Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/962 E. 2023/1372 K. 10.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
…HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1 – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2 – …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 10/07/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 11/07/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; 20.07.2020 günü saat 12.00 sıralarında bölünmüş yol olan … Caddesini … önünden refüj istikametine yolun karşısına geçmeye çalışan müvekkili yaya …’a, … Çevre yolu Caddesi istikametinden … Caddesini sol şeridi takiben seyreden sürücü … idaresindeki … plakalı otomobilin ön sol kısmı ile çarpması sonucu maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiğini, kaza sonucu müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, kaza tespit tutanağında görüleceği üzere olay yerinde herhangi bir fren izi mevcut olmadığını, nitekim dosya kapsamındaki videoda kayıtlarında da sürücünün, hızını yavaşlatmak için herhangi bir gayreti ve çabası söz konusu olmadığını, kazanın meydana geldiği bölgede hız sınırı 50 km/saat olduğunu, olayın meydana geldiği bölgenin 150 metre gerisinde (aracın geldiği yönde) siyah renkli üzerinde ”YAVAŞ” yazan bir trafik levhası bulunmadığını, ayrıca olayın gerçekleştiği gün hava açık, zemin kuru, görüş mesafesi uzun, yol düz ve eğimsiz olduğunu, müvekkilininin babası hayvancılık işi ile uğraşmakta olup müvekkilde küçük yaşına rağmen babasına yardım etmekte ve ailesine katkı sağladığını, müvekkili kaza nedeniyle okula gidememekte olup bir nevi kazadan kaynaklı olarak geleceği karardığını, müvekkilinin zararlarının tazmini yönüyle davalı sigorta şirketine müracaatta bulunulduğunu, ancak herhangi bir sonuç alınamadığını, arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını, olayla ilgili olarak Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … numaralı dosyası ile soruşturma başlatılmışsa da müvekkilinin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile KYOK verildiğini, ancak bu karar uzman bilirkişi raporu alınmadan ve keşif yapılmadan verilmiş olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, öncelikle adli yardım taleplerinin kabulüne, davalının üzerine kayıtlı … plakalı aracın ve başkaca taşınır ve taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, müvekkilin ekonomik durumunun kötü olması, hastahaneye dahi gitmekte zoruluk çekmesi gibi hususlar dikkate alındığından 6098 sayılı Borçlar Kanununun 76. Maddesi gereğince ön ödemeye hükmedilmesine , belirsiz alacak davası olarak Kaza nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu tedavi ve bakıcı gideri olarak 100,00 TL, Kazanç Kaybı olarak 100,00 TL, çalışma gücünün azalmasından ve yitirilmesinden doğan kayıplar olarak 100,00 TL, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak 100,00 TL olmak üzere belirsiz alacak davası olarak toplamda 400,00 TL ‘nin kaza tarihi olan 20/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ( sigorta şirketi bakımından poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara müştereken ve müteselsilen yükletilmesine karar verilmesini müvekkilleri adına talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özet olarak; dava tarihinde dava şartı olan arabuluculuk görüşmeleri usulüne uygun yerine getirilmemiş olmakla kanuni temsilcilerin dahil olmadığı arabuluculuk tutanağının işbu davada dikkate alınmayarak davanın usulden reddinin gerektiğini, ayrıca işbu dava zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığından reddinin gerektiğini, davacının tam kusurlu olduğu dosya kapsmaından anlaşıldığını, maluliyetinin belirlenmesinin gerektiğini, müvekkili kurumdan talep edilen tazminat miktarının kabulünün mümkün olmadığını, Karayolları Trafik Kanunu’nda ve Genel Şartlarda yapılan değişikliğin dikkate alınmasının gerektiğini, ön ödeme talebinin reddine karar verilmesinin gerektiğini, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin gerektiğini belirterek; öncelikle davacının dosyanın esasına ilişkin ön ödeme ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine, dava şartı yokluğundan dolayı davanın usulden reddine, aksi halde esastan reddine ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … Vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davacı tarafın 20.07.2020 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu ile zarara uğradığını iddia ederek geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı talepli işbu davayı açmış ise de davacının talebi yönünden zamanaşımı süresi dolmuş olduğundan zamanaşımı itirazımızın kabulü ile davanın reddinin gerektiğini, Belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sorumluluğu sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kazaya karışan … plaka sayılı araç, müvekkil şirket nezdinde 10.05.2020-10.05.2021 vadeli, … no.lu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza tespit tutanağından görüleceği üzere davacı … somut olayda asli ve tam kusurlu olduğunu, davacının huzura getirmiş olduğu talepler haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun ancak sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olması halinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere, davacının sürekli sakatlık durumu Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden alınacak rapor ile ispatlanmasının gerektiğini, davanın açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkili şirket aleyhine yargılama giderlerine, faize ve vekalet ücretine hükmolunmamasının gerektiğini belirterek; davacının haksız taleplerinin ve davanın reddine, vekalet ücretleri ve yargılama giderlerinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Davaya konu 20/07/2022 tarihli trafik kazası, dava dışı sürücü …’ın idaresindeki … plakalı aracın … caddesi üzerinde seyir halindeyken davacı yaya …’a çarpması neticesinde meydana gelmiştir. Kaza sonrasında tanzim edilen kaza tespit tutanağı ile trafik kazasının oluşmasında …’ın tam kusurlu olduğu, sigortalı araç sürücüsü …’ın ise kusursuz olduğu belirlenmiştir.
Davaya konu trafik kazasına ilişkin olarak başlatılan Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyasında tanzim edilen 01/02/2021 tarihli bilirkişi raporu ile de kazaya karışan … plakalı araç sürücüsünün herhangi bir kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce soruşturma dosyasında yer alan kaza anına ilişkin görüntülerin bulunduğu cd bu dosya arasına alınmıştır.
Her ne kadar davacı …’ın tanık olarak dinlenilmesini talep etmiş ise de bu şahsın kazanın oluş şekline ilişkin herhangi bir bilgisinin olmadığı davacı vekili tarafından ibraz edilen 14/06/2022 tarihli beyan dilekçesi içeriği ile sabit olduğundan bu şahsın dinlenilmesine yönelik talebin reddine karar verilmiştir. Davacı aynı zamanda …’in de tanık olarak dinlenilmesini talep etmiştir. Bu şahsın davacının arkadaşı olduğu, kazadan önce davacı ile bu şahsın aynı anda hareket ettikleri, kazaya ilişkin kamera görüntülerinin mevcut olması karşısında …’in tanık olarak dinlenilmesinin dosyanın esasına bir katkı sağlamayacağı kabul edildiğinden bu tanık yönünden de tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahallinde refakate alınan bilirkişi … eşliğinde keşif yapılmış, keşif neticesinde düzenlenen 27/11/2022 tarihli bilirkişi raporu ile … plakalı araç sürücüsü …’ın bölünmüş yolun sol şeridinde seyrettiği esnada yolun sağında park halinde bulunan çekicinin önünden ve yolun orta kısmından koşarak geçmeye çalışan yayaya çarpmamak adına tedbir alabilmesi için yeterli mesafenin ve zamanının bulunmaması nedeniyle kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir.
Kaza anına ilişkin görüntüleri incelemesinde, davacı ile isminin … olduğu bildirilen bir şahsın petrol ofisinden yol istikametine doğrul ilerledikleri, yolun kenarında çekicinin park halinde olduğu, …’ın yolu kontrol etmeksizin karşıya geçmeye çalıştığı esnada … plakalı aracın …’a çarptığı, çarpışma noktası ile aracın durma noktası arasındaki mesafe dikkate alındığında aracın hızının yüksek olmadığı, …’ın aniden yola çıkması karşısında sigortalı araç sürücüsünün tedbir almasının mümkün olmadığı, dolayısıyla 27/11/2022 tarihli bilirkişi raporunun dosya kapsamına ve kazanın oluş şekline uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Her ne kadar davacı vekili tarafından yeni bir kusur raporu tanzim ettirilmesi talep edilmiş ise de kaza tespit tutanağı, soruşturma dosyasında tanzim edilen 01/02/2021 tarihli bilirkişi raporu ve mahkememizce tanzim ettirilen 27/11/2022 tarihli bilirkişi raporunun birbiriyle uyumlu olması karşısında davacı vekilinin yeni bir rapor tanzim ettirilmesine yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde ispat yükü üzerinde olan davacının sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğuna yönelik iddiası ispatlayamadığı, kazanın meydana gelmesinde davacının tam kusurlu olduğu, davacının tam kusurlu olması karşısında oluşan zarardan davalıların herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığı sonucuna varıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” şeklinde davanın reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, hukuki dinlenilme haklarını ihlal edildiğini, delillerin toplanmadığını ve tanıklarının dinlenilmediğini, adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesinden rapor alınması taleplerinin yerine getirilmeden red kararı verildiğini, kaza tespit tutanağında görüleceği üzere olay yerinde herhangi bir fren izinin bulunmadığını, dosya kapsamındaki video kayıtlarında ve kaza tutanağında sürücünün hızını yavaşlatmak için herhangi bir gayreti ve çabasının söz konusu olmadığını, Bilirkişi tarafından müvekkilinin kusurlu olduğunun belirtilmiş ise de bu durumun kabulünün mümkün olmadığını, zira müvekkilin karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı yerin 100 m yakınında herhangi bir yaya geçidi bulunmadığını, müvekkilinin herhangi bir kusur ihlalinin bulunmadığını beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Davaya konu 20/07/2022 tarihli trafik kazası, dava dışı sürücü …’ın idaresindeki … plakalı aracın … caddesi üzerinde seyir halindeyken davacı yaya …’a çarpması neticesinde meydana gelmiştir. Kaza sonrasında tanzim edilen kaza tespit tutanağı ile trafik kazasının oluşmasında …’ın tam kusurlu olduğu, sigortalı araç sürücüsü …’ın ise kusursuz olduğu belirlenmiştir.
Davaya konu trafik kazasına ilişkin olarak başlatılan Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyasında tanzim edilen 01/02/2021 tarihli bilirkişi raporu ile de kazaya karışan … plakalı araç sürücüsünün herhangi bir kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir.
Mahkemece soruşturma dosyasında yer alan kaza anına ilişkin görüntülerin bulunduğu cd bu dosya arasına alınmıştır.
Mahallinde refakate alınan bilirkişi … eşliğinde keşif yapılmış, keşif neticesinde düzenlenen 27/11/2022 tarihli bilirkişi raporu ile … plakalı araç sürücüsü …’ın bölünmüş yolun sol şeridinde seyrettiği esnada yolun sağında park halinde bulunan çekicinin önünden ve yolun orta kısmından koşarak geçmeye çalışan yayaya çarpmamak adına tedbir alabilmesi için yeterli mesafenin ve zamanının bulunmaması nedeniyle kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir.
Kaza anına ilişkin görüntüleri incelemesinde, davacı ile isminin … olduğu bildirilen bir şahsın petrol ofisinden yol istikametine doğrul ilerledikleri, yolun kenarında çekicinin park halinde olduğu, …’ın yolu kontrol etmeksizin karşıya geçmeye çalıştığı esnada … plakalı aracın …’a çarptığı, çarpışma noktası ile aracın durma noktası arasındaki mesafe dikkate alındığında aracın hızının yüksek olmadığı, …’ın aniden yola çıkması karşısında sigortalı araç sürücüsünün tedbir almasının mümkün olmadığı, dolayısıyla 27/11/2022 tarihli bilirkişi raporunun dosya kapsamına ve kazanın oluş şekline uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Her ne kadar davacı vekili tarafından yeni bir kusur raporu tanzim ettirilmesi talep edilmiş ise de kaza tespit tutanağı, soruşturma dosyasında tanzim edilen 01/02/2021 tarihli bilirkişi raporu ve mahkememizce tanzim ettirilen 27/11/2022 tarihli bilirkişi raporunun birbiriyle uyumlu olması karşısında davacı vekilinin yeni bir rapor tanzim ettirilmesine yönelik talebinin reddine karar verilmesi doğrudur
Bu halde, Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak,
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
1-Davacı taraftan alınması gereken 269,80 TL harçtan peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 361 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içinde temyiz yolu açık olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi.11/07/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …

E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.