Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/797 E. 2019/860 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
(İstinaf yoluna başvuran)
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
G. KARAR YAZIM TARİHİ : …
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin Konya ilinde haritacılık, altyapı inşaat işleri ile iştigal ettiğini, müvekkili firmanın davalı şirkete Karayolları 5. Bölge Müdürlüğü dahilindeki muhtelif yolların kamulaştırma plan üretimi arazi çalışmaları işi hizmetini verdiğini, bu hizmetin bedeli olarak da 22/03/2015 tarihli, 177.000,00 TL bedelli ve 24/011/2015 tarihli 30.680,00 TL bedelli iki adet fatura düzenlendiğini ve tebliğ edildiğini, davalı şirketin bu fatura bedeline karşılık olmak üzere banka havalesi ile müvekkiline bir kısım ödeme yaptığını ancak yapılan ödemelerin düşülmesinden sonra müvekkili şirketin halen 71.930,00 TL alacağının kaldığını, bakiye alacağın tahsili amacıyla Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, icra dosyasından borçlu şirkete ilamsız ödeme emri tebliğ edildiğini, bu ödeme emrine karşılık borçlu şirket tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ve borçlunun iş bu itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmesinin gerektiğini, davalı tarafın kendilerine kesilen faturanın tebliğ edilmesine rağmen borcunu ödemediğini, borcun ödeme tarihinin ve meblağının kesin olduğunu fakat buna rağmen ödeme yapılmadığı gibi takibi geciktirmek amacıyla borca haksız olarak itiraz edildiğini, bu sebeple de İ.İ.K gereğince %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de davalı yana hükmedilmesini talep ettikleri görülmektedir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın açmış olduğu kötü niyetli ve mesnetsiz davayı kabul etmediklerini, müvekkili tarafından davacı yana 194.000,00 TL ödeme yapıldığını, davacının talebinin sebepsiz zenginleşme amacı güttüğünü, davacının bahsettiği Karayolları 5. Bölge Müdürlüğü dahilindeki yolların kamulaştırılması amacıyla davacı tarafından ifa edilen 207.680,00 TL’nin tamamını müvekkili şirket tarafından ödendiğini, davacı yanın davalı müvekkilinin yapmış olduğu ödemeyi yeniden tahsil için bu işleme giriştiğini, davacının iddiası gibi 71.930,00 TL bakiye borcun kalmasının söz konusu olmadığını, 71.930,00 TL bakiyenin davacı şirketin vergi dairesi, SGK gibi resmi kurumlara borçlarından ötürü banka hesaplarının blokeli olduğunu beyan etmesi ve bu konudaki yoğun ısrarları üzerine davacı şirket sahibinin oğlu olan ve aynı zamanda bu işi fiili gerçekleştiren …’ın banka hesaplarına bu işi ortak olarak yapmaya başladıkları …’in eşine ait …’in banka hesaplarına ve … ile …’e elden nakten ödenmek suretiyle ödendiğini, farklı bir tarih olan 03/02/2015 tarihinde müvekkilince …’a 15.000,00 TL nakit paranın elden teslim edildiğini, 01/04/2015 tarihinde ise 1.000 TL 06/05/2015 tarihinde ise iki kez 250,00 TL 15/05/2015 tarihinde 3.000 TL gibi bir ödeme ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemelerin tamamen karşılıklı güvene dayandığını, davacı şirketin işlerinin son derece bozuk olduğunu ve yurt içi yurt dışı olmak üzere piyasaya çokça borcunun bulunduğunu, hesaplarına ise blokeler konulduğunu, sonuç itibariyle fatura konusu işin karşılığının müvekkili şirket tarafından fazlasıyla ödendiğini, davacı şirketin hesabına yapılmayan şahıslara yapılan tüm ödemelerin davacı şirketin maddi durumundaki bozukluktan ötürü hesaplarında bloke olması sebebiyle davacı alacaklının bilgsi dahilinde ve alacaklının kendi isteği üzerine gerçekleştirildiğini, açılan davanın reddi ile yapılan yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davacı yana hükmedilmesini talep ettiği görülmektedir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “…Davanın yasal dayanağını oluşturan İİK.67. maddesinde; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” şeklinde düzenlendiği, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine ilamsız icra yolu ile toplam 71.930,00 TL’lik alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, takip dayanağının fatura olduğu, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, davalının süresi içerisinde itirazı üzerine takibin durduğu, mahkememiz dosyasına farklı SMMM bilirkişi … tarafından düzenlenen raporların incelenmesi neticesinde takip tarihi olan 29/07/2016 tarihi itibariyle davalının davacıya 71.930,00 TL borcunun bulunduğunun tespit edildiği bildirildiği, alınan SMMM bilirkişi raporunun hukuka oluşa ve denetime elverişli olması ve Yüksek Yargıtay 19. H.D’nin 16/01/2017 tarih, 2016/11472-185 sayılı kararı da dikkate alındığında Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından davacı tarafından davalı aleyhine yapılan icra takibine karşı davalı tarafın itirazında haksız olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne, davalının İİK.67/2.maddesi gereğince takibe konu alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerektiğine dair gerekçeyle;
Davanın KABULÜ İLE;
Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 71.930,00 TL asıl alacağa yönelik davalının itirazlarının İPTALİ ile bu miktar üzerinden TAKİBİN DEVAMINA,
İİK.67/2.maddesi gereğince kabul edilen 71.930,00 TL alacağın takdiren % 20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili tehiri icra talepli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, delilleri arasında bulunan tanık dinletme taleplerinin reddine karar verilerek savunma hakkının kısıtlanmasının hukuka aykırı olduğunu, 17/04/2017 tarihli ön inceleme duruşmasında HMK 201 ve 202.maddeleri gerekçe gösterilerek tanık dinletme taleplerinin reddine karar verildiğini, cevap dilekçesinde savunmanın HMK’nın 201 ve 202. maddeleri ile bir ilgisinin bulunmadığını, senede karşı tanıkla ispat yasağının somut olayda uygulanacağının görardı edildiğini, faturaya konu ticari işe taraflarınca itiraz edilmediğini, faturaya konu işin kim tarafından yapıldığı hususunda tanık dinletme taleplerinin yerinde olduğunu, tanık delilinin taraflar arasındaki ticari ilişkide ödemelerin ne şekilde yapılacağı konusundaki anlaşmaya ilişkin olduğunu, bu şekilde icra takibine itirazlarının haklı olduğunun kanıtlanabileceğini, icra dosyasına konu fatura her ne kadar davacı … Ltd. Şti. adına kesilmiş olsa da faturaya konu işi asıl yapanın … ile … olduğundan ticari ilişkinin kiminle gerçekleştiriliği ve temel borç ilişkisi bakımından tanık dinletme taleplerinin yerinde olduğunu, müvekkili şirketin fatura kesilmesi gerektiğini dile getirdiğinde adı geçen kişinin “işi yapalım, faturayı da …’ın babasının şirketi olan davacı şirketten keseriz” denilmesi üzerine işin yapıldığını, ortada … tarafından yapılmış olan bir işin bulunmadığını, dosyada bulunan ödeme dekontlarının davacı … şirketine yapılan bir kısım ödemelerin, resmi olarak faturayı bu şirketin kesmesinden kaynaklı ödemeler olduğunu, fatura konusu işi gerçekte yapanların … ile … olduğunu, davacı tarafın dahi dava dilekçesinde deliller kısmında 7 nolu delil olarak şahit beyanları deliline dayandığını, cevaba cevap dilekçelerinde de 4 nolu maddede kendilerine ödeme yapılan … ve … isimli kişilerin tanık olarak dinlenmesini talep ettiklerini, davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde, tanık dinlenmesi konusunda genel olarak bir itirazı olmayıp aksine kabulünün bulunduğunu, davacı tarafın dilekçesinde bu ifadeler eyer verip, duruşmada genel olarak tanık dinletilmesine muvafakatinin olmamasının iyiniyetli olmayıp usul ve kanunla bağdaşmadığını, mahkemece tanık dinletme taleplerinin reddinin savunma hakkının ihlali olduğunu, karşı tarafın cevaba cevap dilekçesinde 3 nolu maddede sadece resmi kayıtlar ile çalıştığı sabit olan …’ın şirket bünyesinde çalışmadığına ilişkin tanık dinletilmesine muvafakatlerinin olmadığına dair beyanlarının olduğunu, dava konusu fatura bedellerinin davacı şirketin vergi dairesi, SGK gibi resmi kurumlara borçlarından ötürü banka hesaplarının blokeli olduğunu beyan etmesi ve bu konudaki yoğun ısrarları üzerine davacı şirket sahibinin oğlu olan ve aynı zamanda faturaya konu işi bilfiil gerçekleştiren …’ın banka hesaplarına, bu işi ortak olarak yapmaya başladıkları …’in eşine ait …’in banka hesaplarına ve … ile …’e elden naklen ödenmek suretiyle ödenmesi konusunda müvekkili şirket ile anlaşma sağlandığını ve karşılıklı güven ilişkisine dayalı ödemelerin bu şekilde gerçekleştiğini, bu hususta bilgi sahibi tanıklarının olduğunu, ayrıca cevap dilekçesinde delilleri arasında yemin sayılmış olsa da davacının kötüniyetli olduğu düşünülüğünden haksız bilirkişi raporu sonrasında dosyanın geldiği safhada taraflarınca davacı tarafa yemin teklif edilmediğini, yargılamada eksik incele ile karar verildiğini, müvekkili şirket tarafından yapılan ödemelerin görmezden gelindiğini, dava konusu fatura bedellerine karşılık banka havalesi ile muhtelif tarihlerde borcun 194.000,00-TL kısmının ödendiğini, ödemelere ilişkin banka dekontlarının sunulduğunu, dosyaya sunulan ödene belgelerinin bilirkişi raporunda ve mahkeme kararında dikkate alınmadığını, davacı tarafın talebi gereği belirttiği Karayolları 5. Bölge Müdürlüğü dahilindeki muhtelif yolların kamulaştırma plan üretimi arazi çalışmaları işinin davacı tarafından ifa edildiğini ve işin bedeli 207.680,00-TL’nin tamamının müvekkili şirket tarafından ödendiğini, ancak davacı şirketin müvekkili şirketten tahsil ettiği alacağı ikinci kez tahsil etmeye çalıştığını ve iş bu davayı açtığı için kötü niyetli olduğunu, bakiye 71.930,00-TL borcun kalmasının söz konusu olmadığını, dava konusu işin tamamının müvekkili firma tarafından gerçekleştirildiğini, iş kapsamındaki arazi çalışmalarını taşeron kullanmak suretiyle yaptırmak istediğinde daha önce de zaman zaman küçük işlerini taşeron olarak yaptırmış olduğu …’ın bu işi taşeron olarak yapmak üzere talip olduğunu ve işi … isimli arkadaşı ile yapacağını söylediğini, şirketin önceden tanıtıp güvendiği işi bu iki arkadaşa yaptırma kararı verildiğini, faturanın davacı şirket üzerine kesilmesi istendiğinde işin görülmesi için kabul edildiğini, davacı firmanın ticari olarak sıkıntılı günler geçirdiğini, dava konusu işle ilgili avans ödemelerini gerçekleştirebilmek amacıyla … firmasına ait banka hesap numarası istendiğinde müvekkili şirket yetkilisi …’e firmaya ait banka hesabında çeşitli borçlardan ötürü bloke olduğu, blokenin kalkmak üzere olduğu ve bloke kalkana kadar ödemelerin elden ya da şahsi banka hesaplarına yapılması için ısrar edildiğini, bunun üzerine ödemelerin yapıldığını, davacı şirket müdürü … ve oğlu … ile müvekkili şirket yetkilisinin aralarında 10 yıla dayanan dostluk ve ticari iş ilişkisinin olduğunu, tüm ödemelerin davacı alacaklının bilgisi dahilinde ve alacaklının kendi isteği üzerine gerçekleştirildiğini, … Ltd. Şti tarafından mahkemece yapılan müzekkereye verilen cevapta 29/05/2015 tarihli ödemenin SMO tarafından yapıldığı ve gönderilecek yerin talimatının … tarafından verildiğinin bildirildiğini, bu cevabi yazının da müvekkili şirket tarafından yapılan davacı şirket dışındaki hesaplara neden ödeme yapıldığının kanıtı olduğunu, müvekkili şirket tarafından yapılan ve dosyaya makbuzları sunulan beyan edilen ödemelerin dikkate alınması, uyuşmazlığın kilit noktasını teşkil eden noktalarda ise tanıkların dinlenmesi gerekirken yeterince inceleme yapılmaksızın, sunulan bilirkişi raporuna itiraz dilekçeleri değerlendirmeye alınmaksızın talepleri görmezden gelinerek hukuka ve hakkaniyete aykırı şekilde ve eksik inceleme ile karar verildiğini, müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinin durdurulması bakımından mehil vesikasına esas olmak üzere tehiri icra kararı verilmesini ve mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dairemizce, davalı tarafın tehiri icra talebi kabul edilerek 22/10/2019 tarihli ara kararla Konya … İcra Dairesinin … esas sayılı icra takibi yönünden icranın geri bırakmasına karar verilmiştir.
Davacı taraf istinaf talebine cevap vermemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Davacı tarafça, davalının Karayolları 5. Bölge Müdürlüğü dahilindeki muhtelif yolların kamulaştırma plan üretimi arazi çalışmaları işi hizmetini kendisine verdiğini, hizmet bedeli olarak 22/03/2015 tarih … nolu 177.000,00 TL ve 24/11/2015 tarih … nolu 30.680,00-TL bedelli faturaları tanzim ederek davalıya tebliğ ettiğini, davalının kısmen ödeme yaptığını belirterek 71.930,00-TL bakiye alacağının tahsili için yürütülen icra takibine yönelen itirazın iptali talep edilmiştir. Davalı tarafça davacı ile olan sözleşme ilişkisi reddedilmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden doğan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptâli davasıdır. Kural olarak, eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Sözleşmenin kurulması için yazılı şekil şartı yok ise de davalı tarafından sözleşme ilişkisi inkâr edildiği takdirde yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekir. 6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura, ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler, ikrar veya yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tüm bu delillerle de sözleşme ilişkisi ispatlanmış değilse HMK 200. maddedeki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. Açık muvafakat olmazsa tanıkla sözleşme ilişkisi ispatlanamaz. Bunun da istisnası olan HMK 202. maddeye göre senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir.
Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir. HMK 222. maddeye göre ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Somut olayda davalı tarafça, davacı ile olan sözleşme ilişkisi reddedilmiş ise de yapılan işin ve takibe dayanak davacı tarafından düzenlenen faturaların reddedilmediği, bilirkişi raporuna göre davacı ile davalının ticari defterlerindeki kayıtlar incelendiğinde davacı ile davalı arasındaki sözleşme ilişkisinin kanıtlandığı görülmektedir. Bununla beraber davalı tarafça, ısrarlı ve hileli davranışların yönlendirmesi ile 71.930,00 TL’lik bakiye iş bedeli borcunun davacı şirketin yetkilisi …’ın oğlu … ‘a ve ortağı olduğu söylenen …’e elden ve banka aracılığıyla ödendiği iddia edilerek ödeme işlemlerine dair dekontlar dosyaya sunulmuştur. Bu belgeler delil başlangıcı sayılamayacağı gibi davalı tacir olup ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir (TTK m.18/2). Dolayısıyla davalı tarafça ikrar edilen (HMK m.188) bakiye borç bedelinin davacı şirketin banka hesabının bloke olduğunun söylenmesi üzerine bloke kalkana kadar ısrarlı ve hileli davranışların yönlendirmesi ile elden ve banka hesaplarına ödendiği olgusunun “hukuki fiil” kabul edilip tanıklarının dinlenmesi mümkün değildir. Tarafların ticari defter yerindeki alacak borç miktarı da birbirini doğrulamamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, HMK’nın 355. maddesi gereğince yapılan inceleme neticesinde; ilk derece mahkemesince toplanan deliller ve bu delillerin taktiri ile karar gerekçesine göre verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Konya… Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarihli, … Esas – … Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken harçtan 4.913,53-TL harçtan peşin alınan 1.228,39-TL istinaf karar harcının (nispi) mahsubu ile bakiye 3.685,14-TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince sahibine iadesine
5-İstinaf kararının Dairemizce taraflara tebliğ edilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. …


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

Alınması gereken harç: 3.685,14-TL-davalıdan
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸