Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/216 E. 2023/932 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 3- …
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 11/05/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 11/05/2023

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davalılar aleyhine başvurulan arabuluculukta taraflar arasında anlaşılamama durumu ve öncesinde davalı sigortaya yapmış oldukları ön başvurunun reddedilmesi neticesinde işbu davanın açılmasının hasıl olduğunu, … plakalı aracın, müvekkilinin … plakalı aracına 16/06/2021 tarihinde … İli, … ilçesi, … Mh, … Cd. üzerinde vurması sonrası müvekkili aylarca raporlu kaldığını, ayağını kullanamadığını, 4 aya yakın yatağa bağlı kalarak bakıcı yardımına muhtaç olduğunu, koltuk değneği yardımı ile yürüyebildiğini, meydana gelen trafik kazasında karşı tarafın % 100 kusurlu bulunduğunu, müvekkilinin kaza nedeniyle, başından, boynundan, diz, ayak, kalça ve vücudunun muhtelif yerlerinde yaralanmalar meydana gelerek vücudunda çeşitli bağ kopmaları ve kırıklar meydana geldiğini, müvekkilinin yaşının genç olması, henüz bekar olması da göz önünde bulundurulduğunda kaybının büyük olduğunu, bu nedenlerle; fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile; oluşan maddi zarar, aracın tamirde geçtiği zaman boyunca kullanılmamasından kaynaklı zarar ve değer kaybı alacaklarının ödenmesi ile geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri, belgelendirilen ve belgelendirilemeyen tedavi giderlerine ilişkin bilirkişi hesaplaması sonrası arttırılmak üzere şimdilik 1.000TL maddi tazminat ile müvekkilinin olay nedeniyle psikolojisinin etkilenmiş olması, uzunca süre yardıma muhtaç durumda kalması ve koltuk değneği yardımı ile yürüyebilmesi nedeniyle sembolik de olsa 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın maluliyet raporunu sunmadığı için KTK gereğince başvuru şartını eksiksiz olarak yerine getirmeksizin dava açtığından davanın usulden reddi gerektiğini, davacının kullanmış olduğu motosikletin arkadaşına ait olması nedeniyle değer kaybına ve araç hasarına ilişkin taleplerinin husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarihli kararı ile iptal edilen maddelerin işbu uyuşmazlık bakımından dikkate alınmaması gerektiğini, müvekkili şirketin yalnızca sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, davacının talebine konu geçici iş göremezlik, geçici bakıcı ve tedavi zararlarının tümünün tedavi teminatı kapsamında olduğundan, ilgili mevzuat kapsamında SGK tarafından karşılanması gerekli işbu giderlerden davalı müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacının kaza anında motorsiklet kullanmak üzere gerekli koruyucu tedbirleri alıp almadığının tespit edilerek koruycu tedbirlerin alınmamış olması halinde zararı artırıcı etkisi dolayısıyla hesaplanacak tazminattan indirim yapılması gerektiğini, manevi tazminat talepleri ZMMS poliçesi teminatı kapsamında olmadığını, davacı tarafın motokurye olarak çalıştığı sırada kazanın gerçekleştiği ifade tutanakları ile sabit olduğunu, meydana gelen olay iş kazası niteliğinde olduğunu, kaza nedeniyle SGK’na başvuru yapılıp yapılmadığının tespitini ve yargılama sürecinde maluliyetin %10’un üzerinde tespit edilmesi halinde SGK’na başvuru yapılmak üzere davacıya önel verilmesini talep ettiklerini, bu nedenlerle; davanın esastan ve usulden reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı… vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle;Davalının … plakalı aracın sahibi olduğunu, ancak aracı işletenin ve sürenin kendisi olmadığını, davalının Konya … Asliye Mahkemesi … E ve … nolu karar ile 1 Yıl, 5 Ay, 15 Gün ticari taksi kullanmaktan men edildiğini, geçimini devam ettirebilmek için aracını 22.09.2021 tarihinden itibaren … isimli şahsa 22.03.2023 tarihine kadar kiraladığını,… ‘in aracı kiraladıktan sonra şoför olarak çalışması için … isimli şoför ile anlaştığını, kaza … idaresinde … İşletmesinde gerçekleştiğini, davalının bu kazada bir sorumluluğu olmadığı gibi bu dava bir taraf olmadığını, müvekkilinin sadece malik olması sorumlu tutulması için doğru olmadığını, bu nedenlerle; davanın öncelikle müvekkili açısından husumet yokluğu nedeniyle mahkeme aksi kanaatte ise reddine karar verilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas … Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “TBK 56. madesine göre bir olaydan zarar gören kişinin çektiği acıları bir nebze olsun azaltmak veya bozulan ruhsal dengesi yeniden düzelmesi için zarar veren kişiden bir miktar ücreti talep edebileceğini düzenlenmiş olup; kanun koyucu manevi tazminatın miktarını tayin etme hakkını hakimin takdirine bırakmıştır. Hükmedilecek miktar uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifleticek nitelikte olmalıdır. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların ekonomik ve sosyal durumları, tarafların kusurları da gözetilmesi gerekmektedir. Manevi tazminatın miktarı bir tarafın zenginleşmesine, diğer tarafın yıkımına neden olmamalıdır. Belirtilen bu çerçevede; tarafların sosyal ekonomik durum araştırmalarına yönelik düzenlenen tespit raporları, mahkememizce dinlenen yeminli tanık beyanları, davacının maluliyet oranının tespitine yönelik bilirkişi raporu ile birlikte davacının manevi tazminat talepleri değerlendirilerek davacının bu yöndeki taleplerinin kısmen kabulü ile; 8.000,00 TL manevi tazminatın 16.06.2021 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek ;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
Maddi tazminata ilişkin taleplerin FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
8.000,00 TL manevi tazminatın 16.06.2021 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve … ‘ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, ” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilin olay nedeniyle okulunu uzattığını, stajını yapamadığını, aylarca yatağa bağlı kaldığını, tuvalet ihtiyacını dahi tek başına gideremediğini, olay nedeniyle iki kez ameliyat olan ve üçüncü kez ameliyatını da yakın zamanda gerçekleştirecek olan müvekkilin çok ama çok sıkıntılı süreçler geçirdiğini, paranın alım gücü ve müvekkile hükmedilen manevi tazminat miktarı kadar da karşı tarafa vekalet ücretine hükmedilmiş olması nedeniyle müvekkilin manevi tazminat alamadığı gibi mağduriyeti nedeniyle bir de üstüne cebinden para ödemek durumunda kaldığını, tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararın talepleri doğrultusunda kaldırılarak müvekkil lehine açmış oldukları manevi tazminat davalarının tamamının kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Mahkemece verilen karar, davacı tarafından manevi tazminat yönünden istinaf edilmiştir. Dava, trafik kazası nedeniyle maddi manevi tazminat talebine ilişkindir.
6098 sayılı TBK.nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yargıtay’ın 22.6.1966 tarih ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hâkimin takdirine bırakılmış ise de hâkim; Medeni Kanununun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi gözeterek, hukuk ve adalete uygun hak ve nesafet kurallarına göre uygun miktarda tazminat takdir etmesi gerekmektedir. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların değerlendirilmesi gerekir. Hakim manevi tazminata hükmederken; tarafların kusur durumu, kusur derecesi, ekonomik ve sosyal durumları, zarar ile olay arasındaki illiyet bağı, ölüm halinde kaza ile ölüm arasında illiyet bağının bulunması, olayın tarihi, olayın ağırlığı, olay tarihindeki paranın satın alma gücü, davacı sayısı gibi hususlar dikkate alınarak davacılar için zenginleşme, davalılar için yoksulluğa neden olmayacak şekilde belirlenmelidir.
Somut olayda; yukarıda belirtilen manevi tazminat kriterleri, trafik kazası sonucu davacıda oluşan sürekli ve geçici iş göremezlik durumu, davalı tarafın tamamen kusurlu olması, zararın ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda davacı lehine belirlenen manevi tazminatın düşük olduğu görüldüğünden, dosya kapsamına ve açıklanan ilkelere, hakkaniyete göre tam kabulün yapılarak karar verilmesi gerektiğinden, davacının istinaf talebinin kabulü ile buna ilişkin yeniden hüküm tesisi gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere KALDIRILMASI VE DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMAK suretiyle; (İnfazda tereddüt oluşmaması için itiraz edilmeyen ve kesinleşen kısımlar korunmak suretiyle)
Davanın KABULÜ İLE;
1-Maddi tazminata ilişkin taleplerin FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2- 20.000,00 TL manevi tazminatın 16.06.2021 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve… ‘ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
3-Alınması gereken 1.366,20 TL karar ve ilam harcına karşılık peşin alınan 358,63 TL harcın mahsubu ile eksik olan 1.007,57 TL karar ve ilam harcının davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 vekalet harcı, 358,63 TL peşin harç olmak üzere toplam ‭‭426,43‬ TL’nin davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.400,00 TL bilirkişi ücreti, 501,7‬0 TL posta tebligat gideri olmak üzere toplam:1.901,70 TL yargılama giderinin davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı … ‘nin yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığından bu davalı yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-Davalı … vekili, maddi tazminat yönünden vekalet ücreti hususunda feragat etmemiş ise de; davacının feragatı sulh protokolüne bağlı olarak gerçekleştirildiğinden ve sigortanın yaptığı ödemeler nedeniyle feragat sirayet ettiğinden, davalı … lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Davacı manevi tazminat davasını vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesap olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından davalıların ilk oturuma katılmadığı hususu da nazara alınarak Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 25/9 maddesi gereği 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılar … ve …’ten alınarak Hazine’ye gelir kaydına, (harç tahsil müzekkeresi yazılmasına)
10-Davacı tarafından yatırılan ve dosyada bakiye kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
11-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
12-Davacı tarafça yapılan 220,70 TL istinaf başvuru gideri ile 171,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 391,70 TL yargılama giderinin davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
13-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
14-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.11/05/2023

Başkan …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Üye …
e-imzalı

Katip …
e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.