Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/192 E. 2020/192 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … LTD.ŞTİ.

VEKİLİ : Av. …
(İstinaf yoluna başvuran)

DAVALI : … AŞ.

VEKİLİ : Av. …
(İstinaf yoluna başvuran)

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
G. KARAR YAZIM TARİHİ : …
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı yüklenici ile davalı iş sahibi arasında 05/06/2017 tarihinde pancar yıkama makinesi tromelini kaplama işi konulu eser sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeye göre iş bedelinin 250.000,00 TL+KDV olduğunu, davacı yüklenici şirketeni sözleşmeye uygun şekide üstlendiği işi tamamlandığını, sözleşmenin 6. maddesine göre mallar sahaya indiğinde bedelin %30’u kısmının 30 gün vadeyle, geri kalan ödeme aylık hak edişle 30 gün içerisinde ödeneceğini, fakat davalı iş sahibinin sözleşme konusu iş bitirilinceye kadar ödeme yapmadığını, işi davacı yüklenicinin öz kaynakları ile finanse ettiğini, bunun üzerine davacı yüklenicinin 21/08/2017 de 96.000 TL. + KDV tutarlı bir faturayı davalı firmaya gönderdiğini, sözleşme konusu işin bitirme ve teslim tarihinin 20/09/2017 olup tutanak tanzim edilerek işi sorunsuz çalışır vaziyette teslim ettiğini, gerek fatura gönderilmiş olmasına gerekse de sözleşme konusu işin sorunsuz teslimine dair tutanak tanzim edilmiş olmasına rağmen 05/10/2017 tarihine kadar ödeme yapılmayıp bu tarihte 108.367,00 TL. yi davalı firmanın müvekkiline ödediğini, sonuç olarak müvekkili davalı ile aralarındaki sözleşmeye uygun şekilde işi tamamlamış olmasına rağmen davalı firma, ödemelerinin bir kısmını gecikmeli yapmış bakiye kısmını ise hiç ödemediğini, davalı şirket hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin takibe yaptığı itiraz üzerine takibin durduğunu ancak, itirazın haksız olduğunu beyan ederek, davalının Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı iş sahibi davaya cevap vermemiş olup duruşmalarda davanın reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise bahse konu alacağın yargılamayı gerektirdiğinden inkar ve kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi gerektiğini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “…Dosya kapsamına uygun görülerek her iki tarafın ticari defterlerinde inceleme yapan bilirkişinin raporu ve ek raporu ayrıntılı ve denetime açık olması nedeniyle hükme esas alınmıştır.
Bilirkişi tarafından düzenlenerek dosyaya sunulan bilirkişinin raporunda ve ek raporunda davalının davacıya 160.570,00 TL. borcunun bulunduğunun bildirildiği, bilirkişinin raporunun ve ek raporunun ayrıntılı ve denetime açık olması karşısında ödemeyi ispat yükünün davalı tarafa düştüğü, davalının bu borcunu ödediğine ilişkin herhangi bir belge ibraz etmediği anlaşıldığından davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davacı asıl alacık miktarını icra takibine koyduğu miktar olan 183.131,00 TL. Asıl alacak ve 3.766,73 faiz alacağı olarak toplam 186.897,73 TL. Olarak açmış ise de bilirkişi raporunda da tespit edileceği üzere bilirkişi raporunda da belirttiği gibi davacının alacağı sözleşme şartlarında gösterilen ve tespit edilen cezai şartları ile TTK.nın ilgili hükümleri gereğince davacı tarafa yüklenmesi gereken masraf ve bedeller olduğu anlaşıldığından yani, hesaplarda ortaya çıkan 7.312,98 TL.lik yemek bedeli sözleşme damga vergisi ve sigorta bedelinin davacıya ait olduğu dikkate alınarak, aynı zamanda davalı tarafından belirtilen 18.750,00 TL.nin gecikme bedeli de nazara alınarak davalının davacıya 160.570,00 TL. Alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Alacağın miktarı belirli olup bu haliyle likit olduğundan asıl alacak üzerinden İİK.nın 67/2 maddesi uyarınca % 20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiştir…” gerekçesiyle “…Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE Konya … İcra Dairesinin … E. sayılı icra dosyası üzerindeki itirazın iptali ile takibin 160.570 TL. üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, İtirazın iptaline karar verilen 160,570 TL. asıl alacak üzerinden davacı yararına %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde özetle; davalı iş sahibine iş bedeli olarak faturaların gönderildiğini ve faturalara itiraz edilmediğinden iş bedelinin kesinleştiğini, dosyada işin gecikmeli yapıldığı ve bu nedenle davalı tarafça gecikme bedeli/cezası olarak 18.750,00TL fatura kesildiğinin bildirildiğini ancak faturaya itiraz ettiklerinden gecikme bedeline yönelik mahsubu kabul etmediklerini, tarafların ticari defterleri incelendiğinde yemek bedeli olarak görülen ve müvekkilin alacağından düşülen 7.312,98TL’lik bir fark olup bu bedelin yemek bedeli olarak mahsup edildiğini ancak davacı yükleniciye hiçbir dönemde fatura kesilmediğini belirterek kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı iş sahibi vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde özetle; davacı ile yapılan eser sözleşmesi kapsamında davacı iş sahibinin işçilerinin davalı aleyhine işçilik alacaklarından dolayı dava açtığını, bu davaların kabulüne karar verilmesi halinde davacı şirkete rücu haklarının olacağını, bu nedenle alacağın yargılamayı gerektirdiğinden inkar tazimatına hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek istinaf talebinin kabulü ile davacı lehine alacağın %20’si kadar icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin mahkeme kararının kaldırılarak davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı yüklenici şirket ile davalı iş sahibi şirket arasında pancar yıkama makinesi tromelini kaplama işinin yapılmasına yönelik eser sözleşmesinin yapıldığı ve işin teslim edildiği ve iş bedelinin bir kısmının ödendiği hususunda ihtilaf bulunmamakta olup uyuşmazlığın bakiye iş bedelinin miktarı ve bu iş bedelinden mahsup edilmesi gereken bir miktar olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı eser sözleşmesine ilişkin yapılan edimlere ilişkin faturalar düzenlemiş ve davalıya teslim edilmiş olup faturaların davalının ticari defterlerine; keza gecikme cezasına ilişkin faturanın davacı yüklenicinin ticari defterine kaydedildiği anlaşılmıştır. Davacı yüklenicinin yaptığı işe yönelik düzenlediği faturaların tarafların ticari defterlerine kaydedildiği ve birbiri ile uyumlu olduğu anlaşılmıştır. Öncelikle fatura düzenlenerek iş sahibine davamızda yüklenciye fatura verilmesi işin yapılarak teslim edildiği anlamına gelmez ancak faturanın itiraz edilmeyerek iş sahibinin ticari defterine kaydedilmiş olması halinde işin teslim edildiğinin kabulü gerekir. Zira TTK’nın 21. maddesi ile VUK’nın 229. maddesine göre fatura malın teslimi veya işin yapılması üzerine düzenlenmesi gereken belge olduğundan düzenlenen ve defterlere kaydedilen bu belge teslimi de kanıtlanmış olacaktır.
Ayrıca aynı sözleşme ilişkisinden doğan borçların karşılıklı olarak takas edilmesi mahsuplaşma olup tam olarak BK’nın 118 ve devamı maddelerinde düzenlenen takas kapsamında değerlendirilemez. Zaten takas; def’i olup taraflarca ileri sürülmezse hakim tarafından dikkate alınmaz. Mahsuplaşma ise itiraz olup, itirazlar savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın her aşamada ileri sürülebileceği gibi açık bir beyan olmasa bile dosyadan anlaşılan itiraz sebeplerini hakimin görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerekir. Bu durumda davalının mahsup talebinin BK’nın 118 ve devamı maddelerinde düzenlenen takas hükümlerine göre değil, sözleşmenin ifası hükümlerine değerlendirilmesi gerekir.
Buna göre dosya kapsamında bulunan mali müşavir bilirkişinin tanzim ettiği bilirkişi raporuna göre iş bedeli nedeniyle davacının düzenlendiği faturaların ve gecikme cezası nedeniyle davalının düzenlediği faturanın tarafların ticari defterinde birbirine uyumlu anlaşılmakla faturalara konu işin yapıldığı ve malzemelerin teslim edildiği ve iş bedelinin fatura bedeli olarak kabul edilmelidir.
Ayrıca gecikme cezası ve damga vergisi, yemek bedeli ve sigorta poliçesine ilişkin giderler mahsuplaşma olup bu bedellerin ispat edildiği takdirde iş bedelinden indirilmesi gerekir. Somut olayda gecikme cezasına ilişkin faturanın tarafların ticari defterinde kayıtlı olmakla davacı tarafından kabul edildiği anlaşıldığından bu bedelin davacının alacağından mahsubu doğrudur. Davacının diğer açık istinaf sebebine konu olan yemek bedeli toplamı 3.840,00 TL olup diğer vergi ve poliçe yansıtma bedeline yönelik istinaf sebebi olmadığından salt yemek bedeli açısından yapılan değerlendirmede bu bedelin ödendiğinin ispat edilmesi halinde mahsubunun mümkün olduğu, davalı iş sahibinin süresinde ispata yönelik delillerini ibraz etmediği, dosya kapsamına sunulan belgeler itibariyle bu bedelin ödendiğinin ispat edilemediği anlaşılmakla 3.840,00 TL yönünden iş bedelinin mahsubu doğru olmamıştır.
Öte yandan itirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. (Emsal HGK’nın 07.06.2006 tarihli ve 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu alacağın mevcut olup olmadığı ile mevcut bir alacağın tespit edilmesi sonucu miktarı, davaya konu iş bedelinden mahsup edilmesi gereken bedel olup olmadığı yapılan yargılama sonucu belirlenmekle bu durumda likit bir alacak bulunduğundan söz edilemeyeceğinden mahkemece icra inkar tazminatının reddedilmesi gerekirken kabulü yönündeki karar yerinde değildir.
Açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeninden sayılan hallerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı kabulüyle HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kararın kaldırılarak iş bedelinden 3.840,00 TL yemek bedelinin mahsup edilmemesi ve icra inkar tazminatının reddi yönünde yeniden karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı KABULÜNE,
2-) Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarihli, … Esas – … Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2.maddesi gereğince KALDIRILARAK AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE YENİDEN KARAR KURULMASINA;
A-) Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; davalı şirketin Konya … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasına yönelik itirazın iptali ile takibin 164.410,00 TL (160.570,00 TL bakiye fatura alacağı ve mahsup edilen 3.840,00 TL yemek bedeli olmak üzere) üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin ve icra inkar tazminatı talebinin ayrı ayrı REDDİNE,
B-) Karar tarihi itibariyle (ve dava değerinin 164.410,00 TL olduğunun kabulü ile) alınması gereken 11.230,85 TL nisbi karar ve ilam harcından peşin alınan 2.276,10 TL ve Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yatırılan 915,65 TL. harç olmak üzere toplam 3.191,75 harcın mahsubu ile kalan 8.039,10 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, (İlk derece mahkemesince yazılan 18/02/2020 tarihli ve … Harç nolu harç tahsil müzekkeresinin iptaline, alınması gereken harç bedeli olan 8.039,10 TL’nin davalıdan tahsili için harç tahsil müzekkeresi yazılmasına, harç tahsil müzekkeresi iptal ve yazım işleminin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine)
C-) Davacı tarafından yapılan 2.317,20 TL. ilk yargılama harçları ve Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yatırılan 915,65 TL. harç olmak olmak üzere toplam 3.232,85 TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Ç-) Davacı tarafından yapılan 905,65 yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan (164.410,00/186.897,73=%87,96) 796,60 TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, geriye kalan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
D-) Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
E-) Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili için (dava değerinin 164.410,00 TL. olduğunun kabulü ile) 20.968,95 TL. nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
F-) Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın reddedilen kısmı için davalı vekili için (dava değerinin 186.897,73-164.410,00=22.327,73) 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
G-) Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın, kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin istek halinde davacıya iadesine, karar kesinleşinceye kadar iade alınmaz ise gider avansının artan kısmının 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde re’sen davacıya iadesine,
H-) Karar kesinleştiğinde, Konya … İcra Dairesi … E. sayılı takip dosyasının ilgili icra müdürlüğüne iadesine,
3-) İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 398,38 TL istinaf karar harcının (nispi) talep halinde yatırana iadesine,
4-) İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 548,43 TL istinaf karar harcının (nispi) talep halinde yatırana iadesine,
5-) İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan 165,10 TL istinaf yargılama giderinin (istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve tebligat gideri olmak üzere toplam) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-) İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yapılan 154,10 TL istinaf yargılama giderinin (istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve tebligat gideri olmak üzere toplam) davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-) Arta kalan gider avansı olması halinde ilk derece mahkemesince sahiplerine iadesine,
😎 İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-) Dairemiz kararının tebliğ işleminin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca, kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi….


Başkan

¸e-imzalıdır.


Üye

¸e-imzalıdır.


Üye

¸e-imzalıdır.


Katip

¸e-imzalıdır.

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸