Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/254 E. 2023/938 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 11/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 01/11/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …- …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 11/05/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:11/05/2023

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Daval … adına kayıtlı … plaka sayılı otobüsün müvekkili şirkete … nolu KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi (ZMMS) ile sigortalı olduğunu, 06.01.2017 tarihinde, davalının maliki olduğu B Belgesi bulunmayan, okul servisi vasıflarını taşımayan, kış lastiği ve zincir takılmamış otobüs; yeterli ehliyetnameye sahip olmayan, SRC Belgesi bulunmayan ve okul servisi şoförü vasıflarını taşımayan sürücü … sevk ve idaresinde D-715-02 Devlet Karayolu üzerinde … İli istikametinden … İli istikametine seyir halinde iken … İlçesi … Mahallesi mevkiinde 0+350 km’de; sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybederek otobüsün sola savrulup orta refüje çıkması, ön kısmı ile orta refüjde bulunan korkuluk demirlerine, fidanlara, elektrik direğine çarpması ve sağ yanı üzerine devrilmesi neticesinde tek taraflı, ölümlü-yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza mahallinde tanzim olunan 06.01.2017 tarihli Kaza Tespit Tutanağı ile; davalının maliki olduğu otobüs sürücüsü …’in 2918 s. KTK Md.52/1-b (Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak) ve 2918 s. KTK Md.31/1-a (Araçlarda; özelliklerine ve cinslerine göre, yönetmelikte nitelik ve nicelikleri belirtilen gereçlerin) hükümlerini ihlal etmesi sebebi ile tam ve ağır kusurlu olduğu ve davalının maliki olduğu otobüse; Araçların Yüklenmesine İlişkin Ölçü Ve Usuller İle Tartı Ve Boyut Ölçüm Toleransları Hakkında Yönetmelik Md.6/1-j ile işbu hüküm uyarınca Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından çıkarılan 27.11.2012 tarihli ve ‘Kış Lastiği’ konulu Genelge Md.1-b ve Md.2-a hükümlerine aykırı olarak kış lastiği ve/veya zincirin takılmadığı, lastiklerde (M+S) işaretinin bulunmadığı tespit olunduğunu, yukarıda arz-izah olunan, duruşma ve tahkikat esnasında ortaya çıkacak sebeplere binaen; davanın kabulü ile davalı-borçlunun Konya … İcra Müdürlüğü … E. sayılı takipteki itirazının iptali ile borçlu hakkında takibin devamına, davalının itiraz edilen kısmın %20’ sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve zorunlu arabuluculuk giderleri ile ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle zamanaşımı itirazlarını ârz ettiklerini, kaza tarihinin 06.01.2017 olduğunu, davaya konu ilamsız takip tarihinin 20.11.2019 ve iş bu davanın arabuluculuk başvuru tarihinin 18.03.2020 ve dava tarihinin 21.04.2020 olduğunu, öncelikle dava ve talep KTK uyarınca yasal 2 yıllık süre geçtikten ve itirazın iptali davası İİK uyarınca yasal 1 yıllık süre geçtikten sonra açıldığını, öncelikle bu itirazlarının karara bağlanmasını talep ettiklerini, davacı şirketin sigortalıların yaptığı ödeme ve içeriklerine ve hesaplarına ve rakamlarına kendi iç işleyişi uyarınca yapmış oldukları belirleme ve tespit ve işlemlere en geniş manada itiraz ettiklerini, davaya konu … plakalı aracın okul servisi olmadığını, bu konuda “olumsuzu ispat etmenin” beklenemeyeceğini, davacı bu iddiasında ısrarlı ise ispata çalışabileceğini, içindeki yolcuların çoğunluğunun üniversite öğrencileri olması sadece bir vakıa olduğunu, üniversite öğrencilerinin 20’li yaşlarda reşit insanlar olduğunu, ancak öğrenci olmayan vatandaşlar, … da ikamet edip … de çalışan “memur” “işçi” vb. Yolcular da ücreti mukabilinde taşındığını, dolayısı ile bu başlık altında ki tüm iddialar geçersiz ve hukuken dayanaksız olduğunu, tartışılması usul ekonomisi ilesine aykırı olacağını ve yargılama beyhude uzatılmış ve genişletilmiş olabileceğini, bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, İİK 67 gereğince haksız ve kötü niyetli icra takibi ve dava nedeniyle davacı tarafın % 20 tazminata mahkum edilmesine ve müvekkile verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücreti davacı üzerinde bırakılarak karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Mahkememizce yapılan araştırmalar neticesinde aracın gerekli yeterlilikte belgelerinin olduğu, aynı şekilde araç sürücüsünün de otobüsü kullanmaya yeterlilikte belgelerinin bulunduğu, aracın da okul servisi olmadığını anlaşılmıştır.
Kış lastiği veya zincir takılmamasının ise mahkememizce yapılan değerlendirmede yukarıda belirtilen sigortacının sigortalısına rücu edebileceği maddelerde yer almaması sebebiyle ve kanunlarda ve mer’ i mevzuatta yer almayan bir hakkın ve/veya rücu sebebinin ileri sürülemeyeceği kanaatine varıldığından; yukarıda özetlenen bilirkişi raporu da incelendiğinde kazada davacı sigorta şirketi tarafından sigortalanan … plakalı aracın %100 kusurlu olmasının ödenen bedelinin rücu edilmesini gerektiren sebepler bulunmadığı kanaatiyle; ispatlanamayan davanın reddine, ayrıca rücu sebeplerinin varlığı ancak yargılama sonucu anlaşılabileceğinden davacının haksız ve kötüniyetli olarak takip yaptığı ispatlanamadığından davalının şartları oluşmayan tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş ve ;
Davacının davasının REDDİNE,
Davalının şartları oluşmayan tazminat talebinin REDDİNE, ” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; Davaya konu kaza, davalının maliki olduğu ve üç lastiği kış lastiği olmayan ve zincir takılmamış otobüs; sürücü … sevk ve idaresinde D-715-02 Devlet Karayolu üzerinde … İli istikametinden … İli istikametine seyir halinde iken … İlçesi … Mahallesi mevkiinde 0+350 km’de; sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybederek otobüsün sola savrulup orta refüje çıkması, ön kısmı ile orta refüjde bulunan korkuluk demirlerine, fidanlara, elektrik direğine çarpması ve sağ yanı üzerine devrilmesi neticesinde meydana geldiğini, dosya kapsamında tanzim olunan 11.04.2021 tarihli bilirkişi raporunda yapılan tüm değerlendirmeler ve tespitler nazara alındığında davalının tam ve asli kusurunun ağır kusur mahiyeti taşıdığı, bu suretle sürücü …’in kazaya tam ve ağır kusuru ile sebebiyet verdiği dosya kapsamında tanzim olunan tek bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu, dava dilekçelerinde davalının maliki olduğu aracın okul servisi olarak kullanılmasına rağmen sürücü …’in Okul Servis Araçları Yönetmeliği Md.9 hükmü uyarınca okul servisi kullanabilmesi için gerekli vasıfları taşımadığı iddia olunduğunu, ancak mahkemece işbu iddiaları doğrultusunda herhangi bir araştırma yapılmadığını, sürücünün maddede belirtilen vasıfları taşıyıp taşımadığı hususu değerlendirilmeden tahkikatın sonlandırıldığını, huzurdaki davada, müvekkil şirket aleyhine ikame edilen maddi tazminat istemli davaların rücuan tazmini amacı ile ikame edildiğini ve davanın reddine karar verilmiş olup maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas … Karar sayılı kararın istinafen tetkiki ile kaldırılmasına ve davanın kabulü ile davalı borçluların Konya … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takipteki itirazının iptali ile borçlu hakkında takibin devamına, davalının itiraz edilen kısmın %20 sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline, şayet aksi kanaat mevcut ise, kararın davalı lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin 5 numaralı bendinin kaldırılmasına ve AAÜT md. 13/4 uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; davacı sigorta şirketleri rücu şartları oluşmamasına rağmen kötü niyetli bir şekilde müvekkil aleyhine icra takibi başlattığını, basiretli tacir konumunda olan sigorta şirketinin rücu şartlarının oluşmadığını bilmemesinin mümkün olmadığını, bu nedenle kötü niyet tazminatı hükmedilmesi gerekir iken taleplerinin reddine karar verildiğini, yerel mahkemenin 01/11/2022 tarihli 2 numaralı kararının tazminat talepleri yönünde kaldırılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, ZMM sigortacısı davacı tarafından, zarar gören üçüncü kişiye ödenen tazminatın rücuen kendi sigortalısına yönelik, “ağır kusur” ve aşağıda belirtilen sebeplerle rücu istemine ilişkindir.
Sigorta Genel Şartlarından Sigortanın, sigortalıya rücu hakkı ” B.4. Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortanın Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı maddesinde düzenlenmiş, ilgili madde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalıya rücu edebilir.
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
a) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,
b) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,
c) Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
ç) Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,
d) Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,
e) Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,
f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,
Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez.” denilerek, sigortacının sigortalıya rücu edebileceği durumlar belirlenmiştir. İlgili maddede sayılan rücu sebepleri birbirinden bağımsız sebepler olup, rücu sebeplerinden birinin bulunması halinde sigorta şirketi yapılan hasar ödemesinin rücuen tazminini sigortalısından talep edebilir.
Davacı tarafça, aşağıda denilecek ağır kusur sebebi dışında yukarıda altı çizili olarak (b) ve (ç) bentlerine dayalı rücu sebeplerinin bulunduğu savunulmuştur. Bu kapsamda;
Mahkemece yapılan araştırmalar, gelen bilgi ve sunulan belgeler neticesinde, aracın gerekli yeterlilikte belgelerinin olduğu, aynı şekilde araç sürücüsünün de otobüsü kullanmaya yeterlilikte belgelerinin bulunduğundan, (b) bendinde belirtilen yeterli ehliyetnameye sahip olmayan araç sürücusü şartının gerçekleşmediği gibi aracın da okul servisi olmamasının yanında fiilen bu nitelikte olsa dahi otobüsün yolcu taşımaya ruhsatlı araç olması nedeniyle yukarıda yazılı (c) bendindeki sebebin de gerçekleşmiş bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bunun dışında yukarıda (a) bendinde yazılı “ağır kusur” rücu sebebine yönelik ise;
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.a maddesinde; tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasdi bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise, sigortacının sigortalısına rücu edebileceği hüküm altına alınmıştır. Genel Şartların bu maddesinde “tam kusur” dan değil, “kasıt” veya “ağır kusur” dan söz edilmekte olup ağır kusur kavramının kasta yakın bir kusurun varlığını ifade ettiği kabul edilmektedir.
Bu itibarla, trafik tespit tutanağı ve alınan Karayolları heyet raporuna göre sabit olduğu üzere kazanın tek taraflı olarak sürücünün tamamen kusurundan ve kış lastikleri, zincir takılma kuralı ihlali nedeniyle davalının tam kusuru ile gerçekleşmiş bulunması, buna göre yukarıda belirtilen kasıt veya ağır kusur şartının gerçekleşmemiş bulunması, başkaca rücu sebepleri de iddia ve ispat edilmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. (Bkz. Kış lastiği ve zincir takılmamanın rücu kapsamında ağır kusur sayılmadığına dair YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2020/908 Esas, 2021/2985 KARAR sayılı ilamı)
-Davacının vekalet ücretine ilişkin itirazında;
Mahkemece verilen hüküm, davacı vekilince vekalet ücreti yönünden de istinaf edilmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13. Maddesinde;
(1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.
(3)Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.
(4) Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur” düzenlemesine yer verilmiştir.
Anlatılan ilke ve düzenlemeler kapsamında somut olayda; yukarıda zikredilen, “Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur” hükmü gereğince, açılan davanın para veya para ile değerlendirilen dava olması nedeniyle, davalı lehine belirlenen vekalet ücretinin maktu vekalet ücreti olması gerektiğinden, mahkemece nispit vekalet ücreti hesaplanması usul ve yasaya aykırı olduğundan, davacı itirazı yerinde bulunmamaktadır.
Bu sebeplerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile kararın bu yönden kaldırılarak yeniden hüküm tesisi gerekmiştir.
Davalının kötü niyet tazminat istinafında ise; İcra İflas Kanunu 67. Maddesinde, “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir” hükmüne göre, davacı alacaklının takipte kötü niyetli bulunmadığı, davanın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle, kötü niyet tazminat şartlarının dava dosyasında oluşmaması sebebiyle tazminat istemi yerinde değildir.
Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1-b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE,
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere KALDIRILMASI VE DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMAK suretiyle; (İnfazda tereddüt oluşmaması için itiraz edilmeyen ve kesinleşen kısımlar korunmak suretiyle)
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davalının şartları oluşmayan tazminat talebinin REDDİNE,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
3-Alınması gereken 179,90 TL karar harcının, peşin olarak alınan 3.450,93 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.271,03 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2019 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle taraf başına saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına).
5-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
8-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
9-Davalı tarafından alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
10-Davacı tarafından yapılan 220,70 TL istinaf başvuru gideri ile 36,00 TL tebligat ücreti olmak üzere toplam 256,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
11-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
12-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 361 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içinde temyiz yolu açık olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi.11/05/2023


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.