Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/774 E. 2023/1510 K. 19.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ :Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ :Av. …
DAVA : İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 19/07/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 19/07/2023

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili Konya …Tüketici Mahkemesine vermiş olduğu 10/05/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalıya ait olan … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi kapsamında sigortalı olduğunu, davalının maliki olduğu bu araç ile dava dışı … sevk ve idaresinde 18/06/2020 tarihinde karışmış olduğu kazada … ve …’nın vefat ettiğini, kaza anında aracın hafriyat yüklü olup istiap haddi olan 17 tonu aşkın yük taşıdığının kaza sonrası tutulan tutanakla tespit edildiğini, kaza nedeniyle müvekkili şirket tarafından muris … için 121.207,04TL, muris … için 410.000,00TL destekten yoksun kalma tazminatları ödendiğini, dava dışı araç sürücüsü …’in kazada %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, ayrıca istiap yük sınırını aşkın yük taşıyarak da oluşan kazada ağır kusurlu olduğunun tespit edildiğini, hakkında yapılan ceza yargılamasında da ceza aldığını, müvekkili adına rücu şartlarının oluştuğunu, müvekkilinin rücudan doğan alacaklarının tahsili için davalı adına Konya …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalının itiraz etmesi üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini beyanla öncelikle müvekkilinin alacaklarının tahsilinin güvence altına alınması için davalının taşınmazları üzerine ihtiyati haciz şerhi konulmasına, icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, harç yargılama ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Konya …Tüketici Mahkemesine vermiş olduğu 26/05/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; iş bu davanın yasal süresi içerisinde açılmadığını öncelikle yasal bir yıllık hak düşürücü süresinde açılmadığından davanın usulden reddine karar verilmesini, araç sürücüsü …’in oluşan kazada %100 kusurlu olduğu iddiasını kabul etmediklerini, ceza yargılamasında alınan kusur raporunun hukuk hakimini bağlamayacağını, oluşan kazadaki kusur durumunun yeniden tespit edilmesi gerektiğini, kusur durumu tespit edilirken murislerin emniyet kemeri takmadıklarından dolayı kazadaki kusur durumuna ilişkin illiyet bağı kurulması gerektiğini, sürücünün kırmızı ışıkta geçmesinin %100 kusurlu olduğu anlamına gelemeyeceğini, kazaya karışan araçların kazadaki durumlarının tespiti ile kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, oluşan kazada istiap haddi aşılmamış olup davacının bu yöndeki iddialarının somut delile dayanmadığını, bu durumunda mahkememizce uzman görüşü alınarak araştırılması gerektiğini beyanla, açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “KZMSS poliçesi genel şartlarının B.4.e maddesi göre ise, tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilâkı yüzünden meydana gelmiş ise, bu takdirde de sigortacı üçüncü kişilerin bu sebeplerle oluşan zararlar karşılandıktan sonra kendi âkidi olan sigorta ettirene rücu edebilme hakkına sahip olacaktır (Ulaş, I: s:1034 vd.).
Uygulamada bu konudaki uyuşmazlık genellikle istiap haddi ile ilgili olmaktadır. Bu hâllerde de istiap haddinin aşılması ile riziko arasında uygun bir illiyet bağının mevcudiyeti şarttır. Sigortacının bu madde hükmünden yararlanabilmesi için istiap haddinden fazla yük taşınması ve istiap haddinden fazla yük taşınması hâlinin de münhasıran kazanın oluşumunda etken olması gerekmektedir. (Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 05.12.2001 tarihli ve 2001/11-1109 E., 2001/1108 K. sayılı kararı)
Mahkememizce keşfen yapılan inceleme sonucu aldırılmış olan uzman bilirkişi heyetinin denetime açık raporunda da tespit edildiği üzere, somut olayda, davalı şirkete ait … plakalı kamyon sürücüsünün kazanın oluşumunda
asli kusurlardan kırmızı ışıklı trafik
işaretinde geçmek kuralını ihlali sebebiyle tam kusurlu olduğu,Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşmiş uygulamalarına göre; ZMMS Genel Şartlarında belirtilen ağır kusur kavramının kasta yakın bir kusurun varlığını ifade ettiği, bu itibarla ışık ıhlalinin ağır kusur olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, diğer yandan davalıya ait … Plakalı kamyonun teknik verilerine göre taşıma
kapasitesinin 15.600 kg olduğu, istiap haddinin kaza sırasında 17.000 Kg aşıldığı,
kazanın oluşumunda aracın aşırı yüklü olmasının tek başına etken olmadığı, hal böyle olmakla sigortalıya rücu şartlarının oluşmadığı vicdani kanısına varılmakla, davanın reddi gerekmiş ve;
DAVANIN REDDİNE,
Yasal şartları oluşmadığından davacı aleyhine haksız takip tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına,” şeklinde hüküm kurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme hükmüne dayanak olan bilirkişi raporunda, bilirkişi heyeti sigortalı aracın taşıması gereken ağırlığın iki katından fazla hafriyat yükleyerek trafiğe çıktığını açıkça görmüş olsa da bu durumun kazaya sebep olmadığını belirtmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, zira bir kamyonun taşıması gereken ağırlıktan çok daha fazla yük taşımasının sürüş yeteneğini etkileyeceğinin açık olduğunu, sürücünün sürüş kabileyetinin bozulacağını, nitekim kazada da aracın duramayarak kazaya sebep olduğu görülmekteyken bilirkişinin, davaya konu kazaya ağır kusur ve istiap haddinden fazla yük taşınmasının sebep olmadığını belirtmesinin hukuki açıdan kabul edilemez bir hata olduğunu, ayrıca sigortacının genel şartlar gereği sadece istiap haddinin aşılması nedeni bile rücu sebebiyken açıkça ortada olan duruma karşılık haklı davalarının aleyhine rapor hazırlanması ve işbu raporun mahkeme kararına mesnet oluşturmasının taraflarınca kabul edilemeyeceğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalının meydana gelen kazada %100 kusurunun olduğunun ortaya çıkmasına rağmen kazanın meydana gelmesinde istiap haddinin tek etken olmadığının belirtildiğini, davaya konu kazada sigortalı aracın ağırlığının, araç sürücüsü …’in sürüş hâkimiyetini kaybetmesine, yağışlı havada aracı durduramayacak halde olmasına sebep olduğunu, tüm bu nedenlerle Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K., 30.112022 tarihli kararının ortadan kaldırılmasını, istinaf incelemesi yapılarak haklı davalarının kabulüne karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin davanın reddine yönelik kararının son derece yerinde olup yerel mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun da davacının iddiaları ile savunmalarını karşılar nitelikte olduğunu, ancak yerel mahkemece nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacının dava dilekçesinde açılan davanın konusunun açıkça itirazın iptali olarak belirtildiğini ve harca esas değer olarak 544.376,50 TL gösterildiğini, itirazın iptali davasının reddi nedeni ile reddedilen 544.376,50 TL üzerinden hesaplanacak nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenle istinaf başvurularının kabulüne karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Mahkemece verilen karar, davacı sigortacı ve davalı tarafından istinaf edilmiştir.
Dava, trafik sigortacısı olan davacının dava dışı 3. kişiye ödediği bedelinin, kendi sigortalısı olan davalıdan ağır kusur ve istiap haddi sebeplerine dayalı olarak rücuen tahsili istemine ilişkindir.
-İstiap haddi aşılması iddiasına yönelik;
Davacı sigorta şirketi, davalının poliçe düzenlenmesi sırasında mevcut ve araç ruhsatında belirli olan sayının-ağırlığın üzerinde yolcu ve yük taşıması nedeniyle, davalı sigortalılarına rücu haklarının doğduğundan bahisle talepte bulunmuş olup; iddiasının özü ve dayandığı rücu sebebinin istiap haddinin aşılması olduğu görülmektedir.
Davacı sigortacının ödeme yapmasına sebep olan kaza ile davacının ödeme tarihi itibariyle yürürlükte olan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4. kısmında, sigortacının sigortalısı işletene rücu hakkı düzenlenmiş; rücu edilebilecek haller sınırlı olarak sayılmıştır. Adı geçen kısmın (ç) bendinde “Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması yüzünden meydana gelmiş ise” hükmü getirilmiş olup, sigortacının istiap haddinin aşılması nedeniyle işletene rücu edebilmesi, kazanın münhasıran (salt) istiap haddinin aşılmasından kaynaklanmış olması şartına bağlanmıştır.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın, Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı başlıklı m.B.4 ile sigortacının, sigortalısına karşı rücu nedenleri sayılmıştır. Dava dilekçesiyle; rücu sebebi olarak, “istiap haddinin aşılması”na da dayanılmıştır.
İstiap haddi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3.maddesindeki tanımlar kısmında Taşıma Sınırı (Kapasite) olarak açıklanmıştır. Buradaki tanıma göre taşıma sınırı, bir aracın güvenle taşıyabileceği en çok yük ağırlığı veya yolcu sayısı olarak ifade edilmiştir. Araçların taşıma sınırı üzerinde yolcu alması, azami yüklü ağırlıklarının aşılması gibi durumlar kanunen yasaklanmıştır (KTK.m.65/1).
İstiap haddi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3.maddesindeki tanımlar kısmında Taşıma Sınırı (Kapasite) olarak açıklanmıştır. Buradaki tanıma göre taşıma sınırı, bir aracın güvenle taşıyabileceği en çok yük ağırlığı veya yolcu sayısı olarak ifade edilmiştir. Araçların taşıma sınırı üzerinde yolcu alması, azami yüklü ağırlıklarının aşılması gibi durumlar kanunen yasaklanmıştır (KTK.m.65/1).
Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre yalnızca istiap haddinin aşılmasından dolayı sigortacının doğrudan rücu hakkı doğmaz. Sigortacının rücu hakkının doğması için kaza ile istiap haddinin aşılması arasında nedensellik bağı kurulmalıdır. Trafik kazası münhasıran istiap haddinin aşılmasından dolayı meydana geldiyse sigortacı sigorta ettirene rücu edebilecektir Yani istiap haddinin aşılmasının teminat kapsamı dışında kalabilmesi için kazanın münhasıran istiap haddinin aşılmasından dolayı meydana gelmesi ve bu durumun sigortacı tarafından ispatlanması gerekmektedir. Yani kaza münhasıran istiap haddinin aşılmasının dışında başka bir sebepten meydana geldiyse, sigorta şirketi tazminatı ödemekle yükümlüdür.
Davacı sigortacının ödeme yapmasına sebep olan kaza ile davacının ödeme tarihi itibariyle yürürlükte olan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4. kısmında, sigortacının sigortalısı işletene rücu hakkı düzenlenmiş; rücu edilebilecek haller sınırlı olarak sayılmıştır. Sigortacının istiap haddinin aşılması nedeniyle işletene rücu edebilmesi, kazanın münhasıran (salt) istiap haddinin aşılmasından kaynaklanmış olması şartına bağlanmıştır. Bu kapsamda, hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunda bu husus irdelenerek yapılan değerlendirmede istiap haddinin aşılmasının münhasıran (salt) kazanın meydana gelmesine sebebiyet vermeyeceği, kazaya etki eden sürücünün hatasına dayanan başka faktörlerin de bulunduğu ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık raporla tespit edildiğinden, buna yönelik rücu sebebi gerçekleşmemiş bulunmaktadır.
-Ağır kusur iddiasına yönelik;
2918 sayılı yasanın 95/2.maddesinde, zarar gören üçüncü kişiye ödemede bulunan sigortacının, sigorta sözleşmesi ve kanun hükümleri çerçevesinde kendi akidine rücu edebileceğini belirtirken, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B 4. maddesinde ise rücu halleri düzenlenmiştir. Genel Şartlar B.4.a. maddesinde; “Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucu meydana gelmiş ise,” sigortacının rücu hakkının bulunduğu kabul edilmiştir.
Bilindiği üzere, ağır kusur kavramı özel hukuk kavramı olup kasıt olmamakla beraber kasta yakın bir kusurun mevcudiyetini ifade eder. Bu kavram, HGK’nun 10/12/2003 gün, 2003/11-756-743 sayılı ilamında da “…ağır kusurda, hal ve şartların yüklediği özen gösterme ve tedbir alma ödevlerine veya bir hareket tarzı emreden kurallara tam bir aldırmazlık söz konusudur. Ağır kusur bağışlanması kesinlikle olanaksız olan irade eksikliği esasına dayanır.” şeklinde açıklanmıştır. Dava konusu olayda ise; sigortalı aracın sürücüsünün salt kırmızı ışıkta geçmesi ve trafik kurallarına aykırı davranışı nedeniyle %100 kusurlu bulunması, başlı başına kasıtlı ya da ağır kusurlu olduğu anlamına gelmeyeceğinden davanın reddine dair verilen karar usul ve yasaya uygundur. (Bkz. Aynı yönde YARGITAY17. Hukuk Dairesi 2017/4135 ESAS, 2019/10470 KARAR sayılı ilamı)
-Davalının vekalet ücretine yönelik istinafında;
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13. Maddesinde;
(1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.
(3) Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.
(4) Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur” düzenlemesine yer verilmiştir.
Anlatılan ilke ve düzenlemeler kapsamında somut olayda; yukarıda zikredilen, “Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur” hükmü gereğince, açılan davanın para veya para ile değerlendirilen dava olması nedeniyle, davalı lehine belirlenen vekalet ücretinin maktu vekalet ücreti olması gerektiğinden, davalı tarafça nispi vekalet ücreti hesaplanması gerektiği itirazı yerinde bulunmamaktadır.
Bu halde, kamu düzeni ve istinaf sebepleri çerçevesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön ile kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına; dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafın istinaf talebi yönünden karar ve ilam harcı olarak 269,85 TL alınması gerektiğinden peşin olarak yatırılan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 89,95 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalının istinaf talebi yönünden karar ve ilam harcı olarak 269,85 TL alınması gerektiğinden peşin olarak yatırılan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 89,95 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden taraflar üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 361 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içinde temyiz yolu açık olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi.19/07/2023

Başkan …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Katip …
e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.