Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/996 E. 2023/1881 K. 29.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 29/09/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
NUMARASI : …… Esas ……. Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 29/09/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:29/09/2023

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili mahkemize sunduğu dava dilekçesinde özetle; 22/08/2009 tarihinde ……… sevk ve idaresindeki………. plaka sayılı araç ile seyir halinde olduğu sırada önünde hareket halinde olan …….. sevk ve idaresindeki araca çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazası neticesinde araç içerisinde bulunmakta olan müvekkilinin ağır bir şekilde yaralandığını, geçici ve kalıcı iş göremezliğe maruz kaldığını, bahse konu kazanının meydana gelmesinde müvekkilin hiçbir kusuru bulunmadığını, dava konusu trafik kazasından sonra Konya ….. Hastanesi’ne kaldırıldığını, buradan …….. Merkezine sevk edildiğini, söz konusu kaza neticesinde müvekkilin vücudunun çeşitli yerlerinde başkaca kırık ve yaralanmalar meydana geldiğini, psikolojik olarak da çok yıpranan müvekkil, işbu kaza neticesinde geçici ve kalıcı iş göremezliğe maruz kalmakla birlikte bir takım bakım ihtiyacı içerisine düştüğünü, …… Hastanesi tarafından tanzim edilen maluliyet raporunda müvekkilin vücut çalışma gücünden % 14.1 oranında kaybettiğini, 9 ay boyunca geçici iş göremezliğin bulunduğunu ve 9 aylık sürede bir başkasının bakımına muhtaç olduğunu, dava konusu trafik kazası sebebiyle Konya … Asliye Ceza Mahkemesinin ……. esas sayılı dosyası kapsamında kamu davası açılmış olup karara çıktığını, bu nedenlerle haklı davalarının kabulü ile HMK 107 maddesi uyarınca belirsiz alacak davası niteliğinde olmak üzere HMK’nın 107/2 maddesi gereğince arttırım hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili …….’ın ağır şekilde yaralanması, geçici ve sürekli iş göremezlik ile bakıcı ihtiyacına maruz kalması nedeniyle şimdilik 5.100,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkil davacıya ödenmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, dava dilekçesinin ekinde arabulucuk son tutanağı ve ihtarnamenin olduğu görülmüştür.
Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu taleplerinin zamanaşımına uğradığını, zira dava konusu kaza 22/08/2009 tarihinde meydana geldiğini, uzamış ceza zamanaşımı 5237 sayılı TCK’nın 66. Maddesinin (e) bendine göre (8) yıl olduğunu, zamanaşımı süresi geçtikten davanın ikame edildiğini, bu nedenlerle davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddine, haksız, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu cevaba cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafın yan taleplerin zamanaşımına uğradığından bahisle davanın reddi gerektiğini iddia ve beyan ettiğini, ancak söz konusu iddia ve beyanlar hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olduğunu, bu nedenlerle itiraz ve cevaplarının kabulü ile davalı yanın her türlü itirazlarının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi …… Esas ……. Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Davaya konu trafik kazası sonucunda davacı malul olacak derecede yaralanmış olup, eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 Sayılı TCK’nın 89 ve 66/1-e maddelerine göre öngörülen ceza zamanaşımı süresi 8 yıldır. Buna göre davada, 22.08.2009 kaza tarihi ile 19.06.2019 dava tarihi arasında uzamış ceza zamanaşımı süresi 22.08.2017 tarihi itibariyle dolmuştur.
Yargılamaya esas alının ATK Başkanlığının 11/10/2022 tarihli raporunda da davacıda gelişen maluliyet durumunun dava konusu olayla illiyet bağının bulunmadığı belirtildiğinden, maluliyet sebebi olan trafik kazasının gerçekleştiği 22/08/2009 kaza tarihi zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak kabul edilmiştir.
10 yıllık zamanaşımı süresine ilişkin yapılan değerlendirilmede ise, davacının trafik kazasının gerçekleştiği tarih itibariyle yaralanmanın ve maluliyetinin mevcut olduğu, her ne kadar davalı tarafından sigortalanan araç ve sürücüsüne ait bilgiler kazanın akabinde alınan ifadelerde anlaşılmıyor ise de; ilgili kazaya ilişkin ceza soruşturması neticesinde şüphelinin Okan Kayhan olarak tespit edildiği ve 03/09/2009 tarihinde iddianamenin düzenlendiği dolayısıyla kazaya sebebiyet veren kişinin en geçe bu tarih itibariyle öğrenildiğinin kabul edilmesi gerektiği takdir ve kanaatine varılarak 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanmayacağı anlaşılmış olup, zikredilen nedenlerle davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılmaması nedeniyle reddine dair;
Davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılmaması nedeniyle REDDİNE,” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; eldeki davada artan maluliyete ilişkin bir iddialarının bulunmadığını, müvekkilin kaza sebebiyle oluşan maluliyete ilişkin herhangi bir ödeme almadığını, ancak gerekçeli kararda, müvekkilin sanki daha evvel bir maluliyet oranı üzerinden tazminat almış da maluliyetinde artış olduğundan bahisle eldeki dosya ikame edilmiş gibi anlatıldığını, her ne kadar mahkeme ilamında zarar ve sorumlunun olayla birlikte öğrenilmesi nedeniyle 10 yıllık zamanaşımının uygulanmayacağı belirtilmişse de dosya içeriği incelendiğinde görüleceği üzere; dava konusu trafik kazası sebebiyle müvekkil davacının uğradığı zarar miktarına ilişkin bir hesaplamanın henüz yapılmamış olup zarar miktarının dahi öğrenilemediğini, mahkemece müvekkilin, dava konusu trafik kazası sebebiyle herhangi bir zararının doğup doğmadığı, doğmuş ise sürekli ve geçici iş göremezlik durumu hakkında hiçbir surette rapor aldırılmaksızın doğrudan hüküm kurulmasının hukuka ve hakkaniyete son derece aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf kanun yoluna başvuru nedenlerinin kabulü ile usul ve yasaya aykırı nitelikteki yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dairemizin ilamı ile verilen kaldırma ve gönderme kararı üzerine mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda verilen karar, davacı tarafından istinaf edilmiştir.
Dava, çalışma gücü kaybı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davada zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı noktasında toplanmaktadır.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK m. 72 haksız fiil nedeniyle tazminat davasının zararın ve sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren iki yıl, herhalde zararı doğuran olayın gerçekleşmesinden itibaren on yıllık sürede zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir. Ancak, haksız fiil aynı zamanda suç teşkil eden bir eylem ise ve Ceza Kanunu’nda daha uzun zamanaşımı süresi öngörülmüşse haksız fiil sorumluluğunda bu (uzamış) ceza zamanaşımı süreleri uygulanır. Uzamış (ceza) zamanaşımının başlangıcı olay tarihidir, zarar ve failin öğrenilmemesi önem taşımaz. Ceza zamanışımı süresi dolmuş ise on yıllık hak düşürücü süre içinde olmak kaydıyla zararın (gelişen durumun sona ermesinden itibaren) ve failin öğrenilmesinden itibaren iki yıllık süre içinde de dava açılabilecektir.
Kaza 22.08.2009 tarihinde gerçekleşmiş olup, olayda 5237 sayılı TCK uyarınca 8 yıllık ceza zamanaşımı süresinin uygulanacak olması, ceza zamanaşımının olay tarihinden itibaren işleyecek olması karşısında 8 yıllık ceza zamanaşımının dava tarihi olan 19/06/2019 itibariyle dolduğu anlaşılmıştır. Ancak davada “gelişen durum”un bulunması söz konusudur. Dava, belirsiz alacak müessesinin ortaya çıktığı 6100 Sayılı HMK’nın, yürürlük tarihi olan 2011 yılından sonra açıldığından dava tarihine (söz konusu olması halinde ıslaha göre değil) bakılacağından talebin zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tespiti önem arz etmektedir.
Zamanaşımı süresinin işlemeye başlaması için, zarar gören tarafından failin yanında zararın da öğrenilmesi gerekir. Bedensel zararlarda, uğranılan zararın tespit edilebilmesi için, meydana gelen yaralanmanın niteliği de nazara alınarak, öncelikle zarar nedeniyle gerekli tedavi sürecinin bitmiş olması gerekir. Zira, tedavi devam ederken zarar gören kişinin sürekli ve geçici işgöremezlik durumu tam olarak tespit edilemez. Daha açık bir ifade ile, tedavi devam ederken kişinin yaralanma nedeniyle maluliyeti olup olmadığı ve varsa oranının ne olduğu tam olarak tespit edilemez.
Somut olayda da, davacının yaralanmasına ilişkin olan hasar dosyası kapsamında cep edilen belgeler içerisinde ve dosya kapsamında bulunan bir kısı tedavi belgelerinde kazaya bağlı olarak sağ tibia kırığı ve sol göz çevresinde çizik ve ekimozların bulunduğu, kazadan sonra şikayetlere bağlı olarak muayene ve tahlillerin bulunduğu ancak dava dilekçesinde sözü edilen maluliyet raporunun ve hasar dosyası içinde Üniversite tarafından verildiği anlaşılan raporun sadece ilk sayfası bulunup başkaca dosya içerisinde herhangi bir rapor bulunmadığı, davacı tarafın “gelişen durum” itirazında bulunduğu anlaşılmıştır. Mevcut dosya kapsamı içeriğinden, davacının maluliyeti yönünden “gelişen durum” olma ihtimalini akla getirmektedir.
Bu durumda mahkemece Daire kaldırma kararı gereğince Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairelerinden alınan ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli raporla davacıda gelişen maluliyet durumunun dava konusu olayla illiyet bağının bulunmadığı, kazadaki yaralanmaya bağlı gelişen yeni durum bulunmadığı, buna göre yukarıda ayrıntılı olarak anlatılan açıklamalar çerçevesinde zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafın istinaf talebi yönünden karar ve ilam harcı olarak 269,85 TL alınması gerektiğinden peşin olarak yatırılan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 89,95 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 361 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi.29/09/2023

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.