Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/138 E. 2019/130 K. 27.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : .
DAVACILAR :.

VEKİLİ :
(İstinaf yoluna başvuran)
DAVALI : …
VEKİLLERİ :
:
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
İSTİNAFIN KONUSU : İhtiyati haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ :
G.KARAR YAZIM TARİHi :
Mahalli mahkemesinden verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesi uyarınca dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sözleme gereği edimini ifa etmesine rağmen davalının ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesi sebebiyle dava konusu taşınmazların tapularının iptali ile müvekkilleri adına tescilini, olmadığı takdirde 657.000,00 TL’nin ticari avans faizi ile davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından borç kaynağı faturalar gösterilmiş ise de borcun iş yapmak üzere aralarındaki sözleşmeden kaynaklandığını, müvekkilinin deffaatle sözleşmeye uygun olarak ödemelerini yaptığını, iş tesliminde müvekkilini sattığı ya da teslim ettiği daire sahiplerinden davacının yapmış olduğu mobilya ve ahşap işlemlerinden şikayet aldığını, müvekkilinin davacı ile uzun yıllar süren iş ilişkisi sebebiyle şifahen eksikliklerin giderilmesini istediğini ancak davacının bu talepleri dikkate almayarak sürekli fatura kestiğini ve iş bu davayı açarak haksız alacak iddiasında bulunduğunu, davacının alacağının bulunmadığını, haksız olarak açılan davanın reddine, ücreti vekalet ve yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sırasında 21/01/2019 tarihli ara karar ile …İHTİYATİ HACİZ TALEBİNİN REDDİNE…dair ara karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; “müvekkil defaatle sözleşmeye uygun olarak ödemeleri yapmıştır.” ifadesi ile dava dilekçesine sundukları sözleşmeyi kabul ettiğini sözleşmeyi kabul ettiği için de sözleşmenin 5. maddesinde yer alan hak edişlerin doğduğunu ikrar ettiğinden ödeme olgusunu kanıtlama ispat yükünün davalı tarafta olduğunu, ödeme olgusunu ileri sürerek para alacağının kesin olarak var olduğunu, buna ilişkin herhangi bir ispat vasıtasının mahkemeye sunulmadığını ve dosya kapsamında da bulunulmadığını, davalı tarafça yine cevap dilekçelerinde belirttikleri “Müvekkil davacı ile uzun yıllar süren iş ilişkisi sebebiyle şifahen eksikliklerin giderilmesini istemiş ancak davacı bu alacak iddiasında bulunmaktadır” ifadesi ile sözlü olarak eksikliklerin giderilmesi gerektiğinin söylendiğini, herhangi başka bir araç kullanılmadığını ikrar ettiğini ayrıca başka bir araç kullanıldığına dair de delil belirtilmediğini, buna ilişkin olarak ihbar bildirimi yapıldığına ilişkin olarak ispat yükünün davalıda olduğunu, müvekkile ulaşan herhangi bir ihtar veya ihbar bulunmadığını, “sürekli fatura kesme” ifadesi ile de müvekkil tarafından düzenlenen faturaların kendisine ulaştığının ikrarını yaptığını, bu vakıaları da ikrar ettikleri ve bu vakıaların çekişme konusu olmaktan çıktığı ayrıca HMK m.188/2 gereği “Maddi bir hatadan kaynaklanmadıkça ikrardan dönülemez.” denilerek bu ikrarından dönemeyeceklerini, davalı tarafça faturalara herhangi bir itirazda bulunduğunu belirtmediğini, dava tarihi ve faturalara ilişkin olarak herhangi bir itirazda bulunduğunu düzenlenmesi üzerinden 8 gün geçtiğinin ve sözleşme ile aynı içerikte olan faturaların içeriğini kabul ettiğini, ayrıca fatura VUK m. 229’da “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” ifadesi ile davalı tarafın doğan alacağı ödememek amacı ile hareket ettiğini, davalı tarafın imalatların ayıplı olduğunu ileri sürdüklerini, “İş tesliminde müvekkil sattığı ya da teslim ettiği daire sahiplerinden davacının yapmış olduğu mobilya ve ahşap işlemlerinden şikayet almıştır.” denilerek bu imalatların gerekli gözden geçirilmesini yapmadığını bunu yapanın davalı şirketin müşterilerinin olduğunu ikrar ettiğini, TTK m.23/1-c “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise “alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. “BK m.223 hükmünde ise “Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır” denildiğinden bu hükümler gereği davalı tarafın bu imalatları kanunen kabul etmiş sayıldığını, ayıplı ve eksik mal olduğunun beyan edilmesi malları teslim aldığının ispatı olduğunu, buna ilişkin ayıp ve eksik iddiasına yönelik olarak hiçbir dava veya bildirim yapılmamasının müvekkilinin alacağını almasını geciktirmeye yönelik kötü niyetli davranış olduğunu, bu nedenlerle yaklaşık ispat kuralının gerçekleştiğini, İİK m.257’de sayılı ihtiyati haciz şartlarının bu davada uygulanabileceğini dava konusu para alacağına dayandığından BK m.479 “İş sahibinin bedel ödeme borcu eserin teslimi sırasında muaccel olur eserin parça parça teslim edilmesi kararlaştırılmış ve bedel parçalara göre belirlenmişse her parçanın bedeli onun teslimi anında muaccel olur.” hükmünce borç muaccel olduğunu işbu alacağın rehin ile de teminat altına alınmadığını, şartların sağlanmış olması nedeniyle ihtiyati haciz kararı verilebileceğini mahkemece verilen 30/11/2011 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbirin daraltılması nedeniyle söz konusu alacağın elde edilmesinin güçleştiğinin, davalı tarafın iddialarına karşı kabul edilebilir herhangi bir delil sunmadığını, davalı vekilince yapılan ikrarlar ile haklılıklarının ortaya çıktığını, mahkemece daha önce dava değerinin %20 oranında teminat yatırıldığı dikkate alınarak davalının borcuna yetecek miktarda menkul gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacakları hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiklerini, bu nedenlerle 21/01/2019 tarihli ara karar ile ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Talep; 21/01/2019 tarihli ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararının kaldırılarak ihtiyati haciz kararı verilmesi yönündedir.
Somut olayda davacı taraf terditli olarak öncelikle dava konusu taşınmazların tapusunun iptali ile adlarına tescilini ;olmadığı takdirde istenen bedelin tahsilini talep etmiştir.Görüleceği üzere terditli davalarda, davacı iki ayrı talepde bulunur, ancak bu taleplerini terditli (kademeli) olarak yapar. İlk önce asıl talep hakkında karar verilmesini ister, yardımcı talebini ise, asıl talebin reddedilmesi ihtimali için yapar.

Dosya kapsamından davacı tarafın asıl talebi hakkında ihtiyati tedbir kararı verilerek geçici hukuki koruma sağlandığı anlaşılmaktadır. Hal böyle iken davacı tarafın asıl talebi hakkında henüz ilk derece mahkemesince karar verilmeden İİK’nın 257 vd. maddelerinde düzenlenen ihtiyati haciz yolu ile yardımcı talebine konu alacağının geçici hukuki hukuki koruma altına alınmasını istemesinde hukuki yararı yoktur.
Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin red gerekçesi hukuka uygun bulunmadığından HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince hükmün gerekçesi düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Konya …Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/01/2019 tarihli, … Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA
2-HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca gerekçesi DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
a-İHTİYATİ HACİZ TALEBİNİN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harç peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,
Dair, 6100 HMK’nın 362. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy çokluğu ile kesin olarak karar verildi. 27/02/2019


Başkan

¸e-imzalıdır.

Üye

¸e-imzalıdır.

Üye

¸e-imzalıdır.

Katip

¸e-imzalıdır.

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸