Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ :
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 18/10/2023
NUMARASI : Esas Karar
DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLLERİ : Av.
DAVALILAR : 1-
VEKİLLERİ : Av.
2-
VEKİLLERİ : Av.
3-
VEKİLLERİ : Av.
DAVA : MADDİ ve MANEVİ TAZMİNAT
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 19/12/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 20/12/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacılar vekili 04/02/2020 tarihli dilekçesiyle; 01/01/2010 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacılardan ….. …’in çok ağır bir şekilde yaralandığını, kendisinin yaya olarak yoldan karşıya geçtiği sırada davalılardan ….’un sevk ve idaresindeki, davalılardan … Ltd. Şti.’ye ait ve ZMMS poliçesi de davalılardan … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenen ….. plakalı aracın kendisine çarpması sonucu kazanın meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesindeki bütün kusurun davalı tarafta olup, davacı ….. …’in bu kaza nedeniyle %100 oranında engelli hale geldiğini, bu kaza nedeniyle Konya .. Sulh Ceza Mahkemesinin 05/07/2012 gün ve .. E. … K. sayılı ilamı ile davalılardan ….’un mahkumiyetine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, davacı ….. …’in bu kaza nedeniyle maddi ve manevi olarak çok büyük bir zarara uğradığı gibi annesi olan …. …’in de bu kaza nedeniyle büyük bir üzüntü yaşadığını beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacılardan ….. …’in uğradığı SGK tarafından karşılanmayan tedavi ve bakıcı gideri zararından dolayı 3.000 TL. ve sürekli iş göremezlik zararından dolayı 7.000 TL. olmak üzere için toplam 10.000 TL. maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile (sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitleriyle sınırlı olması ve temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu olması kaydıyla) her üç davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve davacılardan ….. … için 250.000 TL., annesi olan davacı …. … için 200.000 TL. olmak üzere toplam 450.000 TL. manevi tazminatın da kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi hariç diğer iki davalıdan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Her üç davalı vekilleri, öncelikle zamanaşımı itirazında bulunmuş, davalılardan … Sigorta A.Ş. tarafından ayrıca ödeme tarihinden itibaren 2 yıllık sürenin geçmesi nedeniyle hak düşürücü süre ve davalılardan …..Ltd. Şti. tarafından araç kiralama sözleşmesi ile aracın kiralandığı gerekçesiyle pasif husumet yokluğu itirazında bulunmuşlar ve ayrıca her üç davalı vekilleri davanın esastan da reddini istemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; “Dosya kapsamına uygun görülerek hükme esas alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. Üst Kurulu’nun 22/06/2023 tarihli raporuna göre; kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Mesleki Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre, davacının sürekli iş gücü kaybının %100 olduğu ve maluliyet başlangıç tarihinin de kaza tarihi olan 01/01/2010 tarihi olduğu belirlenmiş, dolayısıyla davacının kaza tarihinden itibaren %100 oranında malul kaldığı ve kazadan sonra artan bir maluliyetinin söz konusu olmadığı anlaşılmıştır.
Buna göre, 1 yıllık zamanaşımı süresinin failin ve fiilin bilindiği (yine kaza tarihi) tarihten ve 8 yıllık uzamış ceza zamanaşımı süresinin de kaza tarihinden itibaren hesap edilmesi gerektiği ve arabulucuya başvurulduğu tarihe kadar her iki sürenin de sona erdiği, artan bir maluliyetin de söz konusu olmadığı, maluliyetin kaza tarihinden itibaren %100 olduğu, başka rahatsızlıkların ortaya çıkmasının maluliyette artma olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna varıldığından, davacıların her üç davalıya karşı açtığı maddi ve manevi tazminat davasının zamanaşımı süresinin geçmesi nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay 11. HD’nin 11.07.2023 gün ve 2022/840 E. 2023/4352 K. sayılı emsal içtihadında da belirtildiği üzere, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin karar esasa ilişkin bir karar olduğundan vekalet ücretlerinin nispi olarak takdir edilmesi gerekmiş ise de; karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10. maddesine göre maddi ve manevi tazminat davasının tamamen reddi halinde ayrı ayrı olmak üzere ve maktu vekalet ücreti verilmesi gerektiğinden vekalet ücretleri de buna göre takdir edilmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; müvekkili ….. …’in meydana gelen kaza sonucunda yaşımını tehlikeye sokacak derecede ağır yaralandığını, müvekkili …..’ın gün geçtikçe durumunun değiştiğini ve bu durumun öngörülmesinin mümkün olmadığını, …..’ın kazadan önce herhangi bir engeli olmayan normal bir çocuk iken kaza sonucunda %100 oranında engelli ve başkasının sürekli olarak bakımına muhtaç halde yaşayan bir kişi haline geldiğini, maluliyet oranının kesin bir şekilde belirlendiği tarihin değerlendirilmesi ve zamanaşımı açısından yapılacak incelemelerde işbu maluliyet oranının netleştiği tarihin esas alınması gerektiğini, müvekkili …..’ın maluliyet oranının dosya kapsamında alınan İstanbul ATK 2.üst kurulunun 22/06/2023 tarihli raporu ile netleştiğini ve bu doğrultuda zamanaşımı süresi raporunun taraflarına tebliğ tarihi olan 28/07/2023 tarihinden itibaren başlayacağını, istinaf itirazlarının kabulünü, mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın kabulünü, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yan aleyhine yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen zamanaşımı kararı, davacı tarafından istinaf edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davada zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı noktasında toplanmaktadır.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunun 109/2 maddesi gereğince tazminat davasının zararın ve sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren iki yıl, herhalde zararı doğuran olayın gerçekleşmesinden itibaren on yıllık sürede zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir. Ancak, haksız fiil aynı zamanda suç teşkil eden bir eylem ise ve Ceza Kanunu’nda daha uzun zamanaşımı süresi öngörülmüşse haksız fiil sorumluluğunda bu (uzamış) ceza zamanaşımı süreleri uygulanır. Uzamış (ceza) zamanaşımının başlangıcı olay tarihidir, zarar ve failin öğrenilmemesi önem taşımaz. Ceza zamanışımı süresi dolmuş ise on yıllık hak düşürücü süre içinde olmak kaydıyla zararın (gelişen durumun sona ermesinden itibaren) ve failin öğrenilmesinden itibaren iki yıllık süre içinde de dava açılabilecektir.
Kaza 01/01.2010 tarihinde gerçekleşmiş olup, olayda 5237 sayılı TCK uyarınca 8 yıllık ceza zamanaşımı süresinin uygulanacak olması, ceza zamanaşımının olay tarihinden itibaren işleyecek olması karşısında 8 yıllık ceza zamanaşımının dava tarihi olan 09/03/2020 itibariyle dolduğu anlaşılmıştır. Ancak davada “gelişen durum”un bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Dava, belirsiz alacak müessesinin ortaya çıktığı 6100 Sayılı HMK’nın, yürürlük tarihi olan 2011 yılından sonra açılan belirsiz alacak davalarında, dava tarihine (söz konusu olması halinde artırım veya ıslaha göre değil) bakılacağından, talebin zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tespiti önem arz etmektedir.
Zamanaşımı süresinin işlemeye başlaması için, zarar gören tarafından failin yanında zararın da öğrenilmesi gerekir. Bedensel zararlarda, uğranılan zararın tespit edilebilmesi için, meydana gelen yaralanmanın niteliği de nazara alınarak, öncelikle zarar nedeniyle gerekli tedavi sürecinin bitmiş olması gerekir. Zira, tedavi devam ederken zarar gören kişinin sürekli ve geçici işgöremezlik durumu tam olarak tespit edilemez. Daha açık bir ifade ile, tedavi devam ederken kişinin yaralanma nedeniyle maluliyeti olup olmadığı ve varsa oranının ne olduğu tam olarak tespit edilemez.
Somut olayda ATK 2 üst kurulundan alınan raporda davacının maluliyetinin %100 olduğu maluliyetin başlangıç tarihinin kaza tarihi olduğu anlaşıymıştır
Bu durumda mahkemece; kaza tarihindeki geçerli olan yönetmelik hükümlerine göre, davacının kazadaki yaralanması ile sonraki tarihli muayene sonuçları ve dosya kapsamında alınan maluliyet raporları değerlendirilmek suretiyle, kazadaki yaralanmaya bağlı gelişen yeni durum olmadığı anlaşılmakla zamanaşımı süresini dolduğu kanaatine varılmıştır.. (Bkz aynı yönde Yargıtay 17. HD 2017/5241 Esas, 2018/6918
Karar sayılı ilamı ile diğer aynı yöndeki ilamları)
Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafça alınması gereken 539,70 TL karar harcından istinaf aşamasında yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 485,30 TL harç ile 1 adet istinaf kanun yoluna başvuru harcının (738,00 TL) davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan masrafların davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, tarafların yokluğunda HMK nun 361.maddesi gereğince kararın manevi tazminat yönünden davacı ….. … yönünden kararın taraflara tebliğinden itibaren İKİ HAFTA içerisinde TEMYİZ YOLU AÇIK, diğerleri yönünden KESİN olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi.19/12/2023
Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı
Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.