Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/365 E. 2019/368 K. 23.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas

DAVACI : … NAK. ISI SAN VE TİC. A.Ş. –

VEKİLİ : Av. … (İstinaf yoluna başvuran)

DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
G. KARAR YAZIM TARİHİ : …
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen ara kararına yönelik davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanan inşaat yapım sözleşmesi gereği malzeme bedelleri davalı tarafa ait olmak üzere inşaat yapım işini müvekkili şirketin üstlendiğini, sözleşmede inşaat maliklerinin inşaatta fiili olarak kullanılan malzeme ve işçilik olduğunun kararlaştırıldığını, sözleşmenin arsa maliklerini de bağladığını, davalı tarafın noter aracılığıyla taraflar arasındaki yapım sözleşmesini feshettiğini bildirdiğini, müvekkili şirketin yine noter aracılığıyla fesihe karşı çıktığını, müvekkili şirketin yapım sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının tahsili için davalı aleyhine açtığı Konya …AHM.nin … E., sayılı dosyasından sonuçlandığını, bu dava ile müvekkili şirketin kusursuz olduğunun da ortaya çıktığını, nakit bedel karşılığı eser sözleşmelerinden iş sahibine haksız olarak dönülmesi halinde olumlu zarar kapsamında kar kaybının istenebileceğinin öngörüldüğünü, bu nedenlerle müvekkili şirketin olumlu zararlarının hesaplanarak HMK 107.maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak 5.000,00-TL’nin davalıdan tahsilini, ayrıca yapım sözleşmesinde kararlaştırılan inşaatın toplam miktarı ve bunların rayiç bedellere göre malzeme ve işçilik bedellerinin toplamı ve bunlara karşılık gelen kar mahrumiyetinin miktarı ile Konya …. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı gözönüne alınarak taşınmazların devrinin engellenmesi için teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddini talep etmiş, tedbir konusu taşınmazın uyuşmazlık konusu olmadığını, davada uyuşmazlık konusunun, sözde varlığı iddia edilen müsbet zararların tazminine ilişkin alacağa ilişkin olduğunu, tensiple verilen teminatsız ihtiyati tedbir kararının herhangi bir yaklaşık ispat durumu gerçekleşmeksizin sadece davacının tek taraflı talep ve beyanına göre verilmiş olduğunu, hukuka ve içtihatlara uygun olmadığını, davacının henüz miktarını açıklamasa da davasının değerinin kadar yüksek olduğunu, taşınmazların hepsine birden üstelik de teminat dahi ödenmeksizin engelleyici tedbir konulmasının mantık ve hukuk dışı olduğunu, 07/02/2019 tarihinde tensip kararınız ile davalı müvekkile ait taşınmazların üzerine konulan ihtiyati tedbir in mevzuata, içtihatlara ve oluşa aykırı şekilde verilmiş olduğunu, yüzlerce üyesi olan ve halen faaliyeti devam eden kooperatif açısından telafisi imkansız zarar ve kayıplara yol açacağından kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesinin … tarihli ara kararda; “…Her ne kadar mahkememizce yukarıda belirtilen mahkeme ilamında feshin geçersizliğine karar verilmesi, davanın eser sözleşmesinden kaynaklı alacak davası olması gibi hususlar da nazara alınarak tensip ara kararı ile davacının ihtiyati tedbir talebine karşın olumlu işlem yapılmışsa da, davalı itirazları ve dosya kapsamı tekrar incelendiğinde, feshin geçersizliğine karar veren Konya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı ilamının henüz kesinleşmemiş olması, ihtiyati tedbir istenen davalı taşınmazlarının dava konusu olmaması ve artık para alacağına yönelik davacı taleplerinin ihtiyati tedbire konu olamayacağı nazara alındığında davalı vekilinin itirazının kabul edilerek mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına dair gerekçeyle; Davalı (ihtiyati tedbir kararına itiraz eden) vekilinin teminatsız verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması isteminin KABULÜNE…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yapım sözleşmesinin davalı yanca haksız olarak feshedilmesi nedeniyle açılan müspet zararın tahsili istemine ilişkin davada davalı adına kayıtlı taşınmazların devrinin engellenmesi için talepte bulunduklarını, mahkemece ihtiyati tedbir kararı verildiğini, itiraz üzerine de ihtiyati tedbir kararının kaldırıldığını, Konya …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasıyla taraflar arasında inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan ve müvekkili şirketin haklılığını ve alacağını tespit eden hükmün mevcut olduğunu, bahsi geçen davada davalının haksızlığının açıkça ortaya konulduğunu, bu yönüyle müvekkili bakımından yaklaşık ispatın gerçekletiğini, HMK madde 389 red gerekçesiyle yapılmışsa da bizahiti maddenin kendisinin müvekkili lehine ihtiyati tedbir kararı verilmesini öngördüğünü, davalı kooperatif adına olan taşınmazların devri halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağını veya imkansız hale geleceğini, davalı kooperatifin genel kurullarında taşınmazların satımına dair kararla da bulunduğunu, kooperatifin mali ve hukuki durumu ile davadaki yaklaşık ispatın ihtiyati tedbiri zorunlu kıldığını, HMK madde 389’da ihtiyati tedbir talep edilen taşınmazların dava konusu olmasını gerektirecek bir düzenleme de bulunmadığını, HMK düzenlemesinin tereddüte yer bırakmayacak şekilde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması veya imkansız hale gelmesi koşulunu öngördüğünü, alacak hakkının bu kapsamda olduğunu, bu kapsam dışında ele alınmasına hukuken imkan bulunmadığını, bu nedenlerle … tarihli ihtiyati tedbirin kaldırılmasına dair kararın kaldırılarak davalı adına kayıtlı taşınmazların devrinin engellenmesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf talebine cevap dilekçesinde özetle; 07/02/2019 tarihinde tensip kararı ile davalıya ait taşınmazlar üzerine konulan ihtiyati tedbirin mevzuata, içtihatlara ve oluşa aykırı şekilde verilmiş olduğunu, yüzlerce üyesi olan ve halen faaliyeti devam eden kooperatif açısından telafisi imkansız zarar ve kayıplara yol açacağından 14.03.2019 tarihinde önceki kararının kaldırılmasına ilişkin ara karar verilmesinin isabetli olduğunu, davacının kötü niyetli ve mesnetsiz istinaf taleplerinin reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Davacı yüklenici, davalı iş sahibi ile aralarında 07/09/2006 tarihli inşaat yapım sözleşmesi imzalandığını, davalı iş sahibi tarafından Konya ….Noterliği’nin …. tarih …. yevmiye nolu ihtarnamesiyle sözleşmenin feshedildiği bildirilmişse de; Konya …. Noterliği’nin … tarih …. yevmiye nolu cevabı ihtarname ile fesh karşı çıktıklarını ileri sürerek sözleşmeden kaynaklı müspet zararının tazminini ve davalı adına kayıtlı taşınmazların 3. Kişiye devrinin engellenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, 07/02/2019 tarihli tensip zaptı … nolu ara kararıyla ihtiyati tedbir talebinin teminatsız olarak kabulüne karar verilmiş, davalı tarafın itirazı üzerine 13/03/2019 tarihli tedbire itiraz duruşmasında tedbir konulan taşınmazların dava konusu olmaması sebebiyle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiş, verilen karar davacı yüklenici tarafından istinaf edilmiştir.
İhtiyati tedbirin şartlarını düzenleyen 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesine göre mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Ancak hakim, tedbir kararı verirken uyuşmazlığı peşinen halleder nitelikte bir karardan çekinmelidir. Nitekim, bu tür tedbir kararları davanın sonucunda ulaşılmak istenilen yararın, davanın henüz başında elde edilmesi gibi bir sonuç doğurur.
Somut olayda, davacı yüklenici alacak ve davalı adına kayıtlı taşınmazlara ihtiyati tedbir konulması talebinde bulunmuştur. Yukarıda açıklandığı üzere HMK’nın 389/1. Maddesi gereğince ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Dava alacak davası olduğundan uyuşmazlık konusu olmayan taşınmazlar hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle, istinaf edenin tarafı ve 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; dosyadaki mevcut deliller, delillerin takdiri ve karar gerekçesine göre verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının … tarihli ara kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL istinaf karar harcı (maktu) peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığını,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,
Dair, 6100 HMK’nın 362/1-f. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi. …


Başkan

¸e-imzalıdır.

Üye

¸e-imzalıdır.

Üye

¸e-imzalıdır.

Katip

¸e-imzalıdır.

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸