Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/26 E. 2020/76 K. 22.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:… – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE :…
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2019
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : …
(İstinaf yoluna başvuran)

DAVALI : … ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 22/01/2020
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 27/01/2020
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının süt inekçiliği entegre tesisleri yapımı kapsamında hayvan barınakları ve ek yapıların yapılması için üç adet sözleşme imzalandığını, müvekkilinin sözleşmedeki edimlerini yerine getirmesine rağmen davalının borç batağında olmasından dolayı bir kısım işleri hiç yapmadığını, bir kısım işleri ise yarım bıraktığını, müvekkilinin yarım kalan ve hiç yapılmayan işleri başka firmaya yaptırmak zorunda kaldığını, işin geç tesliminden dolayı da müvekkilinin ciddi zarara uğradığını, davalı tarafın edimlerini yerine getirmediği gibi alacaklı olmadığını bildiği halde kötü niyetli olarak faturaya dayalı Konya … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, bu takipten hariç olarak davalının borçlu olduğu dosyalardan da müvekkiline İİK 89/1. maddesi gereğince haciz ihbarnameleri geldiğini, müvekkilinin uğradığı zararların bilirkişi tespiti ile ortaya çıkacağını, tüm bu nedenlerle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesi ile özetle; davacının dava şartı olan arabuluculuk başvurusunu yapmadığını, işin esası yönünden ise davacının müvekkiline borçlu olduğunu, davacı tarafın müvekkilinin gönderdiği faturalara itiraz etmeyip ticari defterlerine kaydetmesine rağmen kötü niyetli olarak iade faturası düzenlediğini, davacı tarafın sözleşme hükümlerini ifa etmediğini, müvekkilinin yaptığı işlerin bedelinin bilirkişilerce tespit edilmesini talep ettiklerini, tüm bu nedenlerle öncelikle davanın usulden reddine, esasa girilmesi halinde davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “…Davamızda durum; davacı tarafın dava açmadan önce arabulucuya başvurduğuna ilişkin tutanağı sunmadığı, mahkememizce 01/08/2019 tarihli tensip tutanağında davacı vekiline arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğini sunması için bir hafta kesin süre verilmiş olup verilen kesin süre içerisinde davacı vekili tarafından sözü geçen belge aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış belge örneği sunulmadığından davacıya bu konuda tekrar ek süre vs. verilmesine gerek olmaksızın dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiğine dair gerekçeyle;
7155 Sayılı Kanunun 18/A-2 maddesi gereğince arabuluculuk belge aslı sunulmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; aynı taraflar arasında aynı uyuşmazlığa ilişkin olarak daha önce arabuluculuğa başvurulduğunu, mahkemenin verdiği kesin süre içerisinde iş bu arabuluculuk son tutanak aslının dosyaya sunulduğunu, müvekkili ile davalı arasında süt inekçiliği entegre tesisleri yapımı kapsamında hayvan barınakları ve ek yapıların yapılması için üç adet sözleşme imzalandığını, müvekkilinin bu sözleşmeler kapsamında tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalının ciddi bir borç batağına girdiği için sözleşme gereğince yapması gereken işlerim bir kısmını hiç yapmadığını, bir kısmını da yarım bıraktığını, müvekkilinin kalan işleri başka bir firmaya yaptırmak zorunda kaldığını, geç yapılmadan doyalı müvekkilinin ciddi zarara uğradığını, davalının edimlerini yerine getirmemesine rağmen müvekkili aleyhine Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi faturaya dayalı icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin itirazı nedeniyle takibin durduğunu, icra dosyasına istinaden davalının arabulucuya başvurduğunu, arabaluculuk sürecinde anlaşamadıklarını, icra dosyasının devamı için itirazın iptali davası açıldığını, davalının başkaca alacaklıları tarafından yapılan icra takiplerinden yani Konya .. İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası üzerinden müvekkiline İİK m.89/1 uyarınca haciz ihbarnamesi gönderildiğini, davalıya borcu olmayan müvekkilinin haciz ihbarnamelerine itiraz ettiğini, müvekkilinin harsız yere itiraz ettiğinden bahisle Konya … İcra Ceza Mahkemesinin … esas ve yine başka bir dosyadan dolayı Konya … İcra Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyaları ile şikayet ettiğini, müvekkili borçlu olmadığı halde cezai anlamda sorunluluğuna gidildiği için iş bu menfi tespit davasını açmak zorunda kaldığını, davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunu, davanın konusunun davalı tarafça müvekkili aleyhine açılan icra takibinden ve bu dosyaya konu edilen sözleşme ve faturalardan dolayı müvekkilin borçlu olmadığının tespiti olduğunu, davalı tarafça iş bu davada borçlu olmadığının tespiti istenen icra takibine konu ettiği alacak için taraflarca arabuluculuğa gidildiğini ve anlaşmama tutanağının alındığını, tarafları, konusu ve sebebi birebir aynı olan bir uyuşmazlık için yeniden arabuluculuğa gidilmesi gerekmediği gibi usul ekonomisi ilkesine de aykırı olacağını, mahkemece verilen kesin süre içerisinde arabuluculuk son tutanak aslının mahkemeye sunulduğunu, davanın usulden reddine karar verilmesinin hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, menfi tespiz davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğunun bulunmadığını, kararda davanın usulden reddine dayanak gösterilen 7155 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile eklenen TTK’nın 5/A maddesinde “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” arabulucuya başvurma zorunluğunun getirildiğini, iş bu menfi tespit davasının konusunun ise müvekkili aleyhline başlatılan haksız icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti olduğunu, dava konusu bir miktar paranın ödenmesi olmayan, yine alacak ve tazminat talepleri içermeyen davanın açılması için arabulucuya başvurma zorunluğunun da bulunmadığını, bu nedenlerle ve resen gözetilecek nedenlerle mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf talebine cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın istinaf başvurusunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından başlatılan icra takibine yönelik menfi tespit talebine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğinin verilen kesin sürede sunulmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 01/01/2019 itibariyle yürürlüğe giren 5/A maddesine göre; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” şeklinde belirtilmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesine göre ise “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde düzenlenme yapılmıştır.
Kanun maddesinde belirtilen konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerinden kastın sadece alacak davalarına ilişkin değil, aynı konudaki menfi tespit taleplerine ilişkin olduğu kabul edilmelidir. Nitekim menfi tespit davalarıyla borçlu tarafından alacaklıya yönelik olarak borcun bir miktarının veya tamamının davalı alacaklıya ödenmemesine yönelik tespit talebinde bulunulmaktadır.
Somut olayda; davalı alacaklının, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davacı borçlu aleyhine taraflar arasındaki hayvan barınakları ve ek yapıların yapımı konusunda yapılan sözleşmelerden ve düzenlenen faturalardan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlattığı, davacı alacaklının itirazı üzerine takibin durduğu, davalı borçlunun itirazın iptali davası açmak üzere arabulucuya başvurduğu, başvurunun anlaşmazlıkla sona erdiği, buna karşın davalı alacaklının itirazın iptali davası açmadığı görülmektedir. Davacı borçlunun ise, davalının alacaklıları tarafından İİK’nun 89/1. maddesi uyarınca haciz ihbarnamelerine maruz bırakıldığı, şirket yetkilisi hakkında haciz ihbarnamelerine itiraz nedeniyle ceza davalarının açıldığı gerekçesiyle icra takibinden dolayı borçlu bulunmadıklarının tespitini talep ettiği, mahkemenin verdiği kesin süre içerisinde de davalı borçlunun başvurusu sonucu anlaşmazlıkla sonuçlanan tutanak aslının ibraz ettiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar ilk derece mahkemesi tarafından arabuluculuk son tutanağının süresinde sunulmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de; davacının kesin süre içerisinde taraflar arasındaki aynı alacak ve uyuşmazlığı ilişkin davalının başvurusu sonucu oluşan arabuluculuk son tutanağını ibraz ettiği görülmektedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu sözleşme ve faturalardan kaynaklandığı, bu uyuşmazlık konusunda davalı alacaklının daha önce arabulucuya başvurduğu, başvurunun anlaşmazlıkla sonuçlandığı, ancak itirazın iptali davası açılmadığı, bunun üzerine borçlu tarafından aynı icra dosyası için menfi tespit davası açıldığı nazara alındığında aynı taraflar ve aynı uyuşmazlık konusunda bu kez borçlunun arabulucuya başvurmasını zorunlu tutmanın usul ekonomisine aykırı olduğu gibi arabuluculuk kurumunun maksadını da aşacağı kanaatine ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, istinaf edenin tarafı ve 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve hiç delil toplanmadığı nazara alınarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/11/2019 tarihli, … Esas – … Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kararın KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan 44,40-TL istinaf karar harcının (maktu) ilk derece mahkemesince talep halinde iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek yeni kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi. 22/01/2020

Başkan

Üye

Üye

Katip

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸