Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/431 E. 2019/431 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. … (İstinaf yoluna başvuran)
: Av. …
: Av. …

DAVALI : … – …

VEKİLLERİ : Av. …
: Av. …
: Av. …

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
G. KARAR YAZIM TARİHİ :
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın, müvekkili kooperatifin arsa sahiplerinden olduğunu, arsa sahiplerine ait dairelerin geç tesliminden dolayı doğan kira bedelleri nedeniyle tarafların Nisan Ayı 2008 tarihinde bir araya gelerek protokol imzalamış olduklarını, müvekkili tarafından davalılara 1.325.000,00-TL tutarında bono teslim edildiğini, 12 adet 15.000,00-TL tutarındaki bono senetlerinden 3’ünün elden ödendiğini, senetlerin müvekkili tarafından teslim alındığını, kalan 9 adet 15.000,00-TL tutarındaki senetler ise alacaklıları tarafından ayrı ayrı icra takibine konu edilmiş olduğunu ve icra dosya borçlarının müvekkili tarafından ödenmiş olduğunu, 11 adet 75.000,00-TL tutarındaki senetlerin 6’sının müvekkili tarafından elden ödendiğini ve senetlerin teslim alındığını, kalan 5 adet bono senedine karşılık davalı arsa sahibi ve diğerlerine kooperatif üye senetlerinin verildiğini ve bu senetlerin tahsil edildiğini, 4 adet 80.000,00-TL tutarındaki senetlere karşılık yine alacaklılara kooperatif üye senetleri verildiğini ve ayrıca nakit ödeme yapıldığını, müvekkili kooperatifin davalı alacaklı ve diğer arsa sahiplerine olan borçlarının tamamını ödemiş olduğunu ancak davalı tarafından müvekkili aleyhine Konya …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlatılmış olduğunu bu nedenle haksız olarak başlatılan icra takibinin tedbiren durdurulmasına ayrıca müvekkilinin borçlu olmadığına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu bu nedenle davacı tarafça açılan haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “…kooperatif tarafından davalıya bir takım ödemeler yapıldığı sabittir. Ancak; yapılan bu ödemelerin takibe konu bonoların bedeline mahsuben yapıldığı hususunda bir tespit bulunmamaktadır. Ayrıca yukarıda da belirtildiği üzere yapılan ödemelerin takibe konu bonoların bedeline mahsuben yapıldığının yazılı delillerle davacı tarafından ispatlanması gerekmekte olup, davacı bu yöndeki iddiasını usulünce ispatlayamamıştır. Davacı dava dilekçesi ile açıkça yemin deliline dayandığından, Mahkememizce yemin teklifinde bulunulup bulunulmayacağı hususunda açıklama yapılması için davacıya süre verilmiş, davacı da yemin teklifinin bulunulmayacağını bildirmiştir. Anılan nedenlerle ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davalı İİK’nın 72/4. maddesi uyarınca tazminat talebinde bulunmuş ise de Mahkememizce ihtiyati tedbir kararı verilmemesi nedeniyle tazminat şartları oluşmadığından davalının bu talebinin reddine karar vermek gerektiğine dair gerekçeyle; Davacının davasının REDDİNE, Davalının tazminat talebinin REDDİNE…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalının arsa sahiplerinden olduğunu, davacı müvekkilinin ise yapımcı firma olduğunu, taraflar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesinin imzalandığını, geç teslim nedeniyle tarafların Nisan 2008 tarihinde bir araya gelerek davacı müvekkili tarafından davalı arsa sahibine geç teslim nedeniyle toplam 1.325.000,00-TL gecikme tazminatı ödenmesi konusunda anlaştıklarını, anlaşma gereği davacı kooperatif tarafından davalıya davaya konu edilen senetlerde yer aldığı 12 adet 15.000,00-TL, 11 adet 75.000,00-TL 4 adet 80.000,00-TL olmak üzere toplam 1.325.000,00-TL tutarında senetlerin teslim edildiğini, senet bedellerinin tamamının davacı müvekkili tarafından davalıya imzalı belge karşılığı elden, yine imzalı belge karşılığı teslim edilen kooperatif üyelerine ait senetler ile eksiksiz olarak ödendiğini, hem protokol hem de davaya konu senetlerin ilgili protokol gereği davalıya teslim edildiğinin davalının da kabulünde olduğunu, bu konuda taraflar arasında bir ihtilafın olmadığını, yine davalının davacı müvekkili tarafından kendisine imzalı belge ile teslim edilen ödemelerin bir çoğunu kabul ettiğini, davalının kabul etmediği bir kısım tahsilatlar için “işbu ödemeler daire satışı, emlak borcu için yapılmıştır” şeklinde itirazlarda bulunulduğunu, davalı yanın ödemeleri başka bir hukuki ilişki nedeniyle aldığını savunmasına karşılık olarak “daire satışı, emlak borcu” iddialarının ispatlanmasının istendiğini, ancak bu konuda herhangi bir belge ibraz edilmediğini, mahkemenin red gerekçesinin yeterli ve doğru olmadığını, red gerekçesinde emsal olarak sunulan içtihatların da senede karşı senetle ispat zorunluğuna vurgu yaptığını, bedelsizlik iddiasının yazılı belge ili ispatlanmasının gerektiğinin belirtildiğini, mahkemenin ödeme belgelerinin de birer yazılı belge olduğunu gözden kaçırdığını, red gerekçesinin bir diğerinin de “ödemelerin takibe konu senetlere mahsuben yapıldığına dair yazılı belge ibraz edilmediği” şeklinde olduğunu bu gerekçenin de kabul edilemeyeceğini, takibe konu senetlerin yer aldığı 27 adet senetin taraflarca imzalanan protokol kapsamında davalıya aynı anda birlikte teslim edildiğini, taraflar arasında protokolden başka alacak-borç ilişkisi doğuran bir ilişkinin mevcut olmadığını, takibe konu senetleri protokolden ayrı tutmanın düşünmemin mümkün olmadığını, ödemelerin toplam protokol tutarı esas alınarak yapıldığını, ödemelerin karşılığında dosyaya sunulan yazılı belgelerin alındığını, davalı tarafın ödemelerin büyük bir kısmını kabul ettiğini, yalnızca bir kısım ödemenin başka bir borçtan dolayı alındığını iddia ettiğini, ancak bu iddiasını ispatlayamadığını, bu nedenlerle kararda müvekkili aleyhine olan kısımların kaldırılarak davanın tüm yönleriyle kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinaf talebine cevap dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, davalının istinaf başvurusunun usulden ve esastan reddine, vekalet ücretinin ve masrafların karşı tarafa yüklenmesine, davalının kötü niyetle istinafa başvurduğunu, 329. madde gereğince giderlere ve cezaya mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Davacı kooperatif ile arsa sahiplerinden olan davalı arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğu, sözleşme gereğince teslim edilmesi gereken dairelerde gecikme yaşanması ve eksiklikler bulunması gibi nedenlerle arsa sahipleri lehine doğan tazminata mukabil olarak taraflar arasında sulh ve tasfiye mahiyetinde Nisan 2008 tarihlinde protokol yapıldığı, bu protokole göre arsa sahiplerinin alacağının 1.325.000-TL olarak belirlendiği, protokol gereği davacı kooperatifin ödemeleri vadeli olarak yapacağının ve bu konuda 12 adet 15.000-TL bedelli, 11 adet 75.000-TL bedelli, 4 adet 80.000-TL bedelli bono düzenlenip verileceğinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.
Davacı, davalı alacaklı tarafından Konya … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı (yenilenmekle … Esas) dosyası ile kambiyo senetlerine özgü takibe konulan ve yukarıda belirtilen protokol gereği davalıya verilen her biri 23/05/2018 düzenleme tarihli ve 75.000-TL bedelli sırasıyla 30/09/2010, 30/10/2010, 30/11/2010 ve 30/12/2010 vade tarihli toplam 300.000-TL bedelli bono bedellerinin davalıya ödenmiş olduğunu ileri sürerek menfi tespit talebinde bulunmuş, davalı ise protokol gereği bir kısım ödemenin yapıldığını ancak dava konusu bonolara ilişkin ödeme yapılmadığını savunmuştur.
İlk derece mahkemesince bononun bedelsiz olduğunun ispat yükünün davacı borçluda olduğu, dava konusu bonoların ödendiğine ilişkin davacının yazılı delil sunmadığı gibi hatırlatılmasına rağmen yemin deliline başvurmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İlk derece mahkemesince icra takibine konu bonoların taraflar arasında düzenlenen Nisan 2008 tarihli protokolden ayrı olarak değerlendirilerek hüküm kurulması doğru olmamıştır. Nitekim icra takibine konulan bonoların vade tarihleri protokolden farklı olarak düzenlenmiş ise de düzenlenme tarihleri ile protokol gereği davalıya verilen diğer bonoların düzenleme tarihlerinin aynı olduğu açıktır. Ayrıca davalı tarafından da cevap dilekçesiyle söz konusu bonoların protokol kapsamında düzenlenip davacı tarafından verilen bonolar olduğu kabul edilmiştir. Bu nedenle icra takip tarihi itibariyle protokol gereği davacının takibe konu bonolar dolayısıyla borçlu bulunup bulunmadığının anlaşılması için davacı tarafından protokol kapsamında yapılan ödemeler ve bu konudaki davalının itirazları nazara alınarak bilirkişi marifetiyle hesaplama yapılarak çözüme ulaşılması gerekmektedir. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarının her birinde birbiriyle çelişkili miktarda alacak hesabı yapıldığı gibi hüküm kurmaya elverişli olmadıkları görülmektedir. Dolayısıyla, dosyanın 1 hesap, 2 de mali müşavir bilirkişisinden oluşan heyete tevdii ile dava konusu hakkında önceki raporlardan ayrılınan yönü gerekçesiyle belirtir denetimi mümkün hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu aldırılması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, istinaf edenin tarafı ve 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarihli, … Esas – … sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan 44,40-TL istinaf karar harcının (maktu) talep halinde ilk derece mahkemesince sahibine iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,
Dair, 6100 HMK’nın 353/1-a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi. …


Başkan

¸e-imzalıdır.

Üye

¸e-imzalıdır.

Üye

¸e-imzalıdır.

Katip

¸e-imzalıdır.

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸