Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1954 E. 2023/1733 K. 18.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 18/09/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ….. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 01/06/2023
NUMARASI : ….. Esas …. Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 18/09/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 18/09/2023

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; 05/09/2022 günü müvekkilinin, ……. plaka sayılı aracı ile …… Caddesi üzerinde çift şeritli yolun sağ şeridinden ilerlerken davalı sigortalısı sürücü …….. sevk ve idaresindeki …….. plakalı aracın ( …….. p.s.’lı 06.08.2023 Bitiş Tarihli ve …….. poliçe no’lu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi) , takip ettiği şeritten çıkıp müvekkilinin şeridine kontrolsüz şekilde girmesi sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin sigorta şirketine başvuru yaptığını, taraflara %50- %50 kusur tayin edildiğini, Konya CBS …….. savcılık hazırlık dosyasınca düzenlettirilen bilirkişi raporunda müvekkilinin herhangi bir kural ihlalinin olmadığının ortaya çıktığını, sigortalı araç sürücüsünün kural ihlalinin tespit edildiğini, kaza nedeniyle müvekkilinin aracı kullanılamaz hale geldiğini ve perte çıktığını, sigorta şirketince müvekkiline 41.112,50 TL ödeme yapıldığını, aracının emsal değerinin 140.000-TL-150.000 TL civarı olduğunu, davalı şirketine 06.10.2022 tarihinde yazılı dilekçe ile başvuru yapıldığını ve başvuruya dönüş yapılmadığını, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle; fazlaya ilişkin taleplerinin saklı kalması kaydıyla; 6100 sayılı Hukuk Yargılama Yasası Md. 107 uyarınca, toplanacak delillere göre maddi tazminat tutarı belirlenerek şimdilik müvekkiline ait ……. plaka sayılı araç için davalı tarafından araç değeri düşük gösterilerek, eksik ödenen ‘‘pert farkı’’ için 100,00-TL maddi tazminat tutarının sigorta limitleri aşılmamak üzere temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalıdan tahsiline vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı yana yükletilmesi kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin sorumluluğunun azami poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirkete usulüne uygun başvuru olmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafından kesin olarak belirlenmiş bir rakam mevcutten kısmı dava açılmasının kabul edilemeyeceğini, hukuki yarar bulunmadığını, dava konusu kazanın dava zamanaşımı süreleri geçtikten sonra açıldığını, araç rayiç bedelinin 110.000,00.-TL ve sovtaj bedelinin 27,775,00-TL olması sebebiyle araç pert total olarak işleme alınıp 82.225,00-TL kalan bedelden sigortalının kusuru oranında 41.112,50-TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin sorumluluğu kalmadığını, davacının, müvekkilini kayıtsız ve şartsız ibra ettiğini, sigortalı araç sürücüsüne izafe edilen kusur oranını kabul etmediklerini, sigortalı araç sürücüsünün dava konusu kaza meydana geldiği esnada alkollü içki ve/veya uyuşturucu madde etkisinde olup olmadığı, geçerli sürücü belgesinin bulunup bulunmadığı hususu da inceleme yapılmasını, müvekkili şirketin sigortalı araç sürücüsüne/işletenine rücu hakkının doğacağını, müvekkilinin faizden sorumluluğunun sınırlı olduğunu, bu nedenlerle; davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya ….. Asliye Ticaret Mahkemesi ……. Esas ….. Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık bilirkişi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsü ……..’nin %100 kusurlu olduğu, davacının maddi tazminat talepleri kusur oranı, ıslah dilekçesi birlikte nazara alındığında, araç pert bedeline ilişkin 58.887,50 TL’nin davalı sigorta firmasından 21/10/2022 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (sigorta poliçe limitleri dahilinde) tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davacı her ne kadar avans faizi uygulaması talep etmiş ise de, sigortalı araç hususi olduğundan yasal faize karar verilerek;
Davanın KABULÜ İLE,
Araç pert bedeline ilişkin 58.887,50 TL’nin davalı sigorta firmasından 21/10/2022 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (sigorta poliçe limitleri dahilinde) tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece taraflarınca gerçekleştirilen istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verildiğini, 07/07/2023 tarihinde istinaf kanun yoluna başvuru harcını yatırdıklarını, davacı tarafın, her ne kadar vuku bulan trafik kazası sonucu uğramış olduğunu iddia ettiği zararlara karşılık olmak üzere maddi tazminat talebinde bulunmaktaysa da, esasen müvekkil Şirket tarafından davacının zararlarına ilişkin ödeme yapıldığını ve sigorta poliçesi hükümleri uyarınca müvekkil Şirketin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davaya konu araç rayiç bedelinin denetime olanak vermeyecek şekilde eksik inceleme sonucu belirlendiğini, bilirkişi raporunun hüküm vermeye yeterli olmadığını, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, müvekkil şirketin sorumluluğu açısından davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davasıdır.
Mahkemece, davalının istinaf talebinin süre yönünden reddine dair ek kararın davalı tarafça istinaf edildiği görülmüştür.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun “İstinaf Dilekçesinin Verilmesi” başlıklı 343/3. Maddesinde, “İstinaf yoluna başvurma tarihi konusunda 118 inci madde hükmü uygulanır.”; aynın kanunun “Başvuru Süresi” başlıklı 345. maddesinde, “İstinaf yoluna başvuru süresi iki haftadır. Bu süre, ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar”; kendisine atıf yapılan “Davanın Açılma Zamanı” başlıklı 118. Maddesinde ise, “Dava, dava dilekçesinin kaydedildiği tarihte açılmış sayılır. Dava dilekçesine davalı sayısı kadar örnek eklenir” düzenlemeleri bulunmaktadır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 15.03.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 7101 sayılı Yasanın 48. maddesi ile değiştirilen “Elektronik tebligat” başlıklı 7/a maddesi;
“Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.
1. 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar.
2. 5018 sayılı Kanunda tanımlanan mahalli idareler.
3. Özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan fonlar ve kefalet sandıkları.
4. Kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmeleri.
5. Sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıklar.
6. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları.
7. Kanunla kurulanlar da dahil olmak üzere tüm özel hukuk tüzel kişileri.
8. Noterler.
9. Baro levhasına yazılı avukatlar.
10. Sicile kayıtlı arabulucular ve bilirkişiler.
11. İdareleri, kamu iktisadi teşebbüslerini veya sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıkları; adli ve idari yargı mercileri, icra müdürlükleri veya hakemler nezdinde vekil sıfatıyla temsile yetkili olan kişilerin bağlı bulunduğu birim.
Birinci fıkra kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri halinde elektronik tebligat adresi verilir. Bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.
Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması halinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır.
Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır”
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.;
Kanuna dayanılarak çıkartılan “Elektronik Tebligat Yönetmeliği”nin, “Elektronik tebligatın hazırlanması ve muhataba ulaştırılması” başlıklı 9. maddesinde;
“(1) Tebligat çıkarmaya yetkili makam ve merci, elektronik tebligat mesajını hazırlayarak, UETS’ye teslim eder.
(2) UETS, elektronik tebligat mesajını zaman damgasıyla ilişkilendirerek muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştırır.
(3) Gizliliğin sağlanması amacıyla tebliğ edilecek içerik ve ekli dokümanlar, UETS tarafından şifrelenir ve bunlar ancak muhatap tarafından görülür.
(4) Gerek UETS içi ve gerekse sistemler arası entegrasyon yoluyla yapılan tebligata ait delil kayıtları, elektronik tebligat mesajının tamamının ulaştığı anda üretilir.
(5) Elektronik yolla tebligat, idareleri, kamu iktisadi teşebbüslerini veya sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıkları; adli ve idari yargı mercileri, icra müdürlükleri veya hakemler nezdinde vekil sıfatıyla temsile yetkili olan kişilerin bağlı bulunduğu birime yapılır. Temsile yetkili olan kişilerin ayrı bir elektronik tebligat adresinin bulunması bu kuralın uygulanmasına engel olmaz.
(6) Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.”
Anılan kanun ve yönetmelik hükümleri nazara alınarak somut olayda; gerekçeli kararın davacı vekiline elektronik tebligat yolu ile tebliği kapsamında, tebligat evrakında; 23/06/2023 tarihinde “tebligatın, tebligat alanına başarılı bir şekilde konuldu” şerhi, yukarıda belirtilen beş günlük sürenin dolumu ile de, 28/06/2023 tarihinde “tebligat, alıcının hesabına iletilmesine müteakip mevzuat gereği belirlenen süre sonunda otomatik olarak okundu sayıldı” şerhinin konulduğu, buna göre beş günlük sürenin de dolması ile başlayan iki haftalık istinaf süresinin 12/07/2023 günü sonunda dolduğu, istinaf dilekçesinin ise bir gün sonra, 13/07/2023 tarihinde Uyap’tan sunulduğu (Uyap kaydına da bakıldığında ve davalı vekilinin e-imzası ile), buna göre kanun yoluna başvuru için yasada belirtilen iki haftalık istinaf süresinin geçtiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, kanundaki süre hafta olarak belirlenmiş ise, başladığı güne son hafta içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde süre biter. Bu durumda 2 haftalık kanun yolu başvuru süresinin 12/07/2023 günü bitiminde sona erdiğinden; istinaf başvurusunun HMK.’nın 345. maddesinde öngörülen 2 haftalık süre içerisinde yapılmadığı, ek karara yönelik davalı vekilince sunulan istinaf dilekçesinde belirtilen Yargıtay kararının aksine somut olayda davalı vekilinin Uyap’tan elektronik imzası ile istinaf süresinin bitiminden sonra 13/07/2023 tarihinde dilekçeyi sunmuş olup söz konusu emsal olduğu belirtilen kararın eldeki davada uygulanma yerinin bulunmadığı anlaşılmakla, ek karara yönelik davalı istinafının reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı tarafın ek karara ilişkin istinaf talebi reddedildiğinden ek karar yönünden alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.18/09/2023

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.