ve gereği gibi yerine getirmediği iddiasıyla TBK’nın 76. maddesine dayalı olarak geçici ödemeye karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, davacı tarafından ihtiyati tedbir için harç yatırılmadığı gerekçesiyle talebin usulden reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
TBK’nın 76. maddesine göre “Zarar gören, iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunduğu ve ekonomik durumu da gerektirdiği takdirde hâkim, istem üzerine davalının zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verebilir.
Davalının yaptığı geçici ödemeler, hükmedilen tazminata mahsup edilir; tazminata hükmedilmezse hâkim, davacının aldığı geçici ödemeleri, yasal faizi ile birlikte geri vermesine karar verir.” hükmü mevcuttur.
HMK’nın 341/1. maddesine göre “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.” hükmü mevcuttur.
Geçici ödeme, TBK’da ayrık olarak düzenlenmiş olan diğer geçici hukuki korumalardan biri olmasından dolayı ara karar mahiyetindedir. Ara karar taraflardan birisi lehine kazanılmış bir hak oluşturmayacağından mahkemenin, ara kararından her zaman dönebilmesi mümkündür. Geçici ödeme ara kararı yargılamayı sona erdirmediği için bu karara karşı doğrudan kanun yoluna gidilemez. Ancak asıl karar ile birlikte kanun yoluna açıktır. Nitekim geçici ödeme talebine yönelik ara kararlar HMK’nın 341. maddesinde istinafı kabil bir ara karar olarak açıkça düzenlenmiş olmadığından istinaf kanun yolu kapalıdır.

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 341. maddeleri gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından verilen 07/11/2019 tarihli ara karara karşı istinaf kanun yolu kapalı olduğundan davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 341. maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL istinaf karar harcından (maktu) peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile 10,00-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi. 08/01/2020


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

Alınması gereken harç: 10,00-TL harç davacıdan
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸