Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/625 E. 2023/1068 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 23/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ :Av. …
DAVALI : …
VEKİLLERİ :Av. …
: Av. …
DAVA İHBAR OLUNAN :1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVA İHBAR OLUNANLAR :2- …
:3- …
:4- …
DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)

İSTİNAF KARAR TARİHİ : 23/05/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 23/05/2023

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; davalı tarafından … poliçe numarası ile sigortalı olan müteveffa …’in, müvekkili bankadan kullanmış olduğu Tüketici Kredisine istinaden lehine Dain-i Müterhin şerhi bulunmasına ve rizikonun gerçekleşmesine rağmen, müvekkili bankaya söz konusu riziko kapsamında ödemenin yapılmadığını, öncelikle davanın mirasçılara İHBARINI, fazlaya dair talep ve dava hakları hem mirasçılardan hem davalıdan saklı olmak kaydı ile davanın kabulü ile davalı şirketten poliçe limitleri kapsamındaki 21.616,79-TL’nin sigortaya başvuru tarihi olan 29/09/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte alınarak davacı müvekkilinin tüketici kredisinden kaynaklanan alacağının tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davacı tarafça müvekkili şirket aleyhine açılan davada müteveffa sigortalı …’in davacı bankadan kredi çektiğini, sigortalıya ait şirket nezdinde krediyle bağlantılı hayat sigortası bulunduğunu, sigortalının vefatı sonrasında banka tarafından şirketimize başvuru yapıldığını ve sigorta bedelinin ödenmediği, mirasçılar aleyhine takip başlatıldığı ancak takibe itiraz edildiğini, arabuluculuk görüşmesi sonrasında Yargıtay kararı kapsamında da öncelikle sigorta şirketine başvuru yapılması gerektiği sonucuna varıldığını, sigortalının Covid nedeni ile vefat etmiş olduğunu, bu kapsamda beyan edilmeyen hastalık ile vefat arasında illiyet bağının mevcut olmadığı iddialarıyla tazminat tutarının başvuru tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte ödenmesi talep edildiğini, söz konusu davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açıldığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İhbar olunanlar vekili 14/12/2022 tarihli dilekçesi ile, davada görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu belirterek; davanın usulden reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Somut olayda; her ne kadar davanın tarafları arasında tüketici işlemi niteliğinde herhangi bir ilişki bulunmamakta ise de; davanın dayanağının hayat sigortası poliçesi olduğu, hayat sigortalarının tüketici işlemi niteliğinde olduğu noktasında tereddüt bulunmadığı, davacının dain mürtehin sıfatına dayalı olarak sigorta tazminatının kendisine ödenmesini talep etmesinin de sigorta işleminin niteliğini değiştirmeyeceği, taraflar arasındaki ihtilafın tüketici işlemi niteliğinde olan 06/05/2020 tarihli hayat sigortası poliçesinden kaynaklandığı, dolayısıyla görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olduğu sonucuna varıldığından, (ems: Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2018/4019 E 2020/3394 K, aynı Daire’nin 2017/198 E 2017/5526 K sayılı ilamları ile Konya BAM … HD.’nin … E … K sayılı ilamı.) davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve ;
Davanın mahkememizin görevli olmaması nedeniyle USULDEN REDDİNE, görevli mahkemenin TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğunun TESPİTİNE,
Görevsizlik kararı kesinleştiğinde 6100 sayılı HMK 20. Maddesi uyarınca talep halinde DOSYANIN YETKİLİ VE GÖREVLİ KONYA NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın konusunun uyuşmazlığın temeli Sigorta Şirketi ile Banka arasındaki ticari maksatlı işlemler olduğunu, davanın taraflarının tartışmasız tacir olduğunu, bankanın işi gereği kredi veren finans kuruluşu olduğunu, sigorta firmasının işi gereği bu kredilere teminat sağlayan tacir olduğunu, sigorta firması ve bankanın bu yollar ile ticari kazanç elde etmeyi güden kuruluş olduğunu, somut olayda anıldığı üzere davacı banka ile davalı sigorta şirketi arasındaki mutlak ticari işten kaynaklanan bir davanın söz konusu olduğunu, işlemin temelinde tüketiciye ilişkin bir kredinin mevcudiyeti banka ile sigorta firması arasındaki husumeti tüketici işi haline getirmediğini, eldeki davada da tüketicilerin davalı sıfatı ile davada bulunmadığını, davanın tüketicilere ihbarı da eldeki davayı Tüketici Mahkemelerinin görev alanına sokmayacağını, dolayısıyla yerel mahkemenin aksi yöndeki görüşü, işin esasına girip inceleme yapması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, eldeki husumete ilişkin ele alınacak yargılama faaliyeti mutlak suretle ticaret mahkemeleri görev alınanda görülmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkemenin görevsizlik sebebiyle usulden red yönünden tesis ettiği kararının ve ferilerine ilişkin hükümlerin ortadan kaldırılmasını, istinaf taleplerinin kabulünü, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Mahkemece verilen görevsizlik kararı davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Dava, krediye dayalı olarak yaptırılan hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan dain mürtehin davacı bankanın kredi alacağına istinaden davalı sigorta şirketinden poliçe alacağı istemine ilişkindir.
21.05.2014 dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Tekrar etmek gerekirse, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun geçici 73. maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” ifadesi ile tüketici mahkemelerinin görev alanı tüketici işlemleri ile sınırlandırılmıştır. Aynı yasanın 3/l maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem, tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır.
Somut olayda; Dain mürtehin hak sahibi davacı bankanın krediye bağlı olarak hayat sigortası kapsamından ödenmeyen kredi borcuna mahsup edilmek üzere hayat sigorta poliçe teminat bedeli için talepte bulunulduğu anlaşılmaktadır. Dava dışı müteveffa miras bırakan tüketici olup, davacı ve davalının ticaret şirketi ve dolayısıyla tacir olup, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin nispi ticari dava sayılması nedeniyle, davanın ticari dava olması nedeniyle ticaret mahkemesince bakılması gerekip, taraflardan herhangi birisinin tüketici olmadığının açık olmasına göre, 6502 sayılı yasa kapsamında uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi kapsamına girmediğinden, mahkemece davaya bakılması gerekirken, hatalı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesinde isabet bulunmadığından, davacının istinafının kabulü ile kararın kaldırılarak mahkemesine gönderilmesi gerekmiştir. (Bkz. Aynı nitelikteki davaya Ticaret Mahkemesince bakılması üzerine Yargıtay’ca görev yönünden bozma yapılmadığına ve dolayısıyla Ticaret Mahkemesinin görevli sayıldığına dair YARGITAY 4. Hukuk Dairesi 2021/10408 Esas, 2022/4357 Karar sayılı ilamı)
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının HMK.nın 353/1-a.3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, gerekçede belirtilen eksiklikler giderilerek yeniden yargılama yapılması için HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, başvurma harcı dışında kalan, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf eden davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların İlk Derece Mahkemesi tarafından verilecek nihai kararda hüküm altına alınmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK m.353 uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.

23/05/2023


Başkan

e-imzalı

Üye
.
e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.