Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/2768 E. 2023/2997 K. 28.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 29/12/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 11/07/2023
NUMARASI : Esas Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av
DAVALI : 1-
VEKİLLERİ :Av.
Av.
AvRİ
2-
VEKİLİ : Av.
3-
VEKİLİ :Av
4-
VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 29/12/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 29/12/2023

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili…..’un … Belediyesi’nden almış olduğu ihale kapsamında … BELEDİYESİ hafriyat toprağı inşaat ve yıkıntı atıkları depolama sahası’nı 2013 yılından beri işlettiğini, müvekkili Konya …. Belediyesi ile aslım mevkiinde bulunan hafriyat toprağı, inşaat ve yıkıntı atıkları depolama sahasının işletmesi hakkında 29.01.2013 tarihli sözleşmesi mevcut olduğunu, bu sözleşme 10 yıllık süreyi kapsadığını, müvekkili, Konya … Belediyesi sınırları içerisindeki, belediyenin gösterdiği ve izin verdiği, tek yetkili sahanın mecuru olduğunu, buna göre Konya ili sınırları içerisinde faaliyet gösteren tüm özel veya resmi kişi, kurum ve kuruluşlar faaliyetleri esnasında çıkan hafriyat, moloz, inşaat ve yıkıntı atıkları ve benzerlerini, müvekkilinin işletmesine getirmekle yükümlü olduğunu, Çevre Kanunu, İzin Alma, Arıtma ve Bertaraf Etme Yükümlülüğü başlığı altındaki 11. maddesi ”Üretim, tüketim ve hizmet faaliyetleri sonucunda oluşan atıklarını alıcı ortamlara doğrudan veya dolaylı vermeleri uygun görülmeyen tesis ve işletmeler ile yerleşim birimleri atıklarını yönetmeliklerde belirlenen standart ve yöntemlere uygun olarak arıtmak ve bertaraf etmekle veya ettirmekle ve öngörülen izinleri almakla yükümlüdürler. Birinci fıkrada belirtilen yükümlülüğü bulunan tesis ve işletmeler ile yerleşim birimlerine; 1) Yapı ruhsatı aşamasında bu yükümlülüğünü yerine getireceğini gösterir proje ve belgeleri ilgili kuruma sunmadıkça yapı ruhsatı verilmez. 2) İnşaatı bitmiş olanlardan, bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlere işletme ruhsatı ve/veya yapı kullanma izin belgesi verilmez. 3) Yapı ruhsatına, yapı kullanma izni veya işletme ruhsatını haiz olmakla birlikte arıtma ve bertaraf yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, verilmiş yapı kullanma izni veya işletme izni iptal edilir.” hükmünü haiz olduğunu bu kanunun uygulanması için çıkartılan Hafriyat Toprağı, İnşaat Ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’nin “Hafriyat Toprağı ve İnşaat/Yıkıntı Atıkları Üreticilerinin Yükümlülükleri” başlıklı 9. Maddesi e bendi uyarınca; “Faaliyete başlamadan önce, atıkların taşınması ve depolanması ile ilgili olarak EK-2’DE VERİLEN ATIK TAŞIMA VE KABUL BELGESİ’Nİ ALMAKLA, Hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıkları üreticileri, Atıklarını belediyenin veya mülki amirin izin verdiği geri kazanım veya depolama tesisi dışındaki yerlere dökmemekle…” yükümlüdürler. Hafriyat Toprağı, İnşaat Ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’nin “Genel Esaslar” başlıklı 13. Maddesi uyarınca; “Hafriyat toprağı ile inşaat/yıkıntı atıklarının, üretici ve taşıyanları tarafından belediyelerin veya mahallin en büyük mülki amirinin gösterdiği ve izin verdiği geri kazanım ve depolama tesisleri dışında denizlere, göllere, akarsulara veya herhangi bir yere dökülmesi ve DOLGU yapılması yasaktır. Faaliyetleri sonucu hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıklarının ÜRETİMİNE NEDEN OLACAK ÖZEL VEYA RESMİ KİŞİ, KURUM VE KURULUŞLAR; bu atıkların üretilmesinden önce ilgili belediyeye/mahallin en büyük mülki amirine başvurarak gerekli izinleri almak, atıklarını bu Yönetmelikte belirtilen usul ve esaslara göre bu mercilerin göstereceği geri kazanım/depolama sahasına taşınmasını sağlamakla yükümlüdürler. Bununla ilgili işlemler 23 üncü maddede belirtilen esaslara göre yapılır.” Hafriyat Toprağı, İnşaat Ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’nin “Atık Taşıma ve Kabul Belgesi Alınması” başlıklı 23. Maddesi uyarınca; “Hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atığı üretenler, ürettikleri hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıklarını, taşıma izni almış nakliye araçlarıyla gerekli izinleri almış depolama sahalarına taşımak veya taşıtmakla yükümlüdürler. Hafriyat toprağı üretenler ile faaliyetleri sonucu 2 tondan fazla atık oluşumuna neden olacak inşaat/yıkıntı atığı üreticileri, mücavir alan sınırları içinde belediyeye, büyükşehir belediyesi olan yerlerde ilgili ilçe belediyesine, mücavir alan sınırları dışında ise mahallin en büyük mülki amirine müracaat ederek “Atık Taşıma ve Kabul Belgesi” almak zorundadır. Atık Taşıma ve Kabul Belgesi üç bölümden oluşur ve eksiksiz olarak doldurulur. Birinci bölümde; hafriyatı toprağı veya inşaat/yıkıntı atıklarını üretenler, ikinci bölümde üretilecek atığı taşıyacak şahıs veya firmalar, üçüncü bölümde ise atığın geri kazanılacağı/depolanacağı saha ile ilgili bilgiler bulunur.” yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinden de açıkça anlaşıldığı üzere; faaliyetleri sonucu hafriyat, moloz, inşaat ve yıkıntı atıkları ve benzerlerini üreten özel veya resmi kişi, kurum ve kuruluşlarının da, bu atıklarını, … Belediyesi’nin izin verdiği tek yetkili döküm sahası olan müvekkilinin işletmesine getirmeleri zorunlu olduğunu, ayrıca söz konusu faaliyetlerde bulunan özel ve kamu kurum ve kuruluşlarının, “Atık Taşıma Ve Kabul Belgesi” almasının da zorunlu olduğunu, müvekkilinin almış olduğu ihale kapsamında söz konusu hafriyatın sahaya dökülmesi esnasında 2022 yılı için 3,00 TL/TON bedel tahsil etmekte olup, ayrıca sahasına dökülen malzemeyi değerlendirme / satma hakkı da müvekkiline ait olduğunu, yani müvekkilinin hem sahasına dökülen malzeme için ton başına ücret tahsil etmekte, hem de dökülen malzemelerin satışından para kazandığını, sonuçta davalı şirketin yüklenicisi olduğu, kazı ve yol yapılması işi sırasında çıkan hafriyatın, müvekkilinin işletmekte olduğu sahaya getirilmemesi sebebiyle müvekkilinin hem ton başına tahsil edeceği 3,00 TL döküm ücretinden hem de bu malzemelerin satışından elde edeceği gelirden yoksun kaldığını, zarara uğratıldığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla (yargılama sırasında miktarın tam ve kesin olarak belirlenebilir olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik 10.000,00 TL – Belirsiz Alacak Davası) davanın kabulünü, müvekkilinin uğradığı zararların günümüz ekonomik koşulları da dikkate alınarak tespiti ve faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Belediyesi Başkanlığı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davacı tarafından usul ve yasaya aykırı olarak açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili belediye aleyhine açılan davada Sulk Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, bu nedenle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili belediye ile davacı arasında 29/01/2013 tarihli “Aslım mevkiinde bulunan Hafriyat Toprağı ve İnşaat yıkıntı atıkları depolama sahasının 10 yıl müddetle 31.12.2022 tarihine kadar kiralanmasına ilişkin olarak kira sözleşmesi imzalandığını, davacı tarafın iş bu davada müvekkili belediye ile yapmış olduğu kira sözleşmesi ile ilgili olarak müvekkili belediyenin sözleşmeye aykırı davrandığı ve davacının zararına sebep olduğu iddiası ile dava açtığını, kira sözleşmesinden kaynaklanan her türlü davada Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, 6100 Sayılı HMK’nın 1. Maddesine göre göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olduğunu ve mahkemeler tarafından yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gerektiğini, davanın esas yönünden de reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili belediye tarafından 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’na göre yapılan ihale neticesinde davacı ile 29/01/2013 tarihli kira sözleşmesi imzalandığını, kira sözleşmesinin eki idari şartnamenin 22.4. Maddesinde “… Belediyesi ve … İlçe Belediyeleri, dolgu ve rekreasyon amacı ile hafriyat toprağının hafriyat sahası dışına dökülmesi hususunda serbesttirler. Bu hususta kiracı herhangi bir hak ve talepte bulunmayacağını kabul ve taahhüt etmiştir.” denildiğini, diğer davalı … Belediyesi ..ilçe belediyesi olduğunu, söz konusu düzenleme dikkate alındığında davacı tarafın iddialarının yerinde olmadığının açık olduğunu, bu nedenle davacı tarafın davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olarak açılmış bulunan davanın reddi ile yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Ticaret şirketi vekili cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkili davacı ile herhangi bir ticari ilişkisi olmadığı gibi davacının da taleplerinin haksız fiile dayandığını, davacı ile müvekkili arasında bir sözleşme bulunmadığını, Bu nedenle müvekkilinin tacir olmasının da iş bu davanın ticaret mahkemesinde açılması için yeterli bir karine teşkil etmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle davanın öncelikle görev yönünden reddini talep ettiklerini, müvekkilinin Ticaret adresinin Kayseri olduğunu davanın yetkili yer olarak Kayseri’de açılması gerekirken Konya’da açılmış olmasının da hatalı olduğunu, yetki yönünden reddini talep ettiklerini, davanın haksız fiile dayandırıldığını, davacının dava dilekçesinde de ayrıntıları ile izah edildiği üzere 2019 yılında TOKİ tarafından ihale edilen bir yerde müteahhitlik işini yaptığnıı, davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığının açık olduğunu, bu nedenle davacının haksız ve kötü niyetli davasının zaman aşımı nedeni ile reddini talep ettiklerini, davacı davasını her ne kadar belirsiz davası olarak nitelendirmiş ise de belirsiz davanın şartlarının da bulunmadığını, davacının müvekkiline göndermiş olduğu Konya .. Noterliğinin 17.08.2021 tarih … yevmiye numaralı ihtarında çok net şekilde hesaplamalar yapıp iddialarda bulunarak müvekkiline ait şantiyeden 269.524,72 ton hafriyat çıktığını, ton başına 2,75 TL bedel tahsil ettiğini bu nedenle de 741.193,00.TL döküm ücreti zararı olduğunu iddia etmişken dava dilekçesinde belirsiz alacak davası açtığını belirtip 10.000.TL talep ettiğini, davacının dava açana kadar zararını hesaplama konusunda çok net konuşmakta iken açmış olduğu davada uğradığı zararın tam olarak belirlenmesinin mümkün olmadığından alacak tutarının belirsiz olduğundan bahisle belirsiz alacak davası açmasında hiç bir hukuki yararı bulunmadığını, davacının açtığı davayı belirsiz olarak nitelendirmesi davanın türü belirsiz yapmak için de yeterli olmadığını, yine ihtarında 2,75 TL olarak belirttiği ton başına döküm ücretini de dava dilekçesinde 3,00TL ye çıkarmış 10TL den başlayan satış rakamlarından söz ettiğini, davacı taleplerinde de iddialarında da tamamen kötüniyetli tutarsız hareket ettiğini, nitekim dava dilekçesindeki maddi hatalara bakıldığında tek dava açtığı şirketin de müvekkili olmadığının görülmekte olduğunu, iddia sahibi iddiasını ispat ile yükümlü iken davacı iddialarını ispata yarar hiç bir delil sunmadığını, delil olarak sunulan kira sözleşmesi dahi davacının iddialarının asılsızlığını ortaya koyduğunu, bu nedenlerle öncelikle usule yönelik itirazları doğrultusunda mümkün olmadığı takdirde davacının ispata yarar hiç bir bilgi ve belge sunmadığı iddialarını somutlaştıramadığı hususları da dikkate alınarak haksız ve kötüniyeti davanın esastan reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Bakanlığı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddi
nin gerektiğini, dava  dilekçesinin  incelenmesinden  “Toplu  Konut  İdaresi  Başkanlığı’nca  gerçekleştirilen  ihale
sonrasında gerçekleşen fiiller neticesinde Bakanlığımıza da husumet yöneltildiği anlaşılmaktadır. Her
ne  kadar  davalı  taraflardan  biri  olarak  gösterilmiş iseler de  davacı  tarafından
tazmin talebinin dayanağı olarak gösterilen işlem, bakanlıklarının hiçbir dahli olmaksızın tek başına ve doğrudan doğruya Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca tesis edildiğini, dolayısıyla ….i Bakanlığının eldeki dava bakımından dava ehliyeti olmadığının açık olduğunu, 09.07.2018 tarihli ve 30473 sayılı Resmi gazetede yayımlanan 02.07.2018 tarihli ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 155′ inci maddesi ile 2985 sayılı Toplu Konut Kanununun EK 1′ inci maddesinde yapılan değişiklik ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, Bakanlığa bağlanmış ise de aynı maddede Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’ nın kamu tüzel kişiliğine sahip olduğunun da belirtildiğini, dolayısıyla Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen ihale ve sonrasında gerçekleştirilen ve tazminat istemine konu edilen fiiller yönünden bakanlığın icrai veya ihmali herhangi bir işlemi olmadığından tazminat talebinin Bakanlığıa yöneltilmesinde de hukuki dayanak olmadığını, nitekim dava dilekçesine bakıldığında da davacı tarafından, iddia edilen zararın doğmasına sebep fiiller yönünden bakanlığa atfedilmiş bir kusur da bulunmadığını, tazminat davalarının davaya konu eylemi veya işlemi gerçekleştiren merciler aleyhine açılmasının gerektiği, yargılama hukukunun temel prensiplerinden olduğunun açık olduğunu, dolayısıyla eldeki dava kapsamında, davacının iddiası doğrultusunda Bakanlığa husumet yöneltilmesi ve devamında Bakanlığın tazminat talep edilmesi söz konusu olamayacağını, atık ön işlem ve geri kazanım tesislerinin genel esaslarına ilişkin yönetmeliğin “kapsam” başlıklı ikinci maddesinde; bu yönetmeliğin 02.04.2015 tarih ve 29314 sayılı Resmi gazetede yayımlanan Atık Yönetimi Yönetmeliğinin EK-4′ te yer alan atık listesindeki atıkları işleyen ve faaliyet konusu ile idari ve teknik kriterleri başka bir mevzuatta düzenlenmeyen; a) Toplama ayırma tesislerini, b) Diğer ön işlem yapan tesisleri, c) Hurda metal işleme tesisleri, ç) Yeniden kullanıma hazırlama faaliyeti gerçekleştiren tesisleri, d) Tehlikesiz atık geri kazanım tesislerii, e) Tehlikeli atık geri kazanım tesislerini kapsadığının belirtildiğini, atık yönetimi yönetmeliğinin EK-4 listesine bakıldığında ise atık listesinin 17. Maddesinde İnşaat ve Yıkıntı Atıkları’nın bulunduğunun görüleceğini, atık ön işlem ve geri kazanım tesislerinin genel esaslarına ilişkin Yönetmeliğin 4. Maddesinin “I” bendinde ön işlem tanımlanmış olup, Ayırma işlemi dâhil olmak üzere atıkların hacmini veya tehlikelilik özelliklerini azaltmak, yönetimini kolaylaştırmak veya geri kazanımını artırmak amacıyla atığa uygulanan fiziksel, ısıl, kimyasal veya biyolojik işlemlerden bir veya birkaçını ifade ettiği belirtildiğini, bu nedenle Konya Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğüne ait 05.05.2022 tarih ve … sayılı yazı ile davacı şirkete ait olan işlemedeki faaliyet, ön işlem tesisi olarak değerlendirildiğini, bu kapsamda söz konusu faaliyetin ön işlem olarak değerlendirilmesi sonucunda Çevre izin ve Lisans Yönetmeliğinin 5/1 maddesine istinaden EK-İ listesinin 8.1.6 veya 8.1.7 maddesi kapsamında fiziksel şartları sağlaması gerektiği belirtildiğini, ancak davacı tarafından, Atık Ön İşlem ve Geri Kazanım Tesislerinin Genel Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 9 vd. maddelerinde belirtilen şartları taşımadığından herhangi bir izin veya lisansa dayalı olarak faaliyet göstermediğini, dolayısıyla davacıya ait Konya ili Karatay ilçesi Fevzi çakmak Mahallesi Okyar Caddesi No: 24 adresinde yer alan hafriyat toprağı, inşaat, yıkıntı atıkları geçici depolama ve hafriyat kırma eleme tesisi, çevre mevzuatı bakımından hukuka aykırı olarak işletilmekte olup dava dilekçesinde sözü edilen maddelerin davacıya verilme zorunluluğu ve ayrıca davacı şirketin de hafriyat ve yıkıntı atıkları alma yetkisi bulunmadığını, bu nedenle davacı tarafın, söz konusu mevzuata dayalı olarak hak iddia etmesinde hukuki dayanak söz konusu olmadığını, bu nedenlerle davaya konu edilen tazminat istemine ilişkin fiiller yönünden …Bakanlığının dahli bulunmaması nedeniyle husumet yönünden davanın reddini aksi halde davaya konu edilen fiiller ve dolayısıyla olası zarar yönünden Bakanlığın icrai veya ihmali bir davranışı olmadığından kusur atfedilemeyeceğinden davanın reddini, vekalet ücreti ile yargılama giderinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Belediyesi Başkanlığının cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkili …Belediye Başkanlığı yönünden haksız davanın usul ve esastan reddinin gerektiğini, davalı müvekkili…Belediye Başkanlığının tacir sayılmadığı ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın ilgili yasa kapsamında ticari dava konusunu oluşturmadığını, Kamu idaresi olan müvekkili … Belediye yönünden görev itirazı ile zamanaşımı ve husumet itirazlarının da bulunmakta olduğunu, işbu davanın usulden reddini talep ettiklerini, esasa İlişkin olarak ise dava dilekçesinde iddia edilen olayların meydana gelme anında değil de belirsizlikten faydalanabilme amacıyla üzerinden yıllar geçtikten sonra kötüniyet ile hareket ederek işbu dava ikame edildiğini, davacının dava dilekçesinde oluşturmaya çalıştığı “sanki her hafriyatın davacının işletmesine dökülmesi zorunluymuş” gibi hatalı ve haksız bir algının aksine, gerek yasal düzenlemeler, gerek davacının kira sözleşmesinde yer alan hükümler, gerek ihale dokümanları vb. ile de sabit olduğu üzere kamu bütçesinden haksız bir rant elde edebilme saiki ile ikame edilen işbu davanın esastan da reddinin gerektiğini, bu nedenlerle sair sebeplere binaen haksız davanın müvekkili…. Belediyesi yönünden usul ve esastan reddini, her türlü yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya.. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Her ne kadar davacı tarafından davalılardan …. A.Ş tarafından diğer davalı…. Bakanlığı tarafından ihale edilen 18/04/2019 Tarih ve 2019/125317 İhale Kayıt Numaralı “Ardıçlı Mahallesi Toki Yaşam Alanı ve Meydan Düzenlemesi Yapım İşi” esnasında çıkan hafriyatın kendi işletmiş olduğu depolama sahasına dökmediği iddiasıyla eldeki davayı açmış ise de; Davacı ile davalı şirket arasında söz konusu alandan çıkan hafriyatın davacıya ait depo/sahaya döküleceğine ilişkin bir akdi ilişki olmadığı, T.C. ….Belediyesinin 04/01/2023 Tarihli müzekkere cevabında ifade edildiği üzere davacı ile davalı belediye arasında akdedilen 29/01/2013 Tarihli sözleşmenin (14/5) ve teknik/idari şartnamenin (22/5) maddeleri gereğince davacı tarafından yapılan herhangi bir müracaat ya da davalı şirketin sözleşme hükümlerine aykırı olarak hafriyat döktüğüne ilişkin herhangi bir tutanak da bulunmadığı, bir an için davalı şirketin ilgili mevzuat hükümlerine aykırı olarak hafriyat döktüğünün kabulü halinde dahi yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 26/11/2018 Tarih ve 2017/133 Esas-2018/6080 Karar sayılı ilamı ile T.C. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 09/04/2019 Tarih ve 2016/5907 Esas-2019/1278 Karar sayılı ilamında ifade edildiği üzere bu durumun Hafriyat toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği ve Çevre Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca ancak idari para cezasını gerektirdiği, davacının vermediği bir hizmetten dolayı davalıdan ücret isteme hakkı bulunmadığından davalı . … A.Ş yönüyle açılan davanın esastan reddine karar verilmiş, diğer davalılar ….i Bakanlığı, ….Belediye Başkanlığı ile … Belediye Başkanlığına açmış olduğu davalar açısından ise taraflar arasında akdedilen sözleşmenin (13) nolu maddesi gereğince davacının gelirleri tahsil edemediğinden bahisle Belediye’den bir talepte bulunamayacağının kararlaştırıldığı ve dahi söz konusu iddia edilen mevzuata aykırı hafriyat dökme eyleminin failinin davalı Bakanlık ile belediyeler olmadığı anlaşılmakla bu davalılara husumet yöneltilemeyeceğinden pasif husumet dava şartı yokluğundan her bir davalı yönünden ayrı ayrı usulden reddine karar verilmiştir.
KEŞİF VE TANIK DELİLİ AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE: davacı ile davalı .. … A.Ş arasında 18/04/2019 Tarih ve … İhale Kayıt Numaralı “Ardıçlı Mahallesi Toki Yaşam Alanı ve Meydan Düzenlemesi Yapım İşi” esnasında çıkan harfiyatın depolanması/imhasına ilişkin olarak Hafriyat Toprağı İnşaat ve Yıkıntı Atık Sözleşmesi bulunmaması ve yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 26/11/2018 Tarih ve 2017/133 Esas-2018/6080 Karar sayılı ilamı ile T.C. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 09/04/2019 Tarih ve 2016/5907 Esas-2019/1278 Karar sayılı ilamı emsal alınarak davacının 03/01/2022 Tarihli dilekçesinde bildirmiş olduğu tanığın dinlenmesinin ve mahallinde keşif icrasının yargılamaya bir etkisi olmayacağına kanaat edilmekle 6100 Sayılı Kanunun 30/1 maddesi gereğince usul ekonomisi ilkesi de nazara alınarak mahallinde keşif icrasına ve davacı tanığının dinlenmesine yer olmadığına karar verilerek yargılama neticelendirilmiştir.
KANUN YOLU AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE: Her ne kadar eldeki dava 10.000,00 TL üzerinden harçlandırılmak suretiyle açılmış ise de eldeki davanın belirsiz alacak davası olduğu ve yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 09/01/2017 Tarih ve 2016/796 Esas-2017/108 Karar sayılı ilamı ile 6100 Sayılı Kanunun 341/3 maddesi de nazara alınarak istinaf kanun yolu açık olmak üzere hüküm tesis edilmiş ve;
Davacının, davalılar . ….i Bakanlığı, …. Belediye Başkanlığı ile . …. Başkanlığına açmış olduğu davalarının 6100 sayılı HMK m. 114/1-d maddesi gereğince pasif husumet dava şartı yokluğundan her bir davalı yönünden AYRI AYRI USULDEN REDDİNE,
Davacının, davalı … … A.Ş yönüyle açmış olduğu davasının REDDİNE, ” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında hafriyatın depolanması hususunda bir sözleşme olup olmadığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığını, böyle bir sözleşme yapıldığı iddiasında da bulunulmadığını, davanın sözleşmeye aykırılık nedeniyle de açılmadığını, davaya konu olayda ihaleyi yapan TOKİ hafriyat üreticisi konumunda olduğunu, işin asıl sahibinin TOKİ olup, ihale ile yapım işini davalı şirkete vermiş olması TOKİ’yi işin dışında 3. Kişi konumuna sokmadığını, ihaleyi yapan TOKİ ve davalı belediyelerin, hiçbir denetleme yapmadan mevzuattan kaynaklı yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediğini denetlemeden, atık taşıma ve kabul belgesi düzenlenmeden TOKİ davalı şirkete hakedişlerini ödediğini, işi kabul ettiğini, dava konusu olayda da davalı şirketin mevzuata aykırı davranarak, davalı idarelerde mevzuat gereği yükümlülüklerine yerine getirmeyerek davacının zarara uğramasına neden olduğunu, tüm bu nedenlerle Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/07/2023 tarihli, .. Esas ve … Karar sayılı kararının kaldırılmasını, sonuçta davalarının kabulüne karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
…. Belediyesi Hafriyat Toprağı İnşaat ve Yıkıntı Atıkları Depolama Sahasını 2013 yılından beri işlettiğini, sözleşmenin 10 yıllık süreyi kapsadığını, Konya ili sınırları içerisinde faaliyet gösteren tüm özel ve resmi kurum kuruluşların inşaat yıkıntı ve atıklarını işletmesine getirmekle yükümlü olduğunu, ancak diğer davalılar tarafından yaptırılan işler ve faaliyetler sonucu çıkan hafriyat toprağının sahasına getirilmeyip yönetmeliğe ve mevzuata aykırı şekilde naklinin yapıldığını, bu nedenle zarara uğradığını, iddia etmektedir.
Altyapı malzemesi olarak geri dönüşümünün sağlanması için Aslım mevkiinde bulunan Hafriyat Toprağı ve İnşaat Yıkıntı Atıkları depolama sahası 10 yıl müddetle davacı…’a 31.12.2022 tarihine kadar kiralanmıştır. .. Belediyesi ile Davacı arasında Konya .. Noterliğinin29.01.2013 tarih ve .. yevmiye numarası İle de kira sözleşmesi akdedilmiştir.
Davacı taraf, davalı tarafın KİRA SÖZLEŞMESİNE AYKIRI DAVRANDIĞINDAN bahisle tazminat talep etmektedir.
Bu halde somut olayda davalı büyükşehir belediyesi ile dava arasında kira sözleşme ilişkisinin varlığının sabit olmasına göre,kira aktinin tarafı olmayan davalı meram belediyesinden de munzam zararın tazmini talebinin olmasına göre, davada asıl çözümlenmesi gereken ve tartışılması gereken hususun kira sözleşmesine aykırılık kapsamında bulunmasına, Davacının dayandığı vakıaya göre uyuşmazlığın, aralarındaki 29.01.2013 tarihli kira sözlemesindeki düzenlemelere ve kira hukukuna göre çözülmesi gerektiği anlaşıldığından HMK m. 4/1.a, 114/1.c ve 115/2 uyarınca mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı vermesi gerekirken, davaya bakması isabetsiz olup, görev kamu düzenine ilişkin hususlardan olup re’sen gözetilmesi gerektiğinden dolayı, su sebeple davacının istinafının kabulü ile kararın kaldırılarak mahkemesine gönderilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının HMK.nın 353/1-a.3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, gerekçede belirtilen eksiklikler giderilerek yeniden yargılama yapılması için HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, başvurma harcı dışında kalan, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf eden davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların İlk Derece Mahkemesi tarafından verilecek nihai kararda hüküm altına alınmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK m.353 uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.

29/12/2023

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.