Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/70 E. 2023/161 K. 01.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 01/02/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 15/09/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 01/02/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 02/02/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16/03/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkili şirkete sigortalı olan … plakalı aracın ağır hasar gördüğünü ve aracın rayiç değerinden sovtaj bedelinin düşüldükten sonra kalan 141.900,00-TL’nin sigortalı dava dışı şirkete ödendiğini, davalı şirketin sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğunu ve ödenen miktarın %75’ine tekabül eden miktardan 36.000,00-TL trafik sigortasından alınan bedel ile 5.000,00-TL şahıs ödemesi mahsup edildikten sonra kalan 65.425,00-TL müvekkilinin alacağının bulunduğunu, bu miktarın ödenmesi için davalı şirkete ihtar çekilmesine rağmen davalı şirketçe ödeme yapılmadığını, davalı aleyhine açılan Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine karşı davalı tarafça itiraz edildiğinden takibin durdurulduğunu, davalı borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, ancak davalı davaya ilişkin olarak herhangi bir cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Dava; İtirazın iptali davası olup, İ.İ.K.’nun 67. maddesi gereğince yasal bir yıllık süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalıya ödenen tazminat nedeniyle rucüen alacak istemine ilişkin olduğu ( itirazın iptali yolu ile ) anlaşılmıştır.
Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının yapılan incelenmesinde; davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlu vs. hakkında yapılan ilamsız takip olduğu, borçlu/davalının süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, trafik kazası tespit tutanağı, kazaya ilişkin fotoğraflar, hasar dosyası, ödeme belgeleri, trafik tescil belgeleri, Türkiye Reasürans Şirketler Birliği ve Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi cevabi yazıları, poliçe ve tüm belgeler dosya arasına alınmıştır.
Akabinde dosya Adli Trafik bilirkişisi ve araç sigortalar konusunda uzman bilirkişiye verilerek kazada tarafların kusur durumlarının oransal olarak belirlenmesi, rücu şartlarının oluşup oluşmadığı ve davacının takip tarihi itibariyle davalıdan asıl alacak ve ferileri bakımından ne miktarda alacaklı olduğunun belirlenmesi amacıyla rapor tanzimi talep edilmiştir.
Sunulan 09/06/2022 tarihli heyet raporunda özetle; … plakalı Çekici ve buna bağlı … Plakalı Yarı Römork Sürücüsü …” bu kazanın oluşumunda 2918 sayılı KTK nun kod No: 11” e denk gelen Madde-59 (Yerleşim birimleri dışındaki kara yolunda zorunlu hallerde dışında, gerekli önlemleri almadan taşıt yolu üzerinde duraklamak veya park etmek yasaktır.) ve K.T.Y Madde 135/A-1 (Bozulan araçları diğer sürücülerin görebileceği şekilde ışık ve işaretleme yapması) Asli kural ihlali olup ” % 75 ( oranında KURAL İHLALİNİN olduğu;
… plakalı Çekici ve buna bağlı … plakalı yarı Römork Sürücüsü …’nun” ise bu kazada yine aynı kanunun Madde-52/1-B (Aracının hızını, teknik özelliği ile görüş, hava, yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak) kuralını ihlal ettiği ve %25 oranında kusurlu olduğu,
Davacının Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları B.4. Hasar ve Tazminatın Sonuçları 4.3 maddesi gereği;.Sigorta şirketi ödediği tazminat tutarınca sigortalıya halef olur. Sigorta şirketi ödediği tutar için rücu talebini, sigorta limitleri dâhilinde, öncelikle ilgili risk için teminat sunan sigorta şirketine yöneltir. Sigorta şirketi ilgiliye karşı sahip olduğu rücu hakkını ilgili risk için sigorta teminatının bulunmadığı durumda kullanabilir. Sigorta ettiren ve sigortalı, sigortacının açabileceği davaya veya takibe yararlı ve elde edilmesi mümkün belge ve bilgileri vermeye zorunludur.” İbaresinin yer almakta olduğu, dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere davacı sigorta şirketi sigortalısının zararını karşılamış ve sürücüsünün kusuru nispetinde rücu hakkının doğduğu, %75 kusur durumuna göre sigortalısına 17/05/2018 tarihinde ödediği 141.900.00-TL’nin %75’ine tekabül eden 106.425,00-TL’yi davalıdan talep edebileceği, ancak bu miktardan davalının sigortasından tahsil edilen 36.000,00-TL ve davalı tarafça ödenen 5.000,00-TL’nin tenzili ile 65.425,00-TL olabileceği, ödeme tarihi ile takip tarihi olan 24/09/2019 tarihi arasında 7.985,43-TL tutarında işlemiş faizin hesaplandığı ve toplam alacağın 73.410,43-TL olduğu beyan edilmiştir. Ancak davacı yanca hesaplanan faiz hesabı bilirkişiler tarafından hesaplanan faiz hesabından cüz’i miktarda düşük olduğundan taleple bağlılık gereği talebe itibar edilmiştir. Mahkememizce de yapılan işlemiş faiz hesabının doğru olduğu yapılan hesaplama ile tetkik edilmiş ve rapor ekine hesap tablosu olarak ilave edilmiştir.
Sunulan bilirkişi raporundaki kusur tespitinin kaza tespit tutanağı ile uyumlu olduğu da anlaşılmıştır.
Davalı taraf davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinde; Madde 67 – (Değişik: 18/2/1965-538/37 md.)
(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik: 9/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Hükmünü amirdir. Bu nedenle borçlunun itirazında haksız olduğu ve de alacak likit ve belirgin olduğundan dolayı davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede, davacı vekilince davalı aleyhine açılan işbu davada davalının Konya … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali, takibin devamı ve % 20 icra inkar tazminatı talep edilmiş olup, alınan rapor ve dosya kül halinde değerlendirildiğinde, davacının rücu şartlarının oluştuğu, kusur durumuna göre davacının icra takip talebinde istenilen şekilde alacaklı bulunduğu görülmekle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Davacının davasının KABULÜ İLE;
Davalının Konya …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 65.425,00-TL asıl alacak 7.969,30-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 73.394,30-TL üzerinden iptali ile takibin devamına, 65.425,00-TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine,
Kabul edilen miktarın %20’si olan 14.678,90-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; önce genel mahkemede kusur oranının belirlenmesi gerekirken direkt icra takibi başlatılmasının hakkaniyet gereği kabul edilemez bir durum olduğunu, davanın usulden reddinin gerektiğini, bilirkişinin sunmuş olduğu raporun hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini ve bu rapora itirazlarının olmasına rağmen Yerel Mahkemenin taleplerini göz ardı ederek karar verdiğini, başkaca hiçbir delil göz önünde bulundurulmayarak sadece kaza tespit tutanakları ve buna nazaran düzenlenen bilirkişi raporu baz alınarak karar verildiğini, 6047 Kara Yolları Trafik Kanununun 84. maddesinin d bendinde arkadan çarpan tarafın asli kusurlu sayıldığı belirtilmesine rağmen bilirkişinin müvekkili şirketi asli kusurlu bulmasının kabul edilemez bir durum olduğunu, değer kaybı hesabında bilirkişinin hasar geçmişi ve niteliği, kilometresi, marka ve model bilgisi, üretim yılı, pazar değeri, meydana gelen hasarın niteliği, kaza tespit tutanakları kaza fotoğrafları gibi hususları gözetmek zorunda olduğunu, ancak bilirkişinin raporunu bu hususları göz önünde bulundurmayarak düzenlediğini, bilirkişi raporunun karar vermeye elverişli olmadığını, Yerel Mahkemenin yeni bir bilirkişi raporu alınması taleplerini reddederek müvekkili şirketin hak kaybına neden olduğunu, kaza anını gösteren fotoğraflardan davacı tarafın sigortalı müşterisi olan araç sürücüsünün asli kusurlu olduğu anlaşılacak iken müvekkili şirketin aracının asli kusurlu olarak gösterilmesinin kabul edilemez olduğunu, davacı tarafın sigortalı müşterisi olan araç sürücüsünün hız sınırlarına uymayarak kazaya sebebiyet verdiğini, kazanın teknik arıza sonucu meydana geldiğini ve müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davacı tarafın sigortalı müşterisi olan araç sürücüsünün alkol muayenesinin de yapılmadığını, müvekkili şirketin sevk ve idaresinde bulunan ara şoförünün dava konusu olay neticesinde ruh halinin bozulduğunu, acı ve ızdırap çektiğini, psikolojik sarsıntı yaşadığını, ömür boyu acı çekmeye ve üzüntü duymaya mahkum edildiğini, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkeme kararının esas ve usul yönünden kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, Türk Ticaret Kanununun TTK 1472 maddesi uyarınca kasko sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın rücuan tahsili amaçlı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Sigorta ettirene ödeme yapan sigorta şirketi halefi olarak zarar görenlerden ödediği tazminatı rücuen tahsilini talep edebilir. Rücu edilebilecek tazminat tutarı sigortalıya ödenen miktar olmayıp ancak zarar görenin gerçek zararı kadardır. Yine rücu edilebilecek tazminat miktarı tayin edilirken zarara sebep olanın kusuru da nazara alınmalıdır.
Kaza tespit tutanağı ve mahkemece alınan bilirkişi raporu birbirini teyit eder nitelikte olup olaya ve oluşa uygun olduğundan davalı sürücünün %75 kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 5.013,56 TL harçtan peşin alınan 1.253,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.760,17‬ TL harç giderinin davalı ….’den tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 02/02/2023


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.