Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/199 E. 2023/319 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 27/02/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACILAR : 1- … – TC No : …
2- … – TC No : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …

VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- … – TC No: …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 27/02/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 28/02/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; 12/07/2019 tarihinde, davalılardan sürücü … idaresindeki … plakalı otomobili ile … Caddesi İstikametinden, … Caddesini takiben seyredip, kaza mahalli olan yoldan sola sokağa kurallara aykırı şekilde dönüş yaptığı sırada, aracının sağ ön kısmı ile karşı yönden, … Caddesini takiben, … Caddesi istikametine doğru seyreden müvekkili … idaresindeki … Plakalı motosikletin çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkili …’nin köprücük kemiğinde kırık, oğlu …’nin ise elinde kemik kırığı meydana gelecek şekilde yaralandığını, kazaya ilişkin düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağı’na göre sürücü …’in tam kusurlu bulunduğu, müvekkilinin ise herhangi bir kural ihlalinin bulunmadığının belirtiltiğini, Konya …Asliye Ceza Mahkemesi tarafından alınan Trafik Bilirkişi İnceleme Raporu’nda ise müvekkili …’ye hatalı olarak tali kusurun atfedildiğini, davacı müvekkili …i’nin torna atölyesi işletmesinin bulunduğunu, bu kaza nedeniyle uzun süre geçici olarak işinde çalışamadığını, maddi ve manevi olarak zarara uğradığını, kazaya karışan … plakalı aracın … poliçe nosu ile davalı … A.Ş nin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu nedenle müvekkilinin maddi zararlarından sorumlu olduğunu belirterek; davanın kabulü ile 6100 Sayılı HMK ‘nın 107.Maddesi uyarınca belirlenecek maddi tazminat davasında müddeabihi artırma hakları saklı kalarak, şimdilik müvekkili … için 1.000 TL Maddi Tazminatın (250 TL Geçici iş göremezlik, 250 TL Kaçınılmaz Tedavi Giderleri,250 TL Bakıcı Gideri,250TL İyileşme Süresinde Efor Kaybı Nedeniyle Uğradığı Zarar) müvekkil … için 100 TL Maddi Tazminatın (50 TL Geçici iş göremezlik, 50 TL Kaçınılmaz Tedavi Giderleri) Sigorta şirketi yönünden Teminat Limitleri dahilinde sigortaya başvuru tarihinden diğer davalı yönünden ise kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, davacı … için 10.000TL Manevi tazminatın, … için 5.000 TL Manevi tazminatın kaza tarihinden işletilecek yasal faizi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle davalılardan …’ten alınarak davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özet olarak; 12/07/2019 tarihinde, müvekkili sigorta şirketinin … no.lu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortaladığı, maliki ve sürücüsü … olan … plakalı araç ile davacı … kullanımında olan … plakalı araç ile çarpışması sonucu yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, bu hususun yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde de ortaya çıkacağını, itirazları saklı kalmak kaydıyla, geçici iş göremezlik tazminatından, bakıcı giderinden ve tedavi giderlerinden SGK sorumlu olduğunu, davacıların maluliyet raporlarının … tarihli erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmelik’e uygun olarak alınmasını talep ettiklerini, müvekkili şirketin geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderinden sorumlu olmadığını, davacının mütefarik kusurunun varlığının araştırılarak indirim uygulanmasının gerektiğini, davacıların, kaza sırasında koruyucu ekipmanlarının mevcut olup olmadığının tespit edilmesinin gerektiğini, müvekkili sigorta şirketinden kaza tarihinden itibaren avans faiz talebinin usule ve esasa aykırı olduğunu, müvekkilinin temerrüde düşmediğini belirterek; davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özet olarak; kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, motosiklet sürücüsünün hızını, gerekli şartlara uygun olarak düzenlemediğini, davacınında gerekli donanım bulunmadığını, ayrıca motosiklet sürücüsünün ehliyetsiz olduğunu, bu hususların sadece kazanın sonucunu değil aynı zamanda kazadaki kusur oranının da etkilediğini, hüküm kurmaya elverişli bir kusur raporu alınması için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden kusur raporu aldırılmasının gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatından, bakıcı giderinden ve tedavi giderlerinden SGK’nun sorumlu olduğunu, maluliyet durumunu kabul etmemekle davacıların maluliyet raporlarının alınmasına karar verilmesi halinde Adli Tıp Kurumu … İhtias Dairesi’nden aldırılacak maluliyet raporlarının … tarihli Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik’e uygun olarak alınmasının gerektiğini, davacıların fahiş miktarda manevi tazminata hükmedilmesinin davacıların sebepsiz zenginleşmesine ve uğradıkları iddia edilen zarardan da fazla maddi kazanım elde etmelerine neden olacağını, davanın ticari dava olmayıp basit bir trafik kazası olduğundan sadece “yasal faiz” istenebileceğini belirterek; davanın usul ve esas bakımından reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Somut olayda; davacılar davaya konu trafik kazası nedeniyle cismani zarara uğradıklarını iddia ederek, davacı … geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri tazminatı, tedavi gideri tazminatı ve manevi tazminat isteminde bulunmuş, davacı … ise geçici iş göremezlik tazminatı, tedavi gideri tazminatı ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davacıların davalı sigorta şirketine davadan önce tazminat ödemesi için yazılı olarak başvurduğu, başvurunun sigorta şirketine … tarihinde tebliğ edildiği ve davalı sigorta şirketinin 2918 s. KTK’nin 99/1. maddesi gereğince 8 iş günü sonra 05/11/2020 tarihinde temerrüte düştüğü, 2918 s. KTK.nin 97. maddesi gereğince dava şartının da yerine getirilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan … tarihli ATK raporu ile davaya konu trafik kazasının oluşmasında davalı sigortalı araç sürücüsünün % 80, davacı …’nin ise % 20 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
…tarihli maluliyet raporu ile davacı …’nin geçici iş göremezlik süresinin 3 ay, başkasının yardımına muhtaç olduğu sürenin 1 ay, tedavi gideri zararının ise 2.000,00 TL olduğu, davacı …’nin ise geçici iş göremezlik süresinin 1,5 ay ve tedavi gideri zararının 1.000,00 TL olduğu belirlenmiş, … tarihli hesap raporu ile de, davacı …’nin geçici iş göremezlik zararının 5.080,42 TL, bakıcı gideri zararının 2.046,72 TL, davacı …’nin geçici iş göremezlik zararının ise 2.743,53 TL olduğu belirlenmiştir.
Davaya konu trafik kazasının oluşmasında davacı … ‘nin % 20 oranında kusurlu olması nedeniyle, bu davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 5.080,42 TL, bakıcı gideri zararının 2.046,72 TL ve tedavi gideri zararının 1.600,00 TL olduğu sonucuna varılmıştır. Davacı …’nin kazanın oluşmasına etki edecek bir kusurunun bulunmaması karşısında bu davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 2.743,53 TL, tedavi gideri zararının ise 1.000,00 TL olduğu sonucuna varılmıştır.
6098 sayılı TBK’nın 52. Maddesine göre; Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. Anılan yasal düzenlemede de belirtildiği üzere zarar görenin zararın oluşmasında ya da zararın artmasında bir ihmali varsa bu hususun tazminatın belirlenmesinde dikkate alınması gerekir. Bir başka deyişle zararın oluşumunda zarar görenin de müterafik kusurunun bulunması halinde tazminattan indirim yapılması gerekmektedir. Müterafik kusurun dikkate alınması için bu yönde yapılan bir savunmaya gerek olmayıp Mahkemece müterafik kusurun resen dikkate alınması gerekmektedir. Nitekim bu husus Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/3135 E 2018/11955 K sayılı ilamında da vurgulanmıştır. Ayrıca müterafik kusur indirimi nedeniyle kısmen reddedilen tutar üzerinden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmeyeceği noktasında da duraksama bulunmamaktadır.
Somut olayda … plakalı motosiklet sürücüsü …’nin sürücü belgesinin bulunmadığı sabittir. Bu kapsamda her ne kadar davacı … yönünden müterafik kusur indirimi yapılması mümkün değil ise de davacı … babası olan … ‘nin sürücü belgesinin bulunmadığını bilebilecek durumda olduğundan kendi yaralanmasında müterafik kusurunun bulunduğu kabul edilmiştir. Bu kapsamda müterafik kusur indiriminden sonra davacı …’nin sonuç olarak talep edebileceği geçici iş göremezlik tazminatı tutarının 2.194,82 TL, tedavi gideri tazminatı tutarının ise 800,00 TL olduğu sonucuna varılmıştır. Davacı … yönünden ise bu davacıya atfedilebilecek bir müterafik kusur tespit edilemediğinden zarar tutarından indirim yapılmamıştır.
Anılan nedenlerle davacıların maddi tazminat davalarının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
TBK’nın 56. Maddesine göre; Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminatı takdir etmesi gerekir( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
Somut olayda, tarafların sosyal ekonomik durumları, davacıların yaralanmalarının dereceleri, tarafların kusur oranları, paranın alım gücü, manevi tazminatın caydırıcılık ve tatmin fonksiyonu dikkate alınarak davacıların manevi tazminat davalarının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
DAVACI …’NİN DAVASININ KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
a)5.080,42 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 2.046,72 TL bakıcı gideri tazminatı ve 1.600,00 TL tedavi gideri tazminatı olmak üzere toplam 8.727,14 TL maddi tazminatın, davalı … A.Ş. yönünden kaza tarihi itibariyle geçerli ZMMS poliçesi sakatlanma ve sağlık gideri teminat klozları limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla temerrüt tarihi olan 05/11/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … yönünden ise kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … ‘ye verilmesine,
b)10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 12/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten alınarak davacı …’ye verilmesine,
DAVACI … ‘NİN DAVASININ KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
a)2.194,82 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 800,00 TL tedavi gideri tazminatı olmak üzere toplam 2.994,82 TL maddi tazminatın, davalı … A.Ş. yönünden kaza tarihi itibariyle geçerli ZMMS poliçesi sakatlanma ve sağlık gideri teminat klozları limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla temerrüt tarihi olan 05/11/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … yönünden ise kaza tarihi olan 12/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ye verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
b)5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 12/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ‘ten alınarak davacı …’ye verilmesine” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı … vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin vergi mükellefi olarak çalışan ve yıllık kazançlarını Gelir İdaresine bildiren, bu hususta da ilgili Gelir İdaresi tarafından gönderilen resmi evraka göre kaza tarihindeki geliri açık ve net belli olan ve aylık gelirinin ortalama olarak 4.855,70 TL olduğu belli iken hesap bilirkişisi tarafından “kaza tarihindeki gelirinin tespit edilemediği” şeklinde eksik ve yanlış değerlendirme yapılarak müvekkiline yönelik hesaplamaların asgari ücret üzerinden yapılmasının ve yeniden bu doğrultuda rapor aldırılmayıp ya da bu doğrultuda mahkemece re’sen hesaplama yapılmayıp mahkemece hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, ayrıca müvekkili yönünden davacıya müterafik kusur olmayacağı mahkeme kararının değerlendirme kısmında belirtirmiş iken müterafik kusur indirimi yapılmasının ve ayrıca bunlara ilişkin olarak karşı tarafa vekalet ücreti hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına, müvekkili … yönünden geçici iş göremezlik tazminatının 11.653,68 TL olarak karar verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalılar aleyhine yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacılar lehine fahiş miktarda manevi tazminata hükmedilmesinin davacıların sebepsiz zenginleşmesine ve uğradıkları iddia edilen zarardan da fazla maddi kazanım elde etmelerine neden olacağını, ayrıca davacıda gerekli donanım bulunmadığını, motosiklet sürücüsünün ehliyetsiz olduğunu, bu hususların sadece kazanın sonucunu değil aynı zamanda kazadaki kusur oranını da etkilediğini, davacının tüm bu hususlar göz önüne alındığında tali kusurlu olmasının hatalı olduğunu, davacıların ağır ihmalinden kaynaklı olarak kazaya sebebiyet verdiklerini, davanın safi maddi menfaat elde etmek amaçlı açılmış bir dava olduğunu, bilirkişi raporunda belirtilen ve hukuka aykırı olarak hesaplandığı kanaatinde oldukları bu meblağların müvekkiline tahmil edilmesinin hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatından, bakıcı giderinden ve tedavi giderlerinden SGK’nın sorumlu olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davanın istinaf mahkemesince yeniden görülmesine karar verilirse; ilk derece mahkemesinin hükmünün kaldırılmasını, yeniden hüküm kurularak dosyada adil bir karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava; yaralanmalı trafik kazası sebebiyle geçici iş göremezlik, tedavi ve bakıcı giderlerine ilişkin maddi tazminat istemine ilişkindir.
1-Kusur itirazının incelenmesinde:
Türk Borçlar Kanunun 49.maddesinde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” yine aynı kanunun 50.maddesinde, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır” denilmektedir.
Bu itibarla, trafik tespit tutanağı, ceza dosyasında alınan ATK, mahkemece alınan kusur ve ATK kusur raporu ile tüm deliler hep birlikte incelenip değerlendirildiğinde; yaralanmalı trafik kazasının, davalının % 80 oranındaki asli kusurlu trafik kurallarına aykırı hakereti nedeniyle oluştuğu, benimsenen kusur raporunun dosya kapsamına, dosyadaki mevcut delillere, kazanın gerçekleşme biçimine ve oluşa uygun olup, raporların ve kaza tespit tutanağının gelen olarak birbirini teyit edip “davalı aleyhine çelişki arz etmediği”; bu itibarla herhangi bir somut delile dayanmayan kusur ve illiyet bağı itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Gelire ilişkin itirazın incelenmesinde :
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacının geliri hesaplanırken, asgari ücret elde edebileceği değerlendirilerek bu miktar üzerinden tazminat hesabı yapıldığı anlaşılmakta rapor usul ve yasaya uygun olup itirazın reddi gerekmiştir.
3-Sgk sorumluluğuna yönelik itirazlar incelendiğinde ;
25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarih 6111 Sayılı Yasanın 59. maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesi değiştirilmiş, anılan değişiklik ile Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı;
Trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda, sigorta şirketlerince yazılan primlerin ve … Hesabınca tahsil edilen katkı paylarının %15’ini aşmamak üzere, münhasıran bu teminatın karşılığı olarak Hazine Müsteşarlığınca sigortacılık ilkeleri çerçevesinde maktu veya nispi olarak belirlenen tutarın tamamı sigorta şirketleri ve 3/6/2007 tarihli ve 5684 Sayılı Sigortacılık Kanununun 14. maddesinde düzenlenen durumlar için … Hesabı tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılır. Söz konusu tutar, ilgili sigorta şirketleri için sigortacılık ilkelerine göre ayrı ayrı belirlenebilir. Aktarım ile sigorta şirketlerinin ve …Hesabının bu teminat kapsamındaki yükümlülükleri sona erer. Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu söz konusu tutarı %50’sine kadar artırmaya veya eksiltmeye yetkilidir” hükmü getirilmiştir. 6111 Sayılı Kanunun, yayımı tarihinde yürürlüğe giren Geçici 1. maddesi ile de. “Bu kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet. bedelleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. Söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve …Hesabının yükümlülükleri sona erer” hükmü öngörülmüştür.
Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, police pirimini ödeyen işleten ile sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçtiğinde kuşku yoktur. Buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.
6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır.
Ayrıca 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasa’nın 59. maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı” düzenlenmiş olup davacının talebinin belgelendirilemeyen tedavi giderlerine ilişkin olması nedeniyle davalının bu hususa ilişkin istinaf nedenlerininde reddi gerekmiştir.
4-Manevi tazminat miktarına ilişkin itirazın incelenmesinde:
Manevi tazminat, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükme göre, Manevi zarar; mutlak hak olan ve dolayısıyla herkese karşı korunmuş bulunan kişilik haklarının kapsamına giren değerlerden birisinin ihlali ile doğar. Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namı ile bir miktar para ödenmesini talep edebilir. Şahsi menfaatleri ihlal edilen kimseye ihlalin ve kusurun özel ağırlığının haklı kılması halinde hakimin manevi tazminat olarak verilmesine hükmedeceği para miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nisfetle hüküm vereceği Medeni Kanun’un 4. maddesinde belirtilmiştir. Ödettirilecek para miktarı ise aslında ne tazminat, ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusunu doğurmaktır. Aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesinde ; “Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir” hükmü düzenlenmiş madde metninden de anlaşıldığı üzere, haksız eylem sonucu bedensel zarar görenin yakınları yararına manevi tazminata karar verilebilmesi için, zarar görenin yaralanmasının ağır bedensel zarar niteliğinde olması gerekmektedir. Ağır bedensel zarar, kanunda tanımlanmamış olup, yaralanmanın özelliğine ve yarattığı sonuçlara göre mahkemece takdir edilecektir.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu somut olayın gerçekleşme şekli, yeri, zamanı, Ceza Mahkemesinin kararı kusur durumu ve yukarıda açıklanan ilkeler, davalının eylemindeki hukuka aykırılığın tespitinin sağlayacağı manevi tatmin ile birlikte değerlendirildiğinde İDM’ince hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlanının Yerinde OLDUĞU anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesi kararına karşı davacı ve davalı vekilleri tarafından yapılan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddi gerektiği kanaati ile aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalı …ten alınması gereken 1.825,38 TL karar ve ilam harcından istinaf aşamasında yatırılan toplamda 457,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.368,38 TL eksik harcın davalı …’ten tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan harcın yeterli olduğundan bakiye harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf aşamasında davacı ve davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (238.730,00 TL) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.27/02/2023


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.