Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/325 E. 2023/1055 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLLERİ :Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA İHBAR OLUNAN : …
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 23/05/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 23/05/2023

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkette 29.02.2016-30.09.2016 tarihleri arası … nolu… ile sigortalı … ‘nin … poliçesi gereği sigortalı yerde davalı tarafın güvenlik tedbirlerini yerine getirdikleri yerde hırsızlık olayı gerçekleştiğini ve sorumluluklarını yerine getirmemeleri nedeniyle sigortalılarının zarara uğramasına neden olduklarını, müvekkili şirketçe ekspertiz incelemesi yaptırıldığını ve zararının 77.614,00 TL olduğunun tespit edildiğini ve ödemesi yapıldığını, TTK 1474 maddesi gereği müvekkili şirketin sigortalısının halefi olduğunu, davalılara rücu mektubu gönderildiğini dönüş yapılmadığından Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, itiraz edilmesi nedeniyle arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle; kusur oranı ve hasar miktarındaki değişikliklere göre fazlaya ilişkin haklarının saklı tutarak; davalarının kabulüyle, davalının Konya … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra dosyasına vaki itirazlarının iptali ile %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, takibin devamına muhakeme masrafları ile ücreti vekâletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının talep ettiği alacağın zamanaşımına uğraması nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkili şirket ile … ve İştirakleri arasında 02.03.2015 tarihinde “Özel Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi” akdedildiğini, bu sözleşmeye ek olarak 11.03.2016 tarihinde ek protokol imzalanarak sözleşme taraflarına … eklendiğini ve müvekkili şirket … adına da 02.03.2015 tarihli sözleşme esaslarına göre özel güvenlik hizmeti vermeye başladığını, müvekkili şirketin güvenlik hizmetlerini azami özenle yerine getirdiği süreçte 26.08.2016 tarihinde … Fabrikasında trafo bina kapısının 30 cm kilit bölgesinden aşağıdan açıldığı ve kablo kanallarının içerisindeki döşenmiş kabloların giyotin adı verilen makasla kesilmek suretiyle çalındığının tespit edildiğini, müvekkili şirket çalışanlarının sorumluluklarını eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, müvekkili davalı … ile … arasında akdedilen ”Özel Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi”nin 16. maddesinde: “Yüklenici personelin doğrudan yaptığı, kasıt ve kusuru ile gerçekleştirdiği zararlar dışındaki, diğer faktörlerden kaynaklanan, dolaylı veya olası zararlardan ya da kar mahrumiyeti, itibar kaybı, manevi tazminat vb. zararlardan dolayı yüklenici’ye herhangi bir sorumluluk yüklenemez.” hükmünün düzenlendiğini,müvekkili şirketin kusur sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilince yalnızca giriş çıkış kontrolüne ilişkin hizmet gerçekleştirildiğini, müvekkili şirketin sahada devriye gezme gibi bir yükümlülüğünün bulunmadığını, bu nedenlerle; olay tarihinde şantiye sahası içerisindeki güvenliğin sağlanmasından sorumlu olan … ‘ye HMK md. 61 kapsamında davanın ihbar edilmesini, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddini, haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddini, mahkeme aksi kanaatte olur ise davacının taleplerinin müvekkilinin kusuruna göre sorumlu tutulamayacağı miktar yönünden esastan reddini, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; Usulüne uygun düzenlenen bilirkişi raporları da nazara alınarak davacı sigorta firmasının, %50 kusurlu olarak olayın gerçekleşmesine sebebiyet veren davalıya rücu hakkının bulunduğu anlaşılmakla davalı borçlunun Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki itirazın kısmen iptali ile; takibin (86.880,75 X %50=) 43.440,37 TL asıl alacak üzerinden devamına karar vermek gerekmiştir.
Takip haksız fiile bağlı rücuen tazminat ödemesine ilişkin olduğundan ve hesaplanması yargılamayı gerektirdiğinden bu cihetle alacak miktarı likit ve muayyen olmadığından icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilerek ;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
Davaya konu Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki itirazın kısmen iptali ile; takibin 43.440,37 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; davacının talep ettiği alacağın zamanaşımına uğradığını, husumet itirazlarının bulunduğunu, müvekkil şirketin iş bu hırsızlık olayına ilişkin olarak hiçbir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkil şirketin güvenlik hizmetlerini azami özenle yerine getirdiği süreçte 26.08.2016 tarihinde … Fabrikasında trafo bina kapısının 30 cm kilit bölgesinden aşağıdan açıldığı ve kablo kanallarının içerisindeki döşenmiş kabloların giyotin adı verilen makasla kesilmek suretiyle çalındığının tespit edildiğini, ilgili durumun tespit edilir edilmez kolluk kuvvetlerine haber verildiğini, müvekkil şirketçe yapılan işin sorumluluğu ile ilgili bütün tedbirlerin alındığını, tüm yükümlülüklerin eksiksiz olarak yerine getirildiğini, müvekkil şirket ile … arasında imzalanan sözleşmenin hizmet sözleşmesi niteliğinde değerlendirilmesi halinde müvekkil şirketin kusur sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkil şirketin yalnızca kapı giriş çıkışlarına ilişkin kontrolden sorumlu olduğundan sahada devriye gezme gibi bir yükümlülüğünün bulunmadığını, tanık deliline dayanılmış olduğu halde tanık dinlenmeksizin hüküm kurulmasının hukuki dinlenilme ve adil yargılanmak haklarına aykırılık teşkil ettiğini, tüm bu nedenlerle Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin verdiği … tarih ve … E. – … K. sayılı kararın kısmen kabule ilişkin hükümler yönünden kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davacı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil şirkette … poliçesi ile sigortalı yerde 07.01.2022 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayında hırsızların ellerini kollarını sallayarak fabrikanın ıssız ve müteahhitlerin şantiye binalarından 200 metrelik uzağındaki bir alanından tel örgüyü keserek girdiğini ve söz konusu bina bölümünün kilidini patlatarak hırsızlığı gerçekleştirdiklerini, alınan bilirkişi raporunda davalı tarafın ağır ihmalinin olduğunun da tespit edildiğini, sigortalı binanın çevresinde kamera olmasa dahi, hırsızların, güvenlik görevlilerince normal bir devriye bile atılsa ağır olan kabloları göz göre göre 200 metre mesafeden sürükleyerek tel örgü dışına taşımalarına imkan bulunmadığını, davalı tarafın normal olan bu devriyeleri bile yapmadığını, Bilirkişi heyet raporunda ise sanki tüm güvenlik tedbirlerinin davalı tarafça alınmasına rağmen davalı tarafa %50 kusur verildiğini, kamera sistemi kurulması yada güvenlik personelinin kontrol edilmesi gibi bir yükümlülüğünün olduğu yorumu dava dışı bina sahibi … ‘nin %50 kusurlu olduğu hatalı olarak tespit yapıldığını, halbuki Özel Güvenlik Hizmeti Alınmasına ilişkin ek protokol de davalı taraf ile … arasında yapılmış ve güvenlik sözleşmesi gereği tüm tedbirleri davalı tarafın yapacağı kararlaştırıldığını, davalı tarafın bu yükümlülüklerini eksik hatta yerine hiç getirmediğini, ilk derece mahkemesinin tüm bu hususları gözden kaçırdığını ve davalı tarafın %100 kusurlu olmasına rağmen %50 kusurlu olduğu gerekçesi ile eksik ve hatalı karar verdiğini, tüm bu nedenlerle Konya… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarihinde vermiş olduğu … Esas ve … karar sayılı ilamın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve kusura ilişkin rapor alınarak davalarının kabulüne karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Mahkemece verilen karar, taraflarca istinaf edilmiştir.
Dava, Sigorta sözleşmesine dayalı rücuen alacak istemine ilişkindir. Davacı, sigortalısının halefi olarak işbu davayı açmıştır. Sigorta şirketi ancak sigorta poliçesi hükümleri çerçevesinde ödeme yapmakla yükümlü olduğu tazminatı ödedikten sonra bunu 6102 sayılı TTK’nın 1472. Maddesi (6762 sayılı TTK madde 1301) gereğince rizikonun gerçekleşmesine neden olan kimseye rücu edebilir. Bunun dışında poliçede teminat dışında kalan hallerde yapılan ödemelerden dolayı sigortacının rücu davası açması mümkün değildir.
-Usul yönünden (davalının tanıklarının dinlenilmediği itirazında);
Davanın açıldığı ve önincelemenin yapılıdğı tarih itibariyle uygulanması gereken HMK ‘nın “Ön incelemenin kapsamı” başlıklı 137. maddede “Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerinin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir.” düzenlemesi yer almış, “İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi” başlıklı 141. maddede “Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.” düzenlemesi yer almıştır.
Yine aynı yasanın 145’inci maddesinde ise kural olarak süresinden sonra delil gösterilemeyeceği ancak sonradan ileri sürülen delil yargılamayı geciktirme amacı taşımıyorsa veya müddetinde ileri sürememe ilgili tarafın kusurundan kaynaklanmıyorsa mahkeme o delilin gösterilmesine izin verebilir şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.
Ayrıca Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.04.2016 tarih ve 2014/2-695 esas ve 2016/522 karar sayılı ilamı ile de tarafların ancak dilekçelerinde gösterdikleri delillerin toplanacağı, delil bildiriminin dilekçeler teatisi aşamasının sonuna kadar yapılması gerektiği ve cevap sunmayan tarafın delil bildiremeyeceği kararlaştırılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre, taraflar dava veya cevap dilekçelerinde (HMK m. 119/1-e-f, HMK m. 129/1-e-f) iddiasının/savunmasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini ve iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğini açıkça göstermek zorunda olduğu hükmü bulunmaktadır.
Dosya kapsamından davalının, kendisine yapılan dava dilekçesi tebliğinden itibaren iki haftalık süresi içinde sunduğu cevap dilekçesinde “tanık deliline” dayanmış olup ön inceleme tutanağında verilen iki haftalık süre içinde de tanık listesini sunmuş olmasına, bu dilekçede tanıkların da olaya ilişkin bilgisi olduğunun belirtilmesine karşın, mahkemece savunma hakkını kısıtlar mahiyette, bu şekilde bildirilen deliller tam olarak toplanılmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Eksik araştırma ile karar verilemez. Bu nedenle, bildirilen tanıkların usule uygun biçimde dinlenilerek, olaya ilişkin bilgilerinin olması halinde gerekirse bilirkişi heyetinden de bu beyanlar da gözetilmek suretiyle ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, davalının buna ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı görülmüştür.
-Kaldırma sebep ve şekline göre, tarafların sair itirazları konusunda şimdilik bir değerlendirme yapılmasına gerek ve yer bulunmamaktadır.
Anlatılan sebep ve gerekçelerle, tüm dosya kapsamı ve davanın niteliği nazara alınarak davacı ve davalı vekilinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK m.353/1-a-6 uyarınca kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının HMK.nın 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden taraflarca yatırılan, başvurma harcı dışında kalan, istinaf karar harcının talep halinde yatıranlara iadesine,
4-İstinaf eden taraflarca istinaf aşamasında yapılan masrafların İlk Derece Mahkemesi tarafından verilecek nihai kararda hüküm altına alınmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK m.353 uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/05/2023

Başkan …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Katip …
e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.