Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/2086 E. 2023/2149 K. 23.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 23/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 22/06/2023
NUMARASI : Esas Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 23/10/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 24/10/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekilinin sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; 09/11/2021 tarihinde müvekkili şirkete …numaralı …. Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan …. Tic. A.Ş.’ye ait ….Mah. …. Sk. No:… Ereğli/KONYA adresinde bulunan iş yerinde bölgenin elektrik dağıtıcı olan ….’tan kaynaklı voltaj dalgalanmaları nedeniyle iş yerine ait makineler ve elektrik aksanlarında hasar meydana geldiğini, meydana gelen hasar nedeniyle yapılan ekspertiz çalışmaları sonucu tespit edilen hasar bedeli müvekkili şirket tarafından sigortalısına 28/01/2022 tarihinde 225.184,99 TL olarak ödendiğini, TTK m.1472 maddesi gereğince hasar bedelini sigortalısına ödeyen müvekkili şirket hukuken sigortalının yerine geçtiğinden borcun borçludan rücuen tahsili amacıyla Ereğli(Konya) İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, başlatılan takip borçlunun haksız ve hukuka aykırı itirazları üzerine durduğunu, arabuluculuğa başvurulduğunu anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle; davalının Ereğli(Konya) İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamını, davalının takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri, arabuluculuk ücreti ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Yasal süresinde açılmayan hak düşürücü süre ve zamanaşımına uğrayan davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafından hasarın meydana geldiği iddia edilen bölgede …. Tic. A.Ş.’ye ait herhangi bir elektrik aboneliği bulunmadığını, … nolu tesisat …. Tic. A.Ş adına kayıtlı olduğunu, hasarın meydana geldiği tarihte müvekkilinin sorumluluk sahasında herhangi bir arıza kaydının rastlanılmadığını, müvekkilinin hiçbir kusurunun bulunmadığını, mahkemeye sunulan gerilim seviyesi +%10 bandının üzerine çıkması durumunda yani 440 voltun üzerinde olmasıyla yüksek gerilim denilebileceğini açıkça ortaya koyduğunu, olayın meydana geldiği yerin şirketleri sorumluluk sahasında olmadığını, müvekkiline kusur izafe edilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla; şayet müvekkili sorumlu olsaydı dahi meydana gelen olayda mali sorumluluk sigorta şirketine ait olacağından davanın sigorta şirketine açılması ve zararın sigorta şirketinden talep edilmesi gerektiğini, müvekkilinin … Sigorta A.Ş. ‘ye Üçüncü Şahıs Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı olduğunu, bütün risklerin teminat kapsamında olduğunu, davanın ….Sigorta A.Ş.’ye ihbarını talep ettiklerini, yine kabul anlamına gelmemek kaydıyla müterafik kusur indirimi yapılması veya müşeterek sorumlu tutulabilme olasılığı ile rücu haklarını kullanabilecekleri dikkate alındığında fer’i müdahil olarak katılmasını sağlama amacıyla, olayın meydana geldiği yer elektrik bakım ve onarımını üstlenen yüklenici … Ltd. Şti. ve …. çalışmasını yapan …. Hizm. A.Ş.’ye davanın ihbarını talep ettiklerini, bu nedenlerle; davanın tümüyle reddini, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesini, yargılama harç ve masrafları ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; yargılamaya esas alınan bilirkişi raporuna göre meydana gelen zararın sigortalı firmanın kusurundan kaynaklı olduğu, davalı Elektrik firmasının meydana gelen zarardan doğrudan veya dolaylı herhangi bir etkisinin bulunmadığı takdir ve kanaatine varılarak ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davanın REDDİNE” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu karar neticesinde karşı vekalet ücreti olarak 35.093,36 TL nispi vekalet ücretine hükmetmiş olmasının kanuna ve hukuka aykırı olduğunu, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin usule ve yasalara aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarını hükme esas alarak raporun nitelendirmesine ve yorumlanmasına ilişkin bir gerekçe bildirmeksizin bilirkişi raporunu aynen tekrar ederek hüküm kurduğunu, müvekkili şirket sigortalısına yapılan ödeme kesin ekspertiz raporu sonucunda ödenmiş olup ekspertiz raporlarının delil niteliğinde olduğunu, ekspertiz raporu ve alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, yoruma dayalı, denetimden uzak, olaya ve oluşa aykırı raporun hükme esas alınamayacağını, yapılan değerlendirmeler ve varılan sonucun eksper raporunda belirlenen tespitlerden çok farklı olduğunu, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak ve yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirket kayıtlarında yapılan araştırma neticesinde hasarın meydana geldiği iddia edilen tarihte müvekkili şirketin sorumluluk sahasındaki dağıtım tesislerinde herhangi bir arıza kaydına rastlanmadığını, müvekkili şirketin hiçbir kusuru bulunmadığını, ekspertiz raporundaki değerlerin teknik standarlara göre normal değerler olup hasar ya da zarar verebilecek bir durum bulunmadığını, olayın meydana geldiği yerin şirketin sorumluluk sahasında olmadığını, meydana gelen olay neticesinde doğan zararlardan müvekkili şirkete kusur izafe edilemeyeceğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini, takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesini, yargılama harç ve masrafları ile avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, TTK 1472 madde kapsamında açılan rücuen tazminat istemi ile başlatılan ilamsız takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı sigorta şirketi ….Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan sigortalısı şirketteki malların hasar gördüğünü, bu hasar bedelinin sigorta şirketince karşılandığını, hasarın davalı şirketin kusurundan kaynaklandığını ileri sürerek sigortalısına ödediği bedeli rücuen talep etmiş, mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilerek davalı şirketin olayda kusurunun ve sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
1-Davacı vekilinin bilirkişi raporuna yönelik itirazının değerlendirilmesi;
Davacı vekili hükme esas alınan raporun hatalı olduğundan hükme esas alınamayacağını, yargılama aşamasında itiraz ettikleri bu rapor ile ekspertiz raporu arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür. 09/11/2021 Tarihinde davacı şirkete…. numaralı pliçe ile sigortalı olan …. Tic. A.Ş’ye ait … Mah. …. Sok. No:.. Ereğli/KONYA adresinde bulunan iş yerinde bölgenin elektrik dağıtıcısı olan MEDAŞ’tan kaynaklı voltaj dalgalanmaları iddiası nedeniyle iş yerine ait makineler ve elektrik aksamlarında hasar meydana geldiği belirtilerek yapılan ekspertiz çalışmaları sonucu düzenlenen 16/11/2021 tarihli ekspertiz raporu doğrultusunda davacı şirket tarafından 28/01/2022 tarihinde 225.184,99-TL olarak ödenmiştir.
İlk derece mahkemesince alınan 03/04/2023 tarihli bilirkişi raporda bahse konu elektrik arızasının davacıya ait yüksek gerilim koruma aygıtları, trafo koruma rölesi ve kademe ayarlarının yapılmadığından kaynaklandığı belirtilmiştir.
Dosyaya ibraz edilen ekspertiz raporunda davalının kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Olaydan sonra yapılan incelemede hasarın “Kopuk Parafudr bağlantısının” yapılmamasından, yüksek gerilim koruma aygıtları, röle ayarları ve kademe ayarlarından kaynaklandığı ve sorumluluğun sigortalıda olduğu ifade edilmiştir.
Yoruma dayalı, denetimden uzak rapor hükme esas alınamaz.
Bu halde mahkemece, İTÜ den oluşturulacak 3 elektrik mühendisi ,2 makine mühendisinden seçilecek 5 kişilik uzman bilirkişi kurulundan,tarafların tüm itirazlarını karşılar şekilde denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmediğinden yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
2- Davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik itirazının değerlendirilmesi;
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin E:, K:sayılı ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin E: , K: sayılı kararlarında özetle “..Dava, davacının, sigortalısının haklarına halef olarak rücuen tazmin talepli başlattığı icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Bölge Adliye Mahkemesince davanın reddine karar verildiği hâlde davalılar yararına nispi vekâlet ücretine hükmedilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13 nci maddesinin dördüncü fıkrası, “Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.” hükmünü haizdir. Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemelerinde takip edilen davalar için ödenecek vekâlet ücreti “4.080,00 TL” olarak belirlenmiştir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince davalılar yararına “4.080,00 TL” vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, “13.351,53 TL” vekâlet ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirir. ” denilmekte olup emsal kararlarda da belirtildiği üzere davanın konusunun sigorta şirketinin sigortalısına halef olarak talep ettiği rücuen tazminat istemine ilişkin olduğu ve karar tarihi itibariyle yürürlükteki AAÜT 13/4. Maddesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesi de yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talebi de yerindedir.
3-Davalı vekilinin kötüniyet tazminatı istemine yönelik istinafının değerlendirilmesi;
HMK 297. maddeye göre hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri yer almalı ve sonuç kısmında da taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir (Yargıtay 15 HD 2019/2032 E 2019/4239 K).
Somut olayda; davalı vekilince cevap dilekçesinde takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminat isteminde bulunulmuş olup mahkemece davalının bu talebi hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmeden hüküm kurulmuş olması HMK 297. Maddesinin amir hükmüne açıkça aykırı olduğundan ve davalının talebi hakkında verilmiş bir karar bulunmaması nedeniyle davalı vekilinin tazminat talebinin esastan incelenmesi bu aşamada mümkün olmadığından yerel mahkeme kararının kamu düzenine aykırı olması nedeniyle re’sen kaldırılması gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf taleplerinin kabulüne, davalı vekilinin istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, yerel mahkeme kararının HMK’nun 355 ve 353/1-a-6 maddeleri gereğince kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının HMK.nın 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davalı vekilinin istinaf talebinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
3-Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden taraflarca yatırılan, başvurma harcı dışında kalan, istinaf karar harcının talep halinde yatıranlara iadesine,
5-İstinaf eden taraflarca istinaf aşamasında yapılan masrafların İlk Derece Mahkemesi tarafından verilecek nihai kararda hüküm altına alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine
HMK’nın 355 ve 353/1-a-6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle KESİN olarak karar verildi. 24/10/2023

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.