Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/657 E. 2019/823 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
(İstinaf yoluna başvuran)

İHBAR OLUNAN : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVANIN KONUSU : Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
G. KARAR YAZIM TARİHİ : …
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 01/04/2016 tarihinde işletme onarım işleri için eser sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme gereğince davalı şirketin Ürgüp Bölgesi işletme onarım ve bakım hizmetlerini yerine getireceğini, 11/09/2017 günü 16:30 sıralarında davalı yüklenici şirketin sorumluluk alanında olan Avanos İlçesi Yukarı Mah. Ulu Ada Mevkinden meydana gelen bir yangınla ilgili olarak tutanak tutulduğunu ve olay mağduru …’a ait saman ve yonca balyalarının yandığının ve meydana gelen yangının yüksek gerilim hattının fincanlarında meydana gelen kıvılcımların sebep olduğunun belirtildiğini, mağdur …’ın zarar tespit tutanağına dayanarak müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlattığını, takip sonucu müvekkilinin ödeme yapmak zorunda kaldığını, iş bu zararın davalı yüklenici şirket tarafından karşılanmasının gerektiğini, elektrik hattındaki bakım ve onarımdan kaynaklı oluşabilecek her türlü sorumluluğun davalı yüklenici firmaya ait olduğunu ve açıkladığı nedenlerle müvekkili şirketin dava dışı …’a ödediği 17.311,01-TL hasar bedelinin davalı şirketten rücuen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle özetle; müvekkili firmanın sözleşme uyarınca işletme işini aldığı Nevşehir-2 bölgesindeki işyerlerinin … Sigorta A.Ş tarafından sigorta poliçesi ile sigortalandığını, davanın … Sigorta A.Ş’ye ihbarının gerektiğini, yangına sebebiyet veren kıvılcım attığı düşünülen direğin müvekkili firmanın işlettiği sahada bulunmadığını, zarardan müvekkilinin sorumlu olmadığını, davacının zararın gerçekten müvekkili firma sorumluluğunda olup olmadığı yönünde herhangi bir itirazda bulunmadan, gerçek zararı tespit ettirmeden, talep edilen zararı peşinen ödemesinin davacı ile müvekkili firma arasında imzalanmış yüklenici sözleşmesinin gereklerine ve ruhuna aykırı olduğunu ve açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “…Dosya kapsamında bulunan delillerden yangın neticesinde 1200 adet saman balyası ile 300 adet yonca balyasının zarar gördüğü hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Zira bu durum kollukça düzenlenen tutanak ile de sabittir. Bunun aksini iddia eden davalının iddiasını ispatlaması gerekmektedir. Ancak davalı tarafça bu yönde bir delil sunulmamıştır. Bu nedenlerle de Mahkememizce, yangın neticesinde 1200 adet saman balyası ile 300 adet yonca balyasının zarar gördüğü kabul edilmiştir. Zararın tutarı yönünden ise 11/09/2017 tarihli zarar tespit tutanağı ile bilirkişi raporu araında çelişki bulunmaktadır. Bu çelişki saman ve yonca balyalarının birim fiyatının farklı alınmasından kaynaklanmaktadır. Zarar veren oluşan gerçek zaradan sorumlu olup dava dışı 3. kişinin gerçek zararı 15/08/2017 tarih ve … seri numaralı faturadan anlaşılacağı üzere 14.100,00 TL’dir. Bu bakımdan balyaların birim fiyatı yönünden bilirkişi raporuna itibar edilmemiş, anılan faturadaki birim fiyatını dikkate almak gerekmiştir.
Avanos İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası UYAP üzerinden istenmiş yapılan incelemede; dava dışı 3. kişinin 14.100,00 TL’nin tahsili için icra takibi başlattığı ve dosyanın davacı tarafça 17.311,01 TL ödeme yapılarak infazen kapandığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında imzalan sözleşmenin 4. ve 10. maddeleri uyarınca davalının davacının 3. Kişiye ödemek zorunda kaldığı tutardan sorumlu olduğu sonucuna ulaşılarak davanın kabulüne karar vermek gerektiğine dair gerekçeyle;
Davacının davasının KABULÜ ile 17.311,01 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili tehiri icra talepli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dosyadan aldırılan 18.01.2019 tarihli “Fen Bilirkişi Raporu”na ve 21.01.2019 tarihli “Bilirkişi Raporu”na karşı taraflarınca yazılı beyanlarla itiraz edildiğini, yine akabindeki duruşmada her iki taraf vekilinin de sözlü olarak bilirkişi raporuna karşı itirazlarını beyan ettiklerini ve itirazları karşılar nitelikte yeni bir bilirkişi raporu alınması yönünde talepte bulunduklarını, mahkemece yapılan itirazlar doğrultusunda dosyadaki çelişkilerin giderilmesi için yeni bir bilirkişi raporu tanzim edilmeksizin mevcut bilirkişi raporları çerçevesinde hüküm kurulduğunu, mahkemenin hükme elverişli olmayan bilirkişi raporlarında yer alan tespitler doğrultusunda karar verildiğini, kararın usul ve yasalara aykırı olduğunu, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 25.09.2012 tarih ve 2012/3417 Esas-2012/5433 Karar sayılı ilamı ile aynen; “bilirkişiden gerekçeli, açıklamalı ve denetime elverişli ek rapor alınarak oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu ile hüküm tesisi doğru olmamış” denildiğini, itirazları karşılar ve çelişkiyi giderir nitelikte yeni bir rapor alınmaksızın mevcut rapor doğrultusunda hüküm kurulmasının usul ve yasalara aykırı olduğunun hüküm altına alındığını, dava konusu yangının meydana geldiği alanın müvekkili şirketin sorumluluk sahası içerisinde yer almamasına karşın mahkemece söz konusu yangın olayının müvekkili şirketin sorumluluk alanı içerisinde gerçekleştiği kabulüyle verilen karar bütünüyle hukuka aykırı olduğunu, mahkemece yargılama safhasında alınan 18.01.2019 ve 21.01.2019 tarihli bilirkişi raporları esas alınarak dava konusu yangın olayının müvekkili şirketin sorumluluk alanı içerinde gerçekleştiği kabulüyle hüküm kurulduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında yangın olayının Avanos ilçesi sınırlarında gerçekleştiği, bu sebeple de müvekkili şirketin sorumluluğu altında olduğu yönünde tespitler yapıldığını, bahsi geçen olayın Avanos ilçesi sınırlarında gerçekleştiğini, yargılama süresince taraflarınca da aksi yönde bir beyanda bulunulmadığını, esasında; dava konusu yangın olayı her ne kadar Avanos bölgesi sınırları içerisinde meydana gelmişse de, yangına sebebiyet veren arızalı ayırıcının, yangından zarar gören dava dışı …’ın komşusu …’ya ait … Tavuk Çiftliğinde bulunan ayırıcı olduğunu, meydana gelen arızanın … Tavuk Çiftliğinde gerçekleştiğini, söz konusu çiftliğin müvekkili şirketin sorumluluk alanında olmaması nedeniyle dava konusu yangının meydana geldiği alanın müvekkili şirketin sorumluluk alanı içerisinde yer almadığını, çiftlik sahibi dava dışı …’un yangından önce davacı …’a ayırıcısını tamir ettirmek için kesinti talebinde bulunduğunu, ancak çiftlik sahibinin beyanına göre …’ın hattın üzerinde güneş enerji santrali bulunması sebebi ile ileri bir tarihte kesinti yapılabileceği bilgisini verdiğini, yangından bir veya iki gün sonra dava dışı …’un kendi ayırıcısını özel elektrikçisini getirerek tamir ettirdiğini, kıvılcım attığı düşünülen direğin, müvekkili firmanın işlettiği sahada bulunmadığını ve müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını, bu nedenle öncelikle müvekkilinin, meydana gelen yangında herhangi bir kusurunun bulunmadığını, meydana gelen zarardan da müvekkili firmanın sorumluluğunun bulunmadığını, davacının da icra takibi neticesinde ödediği bedeli müvekkili firmaya rücu edemeyeceğini, dava dışı kişinin uğradığı zarar ile müvekkili firmanın fiilleri arasında illiyet bağının bulunmadığını, illiyet bağının kesildiği yerde, zarardan sorumluluğun gündeme gelmeyeceği gibi davacının rücu etme hakkının da söz konusu olmayacağını, yangın olayının dava dışı …’ın komşusu …’ya ait … Tavuk Çiftliğinde yapılan işlemler sonucu meydana gelmiş olup olamayacağı hususu mahkemece araştırılmadan, yangının Avanos bölgesinde gerçekleşmiş olması sebebiyle, sorumluluğun doğrudan müvekkili şirkete atfedilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, dava konusu yangının, müvekkili şirketin sorumluluk alanı içerisinde gerçekleşmediğinden yangın nedeni ile meydana gelen zarardan müvekkili şirketin sorumlu olmayacağını, ancak kabul anlamına gelmemekle birlikte söz konusu yangının müvekkili şirketin sorumluluk alanı içerisinde gerçekleşmiş olması halinde dahi, müvekkili şirketin sorumluluğunun yalnızca zararın meydana geldiği andaki gerçek zarar bedeli ile sınırlı olduğunu, icra takip masraflarına ilişkin bir sorumluluğunun olmayacağını, dava dışı …’ın, 15.08.2017 tarihinde olaydan yaklaşık bir ay önce aldığı saman ve yolca balyalarının faturasına istinaden Avanos İcra Müdürlüğünün … esasına icra takibi yoluna başvurduğunu, davacı …’ın icra takibine yasal süresi içerisinde itiraz etmediğini ve sonrasında da takibin kesinleşmesi üzerine haciz işlemlerini engellemek adına dava dışı …’ın sunduğu fatura uyarınca talep edilen miktarın faizleri, icra takip giderleri ve vekalet ücretleri ile birlikte çok daha fazla bir bedel üzerinden dava dışı kişiye ödediğini, işbu icra takibine ve kesinleşmesine müvekkili şirket sebebiyet vermediğinden müvekkili şirketin sorumlu olacağı bedelin sadece zarardan müvekkili şirketin sorumlu olduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte gerçek zarar bedeli olacağını, davacının asıl yapması gerekenin zararın doğduğu anda veya en geç icra takibi ile birlikte durumdan müvekkili şirketi haberdar etmek iken, davacının bu yönde müvekkili firmaya hiçbir bildirimde bulunmadığını, müvekkili firmanın, 01.04.2016 tarihli yüklenici sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca kendisinin sebebiyet verdiği zararlardan ötürü 3. şahıslara karşı sorumluluğu bulunduğunda tartışma olmasa da davacının, zararın gerçekten müvekkili firmanın kusuru ile meydana gelip gelmediği hususunda herhangi bir tespit ve araştırma yapılmadan, icra takibi ilamsız icra takibi olarak başlatılmış olduğundan 7 günlük yasal süre içerisinde itirazda bulunmadan, gerçek zarar tespit ettirmeden, talep edilen sözde zararı peşinen ödemesi davacı ile müvekkili firma arasında imzalanmış yüklenici sözleşmesinin gereklerine ve ruhuna aykırı olduğunu, bir nevi davacı tarafın, nasılsa sözleşme ile rücu hakkı olduğundan hareketle uyuşmazlığın gerçekte ne olduğunu araştırma yoluna gitmediğini ve müvekkili şirketi sırf sözleşme maddelerine dayanarak neden olmadığı bir zarardan sorumlu tuttuğunu, dava dışı … tarafından olaydan yaklaşık 1 ay önce satın alınmış saman ve yonca balyalarının yangın tarihine kadar ne kadarlık kısmının kullanılmış olduğu, yangının meydana geldiği esnada faturalarda belirtilen miktarda saman ve yolca balyasının gerçekte mevcut olup olmadığı, yangının meydana geldiği alanda ne kadar saman ve yonca balyasının yangın sonucu zayi olduğu hususlarında mahkeme aracılığı ile bir delil tespiti yaptırılmadığını, saman ve yonca balyalarının bir kısmının yangından önce kullanılmış olması durumunda dava dışı …’ın fatura bedelini zarar olarak talep etmesinin hakkaniyete aykırılık teşkil edeceğini, dava dışı …’ın farazi bir şekilde davacıdan alacak talebinde bulunduğunu ve basiretli bir tacir olan davacının tüm bu hususları göz önünde bulundurmadan ve hatta göz ardı ederek talep edilen alacağı sorgusuz sualsiz ödediğini, hasar tespiti yaptırılmadan talep edilen alacağın davacı tarafından itiraz edilmeksizin ödenmesinde müvekkili firmanın herhangi bir kusuru bulunmadığı gibi sorumluluğunun da bulunmadığını, davacının zarara ilişkin ilk talebin anında müvekkili firmayı bilgilendirmiş olsaydı müvekkili firmanın hem zararın sorumluluğunda olup olmadığını hem de zararın gerçek boyutunu tespit edebileceğini, /ettirebileceğini ve kusurlu bulunması durumunda ödenmesi gereken bir bedel varsa bunu hiçbir yasal yola düşürmeden peşinen yargılama giderleri, vekalet ücreti, faiz vb. olmaksızın ödeyebileceğini, bugün talep edilen bedelden daha az bir bedelle zararın giderilebileceğini, müvekkili firma dışında yürütülen bir sürecin sonucunda, zarardan müvekkili firmanın sorumlu tutulmasının hiçbir hukuki dayanağı olmadığı gibi hakkaniyete de aykırı olduğunu, bu nedenle de icra takibi nedeni ile gündeme gelen işlemiş faiz, takip harç ve masrafları ile vekalet ücreti yönünden müvekkili firmanın herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, yangının meydana gelmesinde olduğu gibi icra takibinin açılmasında da müvekkili firmanın bir kusurunun bulunmadığını, işbu davanın açılmasına da müvekkili şirketin sebebiyet vermediğini, bu doğrultuda davacı lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasalara aykırı olduğunu, tüm bu sebeplerle mahkemece verilen kararın usul ve yasalara aykırı olduğunu, mahkeme kararının kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak müvekkili şirket yönünden davanın reddine ve tehiri icraya karar verilmesine ve istinaf incelemesinin duruşmalı yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dairemizce, 11/10/2019 tarihli ara kararla Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf talebine cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafından istinaf dilekçesinde ileri sürülen iddiaların gerçeği yansıtmayan, hukuki dayanaktan yoksun, soyut ve ispata muhtaç iddialar olduğunu, davalı ile müvekkili şirket arasında yapılan yüklenici sözleşmesi gereği davalının, sorumluluk sahasında meydana gelen zararlardan dolayı müvekkili şirketin üçüncü kişilere yapmış olduğu ödemelerden sorumlu olduğunu, bu sebeple davalının usul ve yasaya uygun olmayan istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan işsahibi tarafından üçüncü kişiye ödenen tazminatın yükleniciden rücuan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı … ile Davalı … Enerji arasında Ürgüp bölgesindeki işletme onarım işleri kapsamındaki işlerin yüklenici tarafından tamamlanacağına dair 1/4/2016 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Üçüncü kişilerin zarara uğraması halinde yüklenicinin sorumlu olacağı noktasında taraflar arasında çekişme yoktur. Davacı işsahibi tarafından üçüncü kişiye ait saman ve yonca balyalarının yüksek gerilim hattından gelen kıvılcımla yandığı ve bunun sonucunda üçüncü kişinin davacı işsahibi aleyhine giriştiği icra takibi sonucunda icra dosyasına ödenen 17.311,01-TL’nin davalı yükleniciden tahsili için eldeki davanın açıldığı görülmektedir. Davalı yüklenici ise zararın meydana geldiği alanın sorumluluk sahasında bulunmadığını, mahkeme eliyle zarar tespitinin yapılmadan olay yeri tutanağı ve üçüncü kişinin sunduğu fatura üzerinden zarar miktarının usule aykırı belirlendiği, üçüncü kişinin davacıya yönelttiği icra takibinin zamanında ödeme emrine itiraz edilmemesi sonucu kesinleştiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece talimat yoluyla yapılan keşifte tanık olarak dinlenen … Belediyesi İtfaiye Amirliği Zabıt Varakasında imzası bulunan itfaiye eri … elektrik direğindeki sigortalardan kaynaklı saman balyalarının yandığını ve yangını söndürüp olay yerinden ayrıldıklarını belirtip ne kadar saman balyası olduğunu bilmediğini beyan etmiştir. Bilirkişi Kurulu tarafından da zararın davalının sorumluluğundaki elektrik direğinden kaynaklandığı tespit edilerek saman ve yonca balyalarının tümünün yandığı kabulü ile toplam zararın 12.600,00-TL olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla zararın davalı yüklenicinin sorumluluğundaki işletmeden kaynaklandığı hususunda duraksama yoktur. Ancak üçüncü kişinin davacı aleyhine giriştiği icra takibinin davacının zamanında ödeme emrine itiraz etmemesi nedeniyle kesinleştiği göz önünde bulundurulmadan karar verilmesi hatalı olmuştur. Diğer taraftan tanık … samanların üstüne toprak atarak söndürdüklerini ve olay yerinden ayrıldıklarını belirttiğinden ne kadar saman ve yonca balyalarının yandığı, tamamının zarar görüp görmediği belirlenememiştir. Kollukça tutulan tutanakların bu yönden gerekli verileri içermeden yapılan hesaba dayandığı görülmüştür. Bu nedenle davacının delil tespiti yaptırmayarak (HMK m.400) davalının tazminat yükümlülüğünü artırdığı (TBK m.51,52) kanaati ile serbest piyasa fiyatlarına KDV dahil olduğundan bilirkişilerce belirlenen 12.600,00-TL saman ve yonca bedelinden % 30 oranında indirim yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi uygun görülmüştür. Yapılan indirim TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklandığından davanın kısmen reddi söz konusu olmayıp davalı lehine yargılama giderine hükmedilmesi mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle hükmün HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca düzeltilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
A-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarihli, … Esas – … Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ESAS HAKKINDA YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA;
1-Davacının davasının KABULÜ ile 8.820,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Peşin alınan 295,63-TL harçtan alınması gereken 602,49-TL harcın mahsubu ile bakiye 306,86-TL harcın davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 336,73 TL harç gideri, 1.403,80 TL talimat ve bilirkişi ücreti gideri ve 149,80 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.890,33 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
B-Davalı tarafça yatırılan 295,63-TL istinaf karar harcının (nispi) ilk derece mahkemesince karar kesinleştiğinde talep halinde sahibine iadesine,
C-Davalı tarafça yapılan 29,70-TL tebligat gideri ve davalı tarafça yatırılan 121,30-TL istinaf yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 151,00-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Ç-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
D-İlk derece mahkemesi kararı düzeltilerek esas hakkında yeniden kesin hüküm verildiğinden İİK’nun 36/4. maddesi uyarınca davacı tarafça Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyasına davalı tarafça sunulan teminatın mektubunun iadesine, gerekli işlemin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
E-Arta kalan gider avansı olması halinde ilk derece mahkemesince karar kesinleştiğinde sahibine iadesine,
F-İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,
Dair; 6100 HMK’nın 362/1-a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi. …


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

Alınması gereken harç: 306,86-TL-davalıdan
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸