Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2018/29 E. 2018/27 K. 20.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 4. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : ….
KATİP : ….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …. . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/10/2018
NUMARASI : ….

DAVACI : …-
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … – …
DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözl. Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 20/11/2018
KARARIN YAZIM TARİHİ : 26/11/2018

Taraflar arasında görülen Alacak davası hakkında Konya … Asliye Hukuk Mahkemesi ve Konya ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ayrı ayrı görevsizlik kararı vermesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi amacıyla dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı Konya Belediyesinde görevli …… arsa sahibi adına vekaleten hareket eden …. …. …. …. …. S.S Belkoop Konut Yapı Kooperatifi ile Konya ….. Noterliğince …. yevmiye numaralı 12/05/2006 tarihli düzenleme şeklinde satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, davalı kooperatifin sözleşmede belirtilen ada ve parseller üzerine arsa sahipleri adına inşaat yapamayacağının anlaşıldığını bunun üzerine arsa sahiplerinin inşaat yapma görevini davalıdan alarak müvekkili ile sözleşme yaptıklarını, inşaatın bir kısmını müvekkilinin bir kısmını da davalının yapacağını, müvekkili şirketin davalı kooperatife ödemesi gereken …. TL’yi müvekkili şirketin …. TL olarak ödediğini fazladan ödemiş olduğu …. TL için Konya …. . İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı şirketin borca, faiz ve tüm ferilerine yönelik itiraz ettiğini, takibi durduğunu belirterek davalı tarafın itirazının iptaline, takibin devamına, kooperatife ait taşınmazlar üzerine ihtiyati haciz konulmasına, davalı kooperatifin itirazının iyi niyetli olmaması nedeniyle yasal icra inkar tazminatına hükmedilmesine, masraflar ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Konya …. Asliye Hukuk Mahkemesi 02/07/2018 tarih …. Esas, …. Karar sayılı hükmü ile davalı kooperatif şirketin Türk Ticaret Kanununda belirtildiği üzere ticaret şirketi olması sebebiyle tarafları tacir olan davada görevli mahkemenin Konya Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan görevsizlik kararı verilmiştir, Konya ….. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ise 16/10/2018 tarih …. Esas …. Karar sayılı hükümde davalı kooperatifin tacir olmadığı bu suretle uyuşmazlığın ticari iş veya her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgisi olmadığından görevli mahkemenin Konya Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle görevsizlik kararı ile görev uyuşmazlığının çözümü için Konya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı doğrultusunda yasal düzenlemeler incelendiğinde;
6102 sayılı TTK’nın;
Ticari işler başlıklı 3. Maddesi “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.”;
Ticari davalar çekişmesiz yargı işleri ve deliller başlıklı 4. Maddesi ” Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır. (2) (Değişik fıkra: 28/2/2018-7101 S.K./61. md) Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.”;
Ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler başlıklı 5. Maddesi “(1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari (Değişik ibare: 26/06/2012-6335 S.K./2.md.) davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. (2) Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir. (3) (Değişik fıkra:26/06/2012-6335 S.K./2.md.) Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. (4) (Değişik fıkra:26/06/2012-6335 S.K./2.md.) Asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yargı çevresindeki bir ticari davada görev kuralına dayanılmamış olması, görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez; asliye hukuk mahkemesi, davaya devam eder.”;
Ticari işletme başlıklı 11. Maddesi “(1) Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. (2) Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, ibaresi Cumhurbaşkanı kararıyla belirlenir*1*(3) Ticari işletme, içerdiği malvarlığı unsurlarının devri için zorunlu tasarruf işlemlerinin ayrı ayrı yapılmasına gerek olmaksızın bir bütün hâlinde devredilebilir ve diğer hukuki işlemlere konu olabilir. Aksi öngörülmemişse, devir sözleşmesinin duran malvarlığını, işletme değerini, kiracılık hakkını, ticaret unvanı ile diğer fikrî mülkiyet haklarını ve sürekli olarak işletmeye özgülenen malvarlığı unsurlarını içerdiği kabul olunur. Bu devir sözleşmesiyle ticari işletmeyi bir bütün hâlinde konu alan diğer sözleşmeler yazılı olarak yapılır, ticaret siciline tescil ve ilan edilir.”;
Tacir başlıklı 12. Maddesi “(1) Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. (2) Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. (3) Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemlerde bulunan kimse, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı tacir gibi sorumlu olur.”
Aynı Kanunun 16. Maddesi “1) Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar….”;
Aynı Kanunun 18. Maddesi “(1) Tacir, her türlü borcu için iflasa tabidir; ayrıca kanuna uygun bir ticaret unvanı seçmek, ticari işletmesini ticaret siciline tescil ettirmek ve bu Kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmakla da yükümlüdür. (2) Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. (3) Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır. (4) Tacir sıfatına bağlı olan diğer hükümler saklıdır.”
Ticari iş karinesi başlıklı 19. Maddesi ” 1) Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. (2) Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır.”
Tescil başlıklı 40. Maddesi ile her tacir, ticari işletmeye ticaret unvanı ile işletme merkezinin bulunduğu ticaret siciline tescil ve ilan zorunluluğu getirilmiştir. Tüzel kişilerde ticaret unvanın şekli başlıklı 42. Maddesi kollektif ve komandit şirketler 43. Maddede ise anonim, limited ve kooperatif şirketlerin ticaret unvanlarının seçimi ile ilgili TTK 46. Madde açık hükümleri uyarınca düzenlenmeler getirilmiştir.
Yine ticaret şirketlerinin türleri başlıklı TTK 124. Maddesi ” (1) Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir. (2) Bu Kanunda, kollektif ile komandit şirket şahıs; anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketi sayılır.”
Şeklindeki açık yasa hükümleri ile ticaret şirketlerin kollektif, komantid, anonim, limidet ve kooperatif şirketlerden ibaret olduğu belirtilmiştir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunun;
1. Maddesi ile ; “(Değişik madde: 21/04/2004 – 5146 S.K. /1.mad) *1* Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklara kooperatif denir.” şeklinde kooperatifin tanımı yapılmıştır.
İzin verme, tescil ve ilam başlıklı aynı kanunun 3. Maddesi; “Ana sözleşme, Ticaret Bakanlığına verilir. Bakanlığın kuruluşa izin vermesi halinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve ilan olunur. Tescil ve ilan olunacak hususlar şunlardır:…” şeklinde düzenleme getirmiştir.
Tüzel kişiliğin kazanılması ve sorumluluğu başlıklı aynı kanunun 7. Maddesi ” Kooperatif ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanır. Tescilden önce kooperatif namına işlem yapanlar bunlardan şahsan ve zincirleme olarak sorumludur.”
Aynı Kanununun 98. Maddesi ” Bu kanunda aksine açıklama olmıyan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki Anonim şirketlere ait hükümler uygulanır.”
Aynı Kanunun 99. Maddesi” Bu kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılır. Bu davalarda basit muhakeme usulü uygulanır.”açık hükümleri düzenlenmiştir.
2004 sayılı İİK’nun 179. Maddesi ” Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye halinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflasına karar verilir. Türk Ticaret Kanununun 377 nci ve 634 üncü maddeleri ile 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 63 üncü maddesi hükmü saklıdır.” şeklindeki yasal düzenlemeler ile kooperatiflerin iflasa tabi oldukları da sabittir.
Tüm bu yasal düzenlemeler ile; 07.11.1945 gün ve 1944/8 E., 1945/14 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu Kararı; Yargıtay HGK’nın 29/11/2017 tarih, 2017/19-1658 esas ve 2017/1464 kararları birlikte değerlendirildiğinde kooperatiflerin ticaret şirketi ve tacir olduğu açıkça görülmektedir. Somut olayda, davalı kooperatifin tacir olduğu ve davanın tarafları arasındaki dava konusu edilen anlaşmazlığın da ticari nitelikte olduğu anlaşılmakla açılan davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğunun kabul edilmesi gerekir. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararı yerinde olduğundan Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararının kaldırılarak dosyanın yargı yeri olarak belirlenen görevli ve yetkili Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-6100 sayılı …nun 21 ve 22. maddeleri gereğince Konya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-Dosyanın Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmek üzere mahkemesine iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-c maddesi gereğince KESİN olarak oy birliği ile 11.10.2018 tarihinde karar verildi.


Başkan


Üye

Üye
….

Katip
….