Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/941 E. 2019/961 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

ASIL DAVADA;

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …
(İstinaf yoluna başvuran)

DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. … – AV. … – AV. …
(İstinaf yoluna başvuran)

ASIL DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

BİRLEŞEN KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
… ESAS – … KARAR SAYILI DAVASINDA;

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. … – AV. … – AV. …
(İstinaf yoluna başvuran)

DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …

BİRLEŞEN DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
G. KARAR YAZIM TARİHİ : …

İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik asıl dosya davacısı … İnş.San.ve Tic.AŞ vekili ile asıl dosya davalısı-birleşen dosya davacısı vekili … İnş.San.ve Tic.AŞ vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
ANA DAVADA;
DAVA:
Davacı yüklenici şirket olan … A.Ş. vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında Konya … Noterliği 02/07/2014 tarih ve … yevmiye nolu sözleşme ile davacının anaokulu ve kreş yapım işini üstlendiğini, sözleşmeye göre iş bedelinin iş sahibinin (arsa, proje, vergiler, harçlar ve depozitler hariç) yapmış olduğu giderlerin toplamının % 7’si olarak belirlendiğini, sözleşmeye konu işi iskan ruhsatı alarak teslim ettiğini, davalı tarafın inşaatı ihtirazı kayıt koymadan teslim aldığını, açılışını yapığını ve faaliyete başladığını, inşaatın davalıya teslim edilmesine, üzerinden uzunca bir süre geçmesine ve talep edilmesine rağmen müvekkilinin bakiye alacağının ödenmediğini, davalının mezkur inşaata … Ajansından almış olduğu teşvik kapsamında başlamış olduğunu ve tüm inşaat maliyetlerini bu kuruma bildirdiğini 12/08/2014 tarihli resmi gazetede de 2014 yılı Haziran Ayına ait yatırım teşvik belgeleri listesinde davalı şirketin listede 300. sırada yer aldığını, davalının teşvik programından faydalandığının … Ajansı’nın … nolu belgesinde kayıtlı olduğunu, davacı şirkete ödenecek ücretin 35.600 TL.si ödediğini, bakiye kısmını ödemediğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, sözleşme hükümlerine göre inşaat maliyetinin mahkemece tespit edilerek maliyet bedeli üzerinden sözleşme gereği davacıya ödenmesi gereken %7 ücretin hesaplanmasını ve davalı tarafından yapılan 35.600 TL. (KDV Dahil) düşüldükten sonra kalan bakiye alacaklarının KDV’si ile birlikte hak ediş tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş ve ayrıca ihtiyati tedbir talebinde de bulunmuştur.
CEVAP:
Davacı iş sahibi şirket olan … Tic. A.Ş. cevap dilekçesiyle özetle; davacı ile davalı arasında … Anaokulunun inşaatının yapımı hususunda eser sözleşmesi yapıldığını, davalının davalıya borcu olmadığını, borcu olduğu kabul edilse dahi davalının 350.000 ile 500.000 TL civarında zararı olduğunu, varsa davacının alacağından bu zararın mahsup edilmesi gerektiğini, Mayıs 2014 tarihinde işin yapımına başladığını, davacının önünde çok uzun bir süre olmasına rağmen davacı kendisinden beklenen özeni göstermediğini ve inşaatı verilen süre içinde bitirmediğini, iskan ruhsatının alındığı tarihin 09/09/2015 tarihi olduğunu, öğrenci kayıt döneminin müvekkilince inşaat işleri ile uğraşarak geçirmek zorunda kaldığını, birçok nedenden ve gecikmeden dolayı davalının 500.000,00 TL civarında zarara uğradığını, davacının davasının reddine karar verilmesini ve alacağın tespit edilmesi halinde müvekkilin mahrum kaldığı karın hesaplanarak davacının alacağı ile mahsup edilip ücreti vekalet ile yagılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA;
DAVA;
Davacı iş sahibi … A.Ş vekili dava dilekçesinde özetle; davalının yaptığı ayıplı işler nedeni ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi … D. İş sayılı dosyası gereğince ayıplı işlerin toplamının 24.500 TL. olduğunu, taraflar arasında yapılan sözleşme gereğince inşaatın bitiş tarihinin 30/07/2015 olması gerekirken iskanın 09/09/2015 tarihinde alındığını, geç teslim nedeni ile okulun Eğitim öğretim sezonunu kaçırdığını bu nedenle 500.000,00 TL. kredi çekmek zornuda kaldıklarını, öğretmen ve diğer personellerin alındığnı, ancak öğrenci sayısının çok az bir seviyede kaldığını, yine milli eğitim bakanlığının verdiği 3.000 TL tutarındaki desteğin süresinin kaçırıldığını, bu teşviklerin 15 Ağustos tarihinde açıklandığını, sadece teşvik ücreti olarak 70 öğrencide 210.000 TL. kayıplarının olduğunu, öğrenci başına 1.000 TL alınan okulda 9 ay çalışıldığını ve 170 öğrenciden 1.530 TL. gelir elde edilebileceğini %30 karla elde edilebilecek net kar kaybının 459.000 TL olduğunu bu nedenle ayıplı imalatlardan kaynaklanan 24.000 TL.nin ve mahrum kalınan kar için şimdilik 100,00 TL. karın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle beraber müvekkiline ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı yüklenici … A.Ş vekili davaya cevabında özetle; davacının ayıplı imalatla ilgili iddialarının yerinde olmadığını, davalının 1 yılı aşkın süre önce inşaatı teslim aldığını, teslim alırkende herhangi bir itirazi kayıt koymadığını, öte yandan mezkur inşaatın yapı denetim firmasının gözetiminde yapıldığını, davacının iddia ettiği gibi bir durum varsa bile bunda müvekkilinin değil yapı denetim firmasının sorumlu olduğunu, davacının geç teslim ve kazanç kaybı iddiaları ile ilgili olarak, dava konusu taşınmaz inşaatına 10/07/2014 tarihinde başlandığını, inşaatın süresinde bitirildiğini, ve 09/09/2015 tarihli yapı kullanım izin belgesi ile teslim edildiğini, davacı tarafın inşaatı kayıtsız şartsız teslim aldığını, açılış yaptığını ve faaliyetine başladığını, hatta açılışla müvekilinin bizzat katılıp çiçek gönderdiğini, ancak davacının müvekkiline ödemesi gereken bedeli ödemediğini, davacının yapı kullanım izninin geç alındığı ve bu nedenle zararı olduğu idodiasının doğru olmadığını, yapı kullanım izinbelgesinin müracaatını işverenin kendisinin yaptığını, bu işin yüklenicisinin sorumluluğunda olmadığını, tarafların imzaladıkları sözleşmede hava şartlarını mücbir sebep olarak kabul ettiklerini, sözleşlme süresi boyunca 179 gün havanın yağmurlu karlı ve don geçtiğini, bu durumun meteorolojiden sorulabileceğini, diğer taraftan sözleşmede ve ilk projede olmayan ikinci yangın merdiveni yapılması için proje tadilatının zorunlu olduğunu, bu durumun yapı kullanım izin belgesinin alınmasını 1 ay uzattığını, malzeme alımlarının gecikmesinin de işin süresini uzatılma sebebi olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunda olmayan yapı kullanım izin belgesinin 30/07/2015 tarihinde alınmış olsa dahi davacı için durumun yine değişmeyeceğini, zira bu süreye davacının 3 aylık Milli Eğitimden ruhsat alma süresi eklendiğinde 2015 yılı Ekim ayının çoktan gelmiş geçmiş olacağını, tüm bu nedenlerle davacının davasının reddi ile mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “…davacı-karşı davalı, davalı-karşı davacı ile anlaşarak aralarında bir eser sözleşmesi imzalamışlar, buna ilişkin proje oluşturup çeşitli hukuki müracaatlarda bulunup, bir eser meydana getirilmesini kararlaştırmışlardır.
Dosya kapsamından ve eklerinden anlaşıldığı üzere, davacı-karşı tarafın sözleşmedeki şartları yerine getirildiği anlaşılmış olup, davalı-karşı davacının itirazlarını delillerle ispatlayamadığı kanaati oluşmuştur. Zira, dosya kapsamında yapılan bilirkişi incelemelerinde sunulan delillerde taraflar arasında yapılan sözleşmeye istinaden eserin tamamlanmış ve karşı tarafa teslim edilmiş olduğu, karşı tarafın teslim alırken herhangi bir itirazı kayıt koymadığı ve davacının taleplerinden sonra davacı tarafa ayıp ve eksikler konusunda isnatlarda bulunduğu ve bu isnatları da yasal delillerle ispatlayamadığı anlaşılmıştır.
Bununla beraber, davalı-davacı karşı tarafın açmış olduğu dava incelenerek, konu ile ilgili yapılan bilirkişi incelemelerinde davalı-karşı davacının iddia ettiği eksikliklerin tamamlanmanmış olduğu ve bu eksikliklerin tam olarak ne olduğu mahkememizce tespit edilemediğinden ve davalı-karşı davacının sözleşmeye aykırılığı, zamanında iddia etmemiş olduğu, talep etmiş olduğu mahrum olmuş olduğu kar bedelinin somut olmadığı ve tam olarak belirlenebilir olamayacağından, davalı-karşı davacının davasının reddedilmesi gerektiği kanaati oluşmuştur.
Yukarıda izah etmiş olduğumuz nedenlerle, davacı-karşı davalının davasının kabulü ile 62.722,75 TL.nin davanın belirsiz alacak davası olmuş olduğu ve alacak hakkının muacceliyetinin davalı-karşı davacıya hakediş tarihinde bildirilmediğinden veya bildirimin usüli yazılı olarak yapılmamış olduğundan davalının-karşı davacının temerrüt tarihi olarak mütemerritliğinin dava tarihinden itibaren kabulü ile belirlenen tazminat miktarının davalı-karşı davacıdan ticari faiziyle birlikte davalı-karşı davacıdan dava tarihinden itibaren alınarak davacı-karşı davalıya ödenmesine karar verilmiştir…” gerekçesiyle “…1-Davacı-karşı davalının davasının KABULÜ ile 62.722,75 TL.nin dava tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, 2-Davalı-karşı davacının ispatlanamayan davasının REDDİNE…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı-birleşen dosya davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde özetle; birleşen dava yönünden;
* Dava konusu işin eksikliklerine ilişkin olarak Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş. sayılı dosyasında tespit yapıldığını, eksiklik ve ayıpların tek tek belirlendiğini ve bedelinin 24.500,00 TL olduğunu, ancak mahkemece bu hususların belirtilmediğini,
** Yapılan işin ayıplı olduğunu ve çatı izolasyonu ile ilgili ayıpların yağmur yağınca, foseptik çukuru ile ilgili ayıpların ise havalar ısınınca otaya çıktığını, zamanaşımı süresi içerisinde ayıpların bedelinin istenebileceğini, bu nedenle mahkeme ilamının yerinde olmadığını,
*** Sözleşmeye uygun olarak teslim edildiğine ilişkin ispat yükünün davacıya ait olduğunu, birleşen dosya davacısının işin süresinde teslim edilememesinden dolayı mahrum kaldığı karın özel okul işletmesinden anlayan bilirkişiden alınacak raporla somutlaştırılabileceğini,
**** İnşaat bilirkişi raporlarının tarafsız olmadığını, tarafsız olmayan bilirkişiler tarafından verilen raporlara defalarca itiraz edilmesine ve bu hususun mahkemece belirtilmesine rağmen bilirkişilerin vermiş olduğu rapor dikkate alınarak verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, davacının hiç bir şekilde teslime ilişkin belge sunmadığını, sözleşmenin teslim tarihinin 30/07/2017 olduğunu, oysa işyerinin iskan ruhsatının alınma tarihinin 03/12/2017 tarihi olduğunu, tarihlerden de anlaşılacağı üzere davacının teslim için en az 5 ay geciktiğini ve bunun müvekkili için bir yıllık gelir kaybına sebep olduğunu, her iki davada da adil bir yargılama yapılması için tarafsız bilirkişiler tarafından dosyanın yeniden incelenmesi ve rapor düzenlenmesi gerektiğini, müvekkili ile husumetli olan bilirkişi tarafından düzenlenmiş rapora dayalı olarak verilen yer mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu,
Esas dava yönünden ise davacının işi eksiksiz teslim edemediğinden alacağının muaccel olmadığını, ayıplı işlerin bedellerinin düşülmesi gerektiğini belirterek her iki dava ile ilgili olarak yerel mahkeme tarafından verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı-birleşen dosya davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: asıl davada taleplerinin inşaat maliyetinin mahkemece tespit edilerek maliyet bedeli üzerinden sözleşme gereği davalının müvekkiline ödemesi gereken %7 ücretin hesaplanması ve davalı tarafından yapılan 35.600,00 TL ödeme düşüldükten sonra kalan bakiye alacak için KDV’si ile birlikte hakediş tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili olduğunu, toplam alacağa yerel mahkemece dava tarihinden itibaren ticari faize hükmedilmediğini, bu yönü ile kararı istinaf ettiklerini belirterek istinaf başvurularının kabulüne, davalı birleşen davanın davacısının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Asıl dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili; birleşen dava ise ayıplı imalat ve geç teslim nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Davacı yüklenici ile davalı iş sahibi arasında Konya … Noterliği 02/07/2014 tarih ve … yevmiye nolu sözleşme ile anaokulu ve kreş yapım işi konulu eser sözleşmesinin bulunduğu, sözleşmeye göre iş bedelinin iş sahibinin (arsa, proje, vergiler, harçlar ve depozitler hariç) yapmış olduğu giderlerin toplamının % 7’si olarak belirlendiği, iş bedeli olarak davacının 35.600,00 TL tutarında ödeme yaptığı noktasında ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf davacının işini süresinde ve ayıpsız olarak teslim edip etmediği, iş bedelinin tamamını hak edip etmediği, davalının ayıp ve geç teslim nedeniyle isteyebileceği tazminat olup olmadığı noktasındadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353. maddesinde, bölge adliye mahkemesinin dosyayı ilk derece mahkemesine geri gönderme sebepleri tahdidi olarak sayılmış olup HMK’nın 353/l-a-6. maddesinde, ilk derece mahkemesince, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, esasa ilişkin inceleme yapılmadan kararın kaldırılmasına kesin olarak karar verileceği düzenlenmiştir. Ayrıca tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olduğunun kabulü halinde kararın bir kısmının incelenerek esastan red kararı verilmesi mümkün değildir. Aynı şekilde esastan red kararı verilmesi delillerin değerlendirecek ölçüde toplandığına delalet edeceğinden tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olduğu gerekçesi ile dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi kendi içerisinde çelişmektedir. Zaten kanun koyucu, bu iki halin bir araya gelmeyeceğini öngördüğünden esastan verilecek kararı belli koşullar altında temyizi kabil olarak düzenlemiş iken diğer hali kesin olarak düzenlemiş bulunmaktadır. Kararın düzenlenen kanun yolu açısından da bakıldığında da çelişkili durum yarattığı gözden kaçırılmamalıdır. Tüm bu anlatımlara göre, kararın bir bölümü esastan incelenerek karar verilmesi halinde diğer kısmı yönünden HMK’nin 353/(1)-a.6 maddesi hükmü gereğince tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verildiğinden bahisle dosyanın ilk dereceye gönderilmesine karar verilemez.
Somut olay bu bilgiler ışığında incelendiğinde davaya konu işin eksik yapılıp yapılmadığı, ayıplı olup olmadığı noktasında bilirkişi raporuna ve bilirkişilerin tarafsızlığına açıkça itiraz edilmiş olup ayıplara ilişkin delil tespiti yapılmış olmakla bu delil celp edilip incelenmeksizin araştırma yapılması hukuka aykırı olmakla ilgili dosyada belirtilen eksikliklerin ayıp olup olmadığı, ayıp ise gizli ayıp veya açık ayıp olup olmadığı belirlenmeli, kanunda öngörülen hallerden hangisinin hakkaniyete uygun olduğu göz önünde bulundurularak ayıbın hangi şekilde giderileceği ve ayıp ihbarı olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre davalı iş sahibinin talep edebileceği tazminat miktarı belirlenmelidir. Bu delil hiç değerlendirilmediğinden kararın kaldırılması gerekmekte olup kararın sair yönleri bir bütün olarak değerlendirileceğinden toplanan delillere göre yeniden hüküm tesis edilmek üzere istinaf taleplerinin kabulü cihetine gidilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, istinaf edenin tarafı ve 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzeninden sayılan hallerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulüyle HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Asıl dosya davacısı … İnş.San.ve Tic.AŞ vekilinin asıl davaya yönelik ve asıl dosya davalısı-birleşen dosya davacısı … İnş.San.ve Tic.AŞ vekilinin asıl ve birleşen Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına yönelik istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarihli, … Esas – … sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-) Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-) Asıl dosya davacısı … İnş.San.ve Tic.AŞ tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının (maktu) talep halinde ilk derece mahkemesince sahibine iadesine,
4-) Asıl dosya davalısı-birleşen dosya davacısı … İnş.San.ve Tic.AŞ tarafından asıl davaya yönelik yatırılan 1.071,15 TL istinaf karar harcının (nispi) ve birleşen davaya yönelik yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının (maktu) talep halinde ilk derece mahkemesince sahibine iadesine,
5-) Asıl dosya davacısı … İnş.San.ve Tic.AŞ tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-) Asıl dosya davalısı-birleşen dosya davacısı … İnş.San.ve Tic.AŞ tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
7-) Asıl dosya davalısı-birleşen dosya davacısı … İnş.San.ve Tic.AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde tehiri icra talebinde bulunmuş ise de; ilk derece mahkemesi kararı kaldırıldığından tehiri icra talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
😎 İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-) İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,
Dair, 6100 HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan incelemesonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi….


Başkan

¸e-imzalıdır.


Üye

¸e-imzalıdır.


Üye

¸e-imzalıdır.


Katip

¸e-imzalıdır.

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸