Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/378 E. 2023/519 K. 17.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 17/03/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/11/2020
NUMARASI : …Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : HASIMSIZ
MÜDAHİLLER : 1- …
VEKİLİ : Av. …
2- …
VEKİLİ : Av. …
3- …
VEKİLİ : Av. …
4- …
VEKİLİ : Av. …
5- …
VEKİLİ : Av. …
6- …
VEKİLİ : Av. …
7- …
VEKİLİ : Av. …
8- …
VEKİLİ : Av. …
9- …
VEKİLİ : Av. …
10- …
VEKİLİ : Av. …
11- …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 17/03/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 20/03/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 07/11/2019 tarihinde harçlandırdığı dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemez duruma geldiğini, ödeme güçlüğüne düştüğünü, ticari faaliyetlerini sürdürme noktasında ciddi sorunlar yaşadığını, müvekkili şirketin 2017 yılında kurulduğunu, özellikle ihracat pazarına yönelik olarak kurulduğunu, ihracat portföyü incelendiğinde geniş bir ülke ve şirket yelpazesine sahip olduğunu, gelinen noktada müvekkili şirket hakkında iflas kararı verilmesi veya icra takipleri yoluyla mal varlığının değerinin çok altına satılacak olmasının öncelikle müvekkili ardından sektöründe birlikte ticari faaliyetler sürdürdüğü diğer aktörleri daha da özelde sağladığı istihdamı ve genelde ülkemiz ekonomisini olumsuz yönde etkileyeceğini, konkordato ön projesinde yazılı olduğu şekilde borçlarını ödemek istediğinden bahisle müvekkiline üç aylık konkordato geçici mühleti verilmesini ve gerekli tedbirlere hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili duruşmadaki yazılı ve sözlü beyanları ile dava dilekçesini ve diğer dilekçelerini ve sözlü beyanlarını da tekrar ederek, alacaklılar nezdinde kabul gören konkordato tekliflerinin tasdikine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İşbu davaya müdahil olarak katılan müdahiller vekilleri verdikleri müdahale dilekçeleri ile özetle; müvekkillerinin konkordato isteyen davacıdan alacaklı olduklarını belirterek bir kısım müdahiller talebin kabulüne, bir kısım müdahiller talebin reddine, bir kısım müdahiller borca batıklık hali varsa davacının iflasına karar verilmesini, bir kısım müdahiller de talebi tamamen mahkememinin takdirine bıraktıklarını talep ve beyan etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/11/2020 tarih … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” …Tüm dosya kapsamı ile dosya kapsamına uygun görülerek hükme esas alınan konkordato komiserinin 14/10/2020 tarihli raporunda da belirtildiği üzere alacaklılar toplantısının yapıldığı, davacı tarafın konkordato projesinin oylamaya sunulduğu, nisabın değerlendirilmesinde İİK ‘nun 302. maddesindeki hususların gözetildiği, konkordato projesinin adi alacaklılar yönünden yasanın aradığı oranın üzerinde bir çoğunlukla kabul edildiği, 2004 s. İİK ‘nun 206/4. maddesinde yazılı 1. sıra (işçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları) alacaklar yönünden davacının yeterli mal varlığı bulunduğundan ayrıca teminat alınmasının gerekmediği belirlenmiştir. Konkordato projesinin adi alacaklılar yönünden yasada öngörülen oranın üzerinde bir çoğunlukla kabul edilmesi, projenin davacının mal varlığı ile uyumlu olması, davacının (teminat teşkil edecek) yeterli malvarlığı bulunduğundan İİK ‘nun 206/4. fıkrasında yazılı 1. sıra alacaklılar yönünden ayrıca teminat alınmasının gerekmemesi, konkordatonun tasdiki halinde alacaklıların eline geçecek miktarın iflas koşullarına göre daha fazla olacağı sonucuna varılması, konkordato yargılama giderleri ile son raporda belirtilen konkordato harcının da yatırıldığının görülmesi karşısında 2004 s. İİK ‘nun 305. maddesindeki adi konkordatonun tasdiki şartlarının oluştuğu belirlenmiştir. Tüm bu nedenlerle davanın kabulüne ilişkin; 1-DAVACININ DAVASININ KABULÜ İLE; … Ticaret Sicili Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı davacı … ‘nin KONKORDATO PROJESİNİN TASDİKİNE.
2-Tasdik edilen konkordato projesi gereğince;
a)Kayıt altına alınmış adi alacak niteliğindeki şahsi borçlarının konkordato komiserinin son raporunun 25. sayfasında belirtildiği gibi 22.11.2021 tarihine kadar ödemesiz ve ilk taksidi 23.11.2021 tarihinde ödenmeye başlanmak kaydıyla birer aylık vadelerle 36 ayda (36 aylık eşit taksitle) ve her ayın 23. gününde davacı tarafından faiz ve feriler hariç ana para borçlarının ödenmesine.
b)Konkordatodan etkilenen adi alacaklıların, adi alacaklarının ana para kısmı hariç faiz ve diğer bütün ferilerinden feragat etmiş sayılmalarına.
c)Davacının kefaleten sorumlu olduğu borçlarının ise o borçların asıl borçlusu olan ve başka mahkeme ve dava dosyasında konkordato istemiş olan … ‘nin konkordato müzakereleri sırasında alacaklılarla anlaştıkları gibi ödeme yapmaması halinde tahsilde mükerrer ödemeye yol açmayacak şekilde davacının ödemelerini yapmasına.
d)Davacının tarafı olduğu finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan borçlarının ise finansal kiralayan ile arasındaki sözleşmeye uygun olarak ve konkordatodan etkilenmeksizin ödenmeye devam olunmasına.
3-İİK ‘nun 308/c maddesi gereğince işbu konkordatonun tasdiki kararının kesinleşmesi beklenmeksizin konkordatonun derhal bağlayıcı hale gelmesine.
4-Geçici ve kesin mühletin etkilerinin kanundaki istisnalar saklı kalmak kaydıyla konkordatonun bağlayıcı hale geldiği tarihe/bugüne kadar devam etmesine.
5-Bağlayıcı hale gelen konkordatonun, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olmasına ancak İİK ‘nun 206/1. maddesinde yazılı imtiyazlı alacaklılar ile rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 Sayılı Kanun kapsamındaki amme alacaklarının bundan istisna olmasına.
6-Kredi kurumları tarafından verilen krediler de dahil olmak üzere mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların işbu adi konkordato şartlarına tabi olmamasına ve aynı kuralın karşı edimin ifasını komiserin izniyle kabul eden borçlunun taraf olduğu sürekli borç ilişkilerindeki karşı edimler için de geçerli olmasına.
7-Konkordatonun taraflar için bağlayıcı hale gelmesiyle, geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş olan hacizlerin hükümden düşürülmesine ancak İİK ‘nun 206/1. maddesinde yazılı imtiyazlı alacaklılar ile rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 Sayılı Kanun kapsamındaki amme alacaklarının bundan istisna olmasına.
8-Borçlu tarafından, alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılacak vaadlerin hükümsüz olmasına.
9-Konkordatoya muvafakat etmeyen adi alacaklıların, borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarını muhafaza etmesine.
10-Tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için alacaklılar kurulu veya kayyım tayinine yer olmadığına.
11-İİK ‘nun 305/d maddesi gereğince İİK ‘nun 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesi ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifası için davacının malvarlığının yeterli olduğu anlaşıldığından teminat alınmasına veya teminat aranmasına yer olmadığına.
12-Alacakları itiraza uğramış olan alacaklıların, tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabileceklerine.
13-İİK ‘nun 288. maddesi gereğince konkordatonun tasdiki kararının Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu ‘nun resmi ilan portalında ilanlarına ve ayrıca geçici ve kesin mühletin bildirildiği ilgili yerlere müzekkereler yazılarak bildirilmesine.
14-Konkordato komiseri … ‘nin görevinin kararın kesinleşmesi beklenmeksizin karar tarihi olan 23.11.2020 tarihi/bugün itibariyle son bulmasına, karar tarihine kadar olan ücretinin kendisine ödenmesine.
15-İİK ‘nun 307. maddesi gereğince finansal kiralama konusu malların teslim ve muhafazasının ertelenmesi yönünde bir talep olmadığından bu yönden bir karar verilmesine yer olmadığına.” karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Alacaklı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; müvekkili banka ile … arasında akdedilen genel kredi sözleşmesine istinaden müvekkili banka tarafından borçlu şirket lehine çeşitli krediler tesis edildiğini ve kullandırıldığını, kredilerin ödenmemesi nedeniyle ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmediğini, konkordato talebinde bulunulduğunu, borçlunun konkordato isteklerine bağlı kalınarak konkordato talebi kabul edilmiş ise de müvekkilinin ve diğer tüm alacaklıların alacağının tehlikeye girdiğini, sadece ana para borcunun ödenmesi alacaklarının tahsiline yönelik yaptıkları masrafların ve kanuni hakları olan faizlerin tahsilini imkansız kıldığını ve üstelik mevcut ekonomik koşullar göz önüne alındığında davacının kredilerini 12 ay ödemesiz dönemi takip eden 36 ayda eşit taksitte ödeyecek olmasının hakkaniyetli ve iyi niyetli olmadığını, davacı borçlunun konkordato mühlet talebi ile ilgili olarak alınan ara ve nihai raporlar incelendiğinde firmanın sulama ve filtreleme teknolojisinde önemli bir yeri olduğu, gerek iç gerek ise dış pazarda kendine yer edilebildiği , dünyada bu sektörde söz sahibi olan dev firmalara kendisini kanıtlamış ve değişmez üreticisi olabilecek güveni kazandığı belirtilmekte ve neticesinde de firmanın konkordatoya gerek görülmeden ticari faaliyetini devamı halinde dahi ödeme kabiliyetinin olduğunun görüldüğünü, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davacı borçlu şirketin alacağa ulaşmayı engelleme amacıyla giriştiği bu yargılama sürecinde samimi olmayan ve kötü niyet taşıyan bu konkordato mühleti talibinin reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Müdahil … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; konkordatprojesinde teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığını, bu nedenle konkordato projesinin uygulanabilirliği bulunmadığını, şirketin ya mali kaynağını sermaye artırımı yapması yahut da kredi bulması gerektiğini, ilk derece mahkemesince bu husus gözetilmeden karar verildiğini ancak konkordato projesinin başarıya ulaşma imkanı bulunmadığını, konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyor ise proje kabulü için yeterli çoğunluğun sağlanıp sağlanamadığının değerlendirilmesi gerektiğini, projede ödeme tablosunda belirtilen tutarların proje kapsamında sunulan teklifler olduğunu, projede yer alan alacak tutarlarının ana para tutarları olduğunu halbuki değerlendirilmeye tabi tutulması gereken alacak tutarlarının faiz ve ferileri kefalet borçlarını da kapsaması gerektiğini, kabul edilen projede alacaklarının hukuka aykırı şekilde eksik geçildiğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, borçlunun iflasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ÖZETİ :
Konya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi 02/11/2021 tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamında özetle; 1-…, … vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/11/2020 gün ve … E, … K. sayılı kararının HMK’nun m. 353/1-b.2 düzenlemesi uyarınca kaldırılmasına ve yeniden aşağıdaki şekilde esas hakkında karar verilmesine;
A-İstem sahibi …’nin KONKORDATO İSTEMİNİN REDDİNE,
B-Dosyadan verilmiş tüm İHTİYADİ TEDBİRLERİN KALDIRILMASINA,
C-İcra ve İflas Kanunu’nun 308. maddesi uyarınca hüküm fıkrasının aynı Yasa’nın 288’inci maddesi uyarınca ilanına ve bu maddede belirtilen yerlere bildirilmesine,” şeklinde karar verilmiştir.
TEMYİZ NEDENLERİ
Davacı vekili sunduğu temyiz dilekçesinde özetle; gerekçe yönünden emsal karar olarak baz alınan kararda sadece faizsiz ödemenin söz konusu olmadığını, emsal kararda sadece faizsiz ödeme hususunun alınmasının hakkaniyete ve dosyaya uygun olmadığını, yine emsal kararda onca meselenin ve eksikliğin yanı sıra ödemelerin faizsiz yapılacağı olgusunun da olduğunu ancak temyiz konusu kararda ise sadece borçların faizsiz ödenmesi olgusunun olduğunu, konkordato dosyasındaki alacaklıların hiçbirinin diğeri ile yanı durumda olmadığını, faizsiz ödemenin alacaklılar arasında eşitsizlik olmadığını, herkesin kambiyolu veya rehinli alacaklı olmadığı gibi herkesin faizli alacaklı da olmadığını, istinaf kararında faizsiz ödemenin yanlış anlaşıldığını ve yorumlandığını, emsal alınan kararlarda da olaya uymayan kararlar olduğunu, emsal kararda bahsedilen projenin kangren olmuş bir proje olduğunu ancak kendi projelerinin gayet sade ve uygulanabilir bir proje olduğunu, istinaf incelemesinde konkordatonun başına veya ortasına veya son aşamasına dönülemeyeceğinden söz edildiğini, İİK, HMK ve diğer kanunlarda konkordato davalarının istinaf inceleme formülasyonunun diğer davalardan farklı olduğunda dair en küçük bir kural ve hatta imanın bile bulunmadığını, istinaf incelemesi sırasında geçici veya kesin mühlet aşamasına veya tasdik aşamasına rahatlıkla dönülebileceğini, istinaf kararının kaldırılmasını, talepleri doğrultusunda karar verilmesini dilemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran tarafların dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen gözetilerek yapılmıştır.
Dava, borçlarını ödeme güçlüğü içinde olduğunu ileri süren davacının İİK’nun 285 vd. maddeleri gereğince geçici ve kesin mühlet kararı verdikten sonra ileri sürdüğü vade konkordatosunun tasdiki istemine ilişkindir.
Konkordato bir borçlunun alacaklılarının kanunda öngörülen çoğunluğunun kabulüyle borçlarını belirli bir oranda ve/veya vadelerle ödemesini öngören, borçların yapılandırılmasını sağlayan bir cebri icra türüdür. Borçlu ile alacaklılar arasındaki bir çeşit sulh sözleşmesi niteliğinde olan konkordato, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen ve mali durumu bozulmuş olan, dürüst borçluları korumak amacıyla getirilmiş bir müessesedir. Bu durumdaki bir borçlunun iflas etmesi, faaliyetlerinin tümüyle sona ermesine ve alacaklıların alacaklarını büyük oranda tahsil edememelerine neden olur. Borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu vade verilmek veya indirim yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir. İçinde bulunduğu mali koşullara göre borçluya borçlarını belirli bir oran veya vadeyle ödeme imkânı verilmesi hem borçlu bakımından ve hem de alacaklılar bakımından olumlu sonuçlar doğurur. Alacaklılar arasında eşitlik esasına dayalı bir ödeme sağlanır ve borçlu iktisadi faaliyetlerine devam eder. Böylece borçlu piyasadaki varlığını sürdürürken, piyasadaki istikrar ve istihdam imkânları da korunmuş olur.
Konkordatonun tasdikinin şartları, talep tarihinde yürürlükte bulunan İİK’nın mülga 297 ve 298. maddesi hükümlerinde sayılmış olup, buna göre yasada açıkça belirtilmese de öncelikle borçlunun dürüst olması, daha sonra, teklif olunan meblağın borçlunun kaynakları ile orantılı olması, konkordatonun 297/1. maddesi uyarınca alacaklıların yarısı ve alacakların üçte ikisini aşan çoğunlukla kabul edilmesi, borçlunun konkordato işlemlerinin yerine getirilmesi, alacakları kabul edilmiş olan imtiyazlı alacakların tamamen ödenmesi ve mühlet sırasında komiserin onayı ile akdedilmiş borçların ifasını sağlamak için yeterli teminatı göstermesi, konkordatonun tasdikinin gerektirdiği, yargılama masrafları ve ilam harçlarının tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerekir. (AYNI YÖNDE BAKINIZ YARGITAY 23 HK DAİRESİNİN 2019/3021 ESAS , 2020/292 KARAR SAYILI İLAMI)
Konkordato, belli (nitelikli) bir alacaklı çoğunluğunun muvafakat etmesi halinde borçlunun ekonomik faaliyetine devam etmesine imkan vererek mallarının cüz’i veya külli icra yoluyla paraya çevrilmesine engel olan özel bir cebri icra alternatifi teşkil etmektedir. Öyle ki, bu cebri icra aracı, konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklıları da bağlamakta ve resmi organların katılımıyla cereyan etmektedir. Konkordato vade verilmesi, tenzilat yapılması ve bu ikisinin birlikte istendiği kombine/karma konkordato şeklinde olabilir. Borçlu bu seçenekleri değerlendirirken alacaklılar arasındaki eşitliği ya da en azından denkliği sağlayacak ve onların kabul oyunu alacak uygun bir kombinasyona ulaşmaya çalışacaktır.
Somut dosyamızda; Dairemizin 02/11/2021 tarih, … Esas, … Karar sayılı kaldırma yeniden hüküm kurma kararı Yargıtay …Hukuk Dairesi 24/11/2022 tarih, … E … Karar sayılı ilamı ile bozulmasına dair verilen karar sonucu, Dairemizce yapılan duruşma sonucunda bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından 01/03/2023 tarihli celsede konkordato istemli davadan feragat ettiğine ilişkin taleplerinin olduğu görülmüştür.
Yukarıda anılan Yasa’nın “Kesin Mühlet İçinde Konkordato Talebinin Reddi ile İflâsın Açılması” başlıklı 292. maddesi gereğince:
“İflâsa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra aşağıdaki durumların gerçekleşmesi hâlinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına resen karar verir:
a)Borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsa,
b)Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa,
c)Borçlu, 297 nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa,(Ek:06/12/2018-7155/m.16) ya da borçlunun alacaklıları zarara uğratma amacıyla hareket ettiği anlaşılıyorsa.
d)Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse,
İflâsa tabi olmayan borçlu bakımından ise birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerindeki hâllerin kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşmesi durumunda, komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine re’sen karar verir.
Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.” hükmü emredicidir.
İstem sahibi şirketle ilgili olarak Dosya Komiseri …’nin sunduğu 13/10/2020 tarihli raporlarında :
Konkordato talep eden firmanın
bilançosuna göre firmanın varlıkları 3.428.787,80-TL olup, borçları toplamı ise 2.706.607,86-TL dir. Dolayısıyla firma 31.08.2020 tarihli itibariyle 722.179,94- TL artıda olup, BORCA BATIK DURUMU OLMADIĞI belirtilmiştir.
Dolayısıyla konkordato talep eden şirketin BORCA BATIK DURUMDA OLMADIĞI anlaşılmıştır.
İİK m.308 gereğince, borçlunun iflasına ancak doğrudan doğruya iflas şartlarının oluşması ve borçlunun iflasa tabi olması halinde karar verilebilecektir. Konkordatoyu reddeden mahkeme, şartların oluşması halinde borçlunun iflasına re’sen karar verecektir.
Konkordatonun tasdik edilmemesine benzer bir düzenleme İİK m. 292’dedir. İlgili madde gereğince konkordato mühleti içerisinde maddede öngörülen şartların gerçekleşmesi halinde mühlet kararı kaldırılarak iflasa tabi borçlunun iflasına karar verilecektir. Görüldüğü üzere, tasdik talebinin reddinde olduğu gibi geçici mühlet ve kesin mühletin kaldırılması halinde de borçlunun iflası mümkündür. Belirtelim ki, m. 292’de hükme bağlanan iflasın şartları ile m.308 gereğince konkordatonun tasdik edilmemesi halinde mahkemece verilecek iflas kararının şartları birbirinden farklıdır. En temel farklılık ise, doğrudan doğruya iflas koşullarının aranıp aranmadığı noktasında kendisini göstermektedir. İİK m.292 gereğince borçlunun iflasına karar verebilmek için borçlunun tacir olması ve ilgili maddede sayılan işlemlerin borçlu tarafından gerçekleştirilmesi yeterlidir. Ayrıca borçlunun doğrudan doğruya iflas koşullarını gerçekleştirip gerçekleştirmediği aranmaz. 308 madde gereğince iflasın gerçekleşebilmesinin ilk koşulu yine borçlunun tacir olmasıdır. İkinci koşul ise, konkordatonun tasdiki talebinin reddedilmesidir. Üçüncü koşul ise, doğrudan doğruya iflas koşullarının varlığıdır.
Tasdik edilmeyen konkordato doğrudan doğruya borçlunun iflasına da sebebiyet vermeyebilecektir. Mahkemenin tasdik talebini reddi ile birlikte iflas kararı verebilmesi için borçlunun iflasa tabi olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinin bulunması, borca batıklık halinde kooperatif veya sermaye şirketi olması gerekir. İİK 305. maddede belirtilen tasdik şartları gerçeklememesi nedeniyle konkordato talebinin reddine karar verilmesi durumunda İİK 308. maddesinde düzenlenen iflas şartının değerlendirilmesi gerekir. Konkordatonun tasdik edilmemesi ve borçlunun iflası başlıklı 308. maddesi ” Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine verir ve bu karar 288. madde uyarınca ilan edilerek ilgili yerlere bildirilir. Borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin bulunması halinde mahkeme, borçlunun iflasına karar verilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Doğrudan doğruya iflas sebepleri ise İİK 177 ila 179. maddelerde ( İİK m. 179 atfıyla TTK 377 m.) düzenlenmiştir. İİK 179. maddesine göre, ” Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflâsına karar verilir. Türk Ticaret Kanununun 377 nci ve 634 üncü maddeleri ile 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 63 üncü maddesi hükmü saklıdır.” Borca batıklığın tespiti için TTK’nın 324. maddesi uyarınca bir borca batıklık bilançosu hazırlanmalıdır. TTK’nın 324. maddesine göre borca batıklık bilançonda aktiflerin rayiç değerden bilançoya geçirilerek borca batıklık bilançonun çıkarılması gerekir. Böyle bir talep üzerine mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmelidir.
Konkordatonun tasdik edilmemesi ile birlikte mahkeme, şartları varsa, derhal borçlunun iflasına karar verecek ve bu karar ile birlikte iflasa bağlanan sonuçlar ortaya çıkacaktır. Bu noktada dikkat etmek gerekir ki, konkordatonun tasdik edilmediğine (reddedildiğine) ilişkin karar m. 288’e göre ilan edilecektir. İflasın açılmasına ilişkin karar ise m.166 çerçevesinde tebliğ ve ilan edilir. Görüldüğü üzere, konkordatonun tasdik edilmemesi halinde iki farklı ilan yapılacaktır. (YENİ KONKORDATO HUKUKU Prof Selçuk Öztek, Prof Ali Cem Budak, Prof Serdar Kale, Doç.Müjgan Tunç Yücel, Doç.Bilgehan Yeşilova shf,550 vd)
İstem sahibi şirket borca batık durumda olmadığından ve dosyaya yansıyan başkaca bir doğrudan iflas nedeni de bulunmadığından İcra ve İflas Kanunu’nun 308. maddesi çerçevesinde borçlunun iflasına karar verilemeyecektir.
HMK’nin 355. maddesinde, “ İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” düzenlemelerini içermektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, ilk derece mahkemesinin kararında yukarıda belirtilenler dışında HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden herhangi bir yanlışlığın da bulunmadığı gözetilerek KONKORDATO İSTEMİNİN FERAGAT SEBEBİYLE REDDİNE alacaklı vekillerinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere kaldırılması ve yeniden hüküm tesis edilmesi gerektiği düşünülmektedir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstem sahibi …’nin KONKORDATO İSTEMİNİN FERAGAT SEBEBİYLE REDDİNE,
-Dosyadan verilmiş tüm İHTİYADİ TEDBİRLERİN KALDIRILMASINA,
İcra ve İflas Kanunu’nun 308. maddesi uyarınca hüküm fıkrasının aynı Yasa’nın 288’inci maddesi uyarınca ilanına ve bu maddede belirtilen yerlere bildirilmesine,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Konkordato isteyen tarafından yatırılan tasdik harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
4-Yapılan yargılama giderlerinin talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak ilgililerine iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
6-İstinaf eden … ile … tarafından yatırılan, başvurma harcı dışında kalan, istinaf karar harçlarının talep halinde yatıranlara ayrı ayrı iadesine,
7-İstinaf eden … tarafından 148,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
8-İstinaf eden … tarafından 148,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
9-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
10-Vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Temyiz Yargılaması Yönünden;
11-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
12-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
13-Vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, yukarıda belirtilen davacı vekilinin, müdahil … vekilinin ve müdahil … vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda verilen kararın İİK 293. Maddesinin 3.fıkrasının göndermesiyle uygulanması gereken 164.maddesinin 2.fıkrası uyarınca kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine yahut temyiz edenin bulunuğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK, olmak üzere OYBİRLİĞİ ile yapılan açık yargılama sonucunda karar verildi. 20/03/2023

Başkan …
E imza

Üye …
E imza

Üye …
E imza

Katip …
E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.