Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/959 E. 2022/995 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. Hukuk Dairesi

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23.02.2022
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. … –
KISITLI : … – …

DAVANIN KONUSU : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 31.03.2022
İSTİNAF KARARI YAZIM
TARİHİ : 11.04.2022

Taraflar arasında görülen davada Konya .. Sulh Hukuk Mahkemesi ile Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ayrı ayrı görevsizlik kararı vermesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi amacıyla dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonunda:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’ün Konya’nın tanınmış iş insanlarından olup Konya’da bulunan …. şirketinin sahibi olduğunu, …’ün ilk evliliğinden …, … ve … isimli üç çocuğunun olduğunu, davacının da sonraki eşinden öz kızı olduğunu, …’ün 2019 yılında önemli bir rahatsızlık geçirerek hayati fonksiyonlarını yitirdiğini, ağır hastalığının kalıcı olduğunu, yeni bir tedavi yöntemi için halen İstanbul’da son umut (robot-ilaç vb) alternatif tedavisi almakta olduğunu, bakıma muhtaç halde olduğunu, Ticaret Sicil kayıtlarına göre …’nin % 90 hissedarının … olduğunu, şirketin % 10 hissesini ve yönetim yetkilerini diğer oğlu ….’ün temsil etmekte olduğunu, şirketin işleyişi bakımından da …’ün belirleyici durumda olduğunu, …’ün fiziksel ve zihinsel fonksiyonlarının yokluğuna neden olan ağır hastalık nedeniyle bakıma muhtaç olduğunu, yaşam fonkisyonlarının önemli ölçüde zaafiyete uğraması karşısında kendisine vasi tayin edilmesinin zorunlu olduğunu, …’ün büyük oğlu olan …’ün …’ün vasisi olarak tayin edilmesinin şirketin durumu ve yürütülmesi konusunda hem yasal olarak hem de ailevi olarak uygun olacağını, büyük oğlu ….’ün vasi olarak doğru bir kişi olduğunu, ….’ün şirket hissedarı olması nedeniyle … ile arasında menfaat çatışmasının olduğunu beyan etmiş ve …’e büyük oğlu ….’ün vasi olarak atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 01.09.2021 tarihli dilekçesinde; vasi tayini taleplerinin dışında, tedbiren vasi tayin edilinceye kadar kısıtlı adayının fiil ehliyetinin kaldırılmasını ve kendisine temsil kayyımı tayin edilmesini, kısıtlı adayının ortak olduğu …. ve ….’nin müdürler kurulunda yer alan ve davaya müdahil olan …’ün müdürler kurulundan çıkartılmasına, münferit imza yetkisine son verilmesine, temsil kayyımı olarak atanacak olan …’ün bu şirketin müdürler kurulunda münferit yetkili hale getirilmesine karar verilmesini istemiştir.
Konya .. Sulh Hukuk Mahkemesi 17.01.2022 tarih …. Esas …. Karar sayılı kararı ile; davacı vekilinin sunmuş olduğu dilekçede taleplerinin şirkete kayyım atanması olmadığını, kısıtlı adayının kullanmaktan aciz olduğu yetkileri olan genel kurulu toplantıya çağırmak, genel kurulun toplanması için gerekli belgelerin hazırlanması, müdür atanması vb şeklinde olduğu belirttiği, ancak bu taleplerinin esas itibariyle şirkete kayyım atanmasını gerektirdiği, ticaret şirketlerine kayyım atanmasına ilişkin davalarda TTK’nın 4. maddesinde belirtilen ticari dava niteliğinde olduğu, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi 23.02.2022 tarih …. Esas …. Karar sayılı kararı ile; kayyım tayinine ilişkin usulüne uygun olarak açılmış ayrı bir dava bulunmayıp, dava içerisindeki ihtiyati tedbir talebini değerlendirme görevi de, davanın açıldığı Konya .. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Konya .. Sulh Hukuk Mahkemesinin istinaf edilen …. E-K sayılı vesayet dosyasında Dairemizin 04/10/2021 tarih … E-K sayılı kararıyla ;
“..2-Temsil kayyımı atanması yönünden yapılan değerlendirmede;
4721 sayılı TMK’nın 426. maddesinde “Vesayet makamı, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya resen temsil kayyımı atar:
1.Ergin bir kişi, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri bir sebeple ivedi bir işini kendisi görebilecek veya bir temsilci atayabilecek durumda değilse,
2.Bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa,
3.Yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel varsa.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Kayyım, kişiyi bir işte veya davada temsil etmek üzere atanmışsa temsil kayyımı, mal varlığının tümünün veya bir kısmının yönetimi için atanmışsa yönetim kayyımı söz konusu olacaktır.
Somut olayda davacı, şirketin önemli ve olağanüstü işlerin idaresi için yönetim kayyımı atanmasını istemiş, mahkeme şirketin genel kurulunu toplamak ve önemli olağanüstü işleri idare ve temsil etmek üzere ….’ün temsil kayyımı olarak tedbiren atanmasına karar vermiştir. Şirketin hakim ortağı …’ün hastalığı nedeniyle işlerini yürütecek durumda olmadığı bu nedenle temsil kayyımı atanması gerektiği yönündeki mahkeme tespiti yerindedir. Ancak TMK.nın 426. maddesindeki düzenlemeye göre temsil kayyımının hangi işi veya işleri yapacağının tereddüte mahal bırakmayacak şekilde kararda gösterilmesi gerekir. Oysa mahkeme olağanüstü işler demek suretiyle yasanın düzenlemesine aykırı hüküm kurmuştur.
Öte yandan,TMK.nın 438 ve devamı maddelerinde vasinin görevleri sayılmış olup her türlü hukuki işlemlerde kısıtlının temsil edilmesi vasiye aittir. Vasi bu görevlerini yaparken vesayet makamının denetimi altındadır. Bazı işleri vesayet makamının izni ile yapması mümkün iken bir kısım işlerde de denetim makamından ayrıca izin alınır. Dolayısıyla şirketin hakim ortağı …’ün kısıtlanması halinde ayrık durumlar dışında vasi olarak atanan ….’ün ayrıca kayyım olarak tayin edilmesine gerek bulunmamaktadır.
Ancak, davacının şirketteki işlerin yürütülemediği, diğer ortak …’ün şirketi kendi iradesine göre yönettiği, kendisinin şirket müdürlüğünden alınması, kısıtlı adayına yönetim kayyımı atanarak ortakların toplantıya çağrılarak genel kurulun yapılması, müdür atanması gibi taleplerinin değerlendirilmesi sulh hukuk mahkemesinin görevinde değildir. Öncelikle davacıdan yönetim kayyımı atanmasına ilişkin verdiği dilekçesi açıklattırılarak şirkete kayyım atanmasının amaçlandığının anlaşılması halinde TTK’nın anonim şirketlere ilişkin hükümleri doğrultusunda kayyım atanmasını gerekli kılan olguların varlığı ve mahiyetinin değerlendirilerek belirlenmesinde zorunluluk bulunduğundan, ticaret şirketlerine kayyım atanmasına ilişkin davalar da TTK’nın 4. maddesinde belirtilen ticari dava niteliğinde olacaktır. Bu durumda şirket yönetimiyle ilgili talepler yönünden dosyanın tefrik edilerek Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekir…” şeklinde karar verilmiştir.
Davacı … vekili 06/10/2021 tarihli dilekçesiyle; Mahcur adayına temsil ve/veya yönetim kayyım atanmasına ilişkin taleplerinin, mahcur adayı …’ün …. ve …. Şirketine % 90 hissesine malik hissedarı olarak sahip olduğu fakat kullanamaktan aciz olduğu yetkilerinin kanuni temsilci vasıtasıyla kullanılmasına ilişkin olduğunu beyan
Davacı vasi adayı vekili 13/01/2021 tarihli duruşma; “….Bölge Adliye Mahkemesi kararında şirkete kayyım atanıp atanmadığını sormaktadır, bizim böyle bir talebimiz yoktur,biz kısıtlı adayı …’ün hisselerindeki hakları konusunda temsilci atanmasını istemekteyiz, kısıtlı adayının müdür sıfatı vardır, bu sıfatlarının temsil edilmesi gerekmektedir…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamına göre ortada ticaret şirketine kayyım atanması talebine yönelik usulen açılmış ayrı bir dava bulunmadığı gibi böyle bir talebin de dile getirilmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Dairemizin 04/10/2021 tarih …. E-K sayılı kararı doğrultusunda Sulh Hukuk Mahkemesince artık tefrik edilmesi gereken bir talep/dava bulunmadığından tefrik kararı verilmeden işin sonuçlandırılması gerekir iken Dairemiz kararının, değişen dosya safahatına göre yanlış yorumlanarak tefrik kararı verilerek bilahare de görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamına göre …. ve …. Şirketine kayyım atanması talebi bulunmadığı, talebin kısıtlının hisselerindeki haklarının korunması için temsilci atanması talebine ilişkin bulunduğu anlaşılmakla bu hususta görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olması sebebiyle Konya .. Sulh Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
6100 sayılı HMK’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Konya .. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
Dosyanın Konya .. Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere merci tayini talebinde bulunan Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesine iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince KESİN olarak 31.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip

¸”Bu evrak 5070 sayılı kanun hükümlerine uygun olarak ELEKTRONİK İMZA ile imzalanmıştır.”