Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/2091 E. 2023/2151 K. 23.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 23/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 23/05/2023
NUMARASI : ….. Esas ….. Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ :
DAVALI : 3-
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 23/10/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 24/10/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ……. plakalı aracı, ….. Caddesi yan yolda bulunan No: … araç otoparkında park halinde iken ….. plakalı sürücü ……. idaresinde ki kamyonun müvekkilinin aracın yanına geri manevra yapmak suretiyle park etmek istemesi üzerine kamyon dorsesinin mesafesini ayarlayamaması sonucunda müvekkilinin aracının sağ tarafından çarparak aracın hasar almasına sebep olduğunu, park halinde olan müvekkilinin aracına çarpıp hasara sebebiyet veren …… plakalı araç sürücüsünün olayda tam kusurlu olduğunu, kazaya sebebiyet veren ….. idaresindeki …… plakalı araç, davalı sigorta şirketi tarafından sigortalandığını, ZMSS Poliçe numarasının …… olduğu ve 29.08.2021 başlangıç, 29.08.2022 bitiş tarihli poliçe ile kazanın meydana geldiği 18.10.2021 tarihinde aracın sigortalı olduğunu, müvekkili, aracın bütün tamirat işlemlerini …… Oto Yetkili Servisinde tamirat bedelini kendisi ödeyerek yaptırdığını, araçta meydana gelen hasar sonucunda tamirat masrafları toplamda 16.059,08 TL tuttuğunu, 30.11.2021 tarihinde yetkili servis tarafından düzenlenen 16.059,08 TL’lik faturanın dilekçe ekinde sunulduğunu, davalı …… tarafından ……. plakalı araç için hasar tazminatı olarak müvekkilinin …. IBAN numaralı hesabına 20.12.2021 tarihinde 11.700,64 TL ödeme yapıldığını, ancak müvekkili 30.11.2021 tarihinde ….. Oto Yetkili Servisine 16.059,08 TL ödeme yaptığını, davalı ….. tarafından yapılan eksik ödeme neticesinde 4.358,44 TL Bakiye Hasar Tazminatı alacaklarının bulunduğunu, 4.358,44 TL bakiye hasar tazminatının haksız fiilin işlendiği tarih olan 18.10.2021 tarihinden işleyecek yasal faizi ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiklerini, 6704 sayılı Kanunun 5. Maddesi ile 2918.8.K.nun 97.m.sinde yapılan değişiklik gereğince, zarar gören taraf olarak, iş bu davayı açmadan önce ilgili sigorta şirketi …..’ne, bakiye hasar miktarı ve değer kaybının taraflarına ödenmesi için başvuru yaptıklarını, 19.01.2022 tarihinde ……… barkod numaralı mektubun 20.01.2022 tarihinde sigorta şirketine teslim edildiğini, mail yolu ile cevap veren davalı sigorta şirketi, vekili Av. …….’un hesabına ……. plakalı araca ait değer kaybı için 07.02.2022 tarihinde 7.039,46 TL ödeme yapıldığını, 7.039,46 TLlik değer kaybı ödemesine ilişkin dekontun dava dilekçesi ekinde sunulduğunu, müvekkiline ait 2014 model yılı BMW marka 4 serisi coupe (tek kapılı) modelli aracın yaşanılan kaza sebebiyle sağ kapısının değiştiğini, sağ arka çamurluğu onarılarak boyandığını ve tek kapılı coupe araçlarda kapılar gövdenin yarısından çoğunu oluşturduğundan kazadan dolayı sağ kapının değişmesi aracın sağ tarafının nerdeyse tamamının değişmesi anlamına geldiğini, bu sebeple BMW marka 4 serisi coupe modelli aracın kapı değişimi ve çamurluk onarımından dolayı değer kaybının 7.039,46 TL olmasının mümkün olmadığını, kaza sonrasında aracın değişen parçalarına göre değer kaybının kendilerince hesaplanmasının mümkün olmadığından uzman bilirkişi görüşüne başvurularak dosya kapsamına alınacak bilirkişi raporunda ki hesaplamalara göre ileride taleplerini arttırmak kaydıyla davalı ….. tarafından değer kaybı için ödenen 7.039,46 TL’nin mahsup edilerek kalan bakiye değer kaybı alacakları için belirsiz alacak olarak 100 TL için iş bu davayı açmak zorunda kaldıklarını, Uzman bilirkişi marifetiyle belirlenecek miktara göre taleplerini arttırmak kaydıyla belirsiz alacak 100TL değer kaybı bedelinin davalı Sigorta şirketi tarafından ödenen 7.039,46 TL mahsup edilerek kalan bakiyenin haksız fiilin işlendiği tarih olan 18.10.2021 tarihinden işleyecek yasal faizi ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiklerini, Bakiye Hasar Tazminatı, Değer Kaybı ve Araç Mahrumiyet Bedeli için 08.02.2022 tarihinde Ticari Dava Şartı Arabuluculuğa başvurulduğunu ve taraflarla yapılan görüşmeler anlaşamama ile sonuçlandığını, müvekkilinin günlük hayatta rutin işleri için kullanmakta olduğu aracından yaşanılan kaza sebebiyle mahrum kaldığını, 2 aya yakın süre boyunca serviste tamir gören aracın mahrumiyet bedelinin taraflarınca tespiti mümkün olmadığından uzman bilirkişi marifetiyle hesaplandıktan sonra ileride taleplerini arttırmak kaydıyla belirsiz alacak miktarı olarak 100 TL’nin olay tarihi 18.10.2021’den itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı araç sahibi …………… ile davalı araç sürücüsü …….’dan müştereken ve müteselsilen tahsilini ve arabuluculuk giderleri ile tüm muhakeme masrafları ve ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ……. vekilinin 15.04.2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekili tarafından dava belirsiz alacak davası olarak açıldığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar yoktur ve davanın usulden reddi gerektiğini, HMK’nun 107.madde hükmü gereğince değeri bilinen, belirsiz alacak ve tespit davası olarak açılan davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, davacının gerçek zararı karşılandığından davanın reddinin gerektiğini, davacı vekili tarafından vekili şirkete yapılan başvuru sonrasında 20.12.2021 tarihinde 11.700,64 TL hasar bedeli ödemesi, 07.02.2022 tarihinde 7.039,46 TL ise değer kaybı ödemesi yapıldığını, müvekkili şirket tarafından davacının zararının karşılandığını, davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, hasar ve değer kaybı ödemesi yapılırken araca ait Sigorta Bilgi Merkezi’nden 22.11.2015 ve 09.03.2015 tarihli hasarlar dikkate alınarak hesaplanan miktar üzerinden ödeme yapıldığını, Kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkili şirketin, poliçe teminatı ve limitiyle sınırlı olmak üzere, ancak gerçek zarardan sorumlu olduğunu, araçtaki zararın belirlenebilmesi için birden çok kriter incelenmeli ve bu incelemenin de konusunda uzman bilirkişiler kanalı ile yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun net bir şekilde belirlenebilmesi için öncelikle talep edilen tazminat tutarında gerçek zararın tespitinin gerektiğini, söz konusu hasarların daha öncesinde var olup olmadığının tespiti açısından; kazanın oluş şekli ile meydana geldiği ileri sürülen hasarların uyumlu olup olmadığının tespiti ile gerçek zararın belirlenmesi gerektiğini, haksız ve hukuka aykırı davanın usulden reddine, bu talep kabul görmediği takdirde esastan reddine, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……… vekilinin 25.04.2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; 18.10.2021 tarihinde …… Cad. Yan yolda bulunan No:… araç otoparkı civarındaki adresinde meydana gelen kazada müvekkiline ait olan …… sevk ve idaresindeki …… plakalı araç ile ……. plakalı araç sürücüsü arasında kaza meydana geldiğini, söz konusu kazada davacı tarafından iddia edildiği gibi müvekkiline ait olan ……. sevk ve idaresindeki ……. plakalı aracın tam kusurlu olmadığını, iş bu davada kusur yönünden yeniden inceleme yapılması ve rapor düzenlenmesi gerektiğini, bu kaza neticesinde davacı tarafından kendisine ait olan araç ……. Oto Yetkili Servisinde tamirat yaptırıldığını, bu tamirat neticesinde 16.059,08 TL ödeme yapıldığını, ancak söz konusu tamirat neticesinde sigorta şirketi tarafından yapılan inceleme neticesinde olması gereken tamirat miktarı 11.700,64 TL olarak hesaplandığını ve davacıya ödendiğini, davacının tercih ettiği servisin olması gereken makul tamirat masrafından daha yüksek bir fiyata tamir ettirmiş olmasından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, kaza neticesinde meydana gelen zarara ilişkin sigorta şirketi tarafından yapılan ekspertiz raporu sonucunda davacıya makul olan tamirat bedelinin ödendiğini, söz konusu kaza fotoğrafları ile yapılan tamirat işlemleri karşılaştırılıp makul olan tamirat bedeli için de bilirkişi incelemesi yapılması durumunda makul olan tamirat bedelinin davacıya ödendiği ve bu nedenle davanın iş bu nedenle de reddine karar verilmesi gerektiğinin açığa çıkacağını, yine davacı tarafından sigorta şirketinden değer kaybı tazminatı için de başvuru yapıldığını, bu başvuru neticesinde ise 7.039,46 TL’lik bir ödeme alındığını, diğer davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ekspertiz raporu doğrultusunda davacıya ödenecek olan değer kaybı bedelinin hesaplandığını ve bu hesaplama tablosu ve ekspertiz raporunun da davacıya mail olarak gönderildiğini, yapılan hesaplama neticesinde sigorta şirketi tarafınan makul olan değer kaybı davacının hesabına yatırıldığından başkaca hak ve alacağının da kalmadığını, davacı tarafın 2 aya yakın bir süre boyunca aracı kullanamadığı için aracın mahrumiyet bedeli olarak talep edildiğini, ancak bu süre içerinde yapılan yol masrafları vs dahil hiçbir belge,makbuz,vs sunulmadığını, işbu davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise de davanın reddi ile mahkeme masraflarının ve avukatlık ücretinin davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; yukarıda belirtilen izahat çerçevesinde ve alınan hüküm kurmaya elverişli, denetime açık, gerekçeli ve açıklamalı bilirkişi raporları da nazara alınarak; sigorta şirketi yönünden teminat limitinin dolduğu anlaşıldığından davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, dava dilekçesi ve bedel artırım dilekçesine bağlı kalınarak, bakiye hasar / onarım bedeli talebi yönünden; 4.358,44 TL’nin davalılardan…… ve …….. yönünden kaza tarihi olan 18.10.2021 tarihinden, diğer davalı zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketi ……. yönünden (poliçe azami limiti 43.000,00 TL’den bakiye kalan 24.259,90 TL ile sınırlı olmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) temerrüt tarihi olan 02.02.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, araç değer kaybı bedeli talebi yönünden; 32.960,54 TL’nin davalılardan …. ve …….. yönünden kaza tarihi olan 18.10.2021 tarihinden, diğer davalı zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketi…… yönünden (poliçe azami limiti 43.000,00 TL’den bakiye kalan 24.259,90 TL ile sınırlı olmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) temerrüt tarihi olan 02.02.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, …… yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine, araç mahrumiyeti talebi yönünden; 5.000,00 TL’nin davalılardan …. ve ………. yönünden kaza tarihi olan 18.10.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi kanaati oluşmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, Dava dilekçesi ve bedel artırım dilekçesine bağlı kalınarak,
Bakiye Hasar / onarım bedeli talebi yönünden; 4.358,44 TL’nin davalılardan …. ve ……. yönünden kaza tarihi olan 18.10.2021 tarihinden, diğer davalı zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketi …… yönünden (poliçe azami limiti 43.000,00 TL den bakiye kalan 24.259,90 TL ile sınırlı olmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) temerrüt tarihi olan 02.02.2022 tarihinden itibaren işleyecek YASAL faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Araç değer kaybı bedeli talebi yönünden; 32.960,54 TL’ nin davalılardan …. ve ………. yönünden kaza tarihi olan 18.10.2021 tarihinden, diğer davalı zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketi ……. yönünden (poliçe azami limiti 43.000,00 TL den bakiye kalan 24.259,90 TL ile sınırlı olmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) temerrüt tarihi olan 02.02.2022 tarihinden itibaren işleyecek YASAL faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
…… yönünden fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
Araç mahrumiyeti talebi yönünden; 5.000,00 TL’ nin davalılardan …. ve …….. yönünden kaza tarihi olan 18.10.2021 tarihinden itibaren işleyecek YASAL faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı ……… vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmemesi için tüm çabayı gösterdiğini ancak elinde olmayan nedenlerden dolayı kazanın gerçekleşmesine mani olamadığını, dolayısıyla sigortalı araç sürücüsüne %100 oranında kusur izafe edilmesinin hakkaniyete aykırı bir durum ortaya çıkardığını, söz konusu kusur incelemesi yapılırken kazaya karışan araçların yanlış ve yasak yere park edip etmediği hususlarının hiç incelenmediğini, bu durumun göz önüne alınarak yeniden inceleme yapılması gerektiğini, söz konusu raporların eksik olup Adli Tıp Kurumundan ayrıca bir rapor alınması gerektiği hususlarının yerel mahkeme tarafından göz ardı edildiğini, her ne kadar bilirkişi raporunda geçmiş hasarların hesaplama yapılırken dikkate alındığı belirtilse de bu hasarlara ilişkin yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığını ve söz konusu aracın kaza öncesi ve sonrası rayiç bedellerinin piyasanın çok üstünde belirlendiğini, bu sebeple davacıda zenginleşemeye sebep olacak nitelikte bir değer kaybı hesabı yapıldığını, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …….. vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; verilen karar neticesinde teminat limitlerinin aşıldığını, maddi teminat limiti 43.000,00 TL olup mahkeme ilamının tam olarak uygulanması halinde müvekkili şirket tarafından limit üstü bir asıl alacak ödenmek zorunda kalınacağını, kusur oranlarının tespiti için hem Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden hem de Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasının zorunluluk arz ettiğini, kusura ilişkin itirazları değerlendirilmeden ek hesap rapor alınması ve dosya hakkında karar verilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hasar tazminatı hesaplamasını kabul etmediklerini, raporda hasar bedeli hesaplanırken yedek parça ve işçilik bedellerinin piyasanın çok üstünde gösterildiğini, yapılan fahiş hesaplama sonucunda davacının sebepsiz zenginleşmesine sebebiyet verecek ölçüde hasar bedeli hesaplanmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, rapordaki değer kaybı hesaplamasını da kabul etmediklerini, davacı vekili tarafından şirkete yapılan başvuru sonrasında 07.02.2022 tarihinde 7.039,46 TL değer kaybı ödemesi yapıldığını, yapılan bu ödeme ile müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu kalmadığını, her ne kadar bilirkişi raporunda geçmiş hasarların hesaplama yapılırken dikkate alındığı belirtilse de bu hasarlara ilişkin yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığını ve söz konusu aracın kaza öncesi ve sonrası rayiç bedellerinin piyasanın çok üstünde belirlendiğini, bu sebeple davacıda zenginleşemeye sebep olacak nitelikte bir değer kaybı hesabı yapıldığını, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar bedeli, değer kaybı ve araç mahrumiyet tazminatı istemine ilişkindir. Davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı…… ve….. vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
1- Kusura ilişkin davalıların itirazlarının incelenmesinde:
Trafik bilirkişisi tarafından düzenlenen kusur raporunda trafik kaza tespit tutanağı, kaza sonrası çekilmiş olay yeri fotoğrafları ve araçlara ait fotoğraflar ile dosyadaki bilgi ve belgeler değerlendirilerek davacıya ait aracın park yeri için ayrılan kısıma park ettiği ve kural ihlalinin görülmediğinin belirtilerek rapor tanzim edildiği ve kazada davalı sürücünün tam kusurlu olduğunun belirtildiği, yine trafik kaza tespit tutanağında da kazada kusurun davalı sürücüde olduğunun belirtildiği, davacıya kusur atfedilmedilmediği anlaşılmakla rapor ve tutanağın birbirini teyit ettiği anlaşılmakla davalıların kusura kusura yönelik itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Değer kaybına ilişkin itirazın incelenmesinde:
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Genel Şart Kapsamındaki Teminat Türleri A-5.maddesinde, maddi zararlarında sigorta teminatı kapsamında olduğu belirtilmiş ve maddi zararın “Hak sahibinin kaza tarihi itibariyle bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır. Sigortalının sorumlu olduğu araç kazalarında değer kaybı, talep edilmesi halinde ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından tespit edilir. Değer kaybının tespiti bu Genel Şart ekinde yer alan esaslara göre yapılır.” Şeklindeki düzenleme ile trafik kazası sonucu zarar gören üçüncü kişiye ait araçta meydana gelen hasar bedeli ve değer kaybına ilişkin zararların, genel şartların ekindeki hesaplama yöntemine ilişkin çizelgeye göre eksper tarafından belirleneceği belirtilmiştir. Genel şartlar Ek-1 de değer kaybının belirlenmesine ilişkin çizelge ve teminatı dışında kalan bazı haller belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sigorta sözleşmesinin ayrılmaz eki niteliğinde olan genel şartlarda yapılan düzenlemelerin zarar gören üçüncü şahıslar yönünden bağlayıcı olup olmadığı hususuna ilişkindir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda 91 ila 101.maddeler arasında düzenlenmiştir. Motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracın işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belirli limitlere kadar karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türüdür.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, (Trafik Sigortası) 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. Maddesinde; “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. Bu madde gereğince ZMSS yapılması yasal bir zorunluluk olmakla birlikte bu tür sigorta sözleşmeleri, sigorta ettiren ile sigortacı arasında karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamaları ile kurulur ve bir sigorta poliçesine bağlanır.Yoksa yasa gereği kendiliğinden oluşan bir sigorta türü değildir. (Işıl Ulaş Uygulamalı Sigorta Hukuk) “KTK’nın 93. maddesinde; (Değişik:17/10/1996-4199/34 md) Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları, teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır.” hükmü mevcuttur.
Sigorta şirketlerinin sigorta sözleşmeleri kapsamındaki sorumlulukları sigorta poliçelerinin ayrılmaz parçası olan genel şartlarda düzenlenmiştir.
Genel Şartlar: Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından her sigorta branşı için hazırlanmış olan ve sigorta şirketlerinin bunun aksine hareket edemeyecekleri, teminatın kapsamı, istisna edilen haller, hasar prosedürü, sigortalının görev ve yükümlülükleri, anlaşmazlık halinde uygulanabilecek hükümler, prim ödemesi, rücu durumu gibi sigorta sözleşmesinin esaslarını belirten koşullardır.
Genel açıklamalar bu şekilde olmakla birlikte KTK’nun tazminatın azaltılması veya kaldırılması sonucunu doğuran haller: başlıklı 95.maddesinde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” hükmüne göre; Karayolları Trafik Kanununda düzenlenmeyen, sigortacının zarar görenlere karşı ileri süremediği tazminatın kaldırılması veya miktarının azaltılmasını gerektiren hallerde, ancak sigortalısına rücu edebileceği düzenlenmiştir. Yani sigorta şirketi KTK’nun da düzenlenmeyen teminat kapsamında olmayan halleri ve rücu koşullarının varlığını zarara uğrayan kişilere karşı ileri süremez, koşullarının varlığı halinde sigorta sözleşmesinin eki olan genel şartlarda düzenlenmiş teminat dışı haller ve rücu halleri mevcut ise sadece sigorta sözleşmesinin tarafı olan akidi sigortalıya rücu edebilir.
Trafik kazaları dayanağını 2918 sayılı KTK’dan alan haksız fiil niteliğinde olaylardır. Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde etken olan hususlarda olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekir.
Bu kapsamda Davalı vekilinin mahkemece aldırılan hasar raporundaki değer kaybına yönelik itirazlarının incelenmesinde; 6704 sayılı yasayla değişik 2918 sayılı KTK nun 90.maddesinde yer alan zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu kanun ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olan hükümlerinden YUKARIDA İZAH EDİLDİĞİ ÜZERE TARAFI OLMADIĞI ZMMS SÖZLEŞMESİNDEKİ ŞARTLARIN DAVACI AÇISINDAN BAĞLAYICI OLMAMASI VE ANAYASA MAHKEMESİNİN nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 esas 2019/40 sayılı kararına göre 6704 SAYILI KANUNUN 3.MADDESİYLE DEĞİŞTİRİLEN 90. MADDESİNİN BİRİNCİ CÜMLESİNDE YERALAN “VE BU KANUN ÇERÇEVESİNDE HAZIRLANAN GENEL ŞARTLARDA” İBARESİNİN VE İKİNCİ CÜMLESİNDE YERALAN “VE GENEL ŞARTLARDA ’’ İBARESİNİN İPTAL EDİLMİŞ OLMASI SEBEBİYLE UYGULANMAYACAKTIR.
Yargıtay 17.HD’nin 2017/1230 E- 2018/2590 K sayılı 15/03/2018 tarihli kararında vurgulandığı gibi değer kaybının hesabında aracın modeli, markası, özellikleri, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, tarafların iddia ve savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeriyle kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı zararının hesaplanması ilke olarak kabul edilmiştir.
Bu halde, değer kaybı hesabının yukarıda belirtilen Yargıtay uygulamasına göre kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeriyle kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı zararının hesaplanması ve bu bedele hükmedilmesi gerektiği, somut olayda hazırlanan bilirkişinin raporun yukarıda sayılan ilke ve kurallara göre hazırlandığından bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekillerinin bu yöndeki istinaf taleplerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
3- Araç mahrumiyet tazminatına ilişkin davalı ….. Şirketinin itirazın incelenmesinde:
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Genel Şart Kapsamındaki Teminat Türleri A-5.maddesinde, maddi zararlarında sigorta teminatı kapsamında olduğu belirtilmiş ve maddi zararın “Hak sahibinin kaza tarihi itibariyle bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır. Sigortalının sorumlu olduğu araç kazalarında değer kaybı, talep edilmesi halinde ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından tespit edilir. Değer kaybının tespiti bu Genel Şart ekinde yer alan esaslara göre yapılır.” Şeklindeki düzenleme ile trafik kazası sonucu zarar gören üçüncü kişiye ait araçta meydana gelen hasar bedeli ve değer kaybına ilişkin zararların, genel şartların ekindeki hesaplama yöntemine ilişkin çizelgeye göre eksper tarafından belirleneceği belirtilmiştir. Genel şartlar Ek-1 de değer kaybının belirlenmesine ilişkin çizelge ve teminatı dışında kalan bazı haller belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sigorta sözleşmesinin ayrılmaz eki niteliğinde olan genel şartlarda yapılan düzenlemelerin zarar gören üçüncü şahıslar yönünden bağlayıcı olup olmadığı hususuna ilişkindir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda 91 ila 101.maddeler arasında düzenlenmiştir. Motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracın işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belirli limitlere kadar karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türüdür.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, (Trafik Sigortası) 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. Maddesinde; “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. Bu madde gereğince ZMSS yapılması yasal bir zorunluluk olmakla birlikte bu tür sigorta sözleşmeleri, sigorta ettiren ile sigortacı arasında karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamaları ile kurulur ve bir sigorta poliçesine bağlanır.Yoksa yasa gereği kendiliğinden oluşan bir sigorta türü değildir. (Işıl Ulaş Uygulamalı Sigorta Hukuk) “KTK’nın 93. maddesinde; (Değişik:17/10/1996-4199/34 md) Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları, teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır.” hükmü mevcuttur.
Sigorta şirketlerinin sigorta sözleşmeleri kapsamındaki sorumlulukları sigorta poliçelerinin ayrılmaz parçası olan genel şartlarda düzenlenmiştir.
Genel Şartlar: Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından her sigorta branşı için hazırlanmış olan ve sigorta şirketlerinin bunun aksine hareket edemeyecekleri, teminatın kapsamı, istisna edilen haller, hasar prosedürü, sigortalının görev ve yükümlülükleri, anlaşmazlık halinde uygulanabilecek hükümler, prim ödemesi, rücu durumu gibi sigorta sözleşmesinin esaslarını belirten koşullardır.
Genel açıklamalar bu şekilde olmakla birlikte KTK’nun tazminatın azaltılması veya kaldırılması sonucunu doğuran haller: başlıklı 95.maddesinde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” hükmüne göre; Karayolları Trafik Kanununda düzenlenmeyen, sigortacının zarar görenlere karşı ileri süremediği tazminatın kaldırılması veya miktarının azaltılmasını gerektiren hallerde, ancak sigortalısına rücu edebileceği düzenlenmiştir. Yani sigorta şirketi KTK’nun da düzenlenmeyen teminat kapsamında olmayan halleri ve rücu koşullarının varlığını zarara uğrayan kişilere karşı ileri süremez, koşullarının varlığı halinde sigorta sözleşmesinin eki olan genel şartlarda düzenlenmiş teminat dışı haller ve rücu halleri mevcut ise sadece sigorta sözleşmesinin tarafı olan akidi sigortalıya rücu edebilir.
Trafik kazaları dayanağını 2918 sayılı KTK’dan alan haksız fiil niteliğinde olaylardır. Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde etken olan hususlarda olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekir.
Bu kapsamda davalı vekilinin mahkemece aldırılan hasar raporundaki değer kaybına yönelik itirazlarının incelenmesinde; 6704 sayılı yasayla değişik 2918 sayılı KTK nun 90.maddesinde yer alan zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu kanun ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olan hükümlerinden YUKARIDA İZAH EDİLDİĞİ ÜZERE TARAFI OLMADIĞI ZMMS SÖZLEŞMESİNDEKİ ŞARTLARIN DAVACI AÇISINDAN BAĞLAYICI OLMAMASI VE ANAYASA MAHKEMESİNİN 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 esas 2019/40 sayılı kararına göre 6704 SAYILI KANUNUN 3.MADDESİYLE DEĞİŞTİRİLEN 90. MADDESİNİN BİRİNCİ CÜMLESİNDE YERALAN “VE BU KANUN ÇERÇEVESİNDE HAZIRLANAN GENEL ŞARTLARDA” İBARESİNİN VE İKİNCİ CÜMLESİNDE YERALAN “VE GENEL ŞARTLARDA ’’ İBARESİNİN İPTAL EDİLMİŞ OLMASI SEBEBİYLE UYGULANMAYACAKTIR.
Yargıtay 17.HD’nin 2017/1230 E- 2018/2590 K sayılı 15/03/2018 tarihli kararında vurgulandığı gibi değer kaybının hesabında aracın modeli, markası, özellikleri, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, tarafların iddia ve savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeriyle kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı zararının hesaplanması ilke olarak kabul edilmesine,hesaplamanın bu yönteme göre yapılmasına, aracın kaç günde tamir edileceği, günlük kiralama bedeli, amortisman, yakıt v.s. giderler düşülerek araç mahrumiyeti zararının belirlendiği ve buna ilişkin istinaf isteminin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
4- Davanın kısmen kabul edildiğinden davalı lehine vekalet ücreti verilmesi gerektiğine ilişkin davalı …. Şirketinin itirazın incelenmesinde:
Davacı vekili 08.05.2023 tarihli bedel artırım dilekçesinde -Bakiye Hasar / onarım bedeli olarak 4.358,44 TL, araç değer kaybı bedeli olarak 32.960,54 TL ve araç mahrumiyeti talebi olarak 5.000,00 TL talep etmiş olup mahkemece davalı ……. yönünden talep edilen alacakların tümünün kabulüne karar verilmiştir. Gerekçeli kararda poliçe limiti gözetilerek davalı …… yönünden kısmen kabul ve kısmen red kararı verilmesi davalı …… lehine vekalet ücretine hükmedilmesini gerektirmeyeceğinden bu yöndeki istinaf talebinin de reddi gerekir.
5- Sigorta teminat limitinin aşıldığına ilişkin davalı sigorta şirketinin itirazın incelenmesinde:
Gerekçeli kararda sigorta şirketinin sorumlu tutulduğu miktar bakiye hasar / onarım bedeli olarak 4.358,44 TL ve araç değer kaybı bedeli olarak 32.960,54 TL belirtilmiş olup, her iki hüküm fıkrasında da tahsilde tekerrür olmamak üzere bakiye teminat limiti olan 24.259,90 TL’den sigorta şirketinin sorumlu olduğu ifade edilmiş olup sigorta şirketinin sorumlu olduğu tutar açıkça ve ayrıntılı , infazda tereddüte yol açmayacak bir şekilde gösterilmiş olduğundan teminat limiti aşılacak şekilde hüküm kurulduğu iddiasının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Bu halde, kamu düzeni ve istinaf sebepleri çerçevesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön ile kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına; dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından, davalı ………. vekilinin ve davalı …. Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 2.890,81 TL harçtan peşin alınan 722,71 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.168,1‬0 TL harç giderinin davalı……… ‘den tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Alınması gereken 1.657,19 TL harçtan peşin alınan 415,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.242,19‬ TL harç giderinin davalı ……’den tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden taraflar üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.24/10/2023

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.