Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. KONYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : …
KARAR NO : …
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/01/2020
NUMARASI: … Esas – … Karar
DAVACI : … ENERJİ SAN. TİC. A.Ş. – …
(İstinaf yoluna başvuran) …
: Av. … -…
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
(İstinaf yoluna başvuran) : Av. … – …
DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 15/09/2020
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 24/09/2020
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin davalı şirkete 23.20 kWp/990 kWe gücünde güneş enerjisi santrali teknik statik çizim ve projelendirme hizmeti verdiğini ve hizmet bedeline istinaden 07.02.2017 tarih… nolu fatura düzenlenerek davalıya gönderildiğini, ancak bu faturanın davalı tarafça kabul edilmeyerek Kadıköy …. Noterliği vasıtası ile … yevmiye sayılı noter ihtarnamesivle müvekkiline iade edildiğini, ihtarnamenin metninde düzenlenen fatura bedelinin, Elektrik Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen tarifenin çok üzerinde olduğunu ve ayrıca verilen proje hizmetinin ayıplı ve eksik olarak ifa edildiğini, bu nedenle düzenlenen fatura üzerinden bir indirim yapılırsa derhal ödeyeceklerini bildirdiklerini, her ne kadar ayıp ve eksik ifa hali kabullerinde olmasa dahi uzlaşma ve dava yoluna gitmemek adına fatura bedelinden bir miktar tenzilat sağlanmış olmakla birlikte davalı şirket tarafından ödeme olmaması sebebi ile huzurda iş bu davanın ikame edildiğini, müvekkili şirket tarafından verilen hizmetin ayıpsız ve eksiksiz olarak yerine getirildiğini, … onay yazısı alınarak verilen hizmet neticesinde davalı ile bağlantı anlaşması yapıldığını, Konya İli, Ereğli İlçesi, ….. Mah. … ada … parselde kurulu 1123,2/kWp/990 kWe kurulu gücünde tesis edilecek olan … Enerji GES projesine ilişkin verilen statik çizim ve projelendirme hizmeti neticesinde yapılan başvuru ile … onay üst yazısı (ek-3) ve onaylı projeler alındığını, şirket yetkilisine teslim edildiğini ve bu onaylı projeler ile şirket tarafından bağlantı anlaşmaları yapıldığını, Kadıköy … Noterliği’nin 15 Şubat 2017 Tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde belirtilen onaylı proje klasörünün teslim edilmediğini ve projede revizyona gidilmesi nedeni ile ek bedel ödemek zorunda kalındığı hususunun gerçeği yansıtmadığını, nihayetinde onaylı proje örnekleri olmadan bağlantı anlaşmalarının yapılmasının mümkün olmadığını, ayrıca … onayını almış bir projede ayıp ve eksiklerin olduğunu ileri sürülmesi mümkün olmadığını, projeler bazında daha sonradan doğmuş ihtiyaç ve talepler nedeni ile revizyona gidilmişse de bunun bir zorunluluk olmadığını, müvekkili şirketin asli amacı ve kendisinden beklenenin … onayının alınması ve bağlantı anlaşmalarının yapılmasını sağlamak olduğunu, bu doğrultuda müvekkilinin görevini eksiksiz ve zamanında yerine getirdiğini, müvekkili tarafından verilen hizmetin ve davalıya fatura edilen tutarın yalnızca proje çizim bedelinden ibaret olmadığını, davalı şirketin keşide ettiği ihtarname metninde verilen hizmetin karşılığı düzenlenen fatura bedelinin fahiş olduğunu ve Elektrik Mühendisleri Odası’nın Asgari Ücret Tarifesi’ne uyulmadığının belirtildiğini, oysa ki taraflar arasında verilen hizmetin bedeline ilişkin Asgari Ücret Tarifesi üzerinde yazılı ya da sözlü olarak bir anlaşma bulunmadığını, bununla beraber verilen hizmetin proje çizimi ile sınırlı olmadığını, …’a müvekkili şirket tarafından başvuru yapılarak işin onayının alındığını ve söz konusu arazinin projelendirildiğini, müvekkili şirket tarafından düzenlenen faturanın hizmetlerin karşılığında düzenlendiğini, Asgari Ücret Tarifesi ile ciddi bir fark bulunmamakla birlikte serbest piyasa koşullarında oluşacak fiyat farklarının ticari hayat içerisinde olağan bir durum olduğunu, hizmetin eksik ve ayıplı alındığı iddası ile davalı şirketin böyle bir borcunun bulunmadığı iddiasının mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulü ile 07 Şubat 2017 tarih ve …… numaralı fatura karşılığı alacağın tespiti ile davalı şirketten tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan üzerine tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinin içeriğinin ve talep kısmının eksik olup talebin miktarını oluşturan kalemler ve alacak bedelinin ne kadar olduğunun açıklanmadığını, dava dilekçesinde gösterilen eklerin kendilerine tebliğ edilmediğini, dava dilekçesinin öncelikle bu nedenlerle reddinin gerektiğini, öncelikle davacı firma ile müvekkili şirket arasında akdedilen herhangi bir şekilde yazılı sözleşme bulunmamakta olup 2015 yılına ait EMO fiyat tarifesi üzerinden sözlü olarak anlaşma yapıldığını, davacı firma ile müvekkili şirkete ait olarak yapılması planlanan güneş enerjisi santrali için “1123,20 kWp/990 kWe güneş enerjisi santrali teknik çizim-statik çizim ve projelendirme hizmeti bedeli” alımı işi hususunda EMO tarafından belirlenen 2015 yılına ait ücret tarifesi üzerinden ve Türk lirası olarak düzenlenecek fatura karşılığında ödeme yapılacağı hususunda sözlü olarak anlaşma yapıldığını, bu nedenle; davacı tarafından tespiti ve tahsili talep edilen dava konusu bedelin fahiş olup kabulünün de mümkün olmadığını, davacı firma tarafından çizilen ve …’a sunulan onaylı projenin; çağrı mektubu ve sistem bağlantı anlaşmasında belirtilen emredici hükümlere aykırı olduğunu ve bu aykırılıkların onaylı projede tadil edilmesi gerektiğinin açık bir biçimde ifade edildiğini, dolayısıyla çağrı mektubu ve sistem bağlantı anlaşmasına aykırı proje çizimi yapıldığını ve ayıplı bir şekilde hizmet verildiğinin müvekkili şirket tarafından tespit edildiğini, belirtilen aykırılıkların ve ayıplı hizmetlerin alanında uzman bir bilirkişi heyeti tarafından yaptırılacak inceleme sonucunda ortaya çıkacağını, belirtilen ve bilirkişiler tarafından da tespit edilecek aykırılıkların ve ayıplı hizmetin üretim tesisinin geçici kabul işlemlerini geciktirebilecek nitelikte olması nedeniyle; projenin çağrı mektubuna ve sistem bağlantı anlaşmasına uygun şekilde revize edilmesi gereğinin doğduğunu, onaylı proje ve proje dosyaları müvekkili şirkete teslim edilmemiş olup davacı firma tarafından teslim yükümlülüğünün yerine getirilmediğini ve müvekkili şirketin zarara uğratıldığını, Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği’ne göre bağlantı anlaşmasının iptal olmaması ve inşaat öncesi gerekli işlerin tamamlanabilmesi için onaylı proje dosyasının müvekkili şirkete zamanında teslim edilmesi gerekirken, müvekkili şirket yetkilileri ve vekil sıfatıyla gerek sözlü olarak gerekse elektronik ortamlarda davacı firma ile defalarca görüşüldüğünü ve onaylı proje ile birlikte proje dosyasının müvekkili şirkete teslim edilmesinin talep edildiğini, davacı şirketin proje bedelleri adı altında Euro talep edilmesine bir anlam verilemediğini, bu proje hizmetlerinde yurt dışı bir hizmetin üretimi ve yapılmasının söz konusu olmadığından, Yurt dışından da bir proje satın alınmaması ve EMO Asgari Ücret tarifesinin de Türk lirası üzerinden düzenlendiği de göz önüne alınması ile birlikte taraflar arasından herhangi bir şekilde Euro para cinsi üzerinden anlaşma olmaması nedeniyle; öncelikle Euro yerine TL talep edilmesinin yasal zorunluluk olduğunu ve Euro olarak talep edilen bedeli kabul etmediklerini, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir an olsun Euro cinsi üzerinden anlaşma yapıldığı kabul edilse dahi söz konusu projenin onay tarihi itibariyle, Euro kurunun hesaplanması gerekirken fatura tarihinde ki kur üzerinden hesaplama yapılması da hukuka aykırı olup kabulünün mümkün olmadığını belirterek; davacı alacak talebinin hangi kalemlerden oluştuğunu ve talep kısmında alacak bedelinin ne kadar olduğunu dava dilekçesinde açıkça belirtmediğinden dava dilekçesinin öncelikle bu gerekçe ile reddine, arz edilen ve yargılama sırasında görülecek sair nedenlerle; haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda;”…Dava, ticari satımdan kaynaklanan alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık hususlarının tespiti bakımından dava dosyasının Yrd. Doç. Dr. …, Makine Mühendisi …, Elektrik Elektronik Yüksek Mühendisi …’e tevdi edildiği, bilirkişiler heyet olarak düzenlemiş oldukları raporda;
Davacı … Enerji San. Tic. A.Ş.’ nin Konya ili Ereğli İlçesi, …. Mahallesi … ada … parselde … Enerji Elektrik İnş. Emlak San. ve Tic. Ltd. Şti.’ ne adına çizdiği 123.2kWp Fotovoltaik Enerji Üretim Santralinin Proje Bedelinin sözlü olarak yapıldığı, EMO 2015 yılı Birim fiyatları üzerinden anlaşıldığına dair belgenin olmadığı. Proje Bedelinin Türk Lirası mı Euro mu üzerinden yapıldığının dosya içeriğinden net olarak anlaşılamadığını, davacı şirketin davalı şirkete verdiği hizmetlerin; Enerji nakil hattı etüt uygulama proie çizim hizmeti, bina tipi iki hücreli trafo merkezi proje çizim hizmeti, otoprodüktör şebeke bağlantı dönüşüm proje çizim hizmeti lisanssız elektrik üretim uygulama projesi çizim hizmeti olduğu, davacı şirketin Konya ili Ereğli İlçesi, Kuzukuyu Mahallesi 0 ada 345 parselde davalı şirket adına çizdiği 1.123,2kWp Fotovoltaik Enerji Üretim Santralinin YG-AG Projelerini teslim ettiğine dair dosva iceritinde herhangi bir belgenin olmadığını, davacı tarafın Bağlantı Anlaşması Çağrı Mektubunun 5, 6, 7, 9, 10, 15, 16, 18, 21, 37, 38. maddelerini ihlal ettiği, bu yüzden Yapılan Hizmetin avıplı ve eksik olmasına neden olduğu, şayet mahkeme davacı lehine karar verecek durumda olursa aşağıda belirtilen 6., 7., ve 8 maddelerdeki Proje Fiyatlarında indirim iskonto yanılması gerektiği, iskonto oranın da mahkemenin takdirinde olduğu, davalı tarafın uğradığı zararların tespitinin mümkün olmadığı çünkü aralarında yazılı bir sözleşmenin olmadığı, ayrıca uğranılan zararlar ile ilgili olarak dosya içeriğinde bir belgenin olmadığı, Konya İli Ereğli ilçesi …… Mahallesi …. ada …… parselde davalı şirkete ait 2,5km 3X477 MCM ENH Proje Bedeli EMO 2015 yılı en az ücret bedelinin (KDV Hariç) = 10.762,50TL Olduğu, KDV Dahil 12.699,75TL olduğu, 17.12.2015 tarihli TCMB 1 Euro fiyatı = 3,1876TL olduğu işin Bedelinin ise (KDV Hariç) = 3.376,35 Euro olduğu, KDV Dahil fiyatının ise 3.984,11 Euro olduğu, Konya İli Ereğli İlçesi Kuzukuyu Mahallesi 0 ada 345 parselde davalı şirkete ait DM binası iç dizaynı Proje Bedeli EMO 2015 yılı en az ücret bedelinin (KDV Hariç) = 4.875,00TL olduğu, KDV Dahil 5.752,50TL olduğu, 17.12.2015 tarihli TCMB 1 Euro fiyatı = 3,1876TL olduğu işin Bedelinin ise (KDV Hariç) – 1.529,364 Euro olduğu, KDV Dahil fiyatının ise 1.804,649 Euro olduğu, Konya İli Ereğli İlçesi ………….Mahallesi ……… ada …… parselde davalı şirkete ait 1.123,2/kWp/990 kWe kurulu güce göre GES Proje Bedeli (TÜM PROJE=Projeler bir bütün olarak çizilirse daha indirimli olduğu için bu bedeln ortaya çıktığını, 6. ve 7. maddelerdeki fiyatlar tek proje fiyatıdır.) EMO 2015 yılı En Az Ücret Bedeli EMO 2015 yılı en az ücret bedelinin (KDV Hariç) – 15.000,00TL olduğu, KDV dahil 17.700,00TL olduğu, 17.12.2015 tarihli TCMB 1 Euro fiyatı = 3,1876TL olduğu işin bedelinin ise (KDV Hariç) = 4.705,735 Euro olduğu, KDV dahil fiyatının ise 5.552,767 Euro olduğuna dair rapor düzenledikleri anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyeti düzenlemiş oldukları 16/04/2019 tarihli ek raporda ise; Bilirkişi Heyeti tarafından dava dosyasında yapılan ek inceleme ve tespitler sonucunda aşağıdaki Proje Bedelleri hesaplanıp tespit edildiği, taraflar arasında yüklenici … Enerji A.Ş. ile İşveren … Enerji A.Ş. arasında söz konusu GES santrali projelendirilmesi ile ilgili herhangi bir yazılı sözleşme olmadığı için kati bir bedel belirlenemediği, ancak proje bedeli konusunda karşılaşılabilecek bedel miktarları, EMO 2015 Birim Fiyatları dikkate alınarak, hesaplanmış ve aşağıda özet olarak verilmiştir. Hangi fiyatın tercih edileceği mahkemenin kararına bırakılmıştır. (Hesaplamalarda; 17.12.2015 Tarihli TCMB Döviz Kuru; 1 Euro = 3,1876 TL olarak alınmıştır.)
(a) Taraflar Arasında Yapılan Sözlü Görüşmeye Göre EMO 2015 Yılı Proje Fiyatı; TL olarak: 27.604,92 TL, Euro olarak: 8.660.10 Euro,
(b) Davacının ENH Projesini Çizmeyip Yeraltı Kablo Şebekesine Göre EMO 2015 yılı iskontosoz Proje Fiyatı; TL olarak:16.144,17 TL, Euro olarak : 5.064.68 Euro,
(c) … Enerji Ltd.Şti. GES Santralinin 2,5 km 3x1x150mm2 XLPE, DM Binası Projesi ve GES Santrali Yerleşim Projesi indirimli (ıskontolu) Fiyatı; TL olarak: 11.420,79 TL. Euro olarak: 3.582.88 Euro olarak hesaplandığı anlaşılmıştır.
Yukarıda izah edilenler, ayrıntılı gerekçeli ve hükmü esas kök ve ek bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
GES santraline ilişkin enerji müsaadesi talebi 17.12.2015 tarihinde onaylanmıştır. Yapılan iş lisanssız GES ve ENH etüd ve uygulama projesidir. Davacı … Enerji San. Tic. A.Ş.’ nin Konya İli, Ereğli İlçesi, ……….. Mah.. …. ada, ……parselde 1123,2 k\Vp /990 k\Ve kurulu gücünde davalı … Enerji Elektrik İnş. Emlak San. ve Tic.Ltd.Şti adına 1123,20kWp güneş (Fotovoltaik) Enerji Üretim Santralinin Proje Bedelinin sözlü olarak kararlaştırıldığı, EMO 2015 yılı Birim fiyatları üzerinden anlaşıldığına dair herhangi bir belgenin olmadığı, davacının talebinin Türk Lirası üzerinden olduğu, davacı şirketin davalı şirket adına çizdiği 1.123,2kWp Fotovoltaik Enerji Üretim Santrali Projesi 17.12.2015 tarih ve I5.LUY.GES.42.000421 savı ile … tarafından onaylandığı, ancak davalı tarafından davacı şirkete çizdirilen bu projenin arazi üzerinde uygulanmadığı, uyuşmazlık konusunda bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen raporda; yapılan işin (Lisanssız GES ve ENH EtUd ve Uygulama Projesi Bedeli toplamı); 2015 yılı Emo Birim Fiyatı ile 13.582,00, KDV dahil 16.026,76 TL ve 2017 Birim Fiyatı İle KDV dahil 16.658,40 TL, olarak hesaplandığının görüldüğü anlaşılmakla; mahkememizce aldırılan hükme esas kök ve ek rapor uyarınca uygulanması gereken sözleşmenin 6, 7, 8, 10, 15, 16. maddelerindeki iskonto tutarları uyarınca iskonto da uygulanmak sureti ile ayrıca 16.04.2019 tarihli ek raporda alüminyum kablo kullanıldığı belirtildiğinden ve bu kısımda 16. maddeye aykırılıktan dolayı belirtilen miktar üzerinden iskonto yapılarak ve talep ile bağlı kalınarak davacının davasının kısmen kabulü ile kısmen reddi ile; 07/02/2017 tarihli fatura karşılığı davacının alacaklı bulunduğu 10.781,07-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair gerekçeyle;
Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile KISMEN REDDİ ile;
-07/02/2017 tarihli fatura karşılığı davacının alacaklı bulunduğu 10.781,07 TL nın davalıdan tahsili ile DAVACIYA ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili tehiri icra talepli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçelerindeki vaki taleplerinin Euro cinsi üzerinden olduğunu, mahkemece taleplerinin TL olduğundan bahisle TL cinsinden olmak üzere karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, taleplerinin 07.02.2017 tarihli 081625 numaralı faturaya ilişkin alacaklarının 7.670 Euro’nun davalı yandan alınarak müvekkili firmaya verilmesi olduğunu, yalnızca davanın açılışı sırasında dava harçlarının ödenebilmesi için Euro üzerinden olan taleplerinin TL cinsine çevrildiğini, mahkemece yapılan işin bedeline dair TL cinsi üzerinden karar verilmesinin açıkça Türk Borçlar Kanunu 418. maddesine de aykırı olduğunu, dava konusu hizmete dair taraflar arasında bir bedel kararlaştırılmamış olup, müvekkili firma tarafından işin piyasasına uygun olarak işlemlerin yürütüldüğünü, Türkiye’de güneş enerji santrali konusunda bu alanın yeni gelişmekte olan bir alan olması nedeniyle yeterli teknik bilgi birikimine sahip olunamaması yüzünden, işin piyasası gereği güneş enerji santrali sektöründeki firmaların çalışma sistemlerine vaki yerleşik bir uygulama olarak, bu sektördeki diğer firmalar gibi müvekkili şirketin de güneş enerjisi santrali teknik/statik çizim ve projelendirme hizmeti kapsamında çalıştığı danışmanlık firmasının bir İtalyan Firması olup müvekkili şirkette danışmanlık hizmetini Euro bazında verdiğini, bu sebeple müvekkili şirketin faturalarını Euro cinsi üzerinden kestiğini, Güneş Enerji Sistemleri projelerinde devlet teşviklerinin dahi Dolar üzerinden olduğunu, 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kanunu, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği ile 31/12/2020 yılına kadar işletmeye girecek her Güneş Enerjisi Santralinde (tüm gerçek ve tüzel kişiler için) üretilen 1kWh elektriğin fiyatının 0,133$ olarak belirtildiğini, TBK. 481. maddesinde; “Eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenir.” şeklindeki düzenleme gereğince dava konusu yapılan işin bedelinin taraflarca kararlaştırılmadığından, işin yapıldığı yer ve zamandaki piyasa koşullarının araştırılılıp, müvekkili firmanın yapmış olduğu masraflara bakılarak bir bedel belirlenmesinin gerektiğini, ancak mahkemeye yöneltmiş oldukları piyasa araştırması yapılmasına dair taleplerinin ne mahkemece ne de inceleme yapan bilirkişilerce değerlendirilmeyerek yalnızca EMO asgari ücret tarifesi baz alınmak yoluyla eksik inceleme sonucunda karar verildiğini, müvekkili firma tarafından davalı firmaya tam ve ayıpsız şekilde hizmet verilmişken, eksik inceleme nedeniyle mahkemece hizmet bedelinde indirime gidilerek karar verilmesinin hem işin piyasasına yerleşik ticari örf ve adet kurallarına hem de açıkça yasa ve usule aykırı olduğunu, dava konusu projede müvekkili firmanın ilgili araziye dair teknik ve statik projenin hazırlanması, resmi kurumlara başvuruda bulunarak projelerin onaylatılması ve gerekli izinlerin sağlanması ile davalı şirketin ilgili dağıtım şirketiyle (…) bağlantı anlaşmasının yapılması için gerekli şartları sağlama hizmetini yüklendiğini, müvekkili firmanın ilgili projeyi, … tarafından müvekkili … Enerji San. Tic. A.Ş ‘ye hitaben “… Enerji Proje Onayı Hakkında..” konulu yazılmış olan onay yazısında, 17.12.2015 tarih ve 15.LUY.GES.42.000421 sayı ile …’a onaylattığını ve … tarafından yazılan bu onay yazısı ve onaylı projelerle davalı şirketin … ile bağlantı anlaşmasını 29.12.2015 tarihinde imzaladığını, bağlantı anlaşmasının imzalanması ile birlikte müvekkili firmanın davalı tarafa karşı olan sorumluluğunun sona erdiğini, müvekkili şirket tarafından çizilen projenin eksiksiz ve ayıpsız olarak çizildiğini ve Türkiye’de güneş enerjisi santrali projelerine onay veren tek ve yetkili kurum olan …’dan onay alındığını, … tarafından onaylanan bir projenin eksik ve ayıplı olmasının imkansız olduğunu, davalı şirket ile … arasında müvekkili şirket tarafından hazırlanan proje kullanılarak yapılan bağlantı anlaşmasının da bunu açıkça gösterdiğini, davaya konu güneş enerjisi santrali teknik/ statik çizim ve projenin müvekkili şirket tarafından tam ve ayıpsız olarak yerine getirildiğini ve çizilen projeye … tarafından onay verildiğini, akabinde ise davalı firmaca … ile bağlantı anlaşması yapıldığını, müvekkilinin üstlendiği edimleri ayıpsız ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, müvekkilinin verdiği işbu hizmetin bedelini talep etme hakkına sahip olduğunu, mahkemece verilen kararın gerekçesinde “…mahkememizce aldırılan hükme esas kök ve ek rapor uyarınca uygulanması gereken sözleşmenin 6, 7, 8, 10, 15,16 maddelerindeki iskonto tutarları uyarınca iskonto da uygulanmak sureti ile ayrıca 16.04.2019 tarihli ek raporda alüminyum kablo kullanıldığı belirtildiğinden ve bu kısımda 16. Maddeye aykırılıktan dolayı belirtilen miktar üzerinden iskonto yapılarak ve talep ile bağlı kalınarak davacının davasının kısmen kabulü ile kısmen reddi ile…” denilmiş ise de ilgili resmi kurumlardan onay almış bir projeye yönelik eksik ve ayıp bulunduğuna dair bilirkişilerce yeterli araştırma yapılmaksızın salt davalı yanın kötüniyetli savunmaları baz alınarak yapılan değerlendirmenin mahkemece hükme esas alınamayacağını, müvekkili firmanın davalı yana karşı yalnızca arazinin teknik ve statik çizim projelendirmesinin yapılması, bu projelerin …’tan onayının alınması ve davalı şirketin ilgili dağıtım şirketiyle bağlantı anlaşmasını yapabilmesi için gerekli şartları sağlama hizmetini yüklendiğini, bilirkişilerce iskonto indirimi yapılmasına gerekçe olarak gösterilen aykırılık denen hususlar projenin fiilen hayata geçirilme sürecinde yapılan tadilatlarla alakalı olup projenin fiilen yapımı olan işin müteahhitliği müvekkiline ait olmadığından müvekkilin herhangi bir sorumluluğuna gidilmesinin mümkün olmadığını, çünkü müvekkilinin yalnızca arazinin projelendirilmesi hizmeti konusunda davalı yana hizmet verdiğini ve böylece davalı yana karşı sorumluluğunun davalı yanın … ile bağlantı anlaşmasını yaptığı 29.12.2015 tarihi itibariyle sona erdiğini, müvekkili firmanın verdiği hizmetin bedelini tam olarak almayı hak ettiğini, ayrıca dava konusu projenin tadile edilme nedeninin proje kusurundan olmayıp projede öngörülen güneş panelleri ve inverterlerin davalı firmaca kullanılmamasından, davalı firmanın malzeme değişikliği yapmasından kaynaklandığını, bu konuda görüş bildiren bilirkişinin de bilgisi bulunmadığından bilirkişinin hatalı tespitlerine dayanarak hatalı bir karar verildiğini, bilirkişinin müvekkili firmanın çizdiği projede öngörülen panel ve inverterin kullanılıp kullanılmadığına bakmasının gerektiğini, kullanılmaması halinde santral bittiğinde uygulama … tarafından kontrol edilip bu bahsedilen güneş paneli ve inverterlerin marka ve etiket değerlerinin projeyle uyuşmadığının tespiti halinde santralin geçici kabulünün yapılamayacağını ve santralin hayata geçirilemeyeceğini, bu durum bilindiğinden inşa eden müteahhitin bu malzemeleri de kullanmadığından projeyi tadile etmek zorunda kaldığını, bunun yanında bu malzemelerin projede öngörülen dışında olması halinde işverenin yatırım teşvik sisteminden yararlanamayacağını, burada davalının tercihlerinin dayanaklı değişimlerin neden olduğu tadilatlar söz konusu olup, davacının proje yapımında hiçbir kusurunun olmadığını, bilirkişinin indirim yapmasının haksız olduğunu, yine gerekçede belirtilen alüminyum kablo kullanılmasından dolayı yapılan indirimin de haksız olduğunu, tesiste kullanılacak kabloların bakır yerine alüminyum olarak kullanılmasının nedeninin, …’ın alüminyumu tercih etmesi olduğunu, güneş enerji santrallerinin ileri bir tarihte kamulaştırma ile devlete geçeceğini, bu nedenle inşa edildikleri bölgelerin ıssızlığı nedeniyle hırsızlığa elverişli bir ortamda bulunan güneş enerji santrallerin de değerli bir iletken olması sebebiyle hırsızlığa konu olabileceğinden dolayı … tarafından santrallerin yapımında bakır yerine bir diğer iletken olan alüminyumun kullanılmasının tercih edildiğini, bu açıdan yine projenin ayıbına yahut eksikliğine yol açan bir husus olmadığını, aksini kesinlikle kabul etmemek kaydıyla projenin ayıplı olduğu varsayımında dahi 29.12.2015 tarihinde davalı firma … ile bağlantı anlaşması yapmış olup, aradan 2 yıl geçtikten sonra 07.12.2017 tarihinde faturası kesildiğinde, konu mahkemeye intikal ettiğinde projenin ayıplı olduğundan bahsetmenin davalının açıkça kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, TBK. madde 477 gereği davalı yanın müvekkili firmaya süresinde yapmış olduğu bir ayıp ihbarı bulunmadığını, bu nedenle projede indirim yapılması talebinde de bulunulamayacağını, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarında, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada müvekkili şirketçe davalıya verilen statik proje çizim hizmeti ücretinin dikkate alınmaması sonucu alacak miktarının eksik hesaplandığını, müvekkili şirket tarafından verilen hizmetin, güneş enerjisi santralinin teknik/ statik çizim ve projelendirme hizmeti olup, statik proje çizim hizmeti inşaat mühendisliği alanına dair bir hizmet olduğundan EMO tarafından statik proje çizimi ücretlendirilmediğini, EMO’nun ücret tarifesi standart bir projenin çizim bedelinden ibaret olduğunu, ancak müvekkilince davalı yana verilen hizmetler içerisinde statik proje çizimi hizmetinin de bulunduğunu, bilirkişilerce EMO asgari ücret tarifesinin baz alınmasından dolayı bu hususta eksik inceleme yapılarak ücret hesabı yapılmasının haksız olduğunu, GES projelerinin gerek arazi üzerine kurulsun gerekse çatı üzerine kurulsun bulunduğu ve kurulduğu ortamda dış ortam koşullarına maruz kaldığı için gerekli mukavemeti sağlamak durumunda olduğunu, arazi üzerine kurulan bir GES santralinin kar yükü, rüzgar yükü, deprem yükü gibi doğa koşullarına dayanımı sağlamak ve ayakta kalmak zorunda olduğunu, statik proje çizimleri yapılarak kullanılan malzemeler ve kurulan lokasyon koşullarında ayrıca mukavemet ve dayanıklılık hesapları yapılarak sistemin ayakta kalmasının sağlandığını, GES projelerinin de yapı özelliği taşıdığı için bu projenin gerekti olduğunu, yeterli koşulları ve hesaplamaları sağladığının ispatlanın zorunlu olduğunu, hiçbir GES projesinin statik proje olmadan onaylanamayacağını, statik projelerin GES projelerinin ayrılmaz bir parçası olduğunu, mahkemece inceleme yapılmayan statik proje çizim hizmetine dair piyasa araştırması yapılması, statik proje çizim işi inşaat mühendisiliği alanına ilişkin bir iş olduğundan dosyaya inceleme yapmak üzere inşaat mühendisi bilirkişisinin atanmasını ve eksik araştırmanın bu şekilde giderilmesi taleplerinin reddedildiğini, işbu davanın açılışı sırasında sunulan faturada müvekkilinin davalı firmaya verdiği hizmetler içerisinde statik proje hizmetinin de olduğu ve statik proje çizim hizmetinin de içerisinde olduğu tüm verilen hizmetler için bu davanın açıldığını, yasa ve usul gereği davacının tüm iddia ve talepleri ile ilgili eksiksiz şekilde tahkikatı yürütmek yüce mahkemenin asli ve yegane görevi olduğunu, ancak mahkemece aldırılan bilirkişi ek ve kök raporda yalnızca EMO asgari ücret tarifesine konu olabilecek hizmetleri değerlendirilmiş olup, statik proje çizim hizmetinin dahil olduğu İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) nezdinde bilirkişilere yaptırılması gereken araştırmanın mahkemece yaptırılmadığını, bu konuda davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarının tümüne dair bir tahkikat yürütmesi gereken mahkemeye, eksik inceleme yapıldığı hususunda hatırlatmalarının davanın genişletilmesi olarak nitelendirilerip davalı yanın muvafakatına bırakılmasının yasa ve usule aykırı olduğunu, davalı yanın hem cevap dilekçesinde hem de cevap dilekçesi ekinde yer alan delillerinden olan keşide etmiş oldukları ihtarname içerisinde müvekkili firmadan aldıkları hizmetin içeriğine dair herhangi bir itirazları olmadığını, yalnızca hizmetin bedeline dair anlaşmazlık yaşanıldığını, mahkeme tarafından davaya konu asıl taleplerinden biri olan statik proje çizim hizmet ücretinin hesaplanmamasının yasa ve usule aykırı olduğunu, bu nedenlerle ve resen belirlenecek nedenlerle öncelikle tehiri icra taleplerinin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu uyuşmazlığın tip proje olması nedeniyle indirim uygulanması gerektiği ortada iken söz konusu indirimin uygulanmadığını, yapılan yargılamanın başından itibaren uyuşmazlığa konu yargılamanın ayrı ayrı dosyalarda 10 adet firma yönünden devam ettiği ve bu kapsamda 10 adet firma yönünden proje işleminin gerçekleştiğini beyan etmelerine rağmen bu hususun değerlendirilmediğini ve tip proje nedeniyle indirim yapılması hususu yönündeki beyanlarının değerlendirilmeye alınmadığını, davacı tarafından diğer dosyalara ve iş bu dosyaya sunulan 10.06.2019 tarihli dilekçe ile de bu hususun açıkça kabul edildiğini, huzurda ki dava konusu ve tarafları aynı olan diğer dosyalardan alınan emsal mahkeme kararının, bilirkişi raporları ve keşif tutanağının mahkemeye sunulduğunu, ancak bu hususun dikkate alınmadığını, bilirkişi heyetinin tüm dosya kapsamı gereği yaptığı inceleme sonucunda projede yer alan ayıpları rapor içerisinde ayrı ayrı belirterek ayıpları tespit ettiğini “Davacı tarafın Bağlantı Anlaşması Çağrı Mektubunun 5,6,7,9,10,15, ve 16. maddelerini ihlal ettiği, bu yüzden yapılan hizmetin ayıplı ve eksik olmasına neden olduğu, Şayet Mahkemeniz davacı lehine karar verecek durumda olursa proje fiyatlarında indirim (iskonto) yapılması gerektiği, iskonto oranının da belirtilerek kanaat oluşturulduğu” şeklindeki tespitleri ile projede yer alan ayıplara ve ayıp indirimi yapılması gerektiğine dair beyanlarla haklılıklarının ortaya konulduğunu, bilirkişi heyeti tarafından yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda söz konusu projede ENH hattının çizilmediği ve sadece tek hat şeması çizilmesine rağmen hesaplama hatası olduğunu, taraflarınca ENH hattına veya tek hat şemasına dair davacı taraf ile herhangi bir sözlü veya yazılı anlaşmanın olmadığını, mahkemeye dava açıldığı günden itibaren bildirilen bir konu olup bu kapsamda bilirkişi heyeti tarafından ENH hattına yönelik tespitlerle haklılıklarının ortaya çıktığını, yine anlaşma olmamasına rağmen çizilen tek hat şemasının da çağrı mektubuna aykırı olduğunun bilirkişi heyeti tarafından tespit edildiğini, ancak bilirkişi heyetince iş bu hususlar tespit edilmesine rağmen sayfa 7’de yer alan 1.239,00-TL bedel çıkartılmasının anlaşılamadığını, bu bedelin de yapılan hesaplamalardan çıkartılması ve buna göre hesaplamanın yapılmasının gerektiğini, bilirkişi heyetinin kök raporunun sonuç başlıklı bölümünün 8. maddesinde yer alan; “Tüm PROJE=Projeler bir bütün olarak çizilirse daha indirimli olduğu için bu bedel ortaya çıkmıştır. 6. ve 7. maddelerdeki fiyatlar tek proje fiyatıdır” şeklinde tespitine bilirkişi heyeti tarafından ek raporunda tespit edilen ENH projesi yönünden beyan ve itirazları haricinde tek proje fiyatı ve bir bütün olarak çizildiğinde indirimli olması gerektiği görüşüne yer vermiş olmasına rağmen ek raporda iş bu hususlara değinilmeden hesaplama yapıldığını, tip projelerde indirimin uygulanmasının hayatın olağan akışı ve işin niteliğine uygunluk teşkil ettiğini, bu kapsamda yapılan hesaplamalara ilişkin mahkeme tarafından bilirkişi kök raporunda yer alan tip proje unsurlarının dikkate alınarak hesaplamada bu kapsamda indirim yapılarak karar verilmesinin gerektiğini, bilirkişi heyetinin sayfa 7 de GES proje bedelinin 2015 yılı en az ücret bedeli KDV DAHİL kullanılan iletkenlerin göstereceği değişkenliğine göre toplam 10.781,07-TL veya 11.062,50-TL olduğunu tespit ettiğini, ancak söz konusu projede bakır kullanılması gerektiği açıkça ortada olduğundan ve davacı tarafından buna aykırı bir şekilde proje çiziminin yapıldığının tespiti ortada olduğundan iş bu rakamın 10.781,07-TL olduğunun da tespit edildiğini, ayrıca bu bedelden %37 iskonto yapılması gerektiğinin belirtildiğini ve proje bedelinin ise 6.738,17-TL olarak tespit edildiğini, bilirkişi kök ve ek raporlarına yer alan bedelin tespitlerine itirazlarının bu tespitle birlikte açıkça tespit edildiğini, ancak EMO fiyat tarifesi incelendiğinde ve dosyaya sunulan EMO cevabi yazısından da görüleceği üzere söz konusu projenin otoprodükter dönüşüm bedeli v.b. gibi diğer ayrık kalemlerin toplanması yolu ile olmayıp Lisanssız Elektrik Üretim Uygulama Projeleri başlığı altında bir bütün olarak ele alındığının anlaşıldığını, bu başlık altında yer alan teknik yönetmelikler ve şartnamelerin temel gereklilikleri yansıttığını, örneğin trafo, dönüşüm elemanları ve kablo gibi teknik açısından zorunlu bileşenler kullanılmadan bu tür bir projenin gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığını, Lisanssız Elektrik Üretim Uygulama Projeleri başlığı ile birlikte ayrık kalemlere ait bedellerin fiyatlandırılması ise örük ve mükerrer ücretlendirme olacağının açık olduğunu, bilirkişi heyeti tarafından tek hat şeması ve DM binası iç dizaynına ilişkin ayrık kalemde bedel hesaplanmasının kabulünün mümkün olmadığını, EMO tarafından belirtilen tarifeye ve bilirkişi heyetinin tespitlerine göre yapılacak iskonto oranlarının da uygulanması sonucunda yapılan işlemlerin bütün olarak ele alınması gereğine göre davaya konu uyuşmazlığa ilişkin söz konusu toplam bedelin KDV dahil 10.781,07-TL olduğu ve bilirkişi heyetince %37,50 oranında iskonto uygulanması görüşüne göre toplam KDV dahil 6.738,17-TL olarak uygulanması gerektiği ve mahkeme tarafından bu bedel yönünden karar verilmesi gerekirken sehven bu durumun dikkate alınmadığını, davanın açılmasına sebebiyet verilmediğinden dolayı müvekkili şirketin yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiğini, raporlar ve içerisinde yer alan tespitler doğrultusunda davacı tarafından gönderilen ve dava açılmasına sebep olan fatura bedelinin gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafla dava açılmadan önce yapılan ve dosyaya sunulan uzlaşma görüşmelerinde yer verdikleri hususların da tespit edildiğini, dava açılmasına müvekkili firmamızın sebebiyet vermediğini, müvekkili firma tarafından davaların takibi için yapılan avukatlık ücreti ve buna ilişkin yol masrafları, gönderilen faturaların iadesi için yapılan noter masrafı ve davacı tarafından yapılan ayıplı işlem nedeniyle mükerrer ödenen proje bedeli ile zaman kaybından doğan üretim kayıpları sonucunda müvekkili firmanın fazlasıyla maddi zarara uğradığını, müvekkili şirketin dava açılmasına sebebiyet vermediği açıkça ortada olduğundan yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiğini, bu yönden de kararın düzeltilmesinin gerektiğini, davacının dava dilekçesinden davacı tarafın herhangi bir şekilde faiz talebi bulunmadığını, Euro cinsinden herhangi bir taleplerinin de bulunmadığını, Bu hususun tek başına dahi yapılan işin EMO fiyatları üzerinden anlaşılarak yapıldığını ve davacının iddiasının gerçeği yansıtmadığını ve kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, bu nedenlerle kararının kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talebimiz doğrultusunda toplam KDV dahil 6.738,17-TL şeklinde karar verilmesini; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dairemizce, davacı vekilinin tehiri icra talebi 07/08/2020 tarihli kararla reddedilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklandığından uyuşmazlığın çözümünde TBK’nın 470. ve devamı maddelerinin uygulanması gerekmektedir. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
Davacı taraf, davalı şirketle güneş enerjisi santrali teknik/statik çizim ve projelendirme işinin yapılması konusunda sözlü olarak anlaşma yapıldığını, işin bitirilerek teslim edildiğini, 07/02/2017 tarihli 7.670-Euro bedelli fatura düzenlediklerini, davalının faturaya itiraz ettiğini, ancak alacaklı olduklarını ileri sürmüş; davalı taraf ise aralarında sözlü anlaşmanın bulunduğunun doğru olduğunu, ancak yapılan işin ayıplı olduğunu, iş bedelinin de 2015 yılı EMO ücret tarifesine göre Türk Parası üzerinden ödeneceğinin sözlü olarak kararlaştırıldığını savunmuştur.
Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmasa da, sözlü olarak anlaşıldığı konusunda uyuşmazlık yoktur. Ancak iş bedeli konusunda çekişme bulunmaktadır. Ayrıca davacı taraf işin eksik ve ayıpsız halde teslim edildiğini ileri sürmüş, davalı taraf ise işin ayıplı olduğunu savunmuştur.
Eser sözleşmelerinde sözleşme ilişkisinin varlığı çekişmesiz iken tarafların bedelde anlaşamamaları halinde gerçekleştirilen iş bedelinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun TBK’nın 481. maddesi gereğince yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak tespit gereklidir. Bundan anlaşılması gereken eserin teslim tarihindeki mahalli piyasa rayiçlerine göre değerinin belirlenmesidir. (Y. 15. HD. 2017/621 E. 2017/2421 K., 2011/4797 E. 2012/353 K.)
Diğer taraftan Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarında belirtildiği gibi; eksik iş, sözleşme ve eklerine göre yapılması kararlaştırıldığı halde tam yapılmayan iştir. Ayıplı eser ise sözleşmede kararlaştırılan vasıfları veya olmasından vazgeçilmez bazı vasıfları taşımayan eserdir. Diğer anlatımla ayıp, bir malda ya da eserde sözleşme ya da yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Ancak, kasten sakladığı bozukluklarla, usulüne uygun yapılan gözden geçirmede fark edilemeyecek ayıplar için yüklenicinin sorumluluğu devam eder. Eğer, meydana getirilen eserin, teslim alındığı sırada usulüne uygun yapılan gözden geçirme ile var olan bozukluğu görülmemişse, ortada gizli bir ayıbın olduğu kabul edilir. Açık ayıplar, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz bizzat yapılan veya uzmanına yaptırılan gözden geçirme sonucu saptanınca, uygun sürede (TBK m.474); gizli ayıplar da ortaya çıkar çıkmaz, gecikmeksizin yükleniciye bildirilmelidir. Ayıp bildirimi süresinde yapılmadığı takdirde iş sahibi bu ayıbı örtülü olarak kabul etmiş sayılır. Eksik işler bedeli ise ihbar koşuluna ve ihbar süresine bağlı olmaksızın teslim tarihinden itibaren kural olarak beş yıllık zamanaşımı süresinde (TBK m. 147) talep edilebilir. Ancak eksikler için bedel hesabında teslimden itibaren geçecek makul süre dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerekir. Eğer eser iş sahibinin beklediği amacı karşılamıyorsa kural olarak ayıplı yapıldığı kabul edilir. Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir.
Somut olayda; davacının hak kazandığı iş bedelinin hesabında, eserin teslim tarihindeki mahalli piyasa rayiçlerine göre değerinin belirlenmesi gerekmekte iken salt asgari tarife bedelleri üzerinden değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi; yine işin ayıplı olup olmadığının çelişkiye mahal vermeksizin tespiti ile ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı değerlendirilmeksizin hüküm kurulması yerinde olmamıştır. Bu nedenle taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı göz önüne alınarak yeniden oluşturulacak bilirkişi heyeti vasıtasıyla; davacının yapmış olduğu işin teslim edilen yer ve zamandaki piyasa rayiçlerine göre hesaplatılması; yapılan işte eksik veya ayıp bulunup bulunmadığının daha önce alınan bilirkişi raporu ve emsal dosyalara sunulan bilirkişi raporları ile karşılaştırılarak çelişki yaratılmadan ortaya konulması, ayıp bulunuyorsa niteliğinin tespiti ile süresinde ayıp ihbarı bulunup bulunmadığının tartışılarak davacı tarafın talep edebileceği iş bedeline hükmedilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, istinaf edenin tarafı ve 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulüyle HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı KABULÜ ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/01/2020 tarihli, … Esas – … Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kararın KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yatan 54,40-TL istinaf karar harcının (maktu) ilk derece mahkemesince sahibine iadesine,
4-Davalı tarafça yatan 184,11-TL istinaf karar harcının (nispi) ilk derece mahkemesince sahibine iadesine,
5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek yeni kararda dikkat ealınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi. 15/09/2020
…
Başkan
…
¸e-imzalıdır
…
Üye
…
¸e-imzalıdır
…
Üye
…
¸e-imzalıdır
…
Katip
…
¸e-imzalıdır
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸