Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ :
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 18/07/2023
NUMARASI : Esas Karar
DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – [
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 15/11/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 15/11/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; 02/12/2021 günü aracın sürücüsü ……. ‘in sevk ve idaresindeki ….plaka sayılı araç ile müvekkilin tescilsiz aracının çarpışması sonucu kaza meydana geldiğini, iş bu kazada müvekkilinin ağır yaralandığını, dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde, ….plaka sayılı araç sürücüsü … . ’2918 K.Y.T.K yer alan sürücü kusurlarından (56/1-a şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymamak) maddesini ihlal ettiğinden kusurlu olduğunun açıkça belirtildiğini, müvekkilinin geçirmiş olduğu trafik kazası sonucunda vücudunun çeşitli bölgelerinde kırıklar meydana geldiğini, müvekkilinin yaşamış olduğu bedensel zarara istinaden eklemlerinde hareket kısıtlılığına bağlı olarak ciddi sıkıntılar yaşadığını, müvekkilinin kaza sonrasında geçici iş gücü kaybı yaşadığı gibi kalıcı olarak da maluliyet yaşadığını, müvekkili …’nın Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Araştırma Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen engelli sağlık kurulu raporuna göre %20 oranında engelli sayılacağının belirtildiğini, müvekkili … 07/01/2004 doğum tarihli kaza tarihinde çalışmadığından yargılama sonucunda hesaplanacak olan geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatının asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğini, bu nedenlerle haklı davalarının kabulü ile fazlaya dair talep hakları saklı kalmak kaydıyla, yargılama sonucunda müvekkilleri için geçici iş göremezlik tazminatının maddi tazminat değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik asgari 50 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranları ile davalıdan tahsilini, yargılama sonucunda müvekkilleri için kalıcı iş gücü kaybı tazminatının maddi tazminat değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik asgari 50 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranları ile davalıdan tahsilini, adli yardım talebinin kabulünü, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalıya tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, … …adına kayıtlı ….plakalı araç müvekkili şirket nezdinde …poliçe no ile 03.06.2021 – 03.06.2022 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile teminat altına alındığını, müvekkili şirketin poliçe kapsamında sorumluluğu, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun bedeni zararlarda 430.000,00TL azami poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, teminat limiti bildirmelerinin davayı kabul anlamına gelmediğini, manevi tazminat taleplerinin Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi teminatı dışında olduğunu, davacı ile İstanbul arabuluculuk bürosu’nun 2…dosya nolu ticari uyuşmazlıklarda ihtiyari arabuluculuk dosyası kapsamında 08.03.2022 tarihinde anlaşma sağlanmış olduğunu, ödeme yapıldığını, davacı yanın huzurdaki davayı ikame etmeden önce, müvekkili şirkete hasar başvurusunda bulunmuş olduğunu, konu uyuşmazlık ihtiyari arabuluculuk ile çözüme kavuşturulduğunu, arabulucu …. ile yürütülen süreçte arabuluculuk görüşmeleri yürütüldüğünü, işbu müzakereler neticesinde davacı ile anlaşma sağlandığını bu nedenlerle T.C. İstanbul Arabuluculuk Bürosu …. Dosya numaralı arabuluculuk dosyasının anlaşma son tutanağına istinaden yapılan ödeme ile dava konusu kaza nedeniyle tüm zararları karşılandığını ve poliçe teminat limiti tükendiğini, her halde davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “…Yukarıda yapılan açıklamalar, amir kanun hükümleri, arabuluculuk tutanakları, Yüksek Mahkeme ilamları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde eldeki dava açılmadan önce 918 Sayılı Kanunun 97/1 maddesi gereğince davacı tarafından davalı … şirketine yapılan müracaat neticesinde dava konusu kazaya ilişkin olarak davalı … nezdinde …. nolu hasar dosyasının açıldığı, dosyanın açılması akabinde davacı … vekili Av. … ile davalı … vekili Av. …’nın ve Arabulucu … …’in katılımı ile taraflar arasında “İhtiyari Arabuluculuk” görüşmelerinin gerçekleştirildiği, tarafların yapılan görüşme neticesinde “Anlaştığı” ve akabinde davalı … tarafından davacıya 15/03/2023 tarihinde 165.111,20 TL, başvurucu vekiline ise 14.726,67 TL ödeme yapıldığı, söz konusu ihtiyari arabuluculuk tutanağının resmi belge hüviyetinde olduğu, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 09/06/2022 Tarih ve 2021/1271 Esas-2022/4686 Karar sayılı ilamında ifade edildiği üzere resmi arabulucu tarafından tanzim edilen tutanağın ayrı bir sahtelik davasına konu edilerek sahte olduğunun ispat edilmediği gerektiği, dosya kapsamında böyle bir iddia bulunmadığı gibi İhtiyari Arabuluculuk Tutanağının geçerliliği konusunda davacı tarafça yargılamanın başından itibaren somut olarak geçersizlik sebepleri ileriye sürülmediği, bu konuda da tüm dosya kapsamında anlaşma tutanağının geçerli olmadığı yönünde hiçbir delil ve belge bulunmadığı, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay .. Hukuk Dairesinin 10/02/2022 Tarih ve … Esas-….Karar sayılı ilamı ile T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi .. Hukuk Dairesinin 22/06/2023 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında davacının bu anlaşmadan sonra zorunlu arabuluculuğa giderek anlaşmama tutanağı düzenlenmesi ve buna bağlı olarak dava açılmasının 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun “Tarafların Anlaşması” başlıklı 18. maddesinin 5. maddesinde “Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz.” hükmüne aykırı olduğu değerlendirilmekle Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/2 maddesi delaletiyle 6325 Sayılı Kanunun 18/5 maddesi dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/2 maddesi delaletiyle 6325 Sayılı Kanunun 18/5 maddesi dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 02/12/2021 günü aracın sürücüsü … .’in sevk ve idaresindeki ….plaka sayılı araç ile müvekkilinin tescilsiz aracının çarpışması sonucu kaza meydana gelmiş olup iş bu kazada müvekkilinin ağır yaralandığını, dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde araç sürücüsü … ..’in 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda yer alan sürücü kusurlarından 56/1-a (şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymamak) maddesini ihlal ettiğinden kusurlu olduğunun açıkça belirtildiğini, müvekkilinin geçirmiş olduğu trafik kazası sonucunda vücudunun çeşitli bölgelerinde kırıklar meydana geldiğini, müvekkilinin yaşamış olduğu bedensel zarara istinaden eklemlerinde hareket kısıtlılığına bağlı olarak ciddi sıkıntılar yaşadığını, kaza sonrasında geçici iş gücü kaybı yaşadığı gibi kalıcı olarak da maluliyet yaşadığını, davalı … ile daha önce dava konusu talep bakımından arabuluculuk görüşmesi yapılmış ve görüşmeler neticesinde bir miktar ödeme alınmış olsa da müvekkilinin huzurdaki dava ile talep ettiği tazminat miktarının artan maluliyet oranı nedeniyle olduğunu, müvekkilinin anılan ihtiyari arabuluculuk görüşmelerinin gerçekleştiği ve anlaştığı sırada mevcut maluliyet oranı kendisine ödeme yapılan miktar kadar olsa da kaza sonrasında geçen zaman dilimi ve bedeni hasarın çeşitli nedenlerle değişmesi ile mevcut maluliyet oranının arttığını, taraflarınca açılan davanın konusu, müvekkilinin artan maluliyet oranı nedeniyle oluşan geçici ve kalıcı iş göremezliği doğrultusunda tazminat talebine ilişkin olup dava açılmadan önce ihtiyari arabuluculuk ile anlaşma sağlanan husustan farklı olduğunu, işbu ihtiyari arabuluculuk görüşmeleri ile anlaşmaya varıldığından bahisle yerel mahkemece huzurdaki davanın usulden reddine ilişkin verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, istinaf dilekçesinde bahsettikleri gerekçeler üzerinden yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, artan maluliyet iddiasına dayalı maddi tazminat davasıdır.
Somut olayda davacı vekili davacının artan maluliyetinin bulunduğunu belirterek tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece 6325 sayılı Kanunun 18/5. Maddesinde yer alan “Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz.” hükmüne istinaden dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiği, kararın, davacı vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır.
Dosyanın incelenmesinde tarafların İstanbul Arabuluculuk Bürosu’nun … dosya nolu ticari uyuşmazlıklarda ihtiyari arabuluculuk dosyası kapsamında 08.03.2022 tarihinde anlaştıkları ve buna istinaden davacıya ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı eldeki davada ise artan maluliyete dayanmış olduğundan eldeki davanın konusu ile arabulucuk faaliyetine konu uyuşmazlığın konularının farklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece taraf delilleri toplanıp davacının arabuluculuk faaliyetine konu rapordan sonra artan maluliyetinin bulunup bulunmadığı araştırılmadan davanın usulden reddine karar verilmesi doğru değildir.
Artan maluliyetin bulunup bulunmadığının, mahkemece, davacıya ait tüm tıbbi belgeler getirtilerek, davacının yaralanmasının hangi tarihte tedaviyle tamamen sona erdiği, maluliyetin artmasına ilişkin gelişen durumların olup olmadığı, arabulucuk faaliyetine konu olan maluliyet raporunda saptanan ve değerlendirmeye alınan tıbbi bulgular ile eldeki davada alınan raporda dikkate alınan tıbbi bulguların aynı olup olmadığı, arabulucuk faaliyetine konu maluliyet raporundan sonra ortaya çıkan arazların bulunup bulunmadığı, var ise dava konusu kazayla bağlantısı olup olmadığı hususlarında gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınması, gelişen durum olmaması halinde ise davanın reddine karar verilmesi, gelişen durum bulunması halinde yargılama yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi E:2021/6516, K:2021/11187) yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda yapılan genel açıklamalar ışığında, istinafa konu ilk derece mahkemesinin dosyası incelendiğinde, yukarıda belirtilen ve esasa etki eden hususlarda delillerin eksik toplandığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararının duruşma yapılmaksızın kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının HMK.nın 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı tarafça yatırılan, başvurma harçları dışında kalan, istinaf karar harçlarının talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-İstinaf eden davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan masrafların İlk Derece Mahkemesi tarafından verilecek nihai kararda hüküm altına alınmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle KESİN olarak karar verildi. 15/11/2023
…
Başkan
…
e-imzalı
…
Üye
…
e-imzalı
…
Üye
…
e-imzalı
…
Katip
…
e-imzalı
Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.