Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/381 E. 2020/381 K. 01.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
(İstinaf yoluna başvuran) …

DAVANIN KONUSU : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
G. KARAR YAZIM TARİHİ : …

İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davalı vekilince tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile dava dışı … Ltd Şti arasında 20/09/2016 tarihinde Genel Faktoring sözleşmesi imzalandığını, dava dışı şirketin davalı kurum ile yaptığı eser sözleşmesinden kaynaklanan dava konusu alacağını Bursa … Noterliğinin 27/10/2016 tarih ve …, 26/10/2017 tarih ve … ve 18/11/2016 tarih ve … nolu temliknameleri ile davacı devrettiğini, davacı şirketin davalı kuruma temlik bedelini kendilerine ödenmesi için teyit yazıları gönderildiğini, davalı kurum tarafından davacı şirkete gönderilen temlik teyit yazılarında temlik bedeli üzerinde takyidat bulunmadığı ve doğmuş, doğacak alacağa ilişkin temlik bedelinin temlik alan müvekkili şirkete ödeneceğinin teyit edilmesine rağmen temlik bedelinin ödenmediğini, davacının Bursa … Noterliğinin 24/08/2017 tarih ve … yevmiye nolu temliknameye istinaden davalıdan 600.000,00 TL alacaklı olduğunu, davalının bu alacağa ilişkin 301.388,58 TL lik ödeme yaptığını, davacının davalıdan halen 2.098.611,42 TL alacağı olduğunu, bu nedenlerle davacı şirketin davalı kurumdan olan 2.098.611,42 TL bakiye kalan 3 temliknameye konu alacağının her birine ilk ödemenin yapıldığı tarihten itibaren, ticari işlere uygulanan en yüksek temerrüt faizi hesaplanarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece 09/04/2019 tarih … Esas … Kararı ile görevsizlik kararı verilmesi ve talep üzerine dosya tevdi edildiği Konya … Asliye Ticaret Mahkemesine tevdii edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı kurum ile dava dışı yüklenici … Ltd.Şti arasında 08/09/2016 tarihli “2016 Yılı Mutelif Sokaklar Kanalizasyon Yapım ve Islah İşi” konulu eser sözleşmesi imzalandığını, temlik eden dava dışı yüklenicinin sözleşmeye konu işi yapmadığını, bu sebeple doğmuş alacağın olmadığını, davacının talebe konu husumetini yüklenici …. Ltd.Şti’ne yönetilmesi gerektiğini, dava konusu edilen temliklerin yüklenici firmanın doğmuş ve doğacak alacakları yapılan işin devamı aşamasında kabul edildiğini, temlik alacağının ancak yapılan iş hak edişe bağlandığında doğmuş olacağını, temlik aşamasında doğmuş bir alacak veya vadesi gelmiş bir borcun olmadığını, yani temliğin şarta bağlandığını, yüklenici firmanın iş artışına bağlı olarak almış olduğu yükleniminden hiç iş yapmadığını, yüklenici firmanın iş ile ilgili taahhüdünü yerine getirmediği için hakkedişlerin tahakkuk etmediğini ve bu nedenle yapılan temliklerle ilgili olarak ödeme yapılmadığını, dava konusu olayda mağdur olan tarafın müvekkili idarenin olduğunu, bu nedenlerle dava konusu edilen temlik alacağının dayanağı işin, dava dışı yüklenicinin kusurlu davranışlarıyla eksik kaldığı ve tamamlanamadığı gözetilerek müvekkili idareye karşı açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “…davanın eser ve temlik sözleşmesinden kaynaklanan alacak davacsı olduğu kabul edilerek ” Dosyada toplanan tüm deliller, celbedilen ihale dosyası, temlikname sözleşmeleri ile, talimat mahkemesi kanalıyla alınan uzman bilirkişi heyet raporuna göre; dava dışı …. Ltd. Şirketine ihale edilen yapım işi bedelinin KDV hariç 9.662.030,00 TL olduğu, davalı idarenin yönetim kurulunun 17/10/2017 tarih ve … sayılı kararı ile işin tamamlanabilmesi için % 20 lik iş artırımına gidildiği ve 106 gün süre uzatımı verildiği, % 20 lik iş artırımı bedelinin KDV hariç 1.932.406,00 TL olduğu, böylelikle toplam taahhüt bedelinin 11.594.436,00 TL ye çıktığı, sözleşmenin fesih tarihi olan 08/05/2018 tarihine kadar dava dışı yüklenici firmanın yaptığı işlerin toplam bedelinin KDV hariç 9.085.781,23 TL olduğu, davalı idarenin temliknameler kapsamında davacıya 7.601.388,58 TL ödeme yaptığı ve davacının bu temliknamelerden kaynaklı 2.098.611,42 TL bakiye alacağı bulunduğu kanaatine varıldığından; davacının davasının kabulüne ve 2.098.611,42 TL alacağın temerrüt tarihi olan 22/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle “…DAVACININ DAVASININ KABULÜ İLE; 2.098.611,42 Tl nin temerrüt tarihi olan 22/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili tarafından süresinde ibraz edilen istinaf dilekçesinde özetle;
* Mahkemece bilirkişi raporuna yapılan itirazlar dikkate alınmadan hüküm verildiği, bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini ancak itirazları doğrultusunda rapor aldırılmadığını, dava dışı yüklenici şirketin edimlerini yerine getirmediğinden sözleşmenin feshedildiğini,
* Dava konusu alacağın yüklenicinin ifa etmediği kısımlara yönelik olup alacak doğmadığından husumetin dava dışı yüklenici şirkete yöneltilmesi gerektiğini,
* Dava dışı yüklenici şirket ile 2016 yılı muhtelif sokaklar kanalizasyon yapım ve ıslahı işine yönelik olarak 19/08/2016 tarihinde 9.662.030,00 TL bedelle sözleşme imzaladıklarını, işin devamı süresinde zemin özelliklerinden kaynaklanan olumsuzluk nedeniyle %20 iş artışı gerçekleştiğini, iş artışı için verilen ek süre işin teslim tarihinin 27/06/2018 olarak belirlendiğini, dava dışı yüklenicinin 15/03/2018 tarihinde mücbir ekonomik sebeplerden işe devam edemeyeceğini bildirip işten el çektiğini, yüklenici işi tamamlamadan iş bedelini talep edemeyeceğini, yüklenicinin kişisel haklarını temlik edebilmesi için hakkı kazanmış olması gerektiğini, ancak yüklenicinin eseri teslim borcunu yerine getirmediğini,
* Dava konusu alacağın iş artışından kaynaklandığını, yüklenicinin doğmuş ve doğacak haklarını temlik ettiğini, temlik alacağı olan borcun ancak hak edişe bağlanan kısmı olabileceğini, yüklenicinin temlik ettiği alacağa karşılık olan iş yapmadığını,
* Dava dışı yüklenici ile aralarındaki sözleşmenin 8.2. maddesine göre sözleşmenin eki olan belgelerin tek tek sayıldığını, yüklenici ile aralarındaki uyuşmazlığın yapım işleri genel şartnamesine göre çözülmesi gerektiğini, bu bağlamda şartnamenin 39. maddesi uyarınca hak edişlerin nasıl düzenleneceğinin ve yüklenicinin itirazı kayıtlarını nasıl bildireceğinin belirtildiği ancak yüklenicinin hak edişlere bir itirazının olmadığını, bu nedenle şartnamenin 51. maddesi uyarınca yüklenicinin hiç talepte bulunamayacağını, sözleşmeden kaynaklanan alacağı temlik alan davacı açısından da sözleşme hükümlerinin bağlayıcı olduğunu, * 4857 sayılı İş Kanunun 36. maddesi uyarınca işçilik ücretlerine ilişkin davacının sorumluluğunun yükleniciye ödenecek iş bedelinden mahsup edilmesi gerektiğini, mahkemece bu husususun göz önüne alınmadığını,
* Mahkemece yasal faize hükmedilmesi gerekirken avans faizine hükmedildiğini,
* Davalı iş sahibinin işin gecikmesine etkisi olmadığı, Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 47. maddesi uyarınca sözleşmenin feshi halinde uğranılan zararların yükleniciden tahsil edileceğini, davaya konu sözleşmenin de yüklenicinin işten el çekmesi nedeniyle feshedildiğini, davalı iş sahibinin gecikme nedeniyle zarara uğradığını belirterek istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasalara uygun olduğunu, davalı yanın istinaf sebeplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğundan davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; faktoring sözleşmesi uyarınca temliknameye dayanılarak eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Factoring işlemlerinde, factoring şirketleri satıcı firmaya ön ödeme kullandırmakta buna karşılık satıcının alacağını temlik almakta, kimi zaman da temlik alınan alacağa ilave olarak, o alacağın tahsilat aracı olan çeşitli kıymetli evrakı da temlik almaktadırlar.
Uygulamada, Yargıtay 19. HD.’nin özellikle son yıllarda istikrar kazanan kararlarında, borçlunun temel borç ilişkisinden doğan şahsi def’ileri factoring şirketine karşı da ileri sürebileceği, bunun dayanağının TBK’nın 188/1. maddesi hükmü olduğu açıkça belirtilmektedir. Kuşkusuz factoring işleminin köşelerinden olan borçlunun önceki alacaklıya karşı ileri sürebileceği şahsi def’ileri temlik alan durumundaki factoring şirketine karşı da ileri sürebileceği TBK.’nun 188/1. maddesi hükmü gereğidir.
Somut olayda davalı ile dava dışı yüklenici ….Ltd.Şti arasında 08/09/2016 tarihli “2016 Yılı Mutelif Sokaklar Kanalizasyon Yapım ve Islah İşi” konulu eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Dava dışı yüklenici şirketin iş bedeline hak kazanabilmesi için, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin niteliği ve hak edilen iş bedelin hesaplanması zorunludur. TBK’nın 189. maddesi uyarınca alacağın devri ile devredenin kişiliğine özgü olanlar dışında öncelik hakları ve bağlı haklar da devralana geçer. Devir işleminin yapıldığı ana kadar devi işleminin dışında kalan ve işlemin tarafı olmayan borçlu, işlemin yapıldığı andan itibaren devir işleminin tarafı olur ve haklarını üçüncü kişiye karşı ileri sürebilir. Dolayısıyla; borçlu devir yapılmamış olsaydı önceki alacaklısına ne gibi def’ilerde bulunmak olanağına sahip idiyse, bu def’ileri yeni alacaklıya karşı da kullanabilir (TBK m.188). Davalı iş sahibi, dava dışı yüklenicinin işten el çektiği ve sözleşmenin feshedildiği savunmasını ileri sürdüğüne göre davalı yanın dava dışı yükleniciye borcu olup olmadığının saptanması zorunludur. Taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğuna göre sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan TBK’nın 470. ve devamı maddeleri uyarınca araştırma yapılmalıdır. Taraflar arasındaki sözleşmede, birim fiyatlı götürü bedel belirlenmiş olup sözleşmenin 8.2. maddesine göre yapım işleri genel şartnamesi sözleşmenin eki niteliğindedir. Sözleşmenin eki olan Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 21. ve 22. maddelerinde sözleşme dışı imalât ya da iş değişikliği halinde sözleşmenin birim fiyatlı ya da götürü bedelli olmasına göre fazla imalâtın hesaplanma yöntemi belirlenmiştir. Davaya konu temlik edilen alacağın iş artışından kaynaklandığı bildirilmekle dava dışı yüklenicinin sözleşme dışı ilave iş bedeli alacağının sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin (YİGŞ) 21. ve 22. maddelerine göre hesaplanması gerekir. İlave işlerin, anahtar teslimi götürü bedel ihale edilen yapım işlerinde sözleşme bedelinin %10’u, birim fiyat teklif alınarak ihale edilen yapım sözleşmelerinde ise %20’si kapsamında kalması şarttır.
Somut olayda, yukarıda sözü edilen Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 21. ve 22. maddelerinin dikkate alınması, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda sözleşme konusu işlerinin yapılıp yapılmadığı belirlendikten sonra iş artışı olan imalâtların bedellerinin şartnamenin 21. ve 22. maddesi hükümlerine göre hesaplanması zorunludur. Bu hükümlere göre ilave iş yapılıp yapılmadığı belirlenerek ilave işin %20 oranında kaldığı bildirildiğinden iş artışına yönelik yüklenicinin varsa iş bedeli alacağının sözleşme hükümlerine göre belirlenmesi gerekir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 281/3. maddesi uyarınca gerçeğin ortaya çıkması için yeniden oluşturulacak konusunda uzman bilirkişi kurulundan önceki rapora yapılan itirazlar da giderilecek şekilde gerekçeli ve istinaf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle, sözleşme ve tüm ekleri incelenerek fazla imalât olup olmadığı, var ise şartnameye uygun olarak fazla imalâtın nelerden ibaret olduğu, ek iş oluruna dahil edilip bedelinin ödenip ödenmediği, hakedişlere girip girmediği, girdi ise usulüne uygun itiraza uğrayıp uğramadığı, girmedi ise ya da girip usulüne uygun itiraza uğradı ise Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 22 ve 23. maddesi hükümlerine göre %20 iş artışı kapsamında kalan işlerin bedelini sözleşme fiyatlarıyla, sözleşmede fiyatı bulunmayan işlerin şartnamenin 22. maddesinde tespit yöntemi kullanılarak, %20’yi aşan işlerin bedelini de yapıldıkları tarihteki serbest piyasa fiyatlarıyla hesaplatmak, hesaplanan fiyat farkını bulunan bedele eklemek ve kanıtlanan ödemeler ve davalı iş sahibinin mahsup edilebilecek talepleri mahsup edildikten sonra bulunacak miktara göre dava dilekçesinde talep edilen kısma ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren işin ticari olması nazara alınarak avans faizi başlatılarak hüküm altına almaktan ibarettir.
İş bedeline ilişkin herhangi bir araştırma yapılmadan, bu konuda deliller toplanmadan karar verilmesi hatalıdır.
Açıklanan nedenlerle, istinaf edenin tarafı ve 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzeninden sayılan hallerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarihli, … Esas – … Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-) Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-) İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 35.840,00 TL istinaf karar harcının (nispi) ilk derece mahkemesince sahibine iadesine,
4-) İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-) İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,
7-) İlk derece mahkemesi kararı kaldırıldığından; İİK’nun 36/4. maddesi uyarınca davalı tarafça İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyasına sunulan … Şubesi müdürlüğüne ait, … sayılı, 3.179.687,28 TL tutarında teminat mektubunun iadesine, gerekli işlemin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan incelemesonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi….


Başkan

¸e-imzalıdır.


Üye

¸e-imzalıdır.


Üye

¸e-imzalıdır.


Katip

¸e-imzalıdır.

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸