Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/265 E. 2020/265 K. 11.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :…
KARAR NO :…

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2019
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … -…
VEKİLİ : Av. … -…

DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
(İstinaf yoluna başvuran) …
: Av. … – …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 11/03/2020
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 17/03/2020
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilinden aldığı mallara ilişkin 22/11/2017 tarihli fatura kestiğini, faturanın TTK. 21/1’e uygun olarak kesildiğini, TTK. md. 21/2 ‘de “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır” denilmekte olduğunu, müvekkilinin borçlu tarafa faturayı ibraz ettiğini, ancak müvekkiline 8 günlük süre boyunca fatura ile ilgili herhangi bir itirazın gelmediğini, fatura kesinleştikten sonra taraflarınca icra takibi başlatıldığını, Konya … İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının kötü niyetli olarak ve takibi sürüncemede bırakmak amacıyla Konya … İcra Dairesi’nin … E. sayılı takibine itiraz ettiğini beyan ederek, davalını Konya … İcra Dairesi’nin … E. takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin tamamen kötüniyetli ve haksız olduğunu, mağdur tarafın müvekkili davalı olduğunu, müvekkili şirketın Karamanyolu … Mah. … Sok. No:.. Karatay/Konya adresindeki inşaat sahasında yüklenici firma olarak Okul Kompleksi inşa etmekte olduğunu, şirket çalışanlarının ihtiyacı nedeniyle 200*200 WC-Duşa kabin konteyner yaptırmak için araştırmalara girildiğini, bu araştırmalar sonucunda müvekkili şirket ile davacı şirket arasında daha önceden ticari ilişki olması ve en uygun teklifi vermiş olması nedeniyle müvekkili şirket yetkilisi ile davacı şirket yetkilisi ile görüşüldüğünü ve 200*200 WC-Duşa kabin konteynerin KDV dahil 9.000.00-TL bedel mukabilinde imalatı, teslimi ve montesi için aralarında bir eser sözleşmesi yapıldığını, davacının dava dilekçesinde söz konusu eserin müvekkili tarafından kullanıldığını ve değişim yapıldığını iddia etse de böyle bir hususun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkili şirket yetkilisinin ayıp ihbarında bulunduktan sonra malın teslim alınması için beklediğini ve gerekli muhafazayı sağlamaya çalıştığını, ancak davacı şirketin ısrarla ayıplı malı almayarak müvekkilinden hileli bir şekilde yararlanmaya çalıştığını ve bu tür iftiralar attığını, davacının getirdiği ve halen mevcut küçük ebatlı konteynerin de davacı firmanın imalatı olduğu, başka bir firmaya ait olmadığı ve yine faturanın içeriğine uymadığı/değiştirilmediğinin de açıkça belli olduğunu, haklılıklarını bir kez daha ispat etmek için taraflarınca Konya … Sulh Hukuk Mahkemesi … D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti ve bilirkişi incelemesi yaptırdıklarını, delil tespiti sonucunda; 22.11.2017 tarih 110 sıra numarası ile kesilmiş olan faturada malın cinsinin 1 adet 200*200 WC Duş Konteyner olduğu, şantiye sahasına teslim edildiği beyan edilen konteynerin ise 100*200 cm ölçülerinde, kapısının kırık ve montajsız olduğunun mahkeme tarafından tespit edildiğini beyan ederek, müvekkili hakkında açılmış bulunan işbu itirazın iptali davasının reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “…Dosya incelendiğinde, tarafların tacir olduğu, TTK.nın ilgili maddesine göre tacir sıfatına sahip kişilerin basiretli tacir gibi davranmaları gerekliliğini, faturaların kesilip ve düzenlenmesinin yasal zemine göre hareket edildiği, tacirler arasında kesilen faturanın 8 iş günü içerisinde iade edilmesinin neticesinde borcun kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından, dosya kapsamındaki delillerden davacının iddia ettiği malı teslim etmiş olduğu, davalının iddia ettiği ayıba ilişkin herhangi bir dava açmamış olduğu, sadece tespit yaptırmış olduğu, tespite ilişkin malı hali hazırda iade etmediği ve yedimde tutmuş olduğundan dosya kapsamında davacının edimini yerine getirmiş olduğu, ancak davalı tarafın edime karşı yüklemiş olduğu borcu ödemeye dair herhangi bir belge sunmadığı, cevap dilekçesinde yasal hakkı olan yemin delilinden de kendisinin yararlanmayacağını vekili tarafından beyan edildiği anlaşıldığından, davalının iddialarını somut olarak ispatlayamadığı, davacının göndermiş olduğu faturanın yapılan incelemelerde her iki ticari defterinde de sabit olduğundan davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Alacağın miktarı belirli olup bu haliyle likit olduğundan asıl alacak üzerinden İİK.nın 67/2 maddesi uyarınca % 20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerektiğine dair gerekçeyle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile Konya … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına davalının yapmış olduğu İTİRAZININ İPTALİ İLE 9.000,00-TL ÜZERİNDEN TAKİBİN DEVAMINA,
2-İtirazın iptaline karar verilen 9.000,00-TL asıl alacak üzerinden davacı yararına %20 inkar tazminatına hükmedilmesine,…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili tehiri icra talepli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılan sözleşme gereğince davacı şirketin 22.11.2017 tarihinde bir konteyneri müvekkili şirketin şantiyesine naklederek inşaat sahasına indirdiğini, müvekkil şirket yetkilisi konteynerin küçük olduğunu görünce malın ayıplı ve faturadan/sipariş edilenden farklı vs. olduğunu anladığını ve iş bu sebeple davacı-alacaklıya derhal bu hususu belirttiğini, davacı yetkili/görevlilerinin kötüniyetli davranışlarda bulunarak ofisinde olan müvekkili şirket yetkilisi …’a bir konteyner geldiği iletildiğini ve müvekkili yetkilinin yanına gelen davacı şirketin şoförünün, konteynerinizi indirdik demesi ve ırsaliyeli faturada 200×200 konteyner yazılı olduğunu da görünce evrakı imzaladığını, dışarı çıkılıp yanına gidince konteynerin açık gözle görülebilecek şekilde ebatının faturada belirtilen 200*200 WC Duşa Kabin olmadığını, gelen malın 100*200 olduğunu, kapının birinin kırık olduğunu ve aynı zamanda bir kapısının takılmadığını gördüğünü ve davacı şirket yetkilisini derhal telefonla arayarak bu hususları belirttiğini ve malın değişimini aksi takdirde iade edeceğini ve parasını ödemeyeceğini beyan ederek aynı gün ihbarda bulunduğunu, davacı şirket yetkilisinin, konteynerin 200×200 olması gerektiğini kabul ettiğini, yanlışlıkla imal edilip gönderilen küçük (100×100) ve ayıplı konteynerin en kısa sürede değiştirileceğini, ancak yeni imalat ve teslimatın süre alacağını, şimdilik ayıplı/küçük konteynerin müvekkilinde kalmasını, yeni imalatın yapılmasıyla en kısa zamanda 200×200 konteynerin gönderilip, diğerinin onu getiren araçla geri alınacağını, boşuna fatura iptaline ve tekrar tanzimine gerek olmadığını vs. beyanla kendisini temin ettiğini ve bu şekilde müvekkili şirket yetkilisinin de davacı şirket yetkilisinin de aralarındaki ticari ilişkiye güvenerek imzalı irsaliyeli faturayı geri isteyip almadığını, yine takip eden günlerde de tarafların defalarca görüştüğünü, davacı şirket yetkilisinin ne yazık ki sekiz günlük fatura itiraz süresi bitinceye kadar müvekkilini yeni konteyner henüz bitmedi vs. diye oyaladığını ve takiben karşı tarafın bu hususta gerçeği söylemediği ve kötüniyetli olduğu anlaşılınca, müvekkili şirket tarafından 11.12.2017 tarihli iade faturası düzenlenip, davacı şirkete iadeli taahhütlü posta ile gönderildiğini, davacı alacaklının, dava dilekçesinde 8 gün içerisinde müvekkilin faturaya itiraz etmediğini beyanla artık bu fatura ile müvekkilinden alacaklı olduğunu iddia ettiğini, faturanın bir alacağın varlığını göstermek için tek başına yeterli olmadığını, faturanın sadece içeriğinde belirtilen hususların doğru olduğuna karine teşkil ettiğini, bu hususun da müvekkilinin davada haklı olduğunu ispat eder nitelikte olduğunu, bu olaydan sonra davacı şirket yetkilisinin, müvekkili şirket yetkilisini işin bedelini ödemesi için tehdit ettiğini ve inşaat sahasına adam yolladığını, bu hususlar çerçevesinde müvekkili şirket yetkilisinin karakola giderek şikayette bulunduğunu ve soruşturmanın halen devam ettiğini, tüm bu olaylardan sonra 20.12.2017 tarihli Kayseri … Noterliği … yevmiye numaralı ihtarname (Ek-2) ile davacı şirkete ihtarname çekildiğini telefon ile bildirimi yapılan malın herhangi bir işleme tabi tutulmadığını ve şu ana kadar problemin çözülmediğinin bir kere daha bildirildiğini ve 3 gün içerisinde haklarının yerine getirilmesinin talep edildiğini; fakat kötüniyetli davacının bu hususları hiçe sayarak teslim edilen eserin 200*200 olduğu hususunu direttiğini, davacının dava dilekçesinde söz konusu eserin müvekkili tarafından kullanıldığını ve değişim yapıldığını iddia etse de böyle bir hususun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkili şirket yetkilisinin, ayıp ihbarında bulunduktan sonra malın teslim alınması için beklediğini ve gerekli muhafazayı sağlamaya çalıştığını ancak davacı şirketin ısrarla ayıplı malı almayarak müvekkilinden hileli bir şekilde yararlanmaya çalıştığını ve bu tür iftiralar attığını, davacının getirdiği ve halen mevcut küçük ebatlı konteynerin de davacı firmanın imalatı olduğu, başka bir firmaya ait olmadığı ve yine faturanın içeriğine uymadığının değiştirilmediğinin açıkça belli olduğunu, Konya … Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde delil tespiti ve bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, TBK. madde 474’e göre ”İş sahibi eserlerin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. Tarafların her biri, giderini karşılayarak, eserin bilirkişi tarafından gözden geçirilmesini ve sonucun bir raporla belirlenmesini isteyebilir.” maddesine dayanarak malın ayıplı olduğu gerekçesiyle başvuru yapılarak delil tespiti sonucunda; 22.11.2017 tarih 110 sıra numarası ile kesilmiş olan faturada malın cinsinin 1 adet 200*200 WC Duş Konteyner olduğu, şantiye sahasına teslim edildiği beyan edilen konteynerin ise 100*200 cm ölçülerinde, kapısının kırık ve montajsız olduğunun mahkeme tarafından tespit edildiğini, raporun mevcut olduğunu, davacı-alacaklının konteyner işleri yapan profesyonel bir firma olduğunu, hayatın olağan akışına göre konteyner ölçülerinin ne olduğu hakkında bilgisinin de mevcut olduğunu, davacı-alacaklının 200×200 cm WC Duşakabin konteyner yerine inşaat sahasına 100×200 cm konteyner inşa edip göndererek imalatta ağır kusurlu ve müvekkiline karşı olan fiil ve muamelelerinde TMK. madde 2 anlamında kötü niyetli olduğunu, davacı-alacaklının konteyner üretimini meslek edinmiş bir firma olduğunu ve bu hususun davacı firmanın internet sitesinde ve yaptığı işle sabit olduğunu, iş bu sebepler göz önüne alındığında müvekkiline zarar verme kastının mevcut olduğu ve kötüniyetli olduğunun sabit olduğunu, iş bu sebeplerle dayanarak yapılan icra takibine yaptıkları itirazın haklı olduğunu, takibinde haksız ve kötüniyetli olan alacaklı-davacının mesnetsiz ve haksız davasının reddi ile % 20 kötüniyet tazminatı istediklerini, bu nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davacı taraf istinaf talebine cevap vermemiştir.
Davalı tarafın tehiri icra talebi hususunda 16/02/2020 tarihli ara kararla tehiri icra talebinin reddine karar verilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesi ilişkisine dayalı iş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali talebine ilişkindir. Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde TBK’nın 470. ve devamı maddelerinin uygulanması gerekmektedir. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
Taraflar arasında 200*200 WC-Duşa kabin konteynerin KDV dahil 9.000.00 TL bedel mukabilinde imalatı, teslimi ve montesi için sözlü olarak anlaşıldığı, iş bedelinin ödenmediği konusunda uyuşmazlık yoktur. Davalı sözleşmede kararlaştırılandan başka bir ürünün kendilerine teslim edildiğini, sözlü olarak bunun bildirilmesine rağmen istedikleri ürün ile değişim sağlanmadığını, bu nedenle iade faturası düzenlediklerini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve dosya kapsamından tarafların tacir oldukları, davacının düzenlediği ve davalı temsilcisinin şerh koymadan imzaladığı imzaladığı 22/11/2017 tarihli irsaliyeli faturaya göre 200*200 Duşa kabin konteynerin davalıya eksiksiz teslim edildiğinin belirtildiği, davalı taraf faturada belirtilenden başka bir ürünün kendilerine teslim edildiğini savunmuş ise de süresi içesinde itiraz edilmediğinden faturanın içeriğinin kesinleştiği görülmektedir.
Öte yandan davacının ticari defterlerine göre davacı tarafın faturadan dolayı 9.000-TL alacaklı olduğu, davalı tarafın ticari defterine göre de bu miktarda borçlu bulunduğunun tespit edildiği, her iki ticari defterin birbirini doğruladığı, dolayısıyla bu kaydın HMK 222. maddesi gereğince davalı aleyhine delil olmakla kendisini bağlayacağı kabul edilmelidir. Davalı taraf 11/12/2017 tarihli iade faturası düzenlemişse de; bu faturanın davacı tarafından ticari defterlerine kaydedilmediği, tebliğ edildiğinin de kanıtlanamadığı, ayrıca süresinden sonra ve ticari defterlere aykırı olarak düzenlenmiş olması nedeniyle davalının borçtan kurtulmasının ve alacağı tartışmalı hale getirmesini sağlayıcı vasıta olamayacağından istinaf sebeplerine göre ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırılık yön yoktur. (Aynı yönde Y. 15. HD. 2016/1253 E. – 2017/390 K. sayılı ilamı).
Açıklanan nedenlerle, istinaf edenin tarafı ve 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/12/2019 tarihli, … Esas – … Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 614,79-TL harçtan peşin alınan 153,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 461,09-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Arta kalan gider avansı olması halinde ilk derece mahkemesince karar kesinleştiğinde talep halinde sahibine iadesine,
5-İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi. 11/03/2020

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

Alınması gereken harç: 461,09-TL harç davalıdan
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸