Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/2371 E. 2023/2339 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 07/11/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : Esas Karar
KARAR TARİHİ : 14/03/2023

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :1-
VEKİLİ : Av.
DAVALI :2-
VEKİLİ : Av. K
DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 07/11/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 08/11/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili şirketin sigortalıları olan …..şirketi ile …..Temizlik şirketinin Konya .. Sanayi Bölgesinde birlikte kiracı olarak faaliyet gösterdiklerini, bu bölgede sözleşme gereğince davalıların sorumluluğu altında güvenlik ve koruma hizmeti yapıldığını, müvekkili şirketin sigortalıları ile 07/06/2017 başlangıç tarihli paket sigorta poliçesi düzenlendiğini, 14/04/2018 tarihinde bu işyerlerinde hırsızlık olayı meydana geldiğini, sigortalıların başvuru üzerine alınan ekspertiz raporu ile müvekkili şirketin hırsızlık olayı nedeniyle sigortalılarına 79.726,00TL ödeme yaptığını, yapılan ödeme ile müvekkili şirketin halef hakkı olduğunu, davalıların güvenlik ve koruma sorumluluğunun olduğu yerde yapılan hırsızlık nedeniyle müvekkilinin yapmış olduğu ödemeden ve meydana gelen hasarlardan ilgili kanun ve yönetmelikler kapsamında davalılarının sorumlu olduğunu beyanla davanın kabulü ile müvekkilinin yapmış olduğu 79.726,00TL’nin ödeme tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….. şirketi vekili vermiş olduğu 30/06/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin sanayi bölgesindeki işyerlerinin birebir güvenliğini sağlamakla ilgili bir sorumluluğunun olmadığını, anılan sanayi bölgesinin 1.600.000 metre2 alana sahip olup birebir güvenlik hizmeti verilebilmesi için yüzlerce güvenlik görevlisinin görev alması gerektiğini bu durumun da söz konusu olmadığını, sanayi bölgesinde bulunan yüzlerce firmanın kendi iç güvenlik tedbirlerini kendilerinin aldığını, müvekkili şirkete böyle bir sorumluluk yüklenemeyeceğini davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı sigorta şirketinin yapmış olduğu ödemeye ilişkin düzenlenen ekspertiz raporunu da kabul etmediklerini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …..vekili vermiş olduğu 03/06/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin sanayi bölgesindeki iş yerlerinin birebir güvenliğini sağlamakla ilgili bir sorumluluğunun olmadığını, ilgili yönetmelik kapsamında da bu durumun açıkça belirtildiğini, davacının halef hakkı olduğu iddialarının da hırsızlık olayının oluşu ve mevzuatlara aykırı olduğunu, sanayi bölgesinde bulunan yüzlerce firmanın kendi iç güvenlik tedbirlerini kendilerinin aldığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı sigorta şirketinin yapmış olduğu ödemeye ilişkin düzenlenen ekspertiz raporunu da kabul etmediklerini, hırsızlık olayı ile ilgili tutulan tutanaklarda davalının ödeme yapmış olduğu firmaların beyanlarında 150.000,00TL zararlarının olduğunu ancak yapılan ödemeyi kabul ettiklerini bu durumun da zararın ne kadar olduğunun belirsiz olduğunun ispatı olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; “Yukarıda yapılan açıklamalar, amir kanun hükümleri, bilirkişi raporları, Yüksek Mahkeme içtihatları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı ile dava dışı sigortalı arasında “İşyerim Paket Sigortası Poliçesi” akdedildiği, sigortalının işyerinde meydana gelen hırsızlık olayı neticesinde meydana gelen zararın davacı tarafından karşılandığı ve davalılara rücusu için eldeki davanın açıldığı, 06/09/2022 Tarihli Kök Bilirkişi heyet raporu ile 06/01/2023 tarihli Ek Bilirkişi heyet raporu da nazara alındığında dava dışı sigortalının gerçek zarar miktarının 79.726,00 TL olduğu ve ;
-Davalı …..i Ldt. Şti’nin Hırsızlık olayına karışan aracın bölge içerisine giriş-çıkış gün ve saatleri ile ilgili kayıtların olmaması, olayın hafta sonu meydana gelmesine rağmen olaya karışan aracın bölge içerisinde rahatlıkla gezinebilmesi, hırsızlık olayının yaklaşık 2 saat süre zarfında meydana gelmesine rağmen durumun fark edilmemesi, hırsızlık olayı sırasında ve devamında devriye aracı veya çıkış noktasında görev alan görevliler tarafından aracın durumu ile ilgili olarak şüphe duyulmaması ve aracın kontrol edilmemesi, Organize Sanayi Bölgesinin giriş-çıkış kapılarında, giriş-çıkış yapan araçların kayıtlarının bulunmaması ayrıca giriş-çıkışlarda plaka tanımaya yardımcı olan güvenlik kamera kayıtlarının bulunmaması, bu hususlar hakkında Güvenlik Şirketinin denetim görevini yerine getirmek sureti ile durum hakkında Organize Sanayi Bölge Müdürlüğünü bilgilendirmemesi sebepleriyle zararın meydana gelmesinde %50 oranında kusurlu olduğu, kusuru nazara alındığında rücu edilebilecek zarar miktarının 39.863,00 TL olduğu,
-Davalı …… hizmeti alınan alanın büyüklüğü nazara alınarak vardiya sırasında 20 adet güvenlik personeli ve devriye gezen iki araç ile korunmasının mümkün olmayacağı, bu durumun hizmet alımı esnasında Konya Organize Sanayi Bölge Müdürlüğünce değerlendirilmesi gerektiği bu sebeplerle %25 oranında kusurlu olduğu, kusuru nazara alındığında rücu edilebilecek zarar miktarının 19.931,50 TL olduğu,
-Dava dışı sigortalının ise hırsızlık olayının meydana geldiği işyeri bahçe kapısının açık olması sebebiyle hırsızlık olayına karışan aracın rahatlıkla giriş yapabilmesi, işyeri kapsıında tek göbek kilidi ile kilitlenmiş olması, ektra kilit önlemi alınmaması, olay yerine bağlı alarm sisteminin, iş yeri kapısını gösterecek şekilde hırsızların kimlik tespitini kolaylaştırıcı ve araç plakasını okumaya yetecek çözünürlükte kamera bulunmaması sebebiyle kusurlarının bulunduğu, kusuru nazara alındığında zarar miktarının 19.931,50 TL olduğunun rapor edildiği anlaşılmakla davacının davasının kısmen kabulü ile 39.863,00 TL’nin 18/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı …… Ltd. Şti’den,19.931,50 TL’nin 18/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı ….. Müdürlüğünden tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir. Tarafların tacir olması sebebiyle hükmolunan alacağa avans faizi işletilmesine karar verilmiş ve yine yukarıda detayı verilen T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi .. Hukuk Dairesinin 03/12/2019 Tarih ve… Esas-…Karar sayılı ilamı da emsal alınarak faiz başlangıç tarihi davacı tarafından dava dışı sigortalıya ödemenin yapıldığı 18/06/2018 tarihi kabul edilmiştir.
HER NE KADAR DAVACI ZARARIN DAVALILARDAN MÜŞTEREKEN VE MÜTESELSİLEN TAHSİLİNİ TALEP ETMİŞ İSE DE yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay .. Hukuk Dairesinin 17/06/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında ifade edildiği üzere rücu davalarında teselsülün mümkün olmaması ve sorumluların kusurları oranında zararın rücu edilebileceği anlaşılmakla her bir davalı yönünden rücu edilebilecek miktarlar kusurları oranında ayrı ayrı olarak hesaplanmış ve Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir. ” şeklinde davacının davasının kısmen kabulü ile; 39.863,00 TL’nin 18/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı ….. Ticaret Ltd. Şti’den tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,19.931,50 TL’nin 18/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı Konya …… Müdürlüğünden tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kararda rücuan tazminat davalarında teselsül olmayacağı emsal 4.HD 2021/9699 E.2021/3268 K.sayı ve 17.6.2021 tarihli kararı emsal gösterilmek sureti ile müteselsil sorumluluğun olmayacağı, her bir davalının kusuru oranında sorumlu olacağı gerekçesi ile tesis edildiğini ancak bu gerekçenin TBK’nın sorumluluk nevi ve sorumluluk hükümlerine aykırı olduğunu, tarafların zarar görenin yerine halef olan müvekkiline karşı tıpkı zarar görene olduğu gibi müteselsilen sorumlu olduklarını, davalı …nin öncelikle adam çalıştıran olarak TBK 66 md uyarınca kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince sorumlu olduğunu, davalıların kusurları toplamı üzerinden (ki somut olayda karara mesnet bilirkişi raporu ile davalı .. için tespit olunan %25, diğer davalı için tespit olunan %50 toplamı olan %75 kusur nispeti üzerinden zararın davalıların müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerektiğini, kişinin bedelini ödediği güvenlik hizmeti için kendisinin hırsızlığa karşı tekrar sistem kurmadığından bahisle kusurlu olduğu tespitinin hayatın olağan akışına aykırı bir durum olduğunu, davalı ….’nin 4562 s. … ve Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği uyarınca bölgenin güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğunu katılımcı işyerinde meydana gelen zararlardan birden çok hukuki sebebe dayalı olarak sorumlu olduğunu, davalıların hırsızlık olayını takiben sigortalı tarafından bildirim yapılmasına rağmen hırsızların yakalanması amacıyla gerekli dikkat ve özenin gösterilmemesi nedeniyle de sorumlu olduklarını beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Konya …….. vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin 23/11/2021 tarihli ara kararında belirtilen çerçeveye uygun inceleme yapılmadan hatalı raporlara dayalı olarak hüküm kurulmasının esas ve usul yönünden hatalı olduğunu, hükme esas alınan kök ve ek raporlarda müvekkilinin savunma özetine dahi raporda yer verilmediğini, sigorta poliçesinde yer alan hırsızlık klozundaki hükme yer verilmeden ve istinaf mahkemesi kararının gerekçesinde izah edildiği gibi dava dışı sigortalı şirkete poliçe ile yüklenen yükümlülüklerin yerine getirilmediğini, bu nedenle tazminat ödeme ve rücu şartlarının oluşmayacağının gözetilmeden poliçe hükümlerinin tam olarak irdelenmeden rapor tanzim edilmesi ile hatalı raporun hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, dava dışı sigortalının hırsızlık olayından sonraki davranışlarının da “işletmesinin güvenliğini kendisinin sağlaması gerektiği, …’nin sorumlu olmadığı” hususlarını bildiğine delalet ettiğini, ayrıca hükmedilen miktar için 18/06/2018 tarihinden itibaren ticari avans faize hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin dava öncesi temerrüdünün söz konusu olmadığını beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
İDM CE DAİREMİZCE VERİLEN KALDIRMA KARARI DOĞRULTUSUNDA İŞLEM YAPILMASINA
BU BAĞLAMDA
Dava, Sigorta sözleşmesine dayalı rücuen alacak istemine ilişkindir. Davacı, sigortalısının halefi olarak işbu davayı açmıştır. Sigorta şirketi ancak sigorta poliçesi hükümleri çerçevesinde ödeme yapmakla yükümlü olduğu tazminatı ödedikten sonra bunu 6102 sayılı TTK’nın 1472. Maddesi (6762 sayılı TTK madde 1301) gereğince rizikonun gerçekleşmesine neden olan kimseye rücu edebilir. Bunun dışında poliçede teminat dışında kalan hallerde yapılan ödemelerden dolayı sigortacının rücu davası açması mümkün değildir.
Somut olayda hükme esas alına bilirkişi raporu hüküm vermeye elverişli nitelikte değildir.
Davacı tarafça …… ilişkin taraflar arasında akdedilen sözleşme ile; davalıların ayrı-ayrı sorumluluklarının kapsamı, davalı …..’nin asli sorumluluğu ve gözetim denetim yükümlülüğü baki kalmak şartı ile diğer davalı …Ltd. Şti.’ne sözleşme ile devredilen güvenlik hizmetleri ve davalı ….nin denetim ve gözetim yükümlülüğü açıkça kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Özel güvenlik hizmet sözleşmesi ve poliçenin ilgili hükümleri çerçevesinde, dava dışı sigortalı ile davalı özel güvenlik şirketinin güvenlik tedbirlerinin alınması ve sözleşmeden ve poliçeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirip getirmedikleri, dolayısıyla davaya konu hırsızlık olayının meydana gelmesinde tarafların kusur oranları ve olayın poliçe teminatı kapsamında olup olmadığı konularında yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Eksik incelemeye dayalı karar verilemez.

Bu durumda mahkemece; öncelikle, davalıların yetki ve sorunluluklarının kapsamının tayini maksadı ile özel güvenlik hizmetlerine ilişkin sözleşmenin Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü’nden celbedilerek, davacının ödemesinin dayanağı olan işyerim paket sigorta poliçesi ve bu poliçede sigortalıya yüklenen yükümlülük bulunup bulunmadığının saptanması; bundan sonra, gerekiyorsa mahallinde konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyeti ile keşif yapılarak, davacının sigortalısına şahsi olarak güvenlik önlemi alma konusunda poliçeyle yüklenen yükümlülük bulunup bulunmadığı hususu da gözetilmek,ayrıca ..uygulama yönetmeliği hükümleri de değerlendirilmek suretiyle davalının hırsızlık olayının gerçekleşmesindeki kusur oranının belirlenmesi konularında ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; eksik incelemeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
GEREKÇESİYLE KALDIRMA YAPILMIŞTIR.
KALDIRMA SONRASI YAPILAN KEŞİF VE BİLGİ BELGELERE GÖRE
HER İKİ TARAFIN KUSURA,OLUŞA ,SORUMLULUĞA İLİŞKİN
Hırsızlık olayına karışan aracın bölge içerisine giriş-çıkış gün ve saatleri ile ilgili kayıtların olmaması, olayın hafta sonu meydana gelmesine rağmen olaya karışan aracın bölge içerisinde rahatlıkla gezinebilmesi, hırsızlık olayının yaklaşık 2 saat süre zarfında meydana gelmesine rağmen durumun fark edilmemesi, hırsızlık olayı sırasında ve devamında devriye aracı veya çıkış noktasında görev alan görevliler tarafından aracın durumu ile ilgili olarak şüphe duyulmaması ve aracın kontrol edilmemesi, hırsızlık olayına karışan şahısların kimlik tespitin yapmayı kolaylaştıracak çözünürlüğü yüksek kamera kayıtlarının bulunmaması, demir kapı göbek kilidi haricinden güvenliği artıracak şekilde ekstra bir kilit aksamının olmaması, hırsızlığın meydana geldiği iş yerinde güvenlik kamerası, güvenlik alarmı ya da iş yeri güvenliği için ayrıca bir görevli bulundurulmamasının güvenlik zafiyetine sebebiyet verdiği, Güvenlik hizmeti alınan alanın büyüklüğü nazara alınarak vardiya sırasında 20 adet güvenlik personeli ve devriye gezen iki araç ile korunmasının mümkün olmayacağı, bu durumun hizmet alımı esnasında Konya Organize Sanayi Bölge Müdürlüğünce değerlendirilmesi gerektiği, Organize Sanayi Bölgesinin giriş-çıkış kapılarında, giriş-çıkış yapan araçların kayıtlarının bulunmaması ayrıca giriş-çıkışlarda plaka tanımaya yardımcı olan güvenlik kamera kayıtlarının bulunmaması, bu hususlar hakkında Güvenlik Şirketinin denetim görevini yerine getirmek sureti ile durum hakkında Organize Sanayi Bölge Müdürlüğünü bilgilendirmemesi, dava dışı sigortalı açısından ise hırsızlık olayının meydana geldiği işyeri bahçe kapısının açık olması sebebiyle hırsızlık olayına karışan aracın rahatlıkla giriş yapabilmesi, işyeri kapsıında tek göbek kilidi ile kilitlenmiş olması, ektra kilit önlemi alınmaması, olay yerine bağlı alarma sisteminin, iş yeri kapısını gösterecek şekilde hırsızların kimlik tespitini kolaylaştırıcı ve araç plakasını okumaya yetecek çözünürlükte kamera bulunmaması sebebiyle kusurlarının bulunduğu, taraflara izafe edilen kusurlu eylemler nazara alındığında davalı …. Ltd. Şti’nin kusur oranının %50 olduğu, …… kusur oranının %25 olduğu ve dava dışı sigortalının kusur oranının %25 olduğu, dava sebebiyle meydana gelen gerçek zarar miktarının 79.726,00 TL olduğu, tarafların kusur oranları çerçevesinde davalı …. Ltd. Şti’nin sorumlu olduğu miktarın 39.863,00 TL, ……sorumlu olduğu miktarın 19.931,50 TL ve dava dışı sigortalının sorumlu olduğu miktarın ise 19.931,50 TL olduğu, Konya Organize Sanayi Bölgesinin Uygulama Yönetmeliğinin 20. Maddesi gereğince güvenlik üzerine gerekli tesisi yaptığı, 23/h maddesi gereğince Güvenlik Hizmeti Kurulu yaptığı, 70/1 maddesi gereğince güvenliği sağlamak amacıyla Özel Güvenlik Birimi Kuruluşu yaptığı lakin 70/3 maddesi gereğince alanın büyüklüğü nazara alınarak istihdam edilen personel ile güvenlik hizmetinin sağlanmasının mümkün olmaması sebebiyle %25 oranında kusurlu olduğu, dava dışı sigortalının ise hırsızlık olayının meydana geldiği işyerinde yapılan keşifte olayın meydana geldiği yerin müstakil bir iş yeri olmadığı, müstakil bir işyerinin arkasında ortadan kapatmak ve bölmek suretiyle oluşturulan yer olması, etrafının çevrili olmaması, sadece kilit aksamı haricinde bir güvenlik önlemi almaması sebebiyle %25 oranında kusurlu olduğuna ilişkin raporun dosya kapsamına uygun olmasına göre itiraz yersizdir
Davacının müteselsilen tahsil istemi istinafı
Eldeki dava, rücuen tazminat istemine ilişkin olup, tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur. Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur. Yani, rücu davalarında kural, kişilerin kusurları oranında sorumlu tutulmalarıdır. Buna göre, davacı, davalıların kusuru oranında ödediği miktarın tazminini isteme hakkına haiz olup,ödemede bulunan kişiye karşı bu kişinin zarar görenin haklarına halef olarak dava açması nedeniyle birlikte sorumludurlar.Ödemede bulunan aracın işleteni de haksız eylem sorumlusu olarak zarar görenin zararını karşılamışsa bunu rücu imkanına sahiptir. rücu davalarında teselsülün mümkün olmaması ve sorumluların kusurları oranında zararın rücu edilebileceği anlaşılmakla her bir davalı yönünden rücu edilebilecek miktarlar kusurları oranında ayrı ayrı olarak hesaplanması doğrudur.itiraz yersizdir
Bu halde, Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak,
Davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekili ile davalı . ….. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
1-Davacı taraftan alınması gereken 269,85 TL harcın peşin alınan 340,38 TL harçtan mahsubu ile fazla 70,53 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davalı ……tarafından alınması gereken 1.631,52 TL harçtan peşin alınan 340,38 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.291,14 TL harcın bu davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 08/11/2023

Başkan Üye Üye Katip

E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.