Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/209 E. 2020/238 K. 04.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 17/01/2020
NUMARASI : … Esas

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
(istinaf yoluna başvuran) …

DAVALI : 2 -… İNŞAAT İHRACAT İTHALAT
PAZARLAMA VE TİC. LTD. ŞTİ. – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 1 -… …

DAVANIN KONUSU : Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 04/03/2020
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 12/03/2020
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen ara kararına yönelik davacı vekilinin tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılar arasında sözleşmeye istinaden yapılan imalat ve işlerin bedelinin tazmini için açmış oldukları davanın HKM’nın 389. vd maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbirin özel bir çeşidi olup, şartları ve sonuçları İİK’nun 257. maddedesinde de düzenlendiği gib ihtiyati haczin para alacaklarına ilişkin dava ve icra takibinde istenebileceğini, eldeki davanın da para alacaklarına ilişkin olup yazılı bir anlaşma ve işin eksiksiz yapıldığına dair mahkeme tespitinin bulunduğunu, ihtiyati haciz kararı verilmesi için aranan yaklaşık ispat şartlarının oluştuğunu, davalının mallarını elden çıkarmaya çalışma ihtimali olduğunu, müvekkilinin kazanma ihtimali yüksek olup neticesinde alacağını tahsil edememe olasılığının olduğunu, dava dilekçeleri ile sundukları fatura, sevk irsaliyeleri teslim tutanakları ve Konya … Asliye Hukuk Mahkemesince yaptırılan tespit dosyası da dikkate alınmasını, gerek dava ve usul ekonomisi gerek olayın gelişimi, maddi kanıtların yoğunluğu dikkate alındığında şartları oluşan davalı tarafların araç ve taşınmazları üzerine alacaklarına yetecek oranda ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dav etmiştir.
Davalı davaya cevap dilekçesi vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sırasında verilen 17/01/2020 tarihli ara kararla; “..Dava taraflarının iddia ve savunmaları, dosya arasına alınan Konya … Asliye Hukuk mahkemesinin … D. İş sayılı dosyası ve tarafların dilekçeleri ekinde sundukları belgeler incelendiğinde uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirdiğinden ve deliller henüz yeterince toplanmamış olduğundan İİK’nun 257. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığı anlaşılmakla davacının ihtiyati haciz talebinin reddine dair gerek gerekçe ile;
Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin REDDİNE,…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz için gerekli olan yaklaşık ispat şartının yerine getirildiğini, bilindiği üzere ihtiyati haciz, HMK’nın 389. vd. maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbirin özel bir çeşidi olup, şartları ve sonuçları İİK’nın 257. maddesinde düzenlendiğini, ihtiyati haciz, para alacaklarına ilişkin dava ve icra takibinde istenebileceğini, eldeki davalarının para alacağına ilişkin olup, ortada yazılı bir anlaşma ve işin eksiksiz yapıldığına dair mahkeme tespiti bulunmadığını, dolayısıyla somut olayın özelliğine göre davanın lehlerine sonuçlanması ihtimalinin çok yüksek olup, ihtiyati haciz kararı verilmesi için aranan yaklaşık ispat şartı oluştuğunu, ilgili mevzuat ve Yargıtay’ın emsal içtihatlarına göre ihtiyati haciz kararı verilmesinde mutlak ispat şartlarının oluşmasına gerek bulunmadığını, yaklaşık ispat ölçülerinde ispatın yeterli olacağının belirtildiğini, bir başka deyişle; İİK 257 ve 258. maddelerine gereğince ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için, alacağın varlığı ve haciz sebepleri hakkında, mahkeme nezdinde yaklaşık olarak olumlu kanaat uyanmasının gerekli ve yeterli olduğunu, dava dilekçeleri ekinde sundukları, fatura ve sevk irsaliyeleri ile teslim tutanakları haklılıklarını ortaya koyduğunu, ayrıca, Konya … Asliye Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı tespit dosyası üzerinden gerçekleştirilen keşif esnasında davalılar tarafından, açık bir şekilde A bloğun çatı hariç bütün alüminyum işleri ile dış cephe yalı baskı altına profilden ızgara işinin, B ve C blokların ise sadece çatı alüminyum işi ve giriş kısmındaki sütunların alüminyum kaplaması işinin müvekkili tarafından yapıldığı imzalı beyanları ile kabul edildiğini, ayrıca davalı şirketler cevap dilekçelerinde de, keşif zaptında olduğu gibi, D bloğun işlerinin yapıldığı, B ve C blokların bir kısım işlerinin müvekkili tarafından yapıldığını ifade ettiklerini, dolayısıyla bu kabul ve tespitler sonrasında, müvekkili tarafından faturalar, sevk irsaliyeleri ve iş teslim tutanağında kayıtlı işlerin tam ve eksiksiz olarak yapıldığını ve davalılara teslim edildiğini kesin bir şekilde ispatlanmış ve ihtilafsız hale geldiğini, bu haliyle, dosyada yaklaşık ispatın da ötesinde bir ispat söz konusu olup, lehlerine ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğinin açıkça ortada olduğunu, dolayısıyla gerek dava ve usul ekonomisi gerek somut vakıanın gelişimi, maddi kanıtların yoğunluğu, eldeki davanın kabul ile sonuçlanma olasılığı, davalı tarafın mal kaçırma ihtimalinin olması, dava sonunda verilecek kararın işlevsiz kalmaması, alacağın tahsil edilememe riskinin bulunması, bunun da yeni dava ve sorumluluklara yol açacak olması vs. gibi ihtimaller dikkate alınarak davalı tarafların araç ve taşınmazları üzerinde alacaklarına yetecek oranda ihtiyati haciz kararı verilmesinin elzem olduğunu, davalı tarafın malvarlıklarını elden çıkarmaya çalışmasının hayatın olağan akışında görülen bir durum olduğu da göz önüne alındığında, ihtiyati haciz kararı verilmemesi durumunda dava sonunda müvekkilinin alacağını tahsil edememesi kuvvetle muhtemel olduğunu, mahkeme tarafından verilen kararın ihtiyati haciz kurumunun mantığına, yasal düzenlemenin amacına aykırılık teşkil ettiğini, ilk derece mahkemesince tesis edilen istinaf konusu kararda ”uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirdiği ve delillerin henüz yeterince toplanmamış olduğu” şeklinde bir gerekçelendirme yapıldığını, yukarıda taraflarınca ihtiyati haciz için gereken yaklaşık ispat şartının yerine getirildiğinin detaylıca izah edildiğini, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için delillerin tamamının toplanması gerektiğini, ayrıca ”uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirdiği” gerekçesi de verilen kararın gerekçesi olmaktan uzak, müphem bir gerekçe olduğunu, uyuşmazlığın çözümünün elbette yargılamayı gerektirmekle birlikte yukarıda belirttikleri üzere taraflarınca yaklaşık ispatın da üzerinde bir ispat yargılamanın geldiği bu safhada dahi gerçekleştirildiğini, buna rağmen ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verilmesinin dosya muhtevasına uygun olmadığını, davalı tarafın savunmalarının tamamen hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, her ne kadar, davalılar tarafından, müvekkilin yaptığı iş bedelinin dairenin bedeline ulaşmadığı bu sebeple dairenin devredilmediği, müvekkilinin işin tamamını yapmadığını belirtilmişse de, bu savunmalara itibar edilmesinin mümkün olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmede, dairenin, yapılan iş bedelinin daire bedeline ulaştığında devredileceğine dair bir kayıt bulunmadığını, sözleşmeye göre devri gerekli B blok zemin+2 kat 5 nolu daire, tapuda davalılar adına kayıtlı olup devredilebilecek durumda olduğunu, burada önemli olan hususur davalı tarafın çok uzun süre önce, inşaatın eksiklerini tamamlayıp, devredeceği dairenin de içinde bulunduğu daireleri satışa hazır duruma getirmesi gerekirken bunu yapamadığnıı, ayrıca davalı taraf, başka bir taşeronla anlaşmış, müvekkilli çalışmak istememiş ve müvekkilin yaptığı işlerin devamındaki işleri söz konusu taşerona yaptırdığını, tespit dosyasında yaptırılan keşif esnasında, diğer taşeronun personelinin çalışmaya devam ettikleri ve bir kısım işi de yapmış oldukları görüldüğünü, dolayısıyla davalılar eylemli olarak müvekkille olan sözleşmelerini feshettiklerini, müvekkilin işi bıraktığı kabul edilse bile, ödemenin yapılmaması ve yaşanan sürecin yapılan işin kısa sürede yapılması ve maliyetli olması, müvekkil yüklenicinin tahammül gücünün aşılmasına sebep olduğunu, mahkemenin bu konudaki kararları bu yönde olup, emsal içtihatların bu yönde olduğunu, iş bu dosyada da iş sahibi davalıların temerrüdü sabit olduğunu, işin özünde, müvekkilinin fatura konusu işleri yaptığının ihtilafsız olduğunu, müvekkilinin işin devam ettirilememesinde kusursuz olduğunu yinelemekle birlikte, bu durumun talep ettikleri alacak kalemi açısından bir önemi de bulunmadığını, yerleşik yargı içtihatları ile bu durumun sabit olduğunu, taraflarınca sadece müvekkilinin ifa ettiği işin bedeli talep edildiğini, dolayısıyla kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkilinin işin devam etmemesinde kusuru bulunsa dahi, ifa ettiği işin bedelini talep etme hakkı olduğunu, dolayısıyla davalılar nezdinde alacağımızın bulunduğu ve yargılamanın geldiği hali hazırdaki safhada dahi alacaklarının yaklaşık ispatın da ötesinde ispatlamış olmaları, davalıların gerçek dışı, hukuki dayanaktan yoksun ve dosya muhtevasına uymayan savunmalarına itibar edilemeyecek olması karşısında ihtiyati haciz taleplerinin kabulü yönünde karar verilmesi gerektiğinin ortada olduğunu bu nedenlerle ve resen gözetilecek nedenlerle mahkeme kararının kaldırılması, ihtiyati haciz taleplerinin kabulü ile dava sonundaki alacaklarının tahsil imkanının kalmama ihtimali, uyuşmazlığın tipik olması, taleplerindeki haklılık oranlarının yüksekliği, yaklaşık ispata yönelik maddi ve yoğun delillerin bulunması, uğradıkları zararda kusurlarının bulunmadığının açıkça belli olması, malvarlığının elden çıkarılması halinde yargıya yeni sorun, iş yükü ve uyuşmazlıklarının gelecek olması, uyuşmazlık konusunun yasanın aradığı gibi olması nedeniyle İİK 257 vd. gereğince davalı tarafların araç ve taşınmazları üzerine alacaklarına yetecek oranda ihtiyati haciz kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İstinaf talebine cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsiline ilişkindir. Talep ise, ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İİK’nın 257. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş (muaccel) bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklar ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği hükmü getirilmiştir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebilir.
Somut olayda, tarafların dilekçelerinde dayandıkları vakıalar ile dilekçe ekinde sunulan belgeler, delil tespiti dosyası, taraflar arasındaki sözleşme ve davanın niteliği birlikte değerlendirildiğinde, alacağın muaccel olup, yaklaşık ispata ilişkin delillerin mevcut olduğu anlaşılmakla, ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ve gerekçe ile reddi doğru görülmemiştir.
Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına; HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince dava konusu alacak miktarı ile sınırlı olmak üzere davalıların araç ve taşınmaz malları üzerine %20 teminat karşılığında İİK.nun 257 ve devamı maddeleri uyarınca ihtiyati haciz konulmasına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
A-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin tarihli, … Esas sayılı dosyasından verilen 17/01/2020 tarihli ara kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince KALDIRILARAK aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulmasına;
1-İİK’nın 257 ve devamı maddeleri gereğince davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin KABULÜ ile 19.923,92-TL’lik alacağın tahsili için alacağın %20’si oranında 3.984,78-TL (ilk derece mahkemesi veznesine yatırılmak veya sunulmak üzere) nakdi veya kayıtsız şartsız, süresiz ve kat’i banka teminat mektubunun alınmak suretiyle talep gibi davalıların araç ve taşınmaz malları üzerine 19.923,92-TL alacağa yeter miktarda İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA,
2-Kararın gereğinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
B-Davacı taraftan alınan 54,40-TL istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince talep halinde yatırana iadesine,
C-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Ç-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
D-İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,
Dair; 6100 HMK’nın 362/1-f. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi. 04/03/2020


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸