Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/599 E. 2023/822 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 27/04/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 21/11/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 2- …
VEKİLİ : Av. …
3- …
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 27/04/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 28/04/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 09/02/2021 tarihli dilekçesiyle; davacının … A.Ş tarafından sigortalanan maliki davalılardan … ve sürücüsü … olan … plakalı dolmuşta yolcu olarak bulunduğu sırada aracın … ve … plakalı araçların zincirleme kazaya karışması neticesinde yaralandığını, kaza neticesinde tutulan kaza tespit tutanağında ve savcılık dosyasından alınan kusur bilirkişi raporunda … A.Ş tarafından sigortalanan … plakalı aracın kusurlu bulunduğunu, davacının kaza nedeniyle yaralandığını, kaza neticesinde uzun süre çalışamadığını, davacının kaza ile ilgili olarak davalı sigorta şirketine 14/08/2020 tarihinde başvurduğunu, sigorta şirketi tarafından 02/12/2020 tarihinde davacıya 2.748,21 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin hesaplanacak tazminattan mahsup edilmesini talep ettiklerini, davacının kaza neticesinde yaralanmasının manevi zarar da doğurduğunu, manevi zararın davalı sigorta şirketi haricindeki davalılar aleyhine manevi tazminata hükmedilmesini talep ettiklerini, dava açılmadan evvel arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacının yaralanması nedeniyle maddi tazminatına ilişkin şimdilik Geçici iş göremezlik tazminatı olarak 100,00 TL, Sürekli iş göremezlik tazminatı olarak 100,00 TL, Bakıcı giderleri olarak 100,00 TL, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri olarak 100,00 TL’nin davalı sigorta şirketi için kendisine yapılan başvurunun tebliğ tarihi olan 20/08/2020 tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 09/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacının kaza neticesinde yaralanması sonucu yaşadığı tüm olumsuzluklara dayalı olarak 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 09/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketi dışındaki diğer davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … A.Ş. vekilinin 03/03/2021 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; … plakalı kazaya karışan aracın müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olduğunu, hasar başvurusunda müvekkili şirket tarafından ödeme yapıldığını, maluliyet tazminatı hesaplamalarının TRH-2010 tablosu ve %1,8 teknik faiz kullanılarak yapılması gerektiğini, müvekkili sigorta şirketi tarafından davacının hesabına 01/12/2020 tarihinde 2.748,21 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini başkaca bir sorumluluğunun kalmadığını, davacını maluliyetinin tespiti için Adli Tıp Kurumu Üçüncü İhtisas Kuruluna veya özürlülük ölçütü yönetmeliğine göre rapor vermeye yetkili bir hastaneye tevdi edilmesini talep ettiklerini, meydana gelen kaza nedeniyle tedavi gideri, geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı giderinden müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, bu hususta sorumluluğunun sosyal güvenlik kurumuna ait olduğunu, bu nedenle talep edilen tedavi gideri, geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri tazminatına itiraz ettiklerini, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, dava konusu olayda müterafik kusur durumunun araştırılması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı vekilinin talep etmesi gereken faizin yasal faiz olduğunu beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … ve …’a dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edilmiş, davalılar süresinde davaya cevap vermemiş, kendilerini bir vekil ile de temsil ettirmemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının … A.Ş tarafından sigortalanan maliki davalılardan … ve sürücüsü … olan … plakalı dolmuşta yolcu olarak bulunduğu sırada aracın … ve … plakalı araçların zincirleme kazaya karışması neticesinde yaralandığını, kaza neticesinde tutulan kaza tespit tutanağında ve savcılık dosyasından alınan kusur bilirkişi raporunda … A.Ş tarafından sigortalanan … plakalı aracın kusurlu bulunduğunu, davacının kaza nedeniyle yaralandığını, kaza neticesinde uzun süre çalışamadığını, davacının kaza ile ilgili olarak davalı sigorta şirketine 14/08/2020 tarihinde başvurduğunu , sigorta şirketi tarafından 02/12/2020 tarihinde davacıya 2.748,21 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin hesaplanacak tazminattan mahsup edilmesini talep ettiklerini, davacının kaza neticesinde yaralanmasının manevi zarar da doğurduğunu, manevi zararın davalı sigorta şirketi haricindeki davalılar aleyhine manevi tazminata hükmedilmesini talep ettiklerini, dava açılmadan evvel arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacının yaralanması nedeniyle maddi tazminatına ilişkin şimdilik Geçici iş göremezlik tazminatı olarak 100,00 TL, Sürekli iş göremezlik tazminatı olarak 100,00 TL, Bakıcı giderleri olarak 100,00 TL, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri olarak 100,00 TL’nin davalı sigorta şirketi için kendisine yapılan başvurunun tebliğ tarihi olan 20/08/2020 tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 09/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacının kaza neticesinde yaralanması sonucu yaşadığı tüm olumsuzluklara dayalı olarak 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 09/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketi dışındaki diğer davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmekle, konunun 6098 sayılı TBK.nun 49.ve devam eden maddelerinde ve KTK. 85.vd.eden maddelerinde düzenlendiği, TBK’nun 49/1. maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde, TBK’nun 51/1. maddesinde;”Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” şeklinde, KTK.85/1.maddesinde;”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklinde, KTK. 86/1.maddesinde;”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” şeklinde, KTK.91/1.maddesinde; “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde, KTK.92.maddesinde(6704 S.K. 4. Mad. İle değişiklik öncesi);” Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,f) Manevi tazminata ilişkin talepler.” şeklinde, KTK’nun 97.maddesinde(6704 S.K. 5. Mad. İle değişiklik öncesi);”Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” şeklinde, KTK’nun 99.maddesinde(6704 S.K. 6. Mad. İle değişiklik öncesi);” Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı görülmüştür.
Dosya incelendiğinde davacının uğramış olduğu trafik kazası nedeniyle sigortaya başvurmuş olduğu, sigortaya sigortanın söz konusu başvuru karşısında 02/12/2020 tarihinde 2.748,21 TL ödeme yaptığı, ancak davacının ödenen bu miktarı az bulduğu bu nedenle mahkememizde dava açarak geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik, bakıcı gideri ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri olarak tazminat davası açmış olduğu görüldü. Bununla beraber uğramış olduğu maddi zararların yanında manevi yönden de zarar gördüğü iddiasıyla aynı dava içerisinde manevi tazminat talebi de bulunduğu anlaşılmıştır.
Dosya incelendiğinde davaya ilişkin ceza tutanakları, hastane raporları, kişinin sosyal ekonomik durumuna ilişkin araştırmalar, evrak halinde mahkememiz dosyasına getirtilmiş, mahkememiz bünyesinde de öncelikli olarak kusura yönelik bilirkişi raporu aldırılmış, bununla beraber maluliyete ilişkin rapor düzenlenmesi istenilmiş, alınan maluliyete ve kusura ilişkin raporlar hesaplanmak üzere aktüerya bilirkişisine gönderilmiştir.
Söz konusu raporlar incelendiğinde davacının sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin maddi zararı ile bakıcı giderinden doğan maddi zararın bulunmadığı, anlaşılmakla davacının sadece geçici iş göremezlikten kaynaklanan zararı ile kaçınılmaz tedavi giderlerinden doğan zararı bulunduğu, tespit edilerek söz konusu bilirkişi raporlarının değerlendirilmesi sonucunda maddi tazminat açısından aşağıdaki gibi hüküm kurulmakla beraber davacının davasında talep etmiş olduğu manevi tazminat açısından yapılan değerlendirmede uğranılan maluliyet oranı iş gücü kaybı, tarafların sosyal ekonomik durumları dikkate alınarak manevi tazminata yönelikte aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davacının davasının KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile;
Davacının maddi tazminatları açısından;
Davacının … tarihinde uğramış olduğu trafik kazasından kaynaklanan geçici iş göremezlik tazminatı açısından 2.435,06 TL’nin davalılar … ve … açısından kaza tarihi olan 09/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile , diğer davalı sigorta şirketi açısından 20/08/2020 tarihinden itibaren sigorta limiti ile sınırlı olmak ve tahsilde tekerrüre esas olmamak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacının 09/03/2020 tarihinde uğramış olduğu trafik kazasından kaynaklanan tedavi gideri açısından 1.000,00 TL’nin davalılar … ve … açısından kaza tarihi olan 09/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile , diğer davalı sigorta şirketi açısından 20/08/2020 tarihinden itibaren sigorta limiti ile sınırlı olmak ve tahsilde tekerrüre esas olmamak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacının 09/03/2020 tarihinde uğramış olduğu trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatı açısından 100,00 TL’nin REDDİNE,
Davacının 09/03/2020 tarihinde uğramış olduğu trafik kazasından kaynaklanan bakıcı gideri açısından 100,00 TL’nin REDDİNE,
Davacının manevi tazminatı açısından;
Davacının 09/03/2020 tarihinde uğramış olduğu trafik kazası nedeniyle manevi zarar tazminatı olarak 5.000,00 TL’nin sigorta şirketi hariç olmak üzere diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak 09/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece manevi tazminat yönünden verilen kararın son derece hatalı olup taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin geçirmiş olduğu kaza sonucu ciddi bir şekilde yaralandığını, burnunun kırıldığını, yüzünde yaklaşık 3 cm uzunluğunda yara izi oluştuğunu, kaza neticesinde müvekkilinin yüzünde sabit iz kaldığını, nefes almada zorlanma ve burun tıkanıklığı oluştuğunu, uzun süren tedavi süreci olduğunu, uzun süre çalışamadığını ve halen çalışırken zorlandığını, ülkenin ekonomik şartları dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarının çok az olduğunu, Yerel Mahkemece takdir edilen tazminat miktarının müvekkilinde oluşan manevi çöküntüyü dindirecek miktarda olmadığını, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve talepleri doğrultusunda yeniden hüküm kurularak davanın kabulüne, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; olay yeri ile ilgili yeterli inceleme yapılmadan, kamera kayıtları görüntüleri alınmadan … hakkında %100 kusurlu olduğuna ilişkin rapor düzenlendiğini, tutulan raporun yanlı olup hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, meyve kasası düştüğü için üst geçitten aşağı inildiğini ve asla durulmaması gereken yerde duran … plakalı araç sürücüsünün birçok insanın hayatını zerre kadar umursamadığını ve kazanın oluşumuna sebebiyet verdiğini, minibüs sürücüsü Davalı …’in elinden gelen tüm çabayı göstermesine rağmen … plakalı araç sürücüsünün meyve kasası yüzünden kazanın oluşumunu engelleyemediğini, durum böyleyken …’in kazadan %100 sorumlu tutulmasının hayatın olağan akışına aykırı olup tamamen hakkaniyet dışı olduğunu, müvekkili …’ın kazadan asli sorumlu gibi tazminat ödemeye mahkum edildiğini, müvekkilinin söz konusu kazanın gerçekleşmesinde ve davacının yaralanmasında hiçbir kusurunun bulunmadığını, olayın gerçekleştiği zaman müvekkilinin orada dahi bulunmadığını, müvekkilinin davacının yaralanmasında hiçbir kabahati olmadığı halde bu şekilde bir tazminat ödemesi ve yargılama gideri ve vekalet ücretlerinden sorumlu tutulmasının hakkaniyet çerçevesinde olmayıp hukuka son derece aykırı olduğunu, ayrıca herhangi bir geçici iş göremezlik ya da istirahat raporuna dosya kapsamında rastlanılmadığını, bu nedenle davacının taleplerinde kötü niyetli olup hayatın olağan akışına aykırı olarak tazminat talep ettiğini, söz konusu kazanın gerçekleştiği anda davacının kusurunun olup olmadığı noktasında yeterli araştırma yapılmadığını, tanık dinlenmediğini, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere mahkemesine gönderilmesine, davanın Bölge Adliye Mahkemesinde yeniden görülmesine karar verilirse; Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına ve yapılacak istinaf incelemesi neticesinde yeniden hüküm kurularak davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava; yaralanmalı trafik kazası sebebiyle geçici, sürekli iş göremezlik, tedavi ve bakıcı giderlerine ilişkin maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-Davalı tarafın maddi tazminat itirazı yönünden yapılan incelemede:
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığı altında düzenlenen 341. Maddesinde; “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.
(2) Miktar veya değeri 8.000 TL’yi (mahkeme karar tarihi itibariyle) geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir.
(3) Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir.
(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü 8.000 Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz” denilmektedir.
İstinafa konu edilen 3.435,06 TL hükmedilmesine yönelik istinaf karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı (8.000,00 TL) altına kaldığından, kabul olunan miktar açısından karar kesindir.
2-Kusur itirazının incelenmesinde:
Mahkemece alınan kusur raporunun kaza tespit tutanağı ve olaya uygun olduğu kaldı ki davacının yolcu olduğu sorumlulardan müştereken ve müteselsilen tahsil isteyebileceği anlaşılmakla itirazın reddi gerekmiştir.
3-Manevi tazminat miktarına ilişkin itirazın incelenmesinde:
Manevi tazminat, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükme göre, Manevi zarar; mutlak hak olan ve dolayısıyla herkese karşı korunmuş bulunan kişilik haklarının kapsamına giren değerlerden birisinin ihlali ile doğar. Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namı ile bir miktar para ödenmesini talep edebilir. Şahsi menfaatleri ihlal edilen kimseye ihlalin ve kusurun özel ağırlığının haklı kılması halinde hakimin manevi tazminat olarak verilmesine hükmedeceği para miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nisfetle hüküm vereceği Medeni Kanun’un 4. maddesinde belirtilmiştir. Ödettirilecek para miktarı ise aslında ne tazminat, ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusunu doğurmaktır. Aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesinde ; “Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir” hükmü düzenlenmiş madde metninden de anlaşıldığı üzere, haksız eylem sonucu bedensel zarar görenin yakınları yararına manevi tazminata karar verilebilmesi için, zarar görenin yaralanmasının ağır bedensel zarar niteliğinde olması gerekmektedir. Ağır bedensel zarar, kanunda tanımlanmamış olup, yaralanmanın özelliğine ve yarattığı sonuçlara göre mahkemece takdir edilecektir.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu somut olayın gerçekleşme şekli, yeri, zamanı, Ceza Mahkemesinin kararı kusur durumu ve yukarıda açıklanan ilkeler, davalının eylemindeki hukuka aykırılığın tespitinin sağlayacağı manevi tatmin ile birlikte değerlendirildiğinde İDM’ince hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlanının AZ OLDUĞU, davacı vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinafının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Bu nedenle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1-b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararın KALDIRILMASINA,
HMK.nın 353/1-b-2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA, (İnfazda tereddüt oluşmaması için itiraz edilmeyen ve kesinleşen kısımlar korunmak suretiyle)
Davacının davasının KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile;
1-Davacının maddi tazminatları açısından;
A-)Davacının 09/03/2020 tarihinde uğramış olduğu trafik kazasından kaynaklanan geçici iş göremezlik tazminatı açısından 2.435,06 TL’nin davalılar … ve … açısından kaza tarihi olan 09/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile , diğer davalı sigorta şirketi açısından 20/08/2020 tarihinden itibaren sigorta limiti ile sınırlı olmak ve tahsilde tekerrüre esas olmamak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
B-)Davacının 09/03/2020 tarihinde uğramış olduğu trafik kazasından kaynaklanan tedavi gideri açısından 1.000,00 TL’nin davalılar … ve … açısından kaza tarihi olan 09/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, diğer davalı sigorta şirketi açısından 20/08/2020 tarihinden itibaren sigorta limiti ile sınırlı olmak ve tahsilde tekerrüre esas olmamak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
C-)Davacının 09/03/2020 tarihinde uğramış olduğu trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatı açısından 100,00 TL’nin REDDİNE,
D-)Davacının 09/03/2020 tarihinde uğramış olduğu trafik kazasından kaynaklanan bakıcı gideri açısından 100,00 TL’nin REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminatı açısından;
A-)Davacının 09/03/2020 tarihinde uğramış olduğu trafik kazası nedeniyle manevi zarar tazminatı olarak 10.000,00 TL’nin sigorta şirketi hariç olmak üzere diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak 09/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
3-Alınması gereken 917,74 TL harçtan peşin alınan 519,16 TL ve ıslah harcı olarak alınan 55,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 343,34 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, (davalı sigorta şirketinin 87,55 TL’sinden diğer davalılar ile birlikte sorumlu tutulmasına)
4-Davacı tarafından yatırılan 642,20 TL harç giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, (davalı sigorta şirketinin 163,76 TL’sinden diğer davalılar ile birlikte sorumlu tutulmasına, diğer davalıların tamamından sorumlu olmasına)
5-6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurulduğundan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 526,68 TL’nin 6235 sayılı Kanunu 18/A-13.maddesi gereğince (davalılardan sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden başlamak üzere sigorta kapsamı limiti kadar sorumlu olmak ve arabulucu ücretinin 134,30 TL’sinden sorumlu tutulmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile geri kalan 793,32 TL’sinin ise davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir KAYDINA,
6-Davacı tarafından sarfına mecbur kalınan dosya içerisinde dekontları bulunan 1.172,00 TL hastane dekontları, 2.037,15 TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 3.209,15 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 1.280,45 TL’sinin (davalılardan sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden başlamak üzere sigorta kapsamı limiti kadar sorumlu olmak ve yargılama giderlerinin 326,51 TL’sinden sorumlu tutulmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, geri kalan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer OLMADIĞINA,
8-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maddi tazminatın kabul edilen kısmı (3.435,06 TL) üzerinden davacı vekili için 3.435,06 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
10-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maddi tazminatın reddedilen kısmı (200,00 TL) üzerinden davalı … Sigorta Anonim Şirketi ve davalı … vekili için 200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara VERİLMESİNE,
11-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca manevi tazminatın kabul edilen kısmı (10.000,00 TL) üzerinden davacı vekili için 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan … ve …’dan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
12-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen manevi tazminatın reddedilen kısmı (20.000,00 TL) üzerinden davalı … Anonim Şirketi ve davalı … vekili için 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a VERİLMESİNE,
13-Artan gider avansı olması halinde HMK m.333 uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
14-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
15-Davacı tarafça yapılan 220,70 TL istinaf başvuru gideri ile 180,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 400,70 TL yargılama giderinin davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
16-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 576,19 TL karar ve ilam harcından istinaf aşamasında yatırılan 260,60 TL nin mahsubu ile bakiye 315,60 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
17-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
18-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (238.730,00 ) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.27/04/2023


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.