Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/250 E. 2020/1482 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22.10.2019
NUMARASI : Esas – Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 19.11.2020
İSTİNAF KARAR
YAZIM TARİHİ : 08.12.2020

Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 22.10.2019 tarihli karara karşı, davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının ipotek veren davacı ile kredi borçlusu … ve onun kefili … aleyhine hukuka aykırı olarak Kayseri .. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 16.05.2018 tarihinde davacının sahip olduğu … İli … İlçesi … Köyü … parsel sayılı taşınmaz üzerinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi başlattığını,…’ın kullandığı ve teminat olarak davacının tarlasının ipotek verildiği kredinin takipten çok önce ödendiğini ve borcun bittiğini, icra dosyası içeriğinde bulunan İpotek Sözleşmesi’nin tarihinin 08.01.2008 yine icra dosyası içerisinde bulunan …’ın ….’a kefaletini düzenleyen Kefalet Sözleşmesi’nin tarihinin ise 27.04.2015 olduğunu, ipotek senedinin düzenlenmesinden 8 yıl sonra …’ın bir başkasına kefil olmasından dolayı davacının sorumlu tutulmaması gerektiğini, davacının yaşlı olup, okuma yazma bilmediğini, 85 yaşındaki davacının …’ın bankaya olan borcuna ilişkin bir kefaletinin söz konusu olmadığını belirterek davacının davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti ile davacıya ait … İli … İlçesi …l Köyü … parsel sayılı taşınmazda davalı lehine kurulmuş ipoteğin fekkini, karşı taraf aleyhinde takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz ve yetkisiz mahkemede açıldığını, davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemeleri, yetkili mahkemenin de Kayseri Mahkemeleri olduğunu, ipotek senedinden anlaşılacağı üzere davacının vermiş olduğu ipoteğin ….’ın müvekkili banka nezdinde doğmuş gerek asaleten gerekse de kefaleten doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatını teşkil etmek üzere verildiğini …. ile müvekkili banka arasında tanzim ve imza olunan kredi sözleşmelerine istinaden krediler kullandırıldığını, ödemede temerrüde düşülmesi sebebiyle …’a ait kredi hesapları Beyoğlu … Noterliği’nin 09.01.2018 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname ile kat edilerek muhataplar … ve …’a bildirildiğini, ayrıca davacının …’a olan kefaleti sebebiyle iş bu borçtan ipotek sözleşmesi gereği müvekkili bankaya karşı borçlu olduğuna ilişkin Kayseri … Noterliği’nin 09.05.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı gönderildiğini, davacının sorumlu olduğu tutarı ödememesi üzerine söz konusu ihtarnameler dayanak yapılarak söz konusu takibe başlandığını belirterek görevsiz ve yetkisiz mahkemede açılmış olması nedeniyle davanın görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilerek dosyanın Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, davanın reddine, davacının kötüniyetli olması nedeniyle alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “her ne kadar tapuda yapılan akit tablosunda verilen ipoteğin …’ ın kefaleten sorumluğu olduğu borçlarını da teminat altına alacağı yazılmış ise de; gerek ipotek işlemine konu kredilerin 03.02.2014 tarihinde tamamen ödenmiş olması, gerek davacının yaşlı ve okuma yazmasının olmaması ile birlikte imzaladığı metnin bankaların standart hazırladığı maddelerinin TBK 20 anlamında genel işlem şartı niteliğinde olması, gerekse de Resmi Senette yazıldığı şekilde davacının lehine ipotek verdiği …’ nın asaleten ve kefaleten tüm borçlarından sorumlu olmasının TMK 23. maddede vurgulandığı üzere kişi hak ve özgürlüklerinin hukuka ve ahlaka aykırı biçimde ölçüsüzce sınırlandırılmış olması, ipotek borçlusu davacının lehine ipotek verdiği kişinin ileride girişeceği iş ve işlemlerden dolayı doğacak her türlü borcuna hatta bu kişinin asaleten değil kefaleten de sorumlu olacağı tüm borçlarına sirayet edecek şekilde aynı rehinle teminat verilmesi borçlunun kişisel ve ekonomik hürriyetlerini aşırı derecede kısıtlayan adeta alacaklıya bağımlı kılan bir hale getirmesi nedeniyle TMK 2. maddesi kapsamında hakkın kötüye kullanılması olacaktır ki “Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” ilkesi” gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının Kayseri .. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine, … İli … İlçesi … Köyü … pafta … parselde davalı lehine kurulmuş olan ipoteğin fekkine, şartları oluşmayan tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının vermiş olduğu ipoteğin, …’ın müvekkil banka nezdinde doğmuş gerek asalet gerekse de kefaleten doğmuş veya doğacak tüm borçlarının teminatını teşkil etmek üzere verildiğini, takibe konu olan borcu dava dışı üçüncü şahsa kefaleti sebebiyle bankaya olan borcundan kaynaklandığını, davacının resmi merci önünde hazırlanan ipotek senedindeki taahhüdü kendisini bağlayıcı nitelikte olduğunu, davacı tarafından ipotek belgesinin bilerek ve isteyerek imzalandığını, davacının sorumluluğunun resmi senette belirtilen tutar ile sınırlı olup, bu hususun gerek ipotek senedinde gerekse davacıya gönderilen ihtarnamede de açıkça bildirildiğini, yerel mahkeme tarafından söz konusu ipotek senedinde yer alan asaleten ve kefaleten ibaresinin TBK’da öngörülen genel işlem şartları çerçevesinde değerlendirilmesinin hukuken yerinde olmadığını, davacının uğraştığı tarım faaliyeti kapsamında büyük ölçekli bir tacir niteliğinde olduğunu, dava dışı …ın kefalet sorumluluğu ile birlikte söz konusu bono nedeniyle müvekkil bankaya bizzat sorumluluğunun devam ettiğini, bu nedenle ipotekveren sıfatıyla borçlu ve sorumlu olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde;
Dava, davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir.
Davalı bankanın Konya Mevlana Şubesi ile dava dışı … arasında 40.000 YTL limit dahilinde Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davacı tarafından maliki bulunduğu … İli, … İlçesi, … Köyü … pafta, … parselde kayıtlı taşınmazın …’ın borçlarının teminatı olarak davalı bankaya süresiz olarak ipotek edildiği, dava konusu ipoteğin 08/01/2008 tarih,… yevmiye nolu resmi senedinde … lehine açılmış kredilerden veya sair nedenlerden kaynaklanan gerek asaleten gerek kefaleten doğmuş ve doğacak tüm borçlarına …’ın kefaletine istinaden diğer gerçek ve tüzel kişiler lehine açılmış ve açılacak her nevi kredinin teminatı olarak 1. dereceden 60.000 TL bedel üzerinden fekki banka tarafından bildirilinceye kadar süresiz olarak verildiği, … ın sözleşme kapsamında krediler kullandığını, kredilerin 03/02/2014 tarihi itibariyle tamamen ödenerek kapandığını, ancak ipoteğin fekkinin talep edilmediği anlaşılmıştır.
Dava dışı …. ile banka arasında 27/04/2015 tarihinde 100.000 TL limit dahilinde genel kredi sözleşmesi imzalandığı, …’ın aynı tarihte davalı banka ile 100.000 TL limitle kefalet sözleşmesi imzalayarak …’ın bu kredi sözleşmesinde ya da başka şekilde doğmuş veya doğacak borçlarına kefil olduğu, bilirkişinin hesaplamasına göre 100.000 TL anapara, 6.686,66 TL işlemiş akdi faiz, 299 TL işlemiş temerrüt faizi ve 349,28 TL BSMV olmak üzere toplam 107.334,94 TL borcun ödenmediği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı itibari ile davacı ile davalı banka arasında düzenlenen ipotek resmi senedinde, davacının dava dışı borçlunun mevcut ve doğacak tüm borçlarının teminatını oluşturmak üzere ipotek işleminin yapıldığı, bu hali ile ipotek teminatının dava dışı borçlu …’ın resmi senet işleminden sonra düzenlenen kredi sözleşmesi kefalet borcunu da kapsadığı ve bu borcun halen devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, davacının üstlenmiş olduğu edim yükümünün devam ettiği göz önüne alınmak suretiyle, davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle davalı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : (Yukarıda açıklanan gerekçelerle)
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b.2 maddesi gereğince hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının dava açmakta kötüniyetli olduğu ispat edilmediğinden davalı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmesi talebinin reddine,
3-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 1.024,65 TL’den mahsubu ile bakiye 970,25 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca dava değeri üzerinden hesap edilen 8.600,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yatırılan 1.024,65 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
7-Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-İstinaf incelemesinin duruşmasız yapılması nedeniyle istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
9-Taraflarca yatırılan ve artan gider avanslarının mahkemesince resen yatıran tarafa iadesine,
10-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince kararın tebliği, 302/5. maddesi gereği ise harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,

Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-2 ve 362. maddeleri gereğince KESİN olmak üzere 19.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip