Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/460 E. 2019/460 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
(İstinaf yoluna başvuran)

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
G. KARAR YAZIM TARİHİ : …
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen ara kararına yönelik davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacı şirketin davalıya asansör yapım ve bakımından kaynaklanan 30/11/2017 tarihli fatura bedeli alacağı olan 517.430,00-TL’nin müvekkili davacı şirketin 25/06/2014 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinden kaynaklanan 675.000,00-TL tutarındaki borcundan takas edilerek bakiye 157.570,00-TL’nin ise davalı şirket hesabına ödenmesi için ödeme yeri tespiti ile depo kararı verilmesi, müvekkili davacı şirket tarafından bakiyenin yatırılmasından sonra da söz konusu Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesine konu evsafı nitelikleri bağımsız bölümü bildirilen Konya İli … İlçesi … Mah. … ada M.. pafta .. parselde kayıtlı inşa edilen … Siteleri B Blok No:4’de kayıtlı gayrimenkulün tapusunun davalı şirket üzerinden iptali ile müvekkili davacı şirket adına tesciline, sözleşme kapsamında verilmiş olan senetlerin ödenmiş olması sebebiyle iptaline, 30/11/2017 tarihli fatura bedeli 517.430,00-TL’nin asansörlerin teslimi olarak kabul edilen … Belediyesi tarafından ruhsat tarihi olan 23/06/2015 tarihinden geçerli olmak üzere ticari avans faizi üzerinden ödenmesine, taraflar arasında akdedilen edimlerin yerine getirilmemiş olması nedeniyle muarazanın giderilerek sözleşmenin başından geçerli olamak üzere feshine, dilekçe belirtilen bonoların bedelsiz olması nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti ile iptaline, rayiç dönemlere ait kira bedelinin 28 ay için toplam miktarının tespitine kadar şimdilik 1.000,00-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini, ayrıca dava konusu daire üzerine devir ve temlikin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir konulmasına, dava konusu davalı adına kayıtlı gayrimenkul üzerine terditli olarak takas şartları gerçekleşmezse davada müdeabihin değeri olan 517.430,00-TL’nin 23/06/2015 tarihinden geçerli olmak üzere avans faiziyle birlikte tahsiline karşılamak üzere ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sırasında verilen;
12/06/2018 tarihli ara karar ile; “Davacının dava dilekçesindeki ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; 6100 s. HMK’nın 393/1. maddesi gereğince ihtiyati tedbire ilişkin bu ara kararının tebliğ edildiği tarihten itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde dava değerinin % 20’si oranında nakdi teminatın veya kesin ve süresiz banka teminat mektubunun Mahkememize ibrazı halinde, borçlusu davacı şirket, lehtarı davalı şirket olan, 30/06/2014 ödeme tarihli ve 155.000-TL bedelli, 30/07/2014 ödeme tarihli ve 34.666-TL bedelli, 30/08/2014 ödeme tarihli ve 34.666-TL bedelli, 30/09/2014 ödeme tarihli ve 34.666-TL bedelli, 30/10/2014 ödeme tarihli ve 34.666-TL bedelli, 30/11/2014 ödeme tarihli ve 34.666-TL bedelli, 30/12/2014 ödeme tarihli ve 34.666-TL bedelli, 30/01/2015 ödeme tarihli ve 34.666-TL bedelli, 30/02/2015 ödeme tarihli ve 34.666-TL bedelli, 30/03/2015 ödeme tarihli ve 34.666-TL bedelli, 30/04/2015 ödeme tarihli ve 34.666-TL bedelli, 30/05/2015 ödeme tarihli ve 34.666-TL bedelli, 30/06/2015 ödeme tarihli ve 34.666-TL bedelli, 30/07/2015 ödeme tarihli ve 34.666-TL bedelli, 30/08/2015 ödeme tarihli ve 34.666-TL bedelli, 30/09/2015 ödeme tarihli ve 34.676-TL bedelli bonoların dava tarihinden sonra icra takibine konulmasının ve bu ara kararının davalıya tebliğinden itibaren de ayrıca 3. kişilere devredilmesinin (ciro edilmesinin) tedbiren önlenmesine, Teminatın 1 haftalık kesin süre içerisinde mahkememize yatırılmaması halinde tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılmasına, Davacının fazlaya ilişkin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine…” karar verilmiştir.
Davacı vekili 12/03/2019 tarihli duruşmada; Hakediş Ödemeler Protokolünde yer alan kayıtlarda bahsedilen B09 no’lu daireye ait ödeme olarak hakedişlerinin virman olarak yapılmasının kararlaştırıldığını, bu nedenle yeniden bu taşınmaz kaydına ihtiyati tedbir konulmasını talep etmekle;
Mahkemece … tarihli ara karar ile; “…Davacı tarafın İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN mevcut dosya ve delil durumu dikkate alınarak REDDİNE…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme tarafından … tarihinde 13/12/2018 tarihli dilekçelerinde belirtilen hakediş ödemeler protokolünde yer alan kayıtlarda bahsedilen B09 nolu daireye ilişkin olarak yeniden talep edilen ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiğini, ara kararın usul ve hukuk aykırı olduğunu, mahkemece mevcut dosya ve delil durumuna göre reddine karar verildiğinin belirtildiğini, ancak dosya ve delil durumunun ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi için yeterli olduğunu, davanın alacak davası olduğunu ve alacağın karşılığında müvekkiline dair verilmesinin karaştırıldığını, bu hususun taraflar arasında imzalanan hakediş ödemeler protokolünün 3.2. maddesine özellikle yazıldığını, maddede açık ve net olarak “muaccel hale gelmiş hakediş raporu bedeli, yüklenicinin …’nın … Konutları projesinden alacağı B09 nolu daireye ait alıcılar hesabına virman yapılması suretiyle ödenir” denildiğini, yani üzerine tedbir konulması talep edilen dairenin doğrudan dava ile ilgili olduğunu, dava açıldığında tedbir talebinin kabul edildiğini, tedbir için tapu müdürlüğüne yazıldığını, ancak parselle ifraz gördüğü için tedbirin tapuya işlenemediğini, şimdi 9 nolu dairenin netleştiğini ve tapusunun davalı şirket adına çıkarıldığını, bu tapu üzerine tedbir talep ettiklerini, mahkemenin müvekkili firmanın talebinin dikkate almayarak sözleşmede de yazılı olarak belirtilen söz konusu olan hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaştırılması ya da tamamen imkansız hale gelmesi ihtimalinin göz ardı edilmesi ve verdiği kararın da gerekçe olarak gösterdiği hususun dayanaksız olduğunu, bu nedenle ihtiyati tedbir talebinin reddine kararın kabul edilemeyeceğini, daha önce dava dilekçesinde davalı şirket hakkında yapmış oldukları harici araştırmalarda hakkında açılmış bir çok davanın olduğunu ifade ettiklerini, UYAP ortamında bu davaların görülebileceğini, tedbir taleplerinde haklı olduklarının anlaşılacağını, mahkemenin bu hususu da dikkate almadığını, bu nedenlerle mahkemenin ara kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf talebine cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu alacağın ihtilaflı olduğunu, istenilen talebin yargılamadan sonucun elde edilmesi niteliği taşıyan ihtiyati tedbir kararının reddinin yerinde olduğunu, dosya kapsamında zaten davacının %20 teminat yatırması durumunda dosya kapsamında dava konusu yapılan bonoların ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, bunun dışında yeni bir ihtiyati tedbir kararı verilmemesinin yerinde olduğunu, bu nedenlerle … tarihli tedbir talebinin reddine ilişkin kararı karşı yapılan istinaf yoluna başvurunun usulden ve esastan reddine, mahkeme masrafı ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Davacı alt yüklenici, davalı yüklenicinin dava dışı … Belediyesi’nin hizmet binasını inşaa ettiğini, belediye binasının asansörlerinin yapımı ve bakımı hakkında davalı yüklenici ile aralarında sözleşme yapıldığını, işin yapılıp teslim edilmesine rağmen iş bedelinin ödenmediğini, ayrıca davalı yüklenicinin inşaa ettiği park mahal konutlarından gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince bir adet daire verileceğinin kararlaştırıldığını, bu konuda alacak ve borç takası görüşmesi yaptıklarını ileri sürerek terditli olarak alacak-tapu iptali tescil-takas veya alacak-tazminat-kira bedeli talebinde bulunmuş, ayrıca ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, 12/06/2018 tarihli ara kararla ihtiyati tedbir ve haciz taleplerinin istinaf yolu açık olmak üzere reddine karar verilmiştir. Bu kez davacı vekili 28/12/2018 tarihli dilekçe ile ihtiyati tedbir konulması için yeniden talepte bulunmuş, ilk derece mahkemesince 09/01/2019 tarihli ara kararla tedbir talebinin aynı şekilde reddine karar verilmiştir. Daha sonra 12/03/2019 tarihli ön inceleme duruşmasında davacı vekili ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş, ilk derece mahkemesince bu kez … tarihli ara kararla ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, verilen bu son ara karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İlk derece mahkemesinin ilk olarak 12/06/2018 tarihinde verdiği ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine dair kararı istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Davacı vekili daha sonra iki kez daha ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiş, mahkemece red edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın durum ve koşulların değişmesi sebebiyle tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasını düzenleyen 396. maddesinde; “Durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir.
İtiraza ilişkin 394 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası, kıyas yoluyla uygulanır” düzenlemesi bulunmaktadır. Ancak maddede, kanun yoluna başvuru imkanını düzenleyen 394. maddenin beşinci fıkrasına atıf yapılmadığı görülmektedir.
HMK’nin 396. maddenin gerekçesi ise; “İhtiyatî tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasını düzenleyen bu maddede de, yukarıda belirtilen iki maddedeki ortak yönler dikkate alınarak itiraza ilişkin benzer hükümlere ayrıca atıf yapılmıştır. Ancak, itiraz üzerine verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurulması hakkındaki fıkraya atıf yapılmamıştır. Zira, hâl ve şartların değişmesi, hukukî bir değerlendirmeden daha çok, maddî şartlarla yakından ilgili, nispeten sübjektif ve doğrudan mahkemenin takdirine bağlı bir husustur. Ayrıca, aynı yargılama süreci içinde, bir çok kez hâl ve şartlarda değişiklik olması sebebiyle, tedbirde değişiklik yapılması veya kaldırılması, bu yönde talepte bulunulması ya da talebin reddi söz konusu olabilir. Her talepten sonra verilecek karar hakkında kanun yoluna başvurulması, ihtiyatî tedbirler için kanun yoluna başvurulmasında istenen amacı da sağlamayacaktır. Kanun yolunun açılmış olmasının amacı, ihtiyatî tedbirlerle ilgili temel hukukî ve prensip hatalarının önüne geçmektir. Bu sebeple, ihtiyatî tedbirin reddi ve ihtiyatî tedbire itiraz üzerine verilen kararlar için kanun yolu imkânı getirilmiştir.” şeklindedir. Dolayısıyla, durum ve koşulların değişmesi nedeni ile verilen kararlar hukukî bir değerlendirmeden daha çok, maddî şartlarla yakından ilgili, nispeten sübjektif ve doğrudan mahkemenin takdirine bağlı kararlar olduğundan, bu kararlara karşı kanun yolunun kapalı olması ön görülmüştür. Nitekim, yargılama süresince her yeni durumda talebin yinelenerek karar verilmesi halinde sürekli kanun yoluna başvuru imkanı tanınması, kanun yolundan beklenilen amaçtan uzaklaşılması sonucunu doğuracaktır. Şüphesiz, bu tür kararlar esas hükümle birlikte kanun yolu denetimi altındadır. Dolayısıyla mahkemece tedbir talebine yönelik verilen ilk ara karardan sonraki ara kararlara yönelik istinaf başvurusunda bulunulamaz.
Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesinin ilk olarak verdiği ara kararın kesinleştiği, daha sonraki ara kararların HMK’nın 396. maddesi kapsamında olduğu göz önüne alınarak davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 341 ve 396. maddeleri gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından verilen … tarihli ara karara karşı istinaf kanun yolu kapalı olduğundan davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 341 ve 396. maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcı (maktu) peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,
Dair, 6100 HMK’nın 362/1-f. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi. …


Başkan

¸e-imzalıdır.

Üye

¸e-imzalıdır.

Üye

¸e-imzalıdır.

Katip

¸e-imzalıdır.

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸