Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/95 E. 2019/103 K. 20.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI :
DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI :
(İstinaf yoluna başvuran)
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İpotek (Tescil İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ :
G.KARAR YAZIM TARİHİ :
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının faaliyet alanının banyo malzemeleri imalatı satışı ve montajı olan bir şahıs şirketi olduğunu, 30/07/2018 tarihinde davacı ile davalı firmanın taşeronu dava dışı … arasında 180 adet duş teknesinin satımı ve davalı firmanın … isimli şantiyesine montajına ilişkin bir eser sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme uyarınca davacının 01/10/2018 tarihine kadar mezkur şantiyeye 180 adet duş kabini teslimi ve montajı işini üstlendiğini, davacı sözleşme uyarınca 180 adet duş kabinini davalı firmaya ait Konya İli Karatay İlçesi …… Mah. …… ada ….numaralı parselde bulunan… isimli projenin şantiyesine teslim ettiğini, bunlardan 125 adetinin montaj işlemini gerçekleştirdiğini, montajı tamamlanmayan malzemelerin hala davalı firmaya ait şantiyede bulunduğunu, davacı firmanın montaj işlemlerinin geri kalanını tamamlamak için 17/09/2018 tarihinde şantiyeye girmeye çalıştığını, ancak erişiminin davalı firma yetkilileri tarafından engellendiğini, bunun üzerine duş kabinlerinin tahrip edilmesi veya başka yere taşınması tehlikesini bertaraf etmek üzere Konya … Sulh Hukuk Mahkemesi … D. İş dosyası ile delil tespit isteminde bulunulduğunu, 20/09/2018 tarihinde davalı firmanın yukarda adresi verilen şantiyesine gidildiğini ve duş kabinlerinin markası, sayısı kaç tanesinin montajının tamamlandığı hususları tespit edildiğini, davacı firma bir kez daha 25/08/2018 tarihinde sözleşmede yer alan işin teslim tarihinden önce montaj işini tamamlamak için şantiyeye gittiğini ancak şantiyeye erişiminin de kötü niyetli olarak engellendiğini, davalı firmadan montaj işlemlerinin tamamlanabilmesi için şantiyenin davacının erişimine açılması 26/09/2018 tarihinde Konya 16. Noterliğinin 021542 yevmiye numaralı ihtarı ile talep edildiğini, ancak davalı firmanın cevaben gönderdiği ihtarnamede davacıya herhangi bir akdi ilişkisinin bulunmadığını, kalan montaj işlemlerini başka bir firmadan alacağını ve davalının yalnızca ürünlüerin garanti hizmetini vermekle yükümlü olduğunu belirttiği, davacının malzeme ve emek vermek suretiyle mezkur inşaata katkıda bulunduğunu ancak eser sözleşmesi tarafı dava dışı …’nin ödeme gücünden yoksun kaldığını, davacıya yapılan imalatlara karşılık olarak herhangi bir ödeme yapılmadığını bu durumdan dolayı da mahkemeden TMK md. 893/3 uyarınca yapı alacaklısı ipoteğinin (inşaatçı ipoteği) geçici tescili talebinde bulunma zorunluluğu hasıl olduğunu belirttiği görülmüş, davacının hak kaybına uğramaması için, davalı tarafın Konya ili, …… İlçesi, .. … Mah, …. Ada, ….. Numaralı Parselde bulunan taşınmazlarına, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesindeki dosyanın kesinleşmesinden sonra 15 gün içerisinde dosya üzerinden inceleme yapılarak inşaatçı ipoteğinin geçici tesciline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “…Davacının davasının KABULÜ ile mülkiyeti davalıya ait dava konusu Mahkememizin 27/10/2018 tarihli yazısı ile üzerinde davalıdır şerhi bulunan Konya İli, ….. İlçesi, … … Mah. …… Kat, ….. Pafta, ….. Ada nolu, ….Parsel…… nolu bağımsız bölümün üzerine Medeni Kanununun 893/3, 895, 1011. maddeleri ve Tapu Sicil Tüzüğü’nün 37. maddesi vd. maddeleri gereğince 90.000 TL alacak miktarı kabul edilerek, daha önce aynı bağımsız bölüm üzerinde bulunan davalıdır şerhinin kaldırılarak ve Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası kesinleşinceye kadar GEÇİCİ YAPI İPOTEĞİ ŞERHİ KONULMASINA, İİK’nın 28. maddesi gereğince hüküm özetinin Karatay Tapu Müdürlüğü’ne gönderilmesine, Mahkememizin … E. Sayılı dosyası kesinleştikten sonra 15 gün içerisinde kesin tescil davası açmak üzere davacıya süre verilmesine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı ile …. arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan sözleşmeye bağlı olarak mal temini yapıldığını, taraflar arasındaki bu ilişkinin davacı ile müvekkili şirket arasında hiçbir ticari ilişkinin bulunmadığı ve …. İle müvekkili şirket arasında temsilcilik veya vekalet ilişkinini bulanmadığı da gözetilerek müvekkili şirkete bağlanamayacağını, TBH’nda sözleşmenin tarafları bağladığı ve tarafları arasında hüküm ve doğuracağını, bu hususun içtihat ve doktrinde de çelişki olmaksızın kabul edildiğini, dosyaya sunulan Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 31/05/2016 tarih 2016/1924 esas sayılı kararında da sözleşmelerin ancak taraflar arasında hak ve borç doğurduğunun belirtildiği, TMK 893/3.maddesinde bir taşınmaz üzerinde yapılan yapı veya diğer işlerde malzeme vererek veya vermeden emek sarf ettikleri için malzeme ve emek karşılığı olarak malik veya yükleniciden alacaklı olan alt yüklenici veya yükleniciden alacıklı olan alt yüklenici veya zanaatkarlardan bahsedildiğini, davacı şirketin hangi rolü üstendiğinin açıklamadığını, sadece mal temin eden kişilerin TMK 893 hükmünden faydalanamayacağının hem mevzuatın kendisinden hem doktrinden hem yerleşik içtihatlardan anlaşılacağını, satış sözleşmesinden dolayı inşaata yalnızca malzeme temin eden ve bir kısım montajını yaptıran davacı şirketin malzemeyi imal etmiş olsa dahi kanunda bahsi geçen emek gösteren veya zanaatkar sınıfına giremeyeceğini, bu sebepten davacı şirketin müvekkili şirket zimmetinde alacıklı olmadığını, davacı şirketin yaptığı hizmetin servis hizmeti olabileceğini, malzeme tedarikinin de kanuni ipotek hakkının oluşumunu sağlayamayacağından adi bir alacağı oluşturacağını, bu adi alacağın muhatabının da müvekkili şirket olmadığını, dava konusu duşa kabinlerin bir eser olmadığını, sözleşmenin imza edildiği tarihten bir gün sonra ifa taahhüt edildiğini, önceden üretilmiş hali hazırda satışa konu edilmiş, mevcut binadan başka daha bir çok binaya da montesi mümkün duşa kabinlerin eser kapsamına girmeyeceğini, TMK 895 de malikin yeterli teminat göstermesi durumunda tescilin yapılacağından bahsedildiğini, dosyaya yapılan itirazlarda bu husustan bahsedildiğini ancak dikkate alınmadığını, eldeki davada teminattan geri kalmış bir malikin de olmadığını, tescil için gerekli şartlardan hiçbirinin oluşmadığını, mahkemeye yapılan 14/11/2018 tarihli itirazda davalıdır şerhinin kaldırılması için teminat teklif edildiğini, ancak 26/11/2018 tarihli itiraz celsesinde bir taşınmaz üzerinde davalıdır şerhinin bırakılması yönünde karar verildiğini, yirminin üzerinde taşınmaza konulan davalıdır şerhinin belge ile sabit birkaç taşınmaz satışının engellendiğini, mahkemece davalıdır şerhi/geçici yapı ipoteği kararını davacı yandan hiçbir teminat alınmadan konulduğunu, anılan karardan sonra müvekkilinin elindeki dairelerin satışını yapamadığı gibi pazarlığı bitmiş dairelerin dahi satışlarını yapamadığını, müvekkilinin davacı tarafın muhatabı olan ….’ye hiç bir isim ve nam altında borçlu olmadığını, bir milyon liraya yakın alacağının olduğunu, eldeki davaların hiç birinde müvekkiline tebligat yapılmadığını, mevcut istinaf başvurusunun yapıldığı dava tarihinin 08/10/2018, davalıdır şerh tarihinin ise 01/11/2018 tarihi olduğunu, istinaf başvuru kararının tebliğinin ise tensip kararı tebliği şeklinde olduğunu, hala kendilerini savunacak ve ifade edecek bir usul ve yargı safahatının olmadığını, mahkemece tensiben verilen kararda ücreti vekalet ve yargılama giderlerine hükmedildiğini, mahkemece tefrik, terfikle birlikte davalıdır şerhinden cayarak ipotek tescil kararı verildiğini, tespit ve tedbir mahiyetinde olan bu kararın nispi ücreti vekalet ve yargılama giderlerine hükmedilecek bir karar olmadığını, esas hakkında bir yargılama olmaksızın tensiben verilen bir tedbir kararı ile bu yönde ücreti vekalet ve yargılama giderlerine dair verilen karar verilmesinin yanlış olduğunu belirterek, istinaf taleplerinin kabulü ile usul ve kanuna aykırı olarak tesis edilen geçici yapı ipoteği şerhine mahsus kararların kaldırılması, nispi oranda belirlenen ücreti vekalet ile yargılama giderlerinin kaldırılması, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davacı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi tarafından verilen kararın “yapı alacağının ipoteğinin geçici tesciline” ilişkin olduğu göz önünde bulundurularak emek ve malzeme vermek suretiyle inşaatta değer artışı yaratan alt yüklenici konumundaki müvekkilinin alacağını alabilmesi için tek kanuni yol olan kanuni ipotek hakkını ileri sürebilme imkanının yok olmaması için usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek, davalı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan yapı ipoteği geçici tescil şerhi konulması talebine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı alt yüklenicinin, dava dışı asıl yüklenici şirket ile imzaladığı sözleşme uyarınca yaptığı imalâtlardan kaynaklı alacağın, taşınmaz tapu kayıtlarına geçici tescil şerhi konulması talebinin şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 893/3. maddesi gereğince bir taşınmaz üzerinde yapılan yapı veya diğer işlerde malzeme vererek veya vermeden emek sarf ettikleri için malzeme ve emek karşılığı olarak malik veya yükleniciden alacaklı olan alt yüklenici veya zanaatkarlar kanuni ipotek hakkının tescilini isteyebilirler. Dolayısıyla yüklenici ipoteği, tescile tabi kanuni ipoteklerdendir. Madde hükmüne göre aralarında doğrudan bir eser sözleşmesi olmadığı halde taşınmaz maliki, alt yüklenicinin yükleniciden olan yapı alacaklarından kanun gereği sorumlu tutularak alt yükleniciye ipotek vermekle yükümlü kılınmıştır.
TMK’nın 895. maddesi hükmüne göre yüklenicinin kanuni ipotek hakları, eser sözleşmesine bağlı olarak çalışmayı veya malzeme vermeyi yüklendiği andan başlayarak tapu kütüğüne tescil olunabilir. Ancak tescilin yüklenilen işin tamamlanmasından başlayarak üç ay içinde yapılmış olması gerekir. Belirtilen süre hak düşürücü nitelikte olduğundan üç ayın sonunda tescil isteme hakkı sona erer. Öte yandan, tescilin yapılması için alacağın taşınmaz maliki tarafından kabul edilmiş veya mahkemece karara bağlanmış olması şarttır.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2016/27 Esas ve 2016/1944 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği gibi yüklenicinin alacağının miktarının işe başlarken kesin olarak belli olmaması, teminatta anlaşılamaması, alacağın miktarının taşınmaz mal sahibince kabul edilmemesi ve yüklenici ipoteğinin tesciline ilişkin davanın kesinleşmesinin uzaması ihtimali gibi durumlarda TMK’nın 1011 ve Tapu Sicili Tüzüğü’nün 48 ve 50. maddeleri hükümleri gereğince, yüklenici ipoteğinin tescili ile ilgili geçici şerhin verilmesi mahkemeden talep edilebilir. Mahkemece, taraflar dinlenerek veya dosya üzerinden inceleme yaparak şerhe konu hakkın varlığının kabul edilebileceği kanısına varılırsa; şerh kararı verir ve kararda şerhin etki bakımından süresi ve içeriği belirlenip; gerektiğinde mahkemeye başvurulması için bir süre verilir. Böylelikle geçici şerh, TMK’nın 896 ve 897. maddelerine göre yüklenicinin, kanuni ipotekten yararlanma bakımından sıra almasını sağlar. Ancak geçici şerh davası, diğer koşullar bakımından yüklenici ipoteğinin tescili davası ile aynı koşulları taşımaktadır. Bu koşullar bir yapı alacağının mevcut olması, alacağın taşınmaz maliki tarafından kabul edilmiş veya mahkemece karara bağlanmış olması, malik tarafından yeterli güvencenin gösterilmemiş olması ve yüklenilen işin tamamlanmasından itibaren en geç 3 ay içinde tescil talebinde bulunulmasıdır.
Somut olayda; alacak davalı iş sahibi-taşınmaz maliki tarafından kabul edilmediğinden davacı alt yüklenicinin yükleniciden olan alacağı konusunda mahkeme ilamı ibraz etmesi gereklidir. Ancak mahkeme ilamı bulunmamaktadır. Bununla birlikte aynı ilk derece mahkemesinde, iş bu davadan önce açılmış … esas sayılı dosyasında, alt yüklenici ile yüklenici arasında görülen alacak davası bulunmaktadır. Mahkemece bu dava HMK’nın 165. maddesi gereğince bekletici mesele yapılıp sonucuna göre diğer delillerle birlikte değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerekirken, alacak konusunda mahkeme ilamı bulunmamasına rağmen yapı alacağının geçici tesciline karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, istinaf edenin tarafı ve 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle mahkemece HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/12/2018 tarihli, … Esas – … Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Belirtilen şekilde işlem yapılması için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davalı tarafından yatırılan 1.537,00-TL istinaf karar harcının (nispi) talep halinde davalıya iadesine,
4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-Dairemiz kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,
Dair, 6100 HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.20/02/2019


Başkan

¸e-imzalıdır.

Üye

¸e-imzalıdır.

Üye

¸e-imzalıdır.

Katip

¸e-imzalıdır.
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸