Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/228 E. 2023/347 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 27/02/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 17/11/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : 1- … …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 27/02/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 28/02/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili … tarihli dilekçesiyle; davacının … plakalı … model … marka aracı ile seyir halindeyken trafik akışının ters yönünden gelen davalı …’nın, … plakalı aracı ile çarpışarak trafik kazası meydana geldiğini, yaşanan bu kazada davacının aracının ön kısmında hasar oluştuğu ve araçta büyük bir değer kaybı meydana geldiğini, kaza sonrasında davacının davalı …’ya polis çağrılmasının gerektiğini beyan ettiğini ancak davalının polisin ceza yazacağını söyleyerek olay yerini terk ettiğini, davalının olay yerini terk etmesi sonrasında davacının polisi aradığını, olay yerine gelen trafik polislerinin inceleme yaptığını ve kaza tespit tutanağı tuttuğunu, sonrasında davacının … Polis Merkezi Amirliği’ne giderek davaya konu vakıaya ilişkin ifade verdiğini, davacının kaza sebebiyle aracında meydana gelen hasarın giderilmesi için yetkili servise gittiğini, onarım sonucunda 1.500,00 TL masraf fatura edildiğini ve bedelin davacı tarafından ödendiğini, davalı …’ya ait … plakalı aracın davalı sigorta şirketince sigortalı olduğunu, araçta yapılan masraf ve araçta meydana gelen değer kaybının davalı sigorta şirketine ihtar edildiğini ancak sigorta şirketince talebin karşılanmayacağının bildirildiğini, dava konusu olayda davalı … ve davalı … A.Ş.’nin davacının uğramış olduğu zarardan müteselsil olarak sorumlu olduğunu, dava açılmadan evvel arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını beyan ederek fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla davacının aracında meydana gelen değer kaybının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte şimdilik 20.000,00 TL değer kaybının ve fatura tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 1.500,00 TL hasar bedelinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … A.Ş. vekilinin … tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının dava konusunun tamamen açık şekilde belirli olduğunu iddia etmesine rağmen belirsiz alacak davası olarak açmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve bakiye poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili tarafından sigortalı olduğunu, davacıya ait aracın davaya konu kazadan daha öncesinde bir kazaya karışıp karışmadığının ve aynı bölgeye hasar almış olup olmadığının ayrıca 165.000 km’nin üzerinde olup olmadığının tespitini talep ettiklerini, kaza nedeniyle sigortalı veya … sigortacısı tarafından zarar görene bakiye ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun tespitinin gerektiğini, dosyaya bakiye ödeme ve onarıma ilişkin herhangi bir fatura sunulmadığını, beyan ederek zamanaşımına uğramış davanın reddine, zarar meblağının belirlendiği iddia edilmesine rağmen belirsiz alacak davası açıldığı müşahede edildiğinden davanın usulden reddine, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davanın sigortalı aracın kusursuzluğu nedeniyle reddine, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, değer kaybı ve hasar tazminatı taleplerinin esastan reddine, ret taleplerinin kabul edilmemesi halinde; kabul anlamına gelmemek kaydı ile, araç hasarı ve değer kaybı yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına ve tarafların kusur durumu ile bakiye teminat limiti gözetilerek hüküm kurulmasına, talebin kabulü halinde, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan …’nın tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; … tarihinde meydana gelen kazaya ilişkin olarak … plakalı aracı ile … Mah. … Sokağa dönüş yaptığı esnada … plakalı aracın durur vaziyette olduğu halde aniden hareket ederek aracının sol arka kısmına kasıtlı olarak çarparak … Çevre yolu üzerine çıkış yaptığını gördüğünü, korna yaparak aracından aşağıya indiğini davacı ile konuşmaya çalıştığını ancak davacının kendisiyle hiçbir şekilde muhatap olmadığını, karşı tarafın aracına bakarak araçta hasarın önemli bir hasar olmadığını düşündüğünü ve davacının da kendisini dikkate almaması sebebi ile ayrıca sağlık çalışanı kardeşinin o gün nöbeti bulunması ve aracı ona teslim etmesi gerektiğinden dolayı olay yerinden ayrıldığını, sonrasında … Emniyet Müdürlüğünü arayarak durumu anlattığını ve emniyet müdürlüğüne kendisinin giderek orada ifadesinin alınması ile … İlçe Emniyet Müdürlüğü ile iletişime geçilerek hastane bahçesinde bulunan … plakalı aracın incelendiğini bununla ilgili polis memurları tarafından tutanak tutulduğu ve aracın fotoğraflarının çekildiğini, olaya ilişkin Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma ve … karar sayılı dosyasının takipsizlik kararı verildiğini, hasarın kendi aracında sol arka ve tampon kısmında mevcut olduğunu, davacının kendisinin aracına kasıtlı olarak çarptığını, davacının dava dilekçesinde beyan ettiği polis ceza yazar şeklindeki ifadeyi kullanmadığını, yaşanan kazada kusurunun bulunmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının … plakalı … model … marka aracı ile seyir halindeyken trafik akışının ters yönünden gelen davalı …’nın, … plakalı aracı ile çarpışarak trafik kazası meydana geldiğini, yaşanan bu kazada davacının aracının ön kısmında hasar oluştuğu ve araçta büyük bir değer kaybı meydana geldiğini, kaza sonrasında davacının davalı …’ya polis çağrılmasının gerektiğini beyan ettiğini ancak davalının polisin ceza yazacağını söyleyerek olay yerini terk ettiğini, davalının olay yerini terk etmesi sonrasında davacının polisi aradığını, olay yerine gelen trafik polislerinin inceleme yaptığını ve kaza tespit tutanağı tuttuğunu, sonrasında davacının … Polis Merkezi Amirliği’ne giderek davaya konu vakıaya ilişkin ifade verdiğini, davacının kaza sebebiyle aracında meydana gelen hasarın giderilmesi için yetkili servise gittiğini, onarım sonucunda 1.500,00 TL masraf fatura edildiğini ve bedelin davacı tarafından ödendiğini, davalı …’ya ait … plakalı aracın davalı sigorta şirketince sigortalı olduğunu, araçta yapılan masraf ve araçta meydana gelen değer kaybının davalı sigorta şirketine ihtar edildiğini ancak sigorta şirketince talebin karşılanmayacağının bildirildiğini, dava konusu olayda davalı … ve davalı … A.Ş.’nin davacının uğramış olduğu zarardan müteselsil olarak sorumlu olduğunu, dava açılmadan evvel arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını beyan ederek fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla davacının aracında meydana gelen değer kaybının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte şimdilik 20.000,00 TL değer kaybının ve fatura tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 1.500,00 TL hasar bedelinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmekle, konunun 6098 sayılı TBK.nun 49.ve devam eden maddelerinde ve KTK. 85.vd.eden maddelerinde düzenlendiği, TBK’nun 49/1. maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde, TBK’nun 51/1. maddesinde;”Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” şeklinde, KTK.85/1.maddesinde;”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklinde, KTK. 86/1.maddesinde;”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” şeklinde, KTK.91/1.maddesinde; “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde, KTK.92.maddesinde(6704 S.K. 4. Mad. İle değişiklik öncesi);” Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,f) Manevi tazminata ilişkin talepler.” şeklinde, KTK’nun 97.maddesinde(6704 S.K. 5. Mad. İle değişiklik öncesi);”Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” şeklinde, KTK’nun 99.maddesinde(6704 S.K. 6. Mad. İle değişiklik öncesi);” Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” şeklinde düzenlemeler yapıldığı görülmüştür.
Dosya incelendiğinde davacının … tarihinde meydana gelen trafik kazasında aracın hasara uğradığı ve bu kaza nedeniyle değer kaybı oluştuğu iddiasıyla mahkememizde dava açtığı görülerek dosya içerisinde gerekli evraklar temin edilmiş, ve kusurun kime ait olduğunun ve bu kusur neticesinde ne kadar zararın ve değer kaybının meydana geldiğinin tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, ve neticede alınan bilirkişi raporunun hukuka ve miktar bakımından da gerçeğe uygun olduğu dikkate alınarak bilirkişi raporu doğrultusunda tespit edilen değer kaybına ve hasara ilişkin tazminat miktarları aşağıdaki gibi belirlenmiştir.
Davacının davasının KABULÜ ile;
… tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklanan davacının uğramış olduğu Değer Kaybına ilişkin 20.000,00 TL’nin ödemede tekerrüre esas olmamak kaydıyla ve davalı sigorta şirketinin limitleri ile sınırlı olmak ile beraber davalı … açısından kaza tarihi olan … tarihinden itibaren diğer davalı sigorta şirketinin temerrüte düştüğü tarih olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
… tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklanan davacının uğramış olduğu Maddi Hasar Kaybına ilişkin 1.500,00 TL’nin ödemede tekerrüre esas olmamak kaydıyla ve davalı sigorta şirketinin limitleri ile sınırlı olmak ile beraber davalı … açısından kaza tarihi olan … tarihinden itibaren diğer davalı sigorta şirketinin temerrüte düştüğü tarih olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … A.Ş. vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; zarar gören araçtaki somut maddi faturalı hasarın 1.500,00 TL iken fahiş, temelsiz ve denetlenebilirlik kriterinden uzak bir rapor ile 20.000,00 TL değer kaybı üzerinden tespit yapılmasının haksız, temelsiz ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu raporun hükme esas alınmasının kabul edilemez olduğunu, dosyaya ibraz edilen raporda tespit edilen değer kaybı meblağının hesaplamasına dair araştırmanın nereden yapıldığına dair hiçbir dayanak gösterilmediğini ve tamamen öznel nitelikte bir değer kaybı değerlendirmesi yapıldığını, huzurdaki dosyada gerçekleştirilen tek uzmanla kusur ve zarar belirleme uygulamasının 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanununun ilgili maddelerini ilga eden 15/07/2018 tarih, 4 sayılı “Bakanlıklara bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi”ne aykırı olduğunu, müvekkili şirkete sigortalı aracın %100 kusurlu olduğu yönündeki gerekçesiz tespiti kabul etmediklerini, dosyanın kusur ve zarar tespiti için Bakanlıklara bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 23. maddesi kökleşmiş içtihatlar gereğince Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine, aksi halde müvekkili şirket lehine yeni bir hüküm kurulmasına, masraf ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; söz konusu davaya ilişkin trafik kazasında kaza tespit tutanağında davaya konu kazaya ilişkin kusur tespitinin yapılmadığını, söz konusu bu konuda yasal görüş belirtmeye ehil emniyet mensupları tarafından dahi görüş belirtilmez iken itiraza konu kararda hükme esas alınan bilirkişi raporunda kusur konusunda ehil olmayan bilirkişi tarafından kusur tespiti yapıldığının görüldüğünü, taraflarınca kusurun tespitine ilişkin keşif talebinde bulunulmuş olsa da yargılama sırasında bu taleplerinin dikkate alınmadığını, dosyanın kusur yönünden tam olarak aydınlatılması gerekir iken bu hususun eksik bırakıldığını, davacının, aracına kasten çarparak zarar verdiğini, bu hususun mahkemede tartışılmadığını, dosya kapsamında sunulmuş olan taraf beyanlarına bakıldığında açık bir uyumsuzluk olduğu görülmekte olup taraflara eşit kuru verilmesi gerekir iken şahsı aleyhine tam kusur verilmesinin Yargıtay yerleşik içtihatlarına aykırı olduğunu, kusur ayrı bir uzmanlık alanı olduğundan incelemeyi yapan bilirkişinin kusura ilişkin uzmanlığı bulunmadığını, tespite konu aracın kaza zamanı değil güncel değerinin tespit edildiğini, davaya konu kazanın … tarihinde olmuş olması sebebiyle rizikoya konu aracın kazadan bir gün önceki ve bir gün sonraki rayiç değerinin tespiti gerektiğini, hükme esas alınan raporun denetime açık olmadığını, bilirkişi raporunda Yargıtayın öngörmüş olduğu piyasa araştırmasının yapılmadığını, hasarın boyutu ile değer kaybı arasında orantısızlığın söz konusu olduğunu, rizikoya konu aracın değer kaybının hesaplanmasında aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak reel değer kaybının hesaplanması gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun kendi içinde çeliştiğini, raporun içeriğinde plastik aksamın değer kaybına yol açmayacağı ifade edilirken sonuç kısmında fahiş miktarda değer kaybı tespiti yapıldığını, davacının söz konusu tutarı öncelikle teminat limitleri dahilinde, aracının sigortacısı olan davalı … A.Ş.’den talep etmesi gerektiğini, bunun yanında … A.Ş.’nin yazılı izni olmadan ödeme yapmasının ilgili mevzuat kapsamında hukuken mümkün olmadığını, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine, yukarıda açıklanan usuli eksiklikler söz konusu olduğundan tahkikat aşamasında geri dönülmesine, keşif ve duruşma günü verilmesine, aksi halde şahsı lehine yeni bir hüküm kurulmasına, dava masraflarının karşı tarafa üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava; maddi hasarlı trafik kazası nedeni ile hasar ve araçtaki değer kaybı nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
1-Kusur ilişkin itirazın incelenmesinde:
Olaya ilişkin tutulan kaza tespit tutanağında davalı sürücünün olay yerini terk ettiği tutanakta kusur tespiti yapılmadığı .Mahkemece alınan raporun olaya ve oluşa uygun olduğu davalı sürücünün olay yerini terki ile dosyada ki savunmaları dikkate alındığında %100 kusurlu olduğu kanaatine varılmış olup rapor hüküm kurmaya yeterlidir. İtirazın reddi gerekmiştir.
2-Rapora ilişkin itirazın incelenmesinde:
Raporun bilirkişi listesinde yer alan uzman bilirkişisinden alındığı raporda usul ve yasaya aykırılık olmadığı anlaşılmakla itirazın reddi gerekmiştir.
3-Değer kaybına yönelik itiraz yönünden:
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Genel Şart Kapsamındaki Teminat Türleri A-5.maddesinde, maddi zararlarında sigorta teminatı kapsamında olduğu belirtilmiş ve maddi zararın “Hak sahibinin kaza tarihi itibariyle bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır. Sigortalının sorumlu olduğu araç kazalarında değer kaybı, talep edilmesi halinde ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından tespit edilir. Değer kaybının tespiti bu Genel Şart ekinde yer alan esaslara göre yapılır.” Şeklindeki düzenleme ile trafik kazası sonucu zarar gören üçüncü kişiye ait araçta meydana gelen hasar bedeli ve değer kaybına ilişkin zararların, genel şartların ekindeki hesaplama yöntemine ilişkin çizelgeye göre eksper tarafından belirleneceği belirtilmiştir. Genel şartlar Ek-1 de değer kaybının belirlenmesine ilişkin çizelge ve teminatı dışında kalan bazı haller belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sigorta sözleşmesinin ayrılmaz eki niteliğinde olan genel şartlarda yapılan düzenlemelerin zarar gören üçüncü şahıslar yönünden bağlayıcı olup olmadığı hususuna ilişkindir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda 91 ila 101.maddeler arasında düzenlenmiştir. Motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracın işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belirli limitlere kadar karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türüdür.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, (Trafik Sigortası) 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. Maddesinde; “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. Bu madde gereğince ZMSS yapılması yasal bir zorunluluk olmakla birlikte bu tür sigorta sözleşmeleri, sigorta ettiren ile sigortacı arasında karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamaları ile kurulur ve bir sigorta poliçesine bağlanır.Yoksa yasa gereği kendiliğinden oluşan bir sigorta türü değildir. (Işıl Ulaş Uygulamalı Sigorta Hukuk) “KTK’nın 93. maddesinde; (Değişik:17/10/1996-4199/34 md) Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları, teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır.” hükmü mevcuttur.
Sigorta şirketlerinin sigorta sözleşmeleri kapsamındaki sorumlulukları sigorta poliçelerinin ayrılmaz parçası olan genel şartlarda düzenlenmiştir.
Genel Şartlar: Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından her sigorta branşı için hazırlanmış olan ve sigorta şirketlerinin bunun aksine hareket edemeyecekleri, teminatın kapsamı, istisna edilen haller, hasar prosedürü, sigortalının görev ve yükümlülükleri, anlaşmazlık halinde uygulanabilecek hükümler, prim ödemesi, rücu durumu gibi sigorta sözleşmesinin esaslarını belirten koşullardır.
Genel açıklamalar bu şekilde olmakla birlikte KTK’nun tazminatın azaltılması veya kaldırılması sonucunu doğuran haller: başlıklı 95.maddesinde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” hükmüne göre; Karayolları Trafik Kanununda düzenlenmeyen, sigortacının zarar görenlere karşı ileri süremediği tazminatın kaldırılması veya miktarının azaltılmasını gerektiren hallerde, ancak sigortalısına rücu edebileceği düzenlenmiştir. Yani sigorta şirketi KTK’nun da düzenlenmeyen teminat kapsamında olmayan halleri ve rücu koşullarının varlığını zarara uğrayan kişilere karşı ileri süremez, koşullarının varlığı halinde sigorta sözleşmesinin eki olan genel şartlarda düzenlenmiş teminat dışı haller ve rücu halleri mevcut ise sadece sigorta sözleşmesinin tarafı olan akidi sigortalıya rücu edebilir.
Trafik kazaları dayanağını 2918 sayılı KTK’dan alan haksız fiil niteliğinde olaylardır. Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde etken olan hususlarda olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekir.
Bu kapsamda davalı vekilinin mahkemece aldırılan hasar raporundaki değer kaybına yönelik itirazlarının incelenmesinde; 6704 sayılı yasayla değişik 2918 sayılı KTK nun 90.maddesinde yer alan zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu kanun ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olan hükümlerinden YUKARIDA İZAH EDİLDİĞİ ÜZERE TARAFI OLMADIĞI ZMMS SÖZLEŞMESİNDEKİ ŞARTLARIN DAVACI AÇISINDAN BAĞLAYICI OLMAMASI VE ANAYASA MAHKEMESİNİN 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 esas 2019/40 sayılı kararına göre 6704 SAYILI KANUNUN 3.MADDESİYLE DEĞİŞTİRİLEN 90. MADDESİNİN BİRİNCİ CÜMLESİNDE YERALAN “VE BU KANUN ÇERÇEVESİNDE HAZIRLANAN GENEL ŞARTLARDA” İBARESİNİN VE İKİNCİ CÜMLESİNDE YERALAN “VE GENEL ŞARTLARDA ’’ İBARESİNİN İPTAL EDİLMİŞ OLMASI SEBEBİYLE UYGULANMAYACAKTIR.
Yargıtay 17.HD’nin 2017/1230 E- 2018/2590 K sayılı 15/03/2018 tarihli kararında vurgulandığı gibi değer kaybının hesabında aracın modeli, markası, özellikleri, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, tarafların iddia ve savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeriyle kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı zararının hesaplanması ilke olarak kabul edilmesine,
Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda değer kaybının bu ilkeye uygun olarak belirlenmesine,raporun usul ve yasaya uygun olduğunun tüm dosya kapsamından anlaşılmış olup,bu bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında usulsüzlük olmamasına göre itiraz yersizdir.
4-Husumet itirazının incelenmesinde:
Zarara sebebiyet veren sürücü, işleten ve ZMSS, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 61.maddesi gereğince maddi zarardan müteselsilen sorumludur.
Müteselsil sorumlulukta, kural olarak borçlulardan her biri, 6098 sayılı TBK.’nun 162 ve 163.maddelerine göre, borcun tamamından sorumludur. Nitekim, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 88/1 maddesinde trafik olayı nedeniyle müteselsil sorumluluk öngörülmüştür. 6098 sayılı TBK.nun 167.maddesi uyarınca, sorumluların iç ilişkide kusur oranına göre, birbirlerine rücu hakları da mevcuttur.
Somut olayda dava sürücü, işleten ve ZMSS ye kaşı açılmış olup itirazın reddi gerekmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davalı …’nın ve davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından, davalı …’nın ve davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 1.468,67 TL harçtan peşin alınan 367,17‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 1.101,50 TL harç giderinin davalı … ‘dan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Alınması gereken 1.468,67 TL harçtan peşin alınan 367,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.101,50 TL harç giderinin davalı … Şirketi’nden tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların davalılar üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.28/02/2023


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.