Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/420 E. 2023/176 K. 06.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 01/02/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 04/10/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACILAR :

VEKİLLERİ :
DAVALILAR :

VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 01/02/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 02/02/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkiline ait ve babası sevk idaresindeki … plakalı … model araç ile … sevk idaresindeki …. plaka sayılı … marka/model araç Tepekent Köyü SelahattinYolu girişinde kazaya karıştığını, maddi hasarlı ve yaralamalı kaza meydana geldiğini, kaza sonrası tutulan kaza yeri tutanağının da kaza nedeniyle bütün kusurun müvekkiline ait gösterildiğini, kaza nedeniyle her iki araçta yer alan sürücü ve seyahat eden kişilerin yaralandığını, müvekkiline ait aracın hareket edemez halde ve ağır hasarlı olarak belirtildiğini, 02.10.2016 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle uzun süre yaralı müvekkillerinin tedavi gördüğünü, çalışamamış ve araç kullanılamaz hale geldiğini, kaza nedeniyle müvekkillerine karşı taraftan şikayetçi ve davacı olduklarını, ayrıca kusur oranına itiraz edildiğini, önce Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma nolu dosyasından yapılan tahkikat sonucunda sanık … (karşı taraf araç sürücüsü) için 25.10.2017 tarihli KYOK kararı verildiğini, taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığı için 20.11.2017 tarihli Uzlaşama tutanağı düzenlendiğini, karşı tarafın şikayeti nedeniyle müvekkilinin araç sürücüsü … hakkında taksirle yaralama suçundan cezalandırılması için yapılan şikayet neticesinde Konya … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından ceza davası açıldığını, yargılama sırasında alınan 23.02.2018 tarihli Adli Tıp raporunda kaza sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağındaki kusur tespitine iştirak edilmeyerek …’ın kaza nedeniyle asli kusurlu müvekkili …’ın ise tali kusurlu olduğu yönünde mütalaa belirlendiğini, karşı tarafın itirazı üzerine dosyanın gönderildiği Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi 03.12.2018 tarihli raporunda aynı kusur oranlarını benimsediğini, bu davadan müvekkili için hapis (çevrilmekle para cezası) çıktığını, kusuru nedeniyle … hakkındaki KYOK bozulduğundan onun cezalandırılması için açılan davada ise Konya … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı davada sanık için hapis (çevrilmekle para cezası) 20.02.2020 tarihli karar ile çıktığını, yani son durum itibarıyla asli kusurlu olan ve hem maddi hasara hem de yaralanma ile birlikte manevi zarara yol açan tarafın davalı taraf olduğunu, kaza sonrası tüm davacılar tedavi amacıyla … Hastanesine gittiklerini, davacılardan … ile … in ambulans ile diğer davacıların ise kendi imkanları ile hastaneye gittiklerini, bunun yanı sıra sigortalı olarak çalışan müvekkili …. nın rapor alma suretiyle tedavi gördüğünü, diğer davacıların ise ayakta tedavi gördüklerini, kaza nedeniyle her ne kadar ağır sağlık problemi yaşamamış olsalar dahi tüm müvekkillerinin uzun süre kazanın şokunu yaşamış ve manevi yönden yıprandıklarını, ayrıca her üç müvekkilinin gerek fiziki rahatsızlıkları gerekse de kazanın neticesi oluşan psikolojik durum nedeniyle günlerce çalışamadıklarını, müvekkilinin hem başlangıçta asli kusurlu gösterildiği için hem de maddi durumu yeterli olmadığı için delil tespiti yaptıramadığını, ne kendi sigortasından ne de karşı tarafın sigortasından hiçbir ödeme almaksızın kendi maddi imkanlarıyla aracını tamir ettirdiğini, buna dair tanzim olunan 18.08.2017 tarihli belge içeriğine göre diğer küçük bazı masrafların dışında kalan ana tamir masrafı olarak 9.500.00TL verildiğini, araçta kaza ve tamir sonrası büyük bir değer kaybı meydana geldiğini ve günlerce süren onarım süresi boyunca aracın kullanımından mahrum kalındığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak davalı sigorta şirketi ise poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sadece maddi tazminattan sorumlu olacak şekilde kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte şimdilik müvekkili … için araç hasarı için 9.500,00TL araç değer kaybı için 1.500,00TL aracın tamirde kaldığı süre aracı kullanmaktan mahrum kalması nedeniyle günlük araç kullanımı için 1.000,00TL olmak üzere toplam 12.000,00TL maddi tazminatın ve 5.000,00 TL manevi tazminatın, müvekkili … için 5.000,00TL manevi tazminatın, müvekkili … için 5.000,00TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa müteselsilen sorumlu olacakları şekilde yükletilmesine (manevi tazminat için sigorta şirketi hariç) karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesi ile özetle; talebi kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava dilekçesinde bahsi geçen … plaka sayılı aracın müvekkili şirket acentesi tarafından 02.10.2016 günü saat 15:11’de, 02.10.2016/2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere …. numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigorta teminatı altına alındığını, sigortalının kusuru oranında olmak üzere, maddi zararlarda azami 31.000.-TL ile sınırlı olduğunu, teminat limitini bildirmelerinin davayı kabul anlamında olmamakla birlikte yapılacak inceleme sonucunda müvekkili şirketin sorumluluğunda bir bedel ortaya çıktığı taktirde sorumluluk limitinin dikkate alınması gerektiğini, sigorta teminatı altına alınan … plakalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde bir kusurunun ve dolayısıyla müvekkili şirketin poliçeden kaynaklanan bir sorumluluğunun bulunup bulunmadığının tespitinin gerektiğini, kusur tespiti için konusunda uzman ve ehil bir bilirkişiye dosyanın tevdi edilmesini, davacının ancak gerçek zararı talep etme hakkına sahip olduğunu, davacının talep etmekte olduğu bedelin fahiş olduğunu, talebi kabul anlamına gelmemek üzere değer talebinin kabul anlamına gelmemek üzere, “değer kaybı zararı”nın belirlenebilmesi için birden çok kriterin incelenmesi, bu incelemenin de, konusunda uzman, ehil ve “tarafsızlığı tartışılmayacak” bilirkişiler kanalı ile yapılması gerektiğini, talep edilen araç mahrumiyetinin sigorta poliçesi teminatı içeresinde değerlendirilemeyeceğini, kaza tarihinden itibaren faiz talebinin haksız olduğunu, bu nedenlerle Uyuşmazlığa konu 131619378 numaralı “KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi” kaza saatinden sonra düzenlenmiş olduğundan müvekkili şirket için davanın reddini, bu talebin reddedilmesi halinde tüm delillerin toplanmasını takiben, Adli Yargı Bilirkişi listesinde yer alan konusunda uzman ve ehil bir bilirkişi kanalı ile “gerçek hasar bedeli”, “değer kaybı zararı” ve “tarafların kusur oranları”nın belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılmasını, “Araç Mahrumiyeti” zararı sigorta teminatı içerisinde değerlendirilemeyeceğinden talebin reddini, müvekkili şirketin tazminat ödemesine karar verilmesi halinde sorumluluğunun 31.000.TL olduğunun dikkate alınmasını, uyuşmazlık konusu olay “haksız fiil”den kaynaklandığından, belirlenecek tazminata dava tarihinden itibaren “yasal faiz”e hükmedilmesini, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve … vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davaya konu trafik kazası ile ilgili olarak … plakalı araç sürücüsü müvekkili … ın trafik kazası tespit tutanağında kusursuz bulunduğu gibi Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından alınan Karayolları Fen Heyeti’nin 26/07/2018 tarihli bilirkişi raporunda müvekkilinin bir kusurunun olmadığının tespitinin yapıldığını, Kazanın tek yönlü yolda müvekkili …’ın kendi şeridinde yani sağ şeritte ilerlerken davacı …’ın sollama yasağı olan bölgede sol şeritten gelerek müvekkilinin aracına çarpması sonucu meydana geldiğini, her ne kadar davacı …ın müvekkili …’ın tali yoldan kontrolsüz bir şekilde yola çıktığını çarpmamak için sol şeride geçtiğini ve bu sebeple kazanın meydana geldiğini ileri sürmekteyse de trafik kaza tespit tutanağındaki veriler bu iddiayı doğrulamadığını, çünkü davacının sağ şeritten ilerlerken müvekkilinin aracının önüne çıkması sonucu sol şeride geçmiş olsaydı fren izinin sağ şeritten sol şeride doğru çapraz bir hat oluşturması gerektirdiğini, oysa trafik tespit tutanağına bakılacak olursa fren izi tamamen sol şeritte ve yola paralel düz bir hat şeklinde olduğunu, bu durum davacının sağ şeritten sol şeride geçmediğini başından beri sol şeritte ilerlediğini müvekkilinin tek yönlü yolda kendi şeridinde ilerlerken davacı …’ın sol şeritten gitmesi sebebiyle kazanın meydana geldiğini gösterdiğini, yine aynı davacı …’ın iddia ettiği gibi …ın tali yoldan çıkan müvekkiline çarpmamak için aracı sola kırarak sol şeride geçmiş olsaydı müvekkilinin aracına sol yan taraftan çarpması gerekeceğini, ayrıca trafik kaza tespit tutanağındaki krokiye göre çarpışma noktasının hemen tali yol ile ana yolun birleştiği nokta olmadığını, çarpışma noktasının müvekkilinin aracıyla döndükten sonra bir süre gittiğini, kazanın dönüş anında meydana gelmediğini gösterdiğini, müvekkili … ile eşi … ın trafik kazası sonucunda yaralandıklarını, uzun süre hastanede tedavi gördüklerini, bu açıdan maddi zararlarının karşılanması için …’ın … plakalı aracının sigorta şirketi … A.Ş.’ye taraflarınca müracaatta bulunulduğunu, aynı şekilde müvekkili …’a ait … plakalı aracın pert olduğunu, kullanılmaz halde olduğunu, müvekkili …’ın aracındaki maddi zararlarının, …’ın maddi ve manevi tazminat alacağının … yönünden herhangi bir alacağa hükmedilmesi durumunda müvekkillerinin alacaklarının takas ve mahsubunu istediklerini, müvekkilleri … ve … ın ayrıca … yönünden taraflarınca maddi ve manevi tazminat davası açma haklarını saklı tuttuklarını, davacıların manevi tazminat talep etmelerini haklı kılacak bir yaralanmaları bulunmadığını, bu sebeple manevi tazminat taleplerinin reddini talep ettiklerini, oysa ki bu kaza sonucu müvekkili … ve eşi … ın uzun süre tedavi gördüğünü, hatta müvekkilinin eşi …’ın gözünde görme kaybı, yüzünde ise kalıcı yara izleri oluştuğunu, … araçta meydana gelen hasar miktarını kabul etmediklerini, yapılmış herhangi bir tespit bulunmadığını, karşı tarafında deliller kısmında sunulan tamir belgesi ve masraf belgeleri her zaman için düzenlenebilecek üçüncü şahıslar yönünden bağlayıcılığı bulunmayan bir evrak olup taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, ayrıca aracın 2000 model olduğu ve yaşı dikkate alındığında bir değer kaybından söz edilemeyeceğini, karşı tarafın manevi tazminat talepleri dışındaki taleplerinin cismani zarar olmadığını, bu sebeple harcın eksik ödendiğini, bu sebeple usul yönünden davanın reddini talep ettiklerini, bu nedenlerle (karşı dava açma hakları saklı kalmak kaydıyla) haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davacılar üzerine yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Yukarıda yapılan açıklamalar, amir kanun hükümleri ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Davacı vekilinin Mahkememizin 25/11/2021 tarihli duruşmasında alınan beyanları ve sundukları 25/11/2021 tarihli protokol gereğince manevi tazminat davalarından ve tüm manevi taleplerinden feragat ettiklerini sözlü olarak beyan ettiği, bu hususa ilişkin açıklamalarının duruşma zaptına geçirildiği ve davacı vekili tarafından imza edildiği, davacı vekilinin dosyaya ibraz etmiş olduğu vekaletnamesinde davadan feragata ilişkin olarak ayrıca ve açıkça yetkilendirildiği, feragatın muhakeme devam ederken süresinde yapıldığı, kayıtsız ve şartsız olduğu anlaşılmakla 6100 Sayılı Kanunun 311/1 maddesi gereğince davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir.
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
Davacılar … (…), … VE …’ın açmış oldukları manevi tazminat davalarının 6100 sayılı HMK m. 311/1 maddesi gereğince FERAGAT NEDENİYLE AYRI AYRI REDDİNE,
Davacı … (…) tarafından açılan maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE;
a-Davacının 02/10/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle uğradığı 7.125,00 TL hasar bedeli maddi zararının davalı … A.Ş (kaza tarihinde geçerli poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihi olan 12/11/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) ile davalılar …. ve …’dan(kaza tarihi olan 02/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) müştereken ve müteselsilen tahsili DAVACIYA VERİLMESİNE,
b- Davacının 02/10/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle uğradığı 1.125,00 TL değer kaybı maddi zararının davalı … A.Ş (kaza tarihinde geçerli poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihi olan 12/11/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) ile davalılar … ve …’dan(kaza tarihi olan 02/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) müştereken ve müteselsilen tahsili DAVACIYA VERİLMESİNE,
c-Davacının 02/10/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle uğradığı 750,00 TL araç mahrumiyet bedeli maddi zararının davalılar … ve …’dan(kaza tarihi olan 02/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) müştereken ve müteselsilen tahsili DAVACIYA VERİLMESİNE,
d-Davacının araç mahrumiyet bedeli yönüyle davalı … A.Ş yönüyle açmış olduğu davasının REDDİNE” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … A.Ş. vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi nezdinde kaza anı itibariyle geçerli bir poliçesi bulunmadığını, dosyadaki poliçenin başlangıç tarihi kaza tarihi olup tanzim saatinin ise kaza tarihinden sonra olduğunu, bu sebeple davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, itiraza konu kararda ve karara dayanak yapılan bilirkişi raporunda sigorta poliçesinin düzenlenme zamanı ile kazanın meydana gelme saatine ilişkin herhangi bir tespit yapılmadığını ve itirazlarının değerlendirilmediğini, uyuşmazlık konusu kazada meydana gelen zarardan müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunması için usulüne uygun düzenlenmiş olan kaza tarihini ve kaza saatini kapsayan bir sigorta poliçesinin bulunması gerektiğini, sigortacının geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğunu, dava konusu kaza meydana geldiğinde ise henüz sigorta sözleşmesi mevcut olmayıp herhangi bir prim ödemesinin yapılmadığını, davacı tarafın taleplerinin sigorta ilişkisi kurulmadan önce meydana gelen zararlara ilişkin olduğunu, müvekkili şirket tarafından düzenlenen sigorta poliçesine bakıldığında kaza saatinden sonra poliçenin düzenlendiğinin anlaşılacağını, kaza anı itibariyle müvekkili şirket nezdinde geçerli bir sigorta poliçesi bulunmadığını, sigortalı sürücünün kazada meydana gelen zarardan kendi sorumluluğunu kaldırmak ve zorunlu mali sorumluluk poliçesinin bulunmamasından kaynaklanan yaptırımlardan kaçınmak için kaza sonrasında poliçe düzenlettiğini, kaza saati ve poliçe düzenlenme saati arasında 2 saat fark bulunduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunması için kaza tarihini kapsayan bir poliçenin bulunması gerekmekte olup, dava konusu kazada bu şartın sağlanmadığını, Yerel Mahkemece bu hususlar üzerinde hiçbir inceleme, araştırma yapılmadığını ve bu hususa ilişkin gerekçeli kararda hiçbir değerlendirme yapılmadığını, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkeme kararının itirazları doğrultusunda kaldırılmasına, müvekkili şirket açısından husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava; yaralanmalı trafik kazası sebebiyle araçtaki hasar değer kaybı, araç mahrumiyet zararı nedeni il maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sigorta kapsamında sigortacının zarardan sorumlu tutulabilmesi için, rizikonun poliçe vadesi içinde gerçekleşmesi gerekir.
Aracı işletenin zararlandırıcı sigorta olayının gerçekleşmesinden sonra rizikonun gerçekleştiğini bilerek sigorta mukavelesini yapması halinde, anılan sözleşmenin hükümsüz olacağı düzenlenmiştir.
Öte yandan, Karayolları Motorlu Araç Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları’nın A-4. maddesine göre; sigorta poliçesinde aksi kararlaştırılmadığı sürece, sigorta sözleşmesinin, Türkiye saati ile saat 12.00’da başlayıp, öğle vakti saat 12.00’da sona ereceği hüküm altına alınmıştır.
Dosya kapsamına göre, davalıya trafik sigortalı olduğu iddia edilen araç 02/10/2016 tarihinde kazaya karışmıştır. Araca ilişkin olarak sunulan trafik poliçesinde poliçenin düzenlenme tarihi 02/10/2016 olup, poliçenin düzenlenme saati ise 15.11 olarak yazılmıştır. Kaza tespit tutanağında ise kaza tarihi 02/10/2016 olarak yazılmış, kaza saati ise 13.00 yazılmış olup Davalının savunması husumete ilişkin bir savunma olup yargılamanın her aşamasında ileri sürebileceği gibi ileri sürülmese dahi resen ele alınması gerekmektedir.
Bu itibarla; davalı sigortacının sigorta poliçesi gereği sorumluluğunun başlamasından sonra, davaya konu kazanın gerçekleşip gerçekleşmediğinin (rizikonun poliçe vadesi içinde olup olmadığının) saptanması önem kazanmaktadır. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler gereği, sigortacının sorumluluğunun başlaması için, poliçede kararlaştırılan primin ödenmiş olması gerekliliği ile poliçenin tanzim saati dikkate alındığında,Aracı işletenin zararlandırıcı sigorta olayının gerçekleşmesinden sonra rizikonun gerçekleştiğini bilerek sigorta mukavelesini yapması neden ile anılan sözleşmenin hükümsüz olup davalı sigortanın husumeti bulunmamaktadır.(YARGITAY 4. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2021/3675 KARAR NO : 2021/4371)
Bu nedenle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1-b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararın KALDIRILMASINA,
HMK.nın 353/1-b-2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA, (İnfazda tereddüt oluşmaması için itiraz edilmeyen ve kesinleşen kısımlar korunmak suretiyle)
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
2-Davacılar … (…), … VE …’ın açmış oldukları manevi tazminat davalarının 6100 sayılı HMK m. 311/1 maddesi gereğince FERAGAT NEDENİYLE AYRI AYRI REDDİNE,
3-Davacı … (…) tarafından açılan maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE;
a-Davacının 02/10/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle uğradığı 7.125,00 TL hasar bedeli maddi zararının davalılar … ve …’dan(kaza tarihi olan 02/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) müştereken ve müteselsilen tahsili DAVACIYA VERİLMESİNE,
b-Davacının 02/10/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle uğradığı 1.125,00 TL değer kaybı maddi zararının davalılar … ve …’dan(kaza tarihi olan 02/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) müştereken ve müteselsilen tahsili DAVACIYA VERİLMESİNE,
c-Davacının 02/10/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle uğradığı 750,00 TL araç mahrumiyet bedeli maddi zararının davalılar … ve …’dan(kaza tarihi olan 02/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) müştereken ve müteselsilen tahsili DAVACIYA VERİLMESİNE,
d-Davacının davalı … A.Ş yönelik davasının husumet yokluğu nedeni ile REDDİNE,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
4-Alınması gereken 614,79 TL harçtan peşin alınan 92,22 TL harcın mahsubu ile bakiye 522,57 TL harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Hazine tarafından karşılanan 1.360,00 TL arabuluculuk giderinin davanın haklılık oranına göre isabet eden 1.020,00 TL’sinin davalılar … ve …’dan, 340,00TL ‘nin ise davacı …’dan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından karşılanan 59,30 TL başvuru harcı, 92,22TL peşin harç, 8,50 TL vekalet suret harcı olmak üzere toplam 160,02 harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
7-Davacı tarafından sarfedilen 490,50TL posta ve tebligat gideri ile 750,00 TL bilirkişi ücreti, 1.066,40TL adli tıp gideri olmak üzere toplam 2.306,90TL’nin davanın haklılık oranına (9.000/12.000) isabet eden 1.730,18TL’nin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, manevi tazminat yönünden yapılan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı … vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 9.000,00TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davalılar vekili yararına AAÜT’ye göre reddedilen maddi tazminat yönünden hesaplanan 3.000,00TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılar … ve …’a verilmesine,
10-Davalı … A.Ş yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 8,250,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
11-HMK’nun 297/1-ç maddesi uyarınca artan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde taraflara iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
12-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde davalı sigorta şirketine iadesine,
13-Davalı tarafça yapılan 220,70 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
14-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
15-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
16-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.01/02/2023


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.