Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ :
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 28/09/2023
NUMARASI : Esas Karar
DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 19/12/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 20/12/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; 07.07.2020 tarihinde sürücü …., sevk ve idaresindeki …plakalı araç ve bu araca bağlı …. plakalı römork ile seyir halinde iken, kaza mahallinde sürücü . .. sevk ve idaresindeki …. plakalı araç ile çarpışması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazada söz konusu …. plakalı araç davacı …. … adına tescil kaydının yapıldığını, söz konusu kaza üzerine olayın taraflarının kusur oranları değerlendirmesi hakkında “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m. 67” ve “6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 293” hükümlerine dayanılarak uzman görüşüne başvurulduğunu, ilgili Adli Trafik Bilirkişisi . … tarafından hazırlanan 05.10.2020 tarihli Mütalaa Niteliğinde Bilirkişi Raporu alındığını, alınan bilirkişi raporunda; ….. plakalı araç sürücüsü ….’nin 2918 sayılı KTK m. 53/1-b (sola dönüş kurallarına riayet etmemek) kuralını ihlal ettiğinden bu kazanın oluşumunda asli kusurlu (%75 oranında ) olduğu, ….. plakalı araç sürücüsü …. …’ın ise, 2918 sayılı KTK m. 52/1-a (kavşaklara yaklaşırken aracın hızını azaltmamak) kuralını ihlal ettiğinden kazanın oluşumunda tali kusurlu (%25 oranında ) olduğunu, söz konusu kaza kusur değerlendirmesi hakkında kavşak üzerinde meydana gelen kazaya ilişkin ….. plakalı araç sürücüsü ifadesinde belirttiği haliyle sol şeritte düz istikametine devam ederken, ….. plakalı tırın yolun sağ şeridinden başlayarak sola dönüş yaptığına ve asli kusurlu olduğuna dair kaza görüntüsü delil fotoğrafların mahkemeye sunulduğunu, 07.07.2020 tarihinde gerçekleşen iş bu kaza sonrası başvuran davacı …. … adına tescilli ….. plakalı araç yönünden meydana gelen maddi zararlar ve araç hasarı hakkında araç trafik kayıt evrakları, çekme belgesi ve kaza sonrası hasara ilişkin görsel delil fotoğrafların mahkemeye sunulduğunu, mezkur kaza sonrası çarpışma etkisi ile birlikte ….. plakalı araçta pert hasar durumu gündeme geldiğini, şuanki haliyle aracın kullanılamaz halde olduğunu, 07.07.2020 tarihinde gerçekleşen iş bu kaza sonrası aracında maddi hasarı bulunan davacı …. …’In sigorta tazminatı talebi hakkında Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu’nun yasal sorumluluğu bulunduğunu, söz konusu yasal süreç nihayetinde davacının mağdur olmaması ve hak kaybına uğramaması için sigorta kuruluşunca ilgili tazminatının ödenmesi gerektiğini, 6098 sayılı TBK m. 49; 6102 sayılı TTK; 2918 sayılı KTK ve ilgili mevzuat gereği davacının kazadan kaynaklı araç hasarına ve bağlı zararlarına istinaden fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile; söz konusu devam eden muhakeme sürecinde davacının aleyhine zuhur edebilecek muhtemel bir hak kaybının önüne geçilmesi amacıyla sayın mahkemeden; yargılamaya devam edilirken, dava değerinin göz önünde tutulması ile davalı tarafa ait mal varlığının, taşınmaz mallarının ve kayda değer taşınırlarının -HMK m. 390-391 – hükümlerince tedbir talebine konu edilmesi, söz konusu malvarlığı üzerine ve davalı taraf banka hesaplarına teminatsız olarak ihtiyati tedbir / haciz konulmasını, ZMMS’den kaynaklanan sigorta tazminatı gereğince, kusur oranlamasına ilişkin değerlendirme, ekspertiz hasar değerlendirmesi ve ekte sunulan evrakların dikkate alınması neticesinde; hesaplanarak ilgili sigorta tazminatının, değer kaybı bedelinin, pert hasar bedelinin, sovtaj bedelinin, KDV dahil hasar onarım bedelinin, hasar ekspertiz raporlama giderlerinin, faizin, fer’ilerin yasal süresi içinde davacıya ödenmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; dava tarihi itibariyle 2918 sayılı KTK, TTK’nın ilgili maddeleri gereğince sigorta sözleşmesinden kaynaklanan taleplerin zamanaşımına uğradığını, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesi gereğince motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünün öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğradığını, HMK md. 121 uyarınca davacının delillerinin davalıya tebliğ edilmesini talep edildiğini, davacı dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; araç maddi hasar bedeli, değer kaybı zararı, pert hasar bedeli, sovtaj bedeli, hasar onarım bedeli, hasar ekspertiz raporlama giderlerinin tahsili amacıyla 40 TL üzerinden maddi tazminat talebinde bulunduğunu, davacının her bir maddi tazminat talebinin HMK’nın 31. maddesi gereğince ayrıca ve açıkça miktarının belirlenmesi gerektiğini, bu itibarla mahkemeden davacının dilekçesinde belirtilen maddi tazminat taleplerinin açıklattırılmasını talep ettiğini, davacı tarafça davalı büroya gerekli belge ve bilgiler eksiksiz olarak sunulmadığından sigorta şirketine usulüne uygun yapılmış bir başvuru bulunmadığını, aksinin ispat yükünün davacıya ait olduğunu, sigorta şirketine usulüne uygun olarak başvuru yapılması dava şartı olduğundan HMK. 115/2 bendi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde her ne kadar davalı büroya tazminatın ödenmesi maksadıyla başvuru yapıldığı ve sigorta şirketine yapılan başvuru sonrasında kanunda belirtilen yasal süresi içerisinde ödenmesi gereken tazminat borcunun ödenmemesi halinde sigorta şirketinin temerrüde düşeceği belirtilmiş ise de davacı tarafından davalı şirkete usulüne uygun bir şekilde başvuru yapılmadığından davalı büronun temerrüde düştüğünden bahsedilmesi ve faizden sorumlu tutulması hukuken mümkün olmadığını, bilindiği üzere 28.06.2008 gün ve 26920 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmeliğe göre çalışma usul ve esasları düzenlenmiş olan davalı büro, yabancı ülke Yeşil Kart Büroları (Emsal Bürolar) ile yaptığı Internal Regulations Anlaşma çerçevesinde yabancı plakalı araçların Türkiye’de karıştıkları kazalarda şayet geçerli bir Yeşil Kart sigortaları mevcutsa Yeşil Kart Sigortacıları adına kusur esasına göre sebebiyet verilen üçüncü şahıs hasarlarını tedvir ettiğini, davalı büro, yabancı plakalı araçların ülkemizde sebebiyet verdikleri kazalarda ortaya çıkan hasarların tedvirinde bu araçların sahip veya sürücüleri adına hareket etmeyip kaza tarihini kapsayan geçerli Yeşil Kart sigortaları olması halinde bu sigorta şirketi adına hareket ettiğini, bu durumda, Trafik Kanunu ve Ticaret Kanunu hükümleri gereği, yabancı plakalı bir aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonrası ortaya çıkan hasarlar için kusur esasına göre ve yabancı sigorta şirketine izafeten Mali Sorumluluk Sigortası limit ve şartları çerçevesinde, limit üstü ve trafik sigortası şartları dışındaki talepler için ise ancak yabancı sigorta şirketinin ihtiyaren teminat vermesi halinde davalı büro’nun sorumluluğunun doğduğunu, yanı sıra davalı Türkiye Motorlu Taşıtlar Bürosu’nun sorumluluğu, ZMSS genel şartları çerçevesinde, yabancı sigorta şirketine izafeten ve sürücülerin kusuru oranında, kaza tarihindeki trafik sigortası limitleri dahilinde olduğunu, bilindiği üzere hasar bedeli ve değer kaybının tespitinde Hazine Müsteşarlığı tarafından 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe alınan ZMMS genel şartları ve 01.04.2020 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS genel şartlarında değişiklik yapılmasına dair genel şartlarda yer alan ve bu tarihten itibaren itibaren düzenlenen poliçelerde/ sözleşmelerde uygulanacak olan hesaplama formülüne göre hasar bedeli ve değer kaybı zararının belirlenmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte; kusur oranlarının tespiti için sayın mahkemece dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas dairesi’ne tevdiini talep ettiklerini. İTÜ’den seçilecek kusur, hasar uzmanı bilirkişi kurulundan; olayın oluş şekli, çarpma noktaları, tanık beyanları, resimler, hasar dosyası, dava konusu aracın kaza öncesi ve sonrası hasar kaydı ve diğer deliller birlikte değerlendirilerek davacıya ait araçta iddia olunan hasarın dava konusu kazadan meydana gelip gelmediğinin ve hasarla uyumlu olup olmadığının karayolları trafik kanunu zmss ekinde yer alan genel şartlara uygun olarak tespit edilebilmesi için rapor aldırılmasını, davayı ve kusur durumunu kabul etmemekle birlikte ve davacının değer kaybı talebine ilişkin itirazları saklı kalmak kaydıyla; mahkeme aksi kanaatte olacak ise değer kaybı hesaplanırken aracın marka ve modeli, üretim tarihi, trafiğe çıkış tarihi, kaza anındaki kilometresi, kaza tarihi itibariyle muadillerinin ikinci el piyasasındaki rayiç değeri, hasar geçmişi ve niteliği, boyanan / değişen parçaları ile aracın kaza öncesi ve sonrası rayiç bedelinin, aracın hasar gören parçalarının değer kaybına neden olup olmayacağının tespiti ve teminat dışında kalan hallerden birinin olup olmadığının dikkate alınması gerektiğini, değer kaybından söz edilebilmesi için kazanın oluş şekli, hasar miktarı ve değişen parçaların orijinal parçalarla ve yetkili serviste tamir edilmiş olup olmadığı da birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, nitekim dava konusu aracın onarımının orjinal parçalarla ve yetkili serviste tamir edilmiş olması durumunda herhangi bir değer kaybının doğmayacağının açık olduğunu, ekspertiz ücretinin davacı tarafından ödendiği hususunda ödeme belgeleri ve fatura aslını dosyaya sunarak iddiasını somut delillerle ispatlaması gerekmekte olup aksi halde davalı büronun davacının talebinden sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığını, dava konusunun trafik kazası nedeniyle maddi tazminat olması ve ihtiyati tedbir istenen mal varlıklarının dava konusu olmadığından HMK 389. ve devamı maddelerinin şartları oluşmadığından davacı tarafın dava konusu olmayan mal varlıklarına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini, belirtilen nedenlerden dolayı davalı büro aleyhine açılan haksız ve hukuka aykırı davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; “Dava; dava haksız fiil nedeniyle maddi tazminat davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesiyle, 07/07/2020 tarihinde davacı adına kayıtlı ….. plakalı aracın …. … sevk ve idaresinde iken …. idaresindeki ….. plakalı araç ile … plakalı römork ile seyir halinde iken meydana gelen trafik kazasında davacıya ait araca çarpması neticesinde davacının aracında meydana gelen maddi hasar zararı, değer kaybı zararı, pert hasar bedeli, soltaj bedeli, hasar onarım bedeli, hasar ekspertiz raporlama gideri bedelinin ödenmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi netice-i talep kısmında dava değeri net şekilde belirtilmediğinden, açıklama için davacı vekiline süre verilmiş ve 18/03/2022 tarihli dilekçesindeki beyan edilen dava değerine göre 20,00 TL pert hasar bedeli tazminatı, 10,00 TL değer kaybın tazminatı ve 10,00 TL hasar onarım bedeli tazminatı talep edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davalıya usulüne uygun başvuru yapılmadığı, kusur oranı için rapora gönderilmesini talep ettiğini, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Dava dilekçesi ekinde sunulan dava açılmadan evvel ki başvuruya ilişkin tebliği evraklarından ve davalıya ait 25/05/2021 tarihli cevabi yazıda davacı taleplerini reddine ilişkin bildirimde bulunulduğu anlaşılmış olup, davalının dava açılmadan evvel kendisine başvurulmadığına dair savunmalarına itibar edilmemiştir.
Mahkememizce davalı sigorta nezdindeki hasar dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce … Esas ..Karar sayılı ilamı istinaf edilmesi neticesinde; Konya Bölge Adliye Mahkemesi .. Hukuk Dairesinin 27/02/2023 tarih ..Esas .. Karar sayılı ilamı ile; “… İTÜ Karayolları Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek 3 kişilik uzman bilirkişi kurulundan kusur dağılımına ilişkin, çelişkilerin giderilmesi yönünde denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olduğu anlaşılmıştır…” tespiti ile mahkememiz kararının kaldırılmasına hükmedilmiştir.
İTÜ trafik kürsüsünde görevli öğretim üyesi bilirkişiler …..ve …’nun sunmuş olduğu 14/08/2023 tarihli raporunda neticeten; sürücü .. …’ın, birinci (asli) derecede ve tam %100 (yüzde yüz) oranında kusuru bulunduğu,sürücü …..’nin, herhangi kusuru bulunmadığı tespit edilmiştir.
Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde;yargılamaya esas alınan kusur raporuna göre dava dışı sürücü ….’ın herhangi bir kusurunun bulunmadığı, ….. plakalı araç sürücüsü …. …’ın meydana gelen kazada tam kusurlu olduğu anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine dair” şeklinde davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; 05/10/2020 tarihli uzman görüşü delilin göz ardı edildiğini, davacının adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, kaza tespit tutanağının gerçeğe aykırı şekilde tutulduğunu, davalının kusurlu olduğunu ifade eden 05/10/2020 tarihli rapor ile 22/03/2022 tarihli bilirkişi raporunun tespitlerini Karayolları Trafik Kanununun maddelerine dayandırılırken 11/08/2023 tarihli raporda ise tespitlerin mevzuat ile gerekçelendirildiğini, davalı tır sürücüsünün yolun düz ve havanın görüşüne engel olmamasına rağmen dönüşü için uygun trafik koşullarını gözetmediğini, mahkeme kararının hatalı olduğunu, mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmilini dilemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
İlk derece mahkemesince verilen ilk karara ilişkin olarak Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile ; KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 20/10/2022 TARİH …Esas .. Karar sayılı dosyasında verilen kararının eksik araştırma nedeniyle HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Dava; maddi hasarlı trafik kazası nedeni ile pert hasar bedeli, kdv dahil hasar onarım bedeli, hasar ekspertiz ücreti ve değer kaybı nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
Olaya ilişkin kaza tespit tutanağında dava dış sürücü …. ‘nın kusursuz davacının araç maliki olduğu aracın sürücüsü ….’un tam kusurlu olduğunun tutanağa bağlandığı. Mahkemece alınan kusur raporunda dava dış sürücü …. ‘nın %75 davacının araç maliki olduğu aracın sürücüsü ….’un %25 kusurlu olduğunun rapor edildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda Trafik kaza tespit tutanağı ile dosyadan aldırılan bilirkişi raporu arasındaki kusur dağılımına ilişkin çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru değildir. (Nitekim Yargıtay 17. HD’nin 2016/19917 esas 2017/10871, 2015/12230 esas 2018/6067 karar sayılı emsal ilamları)
DAİREMİZ KALDIRMA KARARINDAN SONRA ÇELİŞKİNİN GİDERİLMESİ İÇİN İTÜden mahkemece rapor alınmış kusur dağılımına ilişkin, çelişkilerin giderilmesi yönünde denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınarak karar verilmiş olupavacının araç maliki olduğu aracın sürücüsü …. …’ın %100 kusurlu olduğu anlaşılmakla itirazın reddi gerekmiştir.
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.19/12/2023
Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı
Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.