Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/153 E. 2020/174 K. 19.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … TABELA REKLAM HİZMETLERİ .SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ.

VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … PROMOSYON PVC DOĞRAMA MAD.İNŞ. OTOMOTİV TAŞ.TUR.SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ

VEKİLİ : Av. …
(İstinaf yoluna başvuran) …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
G. KARAR YAZIM TARİHİ : …

İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı yüklenici şirket vekili dava dilekçesinde özetle; davalı iş sahibi şirket ile aralarında tabela yapımı hususunda sözlü ezer sözleşmesi bulunduğunu, davalı iş sahibi şirketin iş bedeli olarak 46.000,00 TL ödeme yaptığını ancak aralarındaki anlaşma gereği KDV miktarını da ödemesi gerektiğini, davalı iş sahibinin iş bedeline KDV’nin dahil edildiğini iddia ettiğini, ticari teamüllere göre iş sahibinin KDV tutarını ayrıca ödemesi gerektiğini, iş bedelinin KDV’si tutar olan 7.100,00 TL üzerinden davalıya karşı Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibi yaptıklarını ancak davalı iş sahibi vekilinin takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ve inkar tazminatının tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili süresinde ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; faturaya dayalı ilamsız bir takipte yetkili icra dairesinin İİK 50. Maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirleneceğini, HMK 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesinin, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesi olduğunu, davacı alacaklı tarafından yapılan Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı ilamsız icra takibine müvekkili tarafından yetkiye hem borca itiraz edildiğini, bu nedenle açılan davaya da yetki açısından itiraz ettiklerini, taraflar arasında 46.000-TL KDV dahil sözlü olarak anlaşılan bir ticari alışveriş olduğunu, müvekkilinin kendisine teslim edilen ürünün bedelini en son olarak 07.11.2017 tarihinde ödemesine rağmen davacı tarafından fatura kesilmediğini, bunun üzerine de davacıdan fatura alınamayınca da müvekkilinin 08.11.2017 tarihinde Konya Vergi Dairesi Başkanlığına durumu anlatan bir şikayette bulunulduğunu ve davacı tarafın fatura düzenlemediği belirtttiğini, davacı tarafından bu şikayete kadar müvekkiline fatura kesilmediğini, kesilmesi teklif edilmemiş ya da kargo yoluyla da gönderilmediğini, şikayetten sonra davacı alacaklı tarafından Noter kanalıyla ihtarname ekinde sonradan düzenlendiği açıkça belli olan ve ürün tesliminden de önce kesildiği belli olan 05/11/2017 tarihli 45.000 + KDV bedelli faturanın tebliğ edildiği, bu faturaya da yasal süresi içinde itiraz edilerek noter kanalıyla davacıya iade edildiğini, müvekkili tarafından taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak ödemelerin zamanında yapıldığını, piyasa uygulamasına aykırı hareket eden ve kötüniyetli olarak hakkında Vergi Dairesine şikayette bulunulduktan sonra geçmiş tarihli fatura düzenleyen davacı tarafın beyanlarında samimi olmadığınında açıkça ortada olduğunu, u nedenle de icra inkar tazminatı ödemesi gereken tarafın davacı olduğunu belirterek, davanın esasına girilmeden önce yetkili icra dairesined yapılmış geçerli bir takip olmadığından davanın reddine, davacının icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “…Davacı şirket tarafından davalı şirket ile arasındaki ticari ilişki neticesi 05.11.2017 tarih ve toplam 53.100,00 TL tutarlı fatura düzenlendiği, faturanın davalı tarafa 11.12.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı şirket tarafından faturanın kabul edilmeyerek davacı tarafa iade edildiği anlaşılmakla birlikte taraflar arasındaki ticari ilişki konusunda ihtilaf olmadığı, davalı tarafın buna ilişkin ödemelerde bulunduğu, … seri nolu KDV tebliğinin B bendinde faturada verginin ayrıca gösterilmesi gerekli iş ve işlemler ile kişiler gösterilmiş olup davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkinin bu kapsamda olduğu, bu bakımdan davalı tarafça yapılan ödemelerde dikkate alındığında davacı tarafça düzenlenen faturada KDV nin ayrıca belirtilmesi ve ödenmeyen bedel yönünden icra takibi başlatmasının usul ve yasaya uygun olduğu, alacağın likit ve hesaplanabilir mahiyette olduğu…” gerekçesiyle “…1-Davanın KABULÜ ile, Konya … İcra müdürlüğünün … E sayı lı icra dosyasında davalı İTİRAZININ İPTALİ ile takibin devamına, Asıl alacak miktarı 7.100,00 TL nin %20 si oranında tayin ve hesaplanan 1.420,00 TL icra inkar tazminatının davalı borçludan alınarak davacı ALACAKLIYA VERİLMESİNE…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde özetle;
*İcra dairesinin yetkili olmadığını, takip talebine karşı yetki açısından itiraz etiklerini, bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu hususun göz ardı edildiğini,
**Davalı iş sahibi tarafından yapılan ödeme üzerine davacı tarafından fatura düzenlenmediğini ve bu hususta 08.11.2017 tarihinde Konya Vergi Dairesi Başkanlığına durumu anlatan bir şikayette bulunduklarını, şikayete kadar davacı tarafından davalı şirkete fatura kesilmediğini, şikayetten sonra davacı şirketin Noter kanalıyla zorluk çıkarmak, hınç almak, husumet çıkarmak, zıtlık yapmak ve iyi niyetli olmayacak şekilde; dekontları ekte sundukları ödemeler KDV içinde toplam ödeme yapıldığı halde müvekkilinin firmasına zarar vermek ve ürünlerinin tutarını artırarak fazladan kar elde etmek için 11/12/2017 de tebliğ aldıkları ihtarname ekinde sonradan düzenlendiği açıkça belli olan ve ürün tesliminden de önce kesildiği belli olan 05/11/2017 tarihli 45.000 TL+KDV bedelli fatura tebliğ edildiğini, bu faturaya süresi içinde itiraz ettiklerini ve yine faturanın noter kanalıyla davacıya iade edildiğini, müvekkilinin bu kez de Konya Vergi Dairesi Başkanlığı … Müdürlüğüne şikayette bulunduğunu, müvekkilii tarafından taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak ödemeler zamanında yapıldığını, belirterek istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; para borçlarının götürülecek borçlardan olduğunu, bu nedenle davacının adresinin yetkili olduğunu belirterek istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ihtilâf, eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklandığından, bu türden uyuşmazlıklardan kaynaklanan icra takiplerinin kural olarak İİK’nın 50. maddesi uyarınca HUMK’nın (HMK) hükümleri kıyas yoluyla uygulanacağından davalının yerleşim yeri, sözleşmenin ifa edileceği yer veya yetki sözleşmesi ile belirlenen yer icra dairelerinden birinde açılması gerekir. Bu türden sözleşmelerde para alacakları yönünden yetkili mahkemeyi alacaklının yerleşim yeri mahkemesi olarak belirleyen ve sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi hükümlerinin sadece karz akdinden doğan borçlarla sınırlı olduğunun kabulü gerekir. Aksi halde, bütün para borcu ilişkilerinden doğan ihtilâflarda yetkili mahkemenin bu maddeye göre tayini gerekeceğinden, para borçlarıyla ilgili tüm ihtilâfların davacının yerleşim yerinde takip ve davaya konu olması sonucunu doğurur ki bu da; Hukuk Muhakemesi Kanunu’nda yer alan yetkiyle ilgili kuralları adeta istisna haline getirmiş olur. Oysa, gerek mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve gerekse 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmeleri, niteliği itibariyle iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler olup, karşılıklı edimleri içerir. Bu nedenle, eser sözleşmelerinden kaynaklanan bir alacakta yetkili mahkemenin tayininde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. (Emsal Yargıtay 15.HD’nin 16/10/2019 tarih, 2019/2763 esas ve 2019/3958 karar sayılı ilamı; yine Yargıtay 15.HD’nin 25/05/2016 tarih, 2016/1582 esas ve 2016/2980 karar sayılı ilamı)
İtirazın iptali davasında takibin yapıldığı icra dairesinin ayrıca yetkisine itiraz edildiği takdirde mahkemece yapılan inceme neticesinde takip yapılan icra dairesinin yetkili olmadığına kanaat getirilir ise “Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir takip olmadığından davanın reddine” karar verecektir.(06.10.2004 tarih E:2004/19-410 K:2004/471 karar sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı)
Taraflar arasındaki sözleşme yukarıda da ifade edildiği üzere eser sözleşmesi niteliğinde olup, davalının iş yerine ilişkin tabela yapımı işi nedeniyle, işin davalının adresinde adresinde ifa edildiğinin kabul edilmesi gerekir. Bu durumda davalının ikametgahının Konya olmaması, taraflar arasında yetki sözleşmesinin de bulunmaması ile işin Zonguldak ilinde ifa edilmiş olması ve davalının da icra dairesinin yetkisine itiraz etmesi hususları gözetildiğinde Konya İcra Müdürlüğü nezdinde girişilen icra takibinin geçerli bir icra takibi olduğundan söz edilemez. Açıklanan kurallar dairesinde, davanın geçerli bir icra takibi olmadığından usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile dava şartı eksikliği bulunmadığı şeklinde icra takibinde icra dairesinin yetkisine itirazın reddedilerek, işin esasına girilip karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle; istinaf eden tarafları ve 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeninden sayılan hallerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kararın kaldırılarak yeniden hüküm verilmesi yönünde karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-) Konya …Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarihli, … Esas – … Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2.maddesi gereğince KALDIRILARAK AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE YENİDEN KARAR KURULMASINA;
A-) Geçerli bir icra takibi olmadığından DAVANIN USULDEN REDDİNE,
B-) Başlangıçta peşin alınan 121,52 TL harçtan alınması gerekli 54,40 TL ret harcın mahsubu ile bakiye 67,12 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, (ilk derece mahkemesine yazılan 04/03/2019 tarihli ve … harç nolu harç tahsil müzekkeresinin iptaline, ilgili işlemin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine)
C-) Davacının tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Ç-) Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
D-) Davalı kendisini vekil ile temsli ettirdiğinden AAÜT’ne göre 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davacıya verilmesine,
E-) Gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
3-) İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 122,00 TL istinaf karar harcının (nispi) talep halinde davalıya iadesine, (harç iade işleminin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine)
4-) Davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yargılama giderinin (istinaf kanun yoluna başvruma harcı) davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-) Artan gider avansının yerel mahkemece taraflara iadesine,
6-) Dairemiz kararının tebliğ işleminin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
7-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca, kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi….


Başkan

¸e-imzalıdır.


Üye

¸e-imzalıdır.


Üye

¸e-imzalıdır.


Katip

¸e-imzalıdır.

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸