Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/588 E. 2023/820 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALI : 3- …
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 27/04/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 28/04/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 02/10/2012 tarihinde idaresindeki …plaka sayılı motosiklet ile … idaresindeki … plaka sayılı kamyonetin çarpışması sonucu maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, davalı … hakkındaki ceza yargılamasının Konya … Sulh Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden devam ettiğini, düzenlenen kaza tutanağında davalı …’ın tam kusurlu olarak görüldüğünü, müvekkiline ise herhangi bir kusur yüklenmediğini, davacının geçirdiği kaza sonucunda … Hastanesinde 14 gün süreli yataklı tedavi gördüğünü, ayrıca 60 gün süre istirahat raporu verildiğini, bu arada fizik tedavi gördüğünü, müvekkilinin yaşı, davalı sürücünün kazadaki kusur durumu, diğer davalı araç malikinin sorumluluğu toplanacak delillere göre fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 6100 sayılı yasanın 107. maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte hüküm altına alınmasını, davacının genç yaşta geçirdiği kaza nedeniyle ruhsal çöküntü yaşadığını, evli ve çocuklu olduğunu, çalışmadığı sürede evinin ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma düştüğünü, bu nedenle 25.000-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile hüküm altına alınmasını, diğer davalı …’nun aracın işleteni sıfatı ile diğer davalı …’nin aracın ZMMS olması nedeniyle poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, kazaya karışan araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, 25.000-TL manevi ve 10.000-TL maddi tazminatın sorumlulardan yasal faizi ile tahsil edilmesini, yargı gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanlarını tekrar etmiştir.
Davacı vekili 28/08/2020 havale tarihli talep artırım dilekçesi ile maddi tazminat talebini 334.167,04-TL’ye arttırmış ve harcını da ikmal etmiştir.
Davalı … (Eski unvanı …)’ne usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; 02/10/2012 tarihihinde kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi nezdinde 20/12/2011 ile 20/12/2012 tarihleri arasında … nolu poliçe ile ZMMS sigortalı olduğunu, söz konusu poliçeye göre sağlık ve kişibaşı sigorta teminat limitinin 200.000,00-TL ile sınırlı olduğunu ve kusur, destek oranına göre tazminatın belirleneceğini, sigortalı araç sürücüsünün kazada kusurunun olmadığını, kusurun tespiti için kusur incelemesinin yapılması gerektiğini, davacının özürlülüğüne ilişkin raporun alınması için tedavisinin bitiminden sonra bir yıl beklenmesi gerektiğini, Adli Tıp Kurumundan alınacak olan rapor sonrasında malüliyetin belirlenmesi gerektiği, malüliyetin geçici iş göremezlik düzeyinde kalması durumunda 6111 sayılı kanun gereği tedavi giderlerinden müvekkili şirketin sorumlu olmayacağını, müvekkili şirketin manevi tazminat teminat yükümlülüğünün bulunmadığı, müvekkili şirketin davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden temerrrüt söz konusu olmadığı için aleyhlerine masraf, faiz ve avukatlık ücretine hükmolunmamasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, ancak davalı … vekili cevap dilekçesi sunmadığı, duruşmalara katıldığı ve bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi sunduğu görülmüştür.
Davalı …’ya usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, ancak cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirme neticesinde dosya kül halinde değerlendirildiğinde; Konya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … Esas ve …Karar sayılı kaldırma ilamındaki hususlar, alınan bilirkişi raporları birlikte tetkik edildiğinde, kazanılmış haklar da nazara alınmak suretiyle, yukarıda yapılan açıklamalarda da ifade edildiği üzere müterafik kusur indirimi yapılmamış, kazanılmış hakların korunması gerektiği prensibinden hareketle maddi tazminat bakımından ilk karardaki miktarlar esas alınmış, ancak sigorta şirketinin poliçe limitinin tedavi giderleri klozu bakımından 225.000-TL, sakatlanma teminatı klozu bakımından 225.000-TL olduğu dikkate alınmış, ayrıca mahkememiz ilk kararında verilen manevi tazminata ilişkin kısım kesinleştiğinden dolayı bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Davacının maddi tazminat davasının KABULÜ İLE,
500,00 TL geçici iş göremezlik bedeli, 333.667,04 TL sürekli iş göremezlik bedeli olmak üzere toplam 334.167,04 TL tazminatın sigorta şirketinin sorumluluğu 500,00 TL si tedavi giderleri klozundan 225.000,00 TL si ise sakatlanma teminatı klozundan olmak üzere 225.500,00 TL den sorumlu olması kayıt ve şartı ile sigorta şirketi bakımından dava tarihinden, diğer davalılar bakımından ise kaza tarihi olan 02/10/2012 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Mahkememizce … Esas, … Karar sayılı ve 03/09/2020 tarihli ilamının ikinci bendi gereği manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 15.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine ilişkin kararımız kesinleştiğinden dolayı bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme tarafından müvekkili şirketin poliçe teminat limitini aşacak şekilde hak sahipleri arasında garame yapılmadan tüm teminat limiti üzerinden hüküm kurulduğunu, geçici iş göremezlik ve sürekli sakatlık tazminatının aynı teminat klozu içinde yer aldığını, kişinin iyileşme süresi içinde %100 maluliyeti ve iyileşme süreci sona erdikten sonra kalıcı maluliyet oranı ile hesaplama yapıldığını, hem geçici hem de sürekli maluliyet kaza tarihinde yürürlükte olan poliçe genel şartlarına göre aynı teminat klozuna ait olup Yerel Mahkeme tarafından geçici iş göremezlik zararının tedavi gideri teminatından verilerek 225.500 TL olarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, kaldırma kararı sonrası alınan hesap bilirkişi raporunun hatalı ve usuli kazanılmış haklara zarar vermek suretiyle hesaplandığını, davacı tarafından ilk hüküm istinaf edilmemiş olup istinafın müvekkili şirket tarafından yapıldığını ve kaldırma kararının müvekkili şirket yararına verildiğini, müvekkil şirket yönünden usuli kazanılmış hak doğmuş olup şirketin usuli kazanılmış haklarına zarar verilerek tazminat hesaplamaları yapıldığını, hatalı hesaplamalar sonucunda aleyhe hüküm kurulduğunu ve asıl alacak ve asıl alacağın ilam ferileri yönünden ilk karardan fazlaya artış ile sonuçlandırıldığını, usuli kazanılmış haklara zarar verilerek kurulan hükmün hatalı olduğunu, davacı lehine vekalet ücreti hesaplamasının, 2020 karar tarihli ilamın davacı tarafça istinaf edilmediğini ve bu kararın davacı yönünden kesinleştiğini, kaldırma kararı sonrası verilen yeni hükmün tarihi itibariyle Avukatlık Ücret Tarifesine göre değil, davacı yönden kesinleşen karar tarihi itibariyle yürürlükte olan tarifeye göre belirlenmesi gerektiğini, ayrıca davacının müterafik kusur indirimi yapılmamış olmasının hukuka aykırı olup kararın kaldırılması gerektiğini, motosiklet kullanımı için yeterli sürücü belgesinin olup olmadığının tespit edilmediğini, koruyucu tertibat kullanıp kullanılmadığı araştırılmadığını, davacı SGK’ya kayıtlı …’de çalışmakta olup geçici iş göremezlik süresinin sona erdiği tarih ile yeniden çalışmaya başladığı tarihin tespit edilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkeme kararının usul ve esas yönünden incelenerek kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
İlk derece mahkemesince verilen ilk karara ilişkin olarak Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ … tarih …Esas … Karar sayılı dosyasında verilen kararının eksik araştırma nedeniyle HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Dava; yaralanmalı trafik kazası sebebiyle geçici, sürekli iş göremezlik maddi tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-Kişi başı teminat limiti ve poliçe limiti ile sorumluluğa ilişkin itirazın incelenmesinde:
Kişi başı teminat limiti; kazada yaralan her bir kişiye ödenecek azami limittir.
Kaza başı teminat limiti; kazada yaralanan şahısların toplamına ödenecek azami limittir.
Dosya içerisinde yer alan poliçeni incelenmesinde: başlangıç tarihinin 31/12/2011 olduğu kişi başı teminat limitinin 225.000,00TL olduğu, kaza başı teminat limitinin 675.000,00 TL olduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda davalı … şirketinin sorumluluğu davacı yönünden kişi başı teminat limiti olan 225.000,00TL dir.
Mahkemece dairemiz kaldırma kararı doğrultusunda hükümde davalı Sigortanın hükmedilen tazminatın ne kadarından sorumlu olduğu rakam olarak belirtildiği anlaşılmakla itirazın reddi gerekmiştir.(YARGITAY … Hukuk Dairesi … E … K )
2-SGK ödemesine ilişkin itirazın incelenmesinde:
Davalı … olay nedeniyle SGK ya ödeme yaptıklarını belirtmektedir.Bu kapsamda SGK İl Müdürlüğüne müzekkere yazılarak sözkonusu olaya ilişkin ödeme yapılıp yapılmadığı, ödemenin neye dair olduğu, kazada Yaralanan davacının sigorta kaydının bulunup bulunmadığı, kaza sebebiyle kendisine bağlanan aylık veya maaş olup olmadığı, geçici işgörmezlik ödemesi veya başkaca ad altında bir ödeme yapılıp yapılmadığı,varsa rücua esas teşkil edip etmediği, rücua esas teşkil eder ise ilk peşin sermaye değerinin ne olduğu, kazazadenin sigorta kaydı var ise kaza tarihi itibarıyla prime esas gelirinin ne kadar olduğunun tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.(YARGITAY… Hukuk Dairesi … E … K )
Mahkemece Sgk dan ödemeye ilişkin belgeler getirtilmiş ve hükme esas alınan hesap raporunda yapılan ödemenin tenzili yapılmış olup davalı vekilinin itirazı yerinde değildir.
3-Davalı vekilinin olayda müterafik kusur bulunduğu itirazının incelenmesinde:
6098 sayılı Borçlar Kanun’un, “Tazminatın belirlenmesi” üst başlıklı 51/1 maddesi ile (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 43.maddesi); Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı Borçlar Kanun’un 52.maddesinde (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 44.maddesi) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK.nun 52.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı sürücü olup, KTK. ve yönetmelik hükümlerine göre koruyucu ekipman olarak kask, dizlik vs. takması zorunludur. Davacının, kazanın akabinde düzenlenen raporunda yaralanma sebebinin sol kol dirsek ve sağ kol ve omuzda,sağ dizde olduğu anlaşılmakla birlikte bu durumun maluliyete etkisi hususunda dairemiz kaldırma kararında sonra hekim raporu alınmış olup kask”ın yaranamaya veya artmasına etkili olmadığının anlaşılması nedeni ile itirazın reddi gerekmiştir.
4-Davalı vekilinin davacını gelir durumuna ilişkin itirazlarının değerlendirilmesinde:
Dairemiz kaldırma kararı sonrası gerekli belgeler toplanarak rapor alınmış olup itirazın reddi gerekmiştir.
5-Kloz itirazının incelenmesinde:
Davalı … zarardan poliçe teminat limiti ile sorumlu olup Dosya içerisindeki poliçe incelendiğinde;sağlık giderinin ayrı bir kloz olduğu, sakatlanma/ölüm klozunun 225.000,00 TL, sağlık giderinin 225.000,00 TL olduğu sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden davalı sigortanın 225.000,00 TL den sorumlu olduğu kararın yerinde olduğu anlaşılmakla itirazın reddi gerekmektedir.
6-Usuli kazanılmış hak itirazının incelenmesinde:
Hükme esas alınan aktuerya raporunda davacının ilk kararı istinaf etmediği ,usuli kazanılmış haklar dikkate alınarak 11/03/2020 tarihli ek raporun düzenlendiği tarih ve veriler dikkate alınarak karar verildiğinden itirazın yerinde değildir.
Bu halde, kamu düzeni ve istinaf sebepleri çerçevesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön ile kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına; dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,

2-Alınması gereken 15.403,90 TL harçtan peşin alınan 3.889,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.514,9‬0 TL harç giderinin davalı …’nden tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 28/04/2023


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.