Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/69 E. 2023/154 K. 01.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 01/02/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 27/09/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACILAR : 1- … – … …
2- … – … …
VEKİLİ : Av. … – ..
DAVALILAR : 1- … – … …
2- … – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
DAVALI : 3- … – … …
VEKİLİ : Av….
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 01/02/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 02/02/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacılar vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili … a ait … plakalı araç ile diğer davacı … idaresinde … Caddesini takiben sağ şeritte seyir halindeyken, davalılardan … Şti adına kayıtlı, … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı özel amaçlı kamyonun aracına sol yan kısmından çarpması nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybederek aracının sağ ön kısmı ile … sokak ayrımında bulunan sokak tabelasına, arkasından da aracının sol arka kısmı ile kaldırım üzerinde bulunan ağaca çarparak kaza yaptığını, ilgili kaza sonrası müvekkiline ait aracın ağır hasar gördüğünü, kazaya karışan … plakalı diğer aracın kaza mahallinden biraz ileride durduğunu, müvekkillerinin yanına gelmek yerine telefon görüşmesi yaparak kaza mahallini terk ettiğini, aracın plakasının kazayı görerek müvekkillerine yardıma gelen çevre sakinleri tarafından verildiğini, kaza sonrası tutulan tespit tutanağında … plakalı aracın sürücüsünün tespit edilmesi halinde tam kusurlu olacağını, … plakalı araç sürücüsünün kusurunun olmadığının tespit edildiğini, kazaya ilişkin şikayet sonrası kazaya karışan … plakalı araç sürücüsünün … olduğu bilgisine ulaşıldığını, karakol ifadesinde kaza günü kazadan 2-3 saat önceye tekabül eden bir saatte aynı yoldan geçtiğini ve … Beldesine doğru gittiğini, böyle bir kazaya karışmadığını, olayla ilgisi olmadığını beyan ettiğini, karakol ifadesi için gelen tarafların kazaya karışan … plakalı aracı karakola getirdiğini, müvekkillerinin yakınları tarafından aracın kazaya uygun yerinde hasar bulunduğunun görülerek delil listesinde sunacakları şekilde fotoğraflandığını, ilgili aracın ZMSS poliçesi … AŞ tarafından yapıldığını, kazaya ilişkin … tarihli ihbar yapıldığını, ancak başvuruya ilişkin ödeme yapılmayacağı cevabı aldıklarını, dava konusuna ilişkin Konya Arabuluculuk Bürosu … numaralı dosyası üzerinden arabuluculuk görüşmeleri yapıldığını, anlaşma sağlanamadığını, herhangi bir kusurları olmadığı halde ağır bir kaza geçiren ve kaza nedeniyle içinde bulundukları aracı hurdaya çıkan müvekkillerinin günlerce kazanın etkisini atlatamadıklarını, üstelik kazaya sebep olan davalı … kaza esnasında durmadığı gibi devamında da olayı inkar yolunu seçtiğini, ayrıca kazanın oluşunu ve araç içerisinde iki bayanın bulunduğu dikkate alınması gerektiğini, davalının korkutmak amaçlı kasti hareketinin varlığını kabul etmenin mümkün olacağını, bu nedenle her ne kadar müvekkillerinin manevi zararını karşılamaktan uzak ve bundan sonra trafiğe çıkmak konusunda korkularını atmak konusunda çözüm olmasa da davalı …’dan manevi tazminat talep etmelerinin gerektiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile … tarihli kaza nedeniyle müvekkilinin aracında oluşan 5.000,00TL zararın kazanın olduğu tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, davalı …’ın müvekkilleri … ve … için her birine ayrı olmak üzere 2,000,00 TL, toplam 4.000,00 TL manevi tazminat ödemesini, dava masraf ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir.
Davacılar vekilinin … tarihli ıslah dilekçesi ile özetle; dava dilekçesinde belirttikleri alacaklarının hesaplanan ve ek alacak miktarlarını da ıslah ve talep artırım yolu ile 5.000,00 TL daha artırdıklarını ve maddi zarara ilişkin alacaklarının toplamda 10.000,00 TL olarak talep ettiklerini, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla ıslah ve talep artırım taleplerinin kabulüne ve bilirkişi raporunda bakiye alacak olarak hesaplanan ve yukarıda açıklanan alacakların da hükmen tespiti ile maddi zararın kazanın olduğu tarihten itibaren işleyecek ticari faizi birlikte davalılardan davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … şirketi ve … vekilinin cevap dilekçesi ile özetle; davacıların dilekçesinde belirtmiş oldukları hususların tamamının hukuki ve kanuni mesnetten ari olduğundan davanın reddinin gerektiğini, müvekkillerinden … Şti araç maliki, … ise kaza günü aracı kullanan operatör olduğunu, davacıların her ne kadar müvekkili şirkete ait … plakalı aracın kazaya sebebiyet verdiğini iddia etmiş ise de böyle bir hususun kesinlikle mevzu bahis olmadığını, … plakalı aracın hiçbir şekilde kazaya karışmadığını, davacının direksiyon hakimiyetini kaybederek kaza yaptığını ve tek taraflı trafik kazası sebebi ile sigorta şirketinden herhangi bir hak talep edemeyeceği için müvekkili şirkete ait aracı da olaya dahil etmek istediğini, bu nedenle de müvekkili şirket yönünden davanın reddinin gerektiğini, davacıların dilekçesinde kaza tespit tutanağında … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunun belirlendiğini beyan etmiş ise de tek taraflı tutulan kaza tespit tutanağının herhangi bir hüküm ifade etmeyeceğini, Aksinin kabulünün olay ile alakası olmayan ve husumet beslenen kişilerin sorumluluğunu doğuracağı muhakkak olduğunu, ayrıca kabul etmedikleri kaza tespit tutanağında kaza saatinin 16:07 olduğu belirtildiğini, kaza saatinde müvekkili şirkete ait aracın kaza mahallinde bulunmasının dahi mümkün olmadığını, zira kaza günü … plakalı aracın … tesislerinde 15.45-18.00 saatleri arasında çalıştığını, bu duruma ilişkin kayıtların celbi halinde de olayın vuzuha kavuşacağını, dava dilekçesi ile 5.000,00 TL zarar talep edilmiş ise de bu meblağın hangi davacı adına istenildiği dilekçe münderecatından anlaşılamadığını, ayrıca bu miktarın nasıl ve ne şekilde hesap edildiğinin de belirli olmadığını, davacıların dava dilekçesinde hiçbir delil ibraz etmediklerini, dilekçe münderecatında da aracın tamir masraflarına ilişkin bir delil tespitinden bahsedilmediğini, üzerinden de yaklaşık 1 yıla yakın zaman geçtiğini, aracın hasar görüp- görmediğinin dahi belli olmadığını, hayatın olağan akışı gereği böyle bir vakıanın yaşanması halinde, usulüne uygun bir kaza tespit tutanağının da bulunmaması dikkate alınarak en azından bir delil tespiti yaptırılması gerekirken davacıların farazi bir şekilde müvekkili şirkete ait aracın kazaya sebebiyet verdiğini ve 5.000,00 TL zararlarının bulunduğu iddia etmesinin abesle iştigal olduğunu, davacıların müvekkillerinden toplam 4.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunmuş ise de bu talebin de hukuken hiçbir mesnedi olmadığını, bu nedenlerle davacıların davasının reddine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin de davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davanın görevsiz ve yetkisiz mahkemede ikame edildiğini, davaya bakmaya yetkili ve görevli Mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, müvekkili şirkete gönderilen dava dilekçesi ekinde hasara ilişkin olması gereken belgelerin yer almadığını, gönderilen delillerin okunaksız ve incelemeye müsait olmadığından davacının delillerini görüp değerlendirmeden davaya yanıt verebilmelerinin mümkün olmadığını, bu nedenle delillerin şirketlerine tebliği gerektiğinden esasa ilişkin diğer cevap ve delil sunma haklarını saklı tuttuklarını, dava dilekçesinde bahsi geçen … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde … No’lu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile 13.05.2018/2019 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde doğacak rizikolara karşı teminat altına alındığını, davacı yanın işbu davada 15.12.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle … plakalı araçta oluştuğu iddia olunan hasar nedeniyle hasar bedeli ve değer kaybı talebinde bulunduğunu, davaya konu hiçbir meblağı kabul teşkil etmemek kaydıyla, poliçeden dolayı müvekkili şirketin sorumluluğu kusuru oranında olmak üzere maddi zararlarda araç başına 36.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, Teminat limitini bildirmeleri hiçbir şekilde kabul anlamına gelmediğini, davacının araçta oluştuğunu iddia ettiği hasar bedelinin son derece fahiş olduğunu, piyasa şartları ile de örtüşmediğini, davacı tarafın avans faizi talebinde bulunduğunu, ancak somut olayda zarar görenin 3. kişi konumunda olduğunu, müvekkili şirket ile arasındaki ilişkinin de ticari bir nitelik arz etmemekte ve tazminat talebinin de haksız fiilden kaynaklandığını, bu nedenlerle dosyanın işbu davayı görmeye yetkili ve görevli İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri’ne gönderilmesini, davanın öncelikle usulden reddini, yapılacak yargılamada tüm delillerin toplanmasından sonra sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesinin gözetilerek, davacının açmış olduğu haksız ve yersiz davanın reddini, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Yukarıda yapılan açıklamalar, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; … tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde davacıya ait aracın hasar gördüğü, kazanın meydana gelmesinde davacıya atfı mümkün bir kusur olmadığı, davalı sürücünün asli ve %100 oranında tam kusurlu olduğu, T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 10/12/2021 Tarih ve … Esas- … Karar sayılı ilamı çerçevesinde hazırlanan .. tarihli heyet raporunda davacıya ait aracın tamirinin ekonomik olmadığı, kaza tarihindeki rayiç değerinin 30.000,00 TL olduğu, sovtaj değerinin 20.000,00 TL olduğu, davacının maddi zararının ise bu değerlerin mahsubu neticesinde 10.000,00 TL olduğu anlaşılmakla kazaya karışan … plakalı aracın ticari nitelikte olması ve eylemin haksız fiil mahiyeti sebebiyle yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 01/12/2020 Tarih ve 2019/5578 Esas-2020/7959 Karar sayılı ilamı ile T.C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 01/11/2021 Tarih ve 2021/4551 Esas-2021/7845 Karar sayılı ilamı da emsal alınarak davacı …’un … tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde uğramış olduğu araç hasar bedeli maddi zararı 10.000,00 TL’nin davalı … (kaza tarihinde geçerli poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte) ile davalılar … ve … Ltd. Şti’den(Kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte) müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Her ne kadar davacılar meydana gelen kaza sebebiyle aynı zamanda manevi tazminat talebinde de bulunmuşlar ise de dosya içerisinde yer alan soruşturma dosyası ve kaza tespit tutanağından kazanın maddi hasarlı olarak meydana geldiği, davacılarda kaza sebebiyle oluşan herhangi bir yaralanma olmadığı görülmekle yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay … Hukuk Dairesinin 08/12/2020 Tarih ve … Esas- … Karar sayılı ilamı da emsal alınarak davacıların manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş ve mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir.
MADDİ TAZMİNAT TALEBİ AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE;
Davacı …’un … tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde uğramış olduğu araç hasar bedeli maddi zararı 10.000,00 TL’nin davalı … (kaza tarihinde geçerli poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte) ile davalılar … ve … Ltd. Şti’den(Kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte) müştereken ve müteselsilen tahsiliyle DAVACIYA VERİLMESİNE,
MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE;
Davacı …’un manevi tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından REDDİNE,
Davacı …(…)’un manevi tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından REDDİNE” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılar … Şti ve … vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava ve ıslah dilekçesi ile talep edilen meblağın hangi davacı için istenildiğinin hiçbir şekilde anlaşılamadığını, bu hususa ilişkin de bir belirleme yapılmadığını, mahkemece hükme esas alınan tanık beyanlarının tamamen duyuma dayalı olup hiçbir gerçeği yansıtmadığını, dosyada mevcut bulunan fotoğrafların kaza mahallinde ve kaza sonrasında çekilmediğinin net bir şekilde görüleceğini, davacının yaşanan kaza sebebi ile sorumlu aradığını ve kim tarafından bildirildiği belli olmayan bir plaka ile husumeti müvekkillerine yönlendirdiğini, müvekkilinin ticari faaliyeti sebebiyle rekabet ettiği birçok firma bulunduğunu, husumeti olan herhangi birinin bile sırf müvekkiline zarar vermek maksadıyla aracı hedef gösterme gayesinin söz konusu olabileceğini, resmi yazılı belge mevcut iken çelişkili tanık beyanlarına itibar edilerek hüküm verilmesinin hatalı olduğu gibi mahkemece yazılı belgeye neden itibar edilmediğinin de hiçbir şekilde belirtilmediğini, dosyada herhangi bir şekilde delil tespit dosyası, kaza sebebiyle aracın uğradığı zararı göster bir belirlemenin mevcut olmadığını, salt davacının iddiaları ve nerede, hangi şartlarda ve nasıl elde edildiği belli olmayan fotoğraflar dikkate alınarak hesap raporu düzenlendiğini, mahkemece de bu rapor dikkate alınarak hüküm ittihaz edildiğini, böyle bir belirleme ile müvekkillerinin sorumluluğuna hükmedilemeyeceğini, dosyada mübrez 2 adet hesap raporu mevcut olup miktarlar arasında %100 fark bulunduğunu, sadece bu çelişkili hesaplamaların dahi yapılan işlemlerin kabul edilemez olduğunun göstergesi olduğunu, bilirkişi raporunda 2021 yılındaki 2. el araç piyasa değerleri dikkate alınarak belirlemelerde bulunulduğunu, son dönemde özellikle pandemi döneminde ikinci el araç piyasasında fahiş bir artışın yaşandığını, buna rağmen araç bedelinin kazadan 3 yıl sonraki piyasa rayicine göre tespitinin kabulünün mümkün olmadığını ve hakkaniyete aykırı olduğunu, zamanaşımına ilişkin itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını, davanın niteliğinin belirsiz alacak davası olduğuna ilişkin dava dilekçesinde bir belirlemenin mevcut olmadığını, bu hali ile açılan davanın kısmi dava olduğunu, zamanaşımını kesen ya da durduran bir husus mevcut olmadığı gibi kaza tarihinden itibaren 2 yıldan çok daha fazla zaman geçtiğinden zamanaşımı itirazlarının dikkate alınarak hüküm verilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına, davacıların davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava; maddi hasarlı trafik kazası nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-Taraf sıfatlarının olmadığına ilişkin davalı itirazının incelenmesinde :
Olay ilişkin tutulan kaza tespit tutanağı ve olay sonrası polis memurlarınca tutulan araştırma ve görgü tutanağında aracın … plakalı araç olduğu anlaşılmış olup kazaya karışmadıkları iddiasını davalı taraf yazılı belge ile ispat edemediğinden itirazın reddine,
2-Rapora itirazın incelenmesinde:
Hükme esas alınan raporda aracın kaza tarihi itibariyle 2.el rayiç değeri baz alınmış olup rapor hüküm kurmaya uygundur .İtirazın reddi gerekmiştir.
3- Zamanaşımı itirazın incelenmesinde:
TBK nın 72 maddesinde haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararın tazmini istemi ile açacağı davaların, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu belirtilmiştir.
Buna karşılık, 2918 sayılı KTK.nun 109/1.maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu düzenlemeye göre “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.
Haksız fiil dolayısıyla zarar gören bakımından bir borç doğmuşsa zarar gören, haksız fiilden doğan tazminat istemi zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcu ifadan kaçınabilir.
Madde metninden açıkça anlaşılacağı üzere, haksız fiillere uygulanacak üç ayrı zamanaşımı süresi belirlenmiştir.
Bunlar, zarar görenin zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlayacak olan 2 yıllık kısa süreli zamanaşımı; fiilin ‘vukuundan’ itibaren işleyecek 10 yıllık kesin süreli zamanaşımı ve fiilin aynı zamanda suç oluşturduğu durumlarda uygulanacak olan uzamış ( ceza davası) zamanaşımı süreleridir.
TBK’nun 72.maddesinin 1.fıkrasına göre, haksız fiil nedeniyle tazminat davası açma hakkı zarar görenin, zararı ve haksız eylemi öğrenmesinden itibaren başlayacak ve iki yılda zamanaşımına uğrayacaktır. Burada önemli olan zararı ve tazminat sorumlusunu öğrenmektir. Öğrenebilecek durumda olmak zamanaşımının işlemeye başlamasına sebep olmaz. Zarar ve sorumludan hangisi daha sonra öğrenilirse, zamanaşımı son öğrenme gününden itibaren işlemeye başlar. Eğer zarara uğrayan tüzel kişi ise, dava açmaya yetkili organın öğrenmesi dikkate alınır.
İki yıllık sürenin başlaması için zarar görenin, zarar ile birlikte tazmin borçlusunu da öğrenmiş olması gerekir. Kusur sorumluluğunda fail, kusursuz sorumlulukta kanunen sorumlu görülen kişinin öğrenilmesi gerekir.
TBK’nun, 72/2. fıkrasında düzenlenen ceza davası zamanaşımının uygulanabilmesi için öncelikle; zarar veren eylemin Ceza Kanunu ya da ceza hükmü taşıyan özel kanunda suç olarak düzenlenmiş olması gereklidir.
Özel kanunlarda haksız eylem için başka bir zamanaşımı süresi tayin edilmiş olmadıkça, haksız eylemden doğan maddi ve manevi zararların tazmini için açılacak davalarda TBK’nun 72.. maddesinde öngörülen zamanaşımı uygulanmak gerekir.
Öğretide ve yargısal inançlarda, TBK’nun m.72/2’deki hükmünün anlam ve amacı şu şekilde açıklanmaktadır:
Haksız fiillerin bir kısmı, sadece özel hukuk açısından değil, ceza kanununda ya da ceza hükümlerini taşıyan özel kanunlar bakımından da sorumluluğu gerektirir. Haksız fiilin faili, yani sorumlusu genellikle daha ağır sonuçları olan ceza kovuşturmasına konu olabileceği sürece, zarar görenin haklarını yitirmesinin mantık dışı olacağı kuşkusuzdur.
Bu bakımdan haksız eylem aynı zamanda ceza kanununda ya da ceza hükümlerini taşıyan özel kanunlarda suç teşkil ediyorsa ve bu yasalarda, bu eylem için daha uzun bir zamanaşımı süresi tayin edilmişse, tazminat davası da ceza davasına ilişkin zamanaşımı süresine tabi olur.
Bu hususa, 07.12.1955 gün ve 17/26 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulanmıştır. Zira, ceza davasının zamanaşımı “suçun türüne göre değişmekle beraber” çoğunlukla, TBK’nun m. 72/l’deki özel hukuk zamanaşımından daha uzundur.
O halde, fail hakkında açılmış bir ceza davası devam eder ve fakat o davaya şahsi davacı olarak zarar görenin katılma imkanı sağlanmaz ya da o uzun süreye denk olarak hukuk mahkemesinde ( hele ceza davası devam ederken ) tazminat davası açmasına izin verilmezse, denge bozulmuş olur.
2918 sayılı Kanunun anılan madde hükmünde, gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin Ceza Kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında, fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır.
Somut olayda yaralanan kimse olmayıp maddi hasarla sonuçlanan kaza vardır.
Dava, belirsiz alacak davası olmayıp HMK 109.maddesinde düzenlenen kısmi alacak davasıdır.
Kısmi davada zaman aşımı talep edilen miktar yönünden kesilir. Kısmi davada, zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için kesildiğinden ve geriye kalan meblağ için işlemeye devam ettiğinden, ıslâhla arttırılacak miktar için de zamanaşımı süresinin dolmamış olması gerekir.
Açıklanan ilkeler ışığında somut olay incelenecek olursa; maddi hasarla sonuçlanın kaza … tarihinde gerçekleşmiş, davaya konu trafik kazası sonucunda davacıya ait araç hasarlanmıştır. Kaza tarihi olan … tarihinden başlayarak ıslah tarihi olan 28/09/2021 tarihine kadar 2 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olup ıslah edilen kısmın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerekmekte olup itirazın kabulü gerekmiştir.
Bu nedenle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1-b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına sigorta şirketinin istinafının olmadığı dikkate alınarak karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararın KALDIRILMASINA,
HMK.nın 353/1-b-2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA, (İnfazda tereddüt oluşmaması için itiraz edilmeyen ve kesinleşen kısımlar korunmak suretiyle)
A.MADDİ TAZMİNAT TALEBİ AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE;
1-Davacı …’un … tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde uğramış olduğu araç hasar bedeli maddi zararı 10.000,00 TL’nin davalı … (kaza tarihinde geçerli poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte) ile davalılar … ve …. Şti’nin ise maddi zararın 5.000,00 TL sinden sorumlu olması kaydıyla Kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiliyle DAVACIYA VERİLMESİNE,
B.MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE;
1-Davacı …’un manevi tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından REDDİNE,
2-Davacı …(…)’un manevi tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından REDDİNE,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 683,10 TL karar ve ilam harcından 307,40‬TL peşin harcın ve 85,40 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 290,30 TL karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (davalı … şirketinin tamamından, diğer davalıların 145,15 TL’sinden sigorta şirketi ile birlikte sorumlu tutulmasına)
4-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00TL arabuluculuk giderinin kabul ret oranına göre hesaplanan 942,48 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili hazineye gelir kaydına, (davalı … şirketinin tamamından, diğer davalıların 471,24 TL’sinden sigorta şirketi ile birlikte sorumlu tutulmasına)
5-Davacı … tarafından yapılan 44,40TL başvuru harcı, 307,40 TL peşin harç, 85,40TL ıslah harcı ve 6,40 TL vekalet suret harcı olmak üzere toplam 443,60TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan 406,20 TL posta ve tebligat ücreti gideri, 2.955,00 TL bilirkişi ücreti gideri, 182,00 TL keşif yol gideri, 419,90 TL keşif harcı olmak üzere toplam 3.963,10TL nin davanın haklılık oranına göre hesaplanan 2.829,65 TL’nin (davalı … şirketinin tamamından, diğer davalıların 1.414,82 TL’sinden davalı … ile birlikte sorumlu tutulmasına) davalılardan alınarak davacı …’a, verilmesine, artan 1.133,45 TL’sinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … tarafında yapılan 50,00TL posta giderinin kabul ret oranına göre hesaplanan 17,85 TL sinin davacılardan tahsili ile davalı … a verilmesine, bakiyesinin davalı … üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı … vekili yararına maddi tazminat yönünden AAÜT’ye göre hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı …’a verilmesine, (davalı … şirketinin tamamından, diğer davalıların 4.600,00 TL’sinden sigorta şirketi ile birlikte sorumlu tutulmasına)
8-Davalı … vekili yönünden manevi tazminat yönünden AAÜT’ye göre hesaplanan 2.000,00’er TL vekalet ücretinin davacılardan ayrı ayrı tahsili ile davalı … ‘a verilmesine,
9-Davalı … ve … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat yönünden 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
10-HMK’nun 297/1-ç maddesi uyarınca artan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde taraflara iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
11-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde davalı tarafa iadesine,
12-Davalı tarafça yapılan 441,40 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalılar … ve … şirketine ödenmesine,
13-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan masrafların davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
14-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
15-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 01/02/2023


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.