Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1903 E. 2023/2237 K. 30.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 30/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/05/2023
NUMARASI : Esas Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ : Av.
: Av
DAVALI : 1
VEKİLİ : Av.
DAVALILAR : 2-
: 3-
VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 30/10/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 30/10/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkili … Sigorta A.Ş. nezdinde sigortalı olan …….poliçe numaralı, sahibinin …….. olduğu, …… plakalı araç ile davalı …..’nin sevk ve idaresinde bulunan, sahibinin ……olduğu …… plakalı aracın 09/08/2021 tarihinde kazaya karıştığını, kaza sonrası kaza yerinde polis ekiplerince tutulan kaza tespit tutanağı uyarınca müvekkil nezdinde sigortalı araç sürücüsünün kazaya sebebiyet vermemek amacıyla fren yaptığını, davalının kazaya sebebiyet vermiş olması ve kusurlu sürüşü nedeniyle kasko sigortası kapsamında sigortalı araçta hasar meydana geldiğinin tespit edildiği ve aracın ağır hasar kaydı aldığı, müvekkil şirketçe sigortalıya yüklü miktarda tazminat ödenmek zorunda kalındığı, alınan eksper raporunda da sigortalı sürücünün ve davalı sürücünün kusur durumlarının hesaplandığını ve davalı tarafa kusur durumuna karşılık gelen tazminatın rücu edildiğini, davalı … Sigorta’nın rücu alacağından kaza tarihinde geçerli olan resmi sigorta teminatı 43.000,00 TL üzerinden sorumlu olup diğer davalıların ise kusur oranında tamamından sorumlu oldukları, rücu hakkı kapsamında ödenen tazminatın tahsili için davalıya ihtar gönderilerek ödeme yapması, ödeme yapmadığı takdirde aleyhinde yasal yollara başvurulacağı bildirilmiş ise de şahıs tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, ödeme yapılmaması üzerine müvekkil şirket lehine rücuen tazminat talebi ile Hadim İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığını ve davalıların ayrı ayrı borca itiraz etmeleri nedeniyle takibin durdurulduğunu, takibin durdurulması üzerine taraflarınca öncelikle arabuluculuğa gidilmiş ise de anlaşma sağlanamadığını, açıklanan nedenlerle borçluların icra takibine yaptıkları itirazların iptaline, ….Sigorta’nın takip konusu borcun 43.000,00 TL’si üzerinden sorumluluğu gözetilerek faiziyle ve tüm ferileriyle beraber ödenmesine, diğer davalı borçluların takip konusu borcun tamamı üzerinden takip dosyasında belirtilen faiziyle ödenmesine, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tüm davalıların tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılar …… ve ……vekili cevap dilekçesinde özet olarak; müvekkillerinden rücuan tazminat adı altında istenilen 51.560 TL üzerinde başlatılan takibe itirazın iptali istemli eldeki dava açılmış ise de, müvekkillerinin anılan olayda hiç bir sorumluluğu bulunmayıp mağdur olan tarafları olduğunu ve maddi kayıplarının söz konusu olduğunu, bu hususa ilişkin dava süreçlerinin devam ettiğini, hal böyle iken tamamıyla kusursuz olan müvekkillerinden rücuen tazminat istenilmesinin hukuken mümkün olmadığını, bu sebeple de icra takibine yapılan itirazın yerinde olduğunu belirterek; davacı tarafından öne sürülen haksız ve mesnetsiz iddiaların dikkate alınmayarak davanın reddine, davacı aleyhine %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı …… Sigorta A.Ş. cevap dilekçesinde özet olarak; …… plakalı aracın müvekkili şirkete 28.01.2021-2022 tarihleri arasında geçerli olan …. numaralı KTK Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında olmak üzere, maddi zararlarda araç başına azami 43.000.-TL. ile sınırlı olduğunu, öncelikle kusur oranın tespitinin gerektiğini, …… plakalı araç için “gerçek zarar” miktarının belirlenmesinin gerektiğini, davacı sigorta şirketinin icra inkâr tazminatına hükmedilmesi” talebinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili şirketin dava açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama masrafları ve vekalet ücretinden sorumlu olmadığını belirterek; şartları oluşmadığından “icra inkar tazminatı” talebinin reddine, müvekkili şirketin tazminat ödemesine karar verilmesi halinde; sorumluğunun yukarıda açıkladığımız çerçevede ve azami limit ile sınırlı olacağına, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; “Trafik kazası sonrasında düzenlenen kaza tespit tutanağında herhangi bir kusur belirlemesi yoktur. 28/07/2022 tarihli bilirkişi raporu ile, sigortalı araçta oluşan hasar tutarının 103.300,00 TL olduğu tespit edilmiş ve mahallinde keşif icra edilerek …..’in ifadesinin alınması halinde kusur durumunun netleşeceği belirtilmiştir. Taraflarca getirilme ilkesi gereğince …..’in tanık olarak ifadesinin alınmasının mümkün olmaması ve olay yerine ilişkin fotoğrafların yeterli olması nedeniyle bilirkişinin bu yöndeki değerlendirmesine itibar edilmemiştir. 28/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda kusur yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmadığından ATK’dan rapor tanzim ettirilmesine karar verilmiş ve 22/12/2022 tarihli ATK raporu ile davaya konu trafik kazasının oluşmasında davalı …..’nin % 20, dava dışı …..’in ise % 80 oranında kusurlu olduğu ve sigortalı araçta oluşan hasar tutarının 103.300,00 TL olduğu belirlenmiştir. Söz konusu ATK raporu kusur oranı belirlemesi yönünden yeterli görülmemiş ve yeni bir rapor tanzimine karar verilmiştir. Bu kapsamda tanzim ettirilen 26/02/2023 tarihli heyet raporu ile de davalı …..’nin % 20, dava dışı …..’in ise % 80 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
26/02/2023 tarihli raporun olayın oluş şekline ve dosya kapsamına uygun olduğu sonucuna varıldığından kazanın oluşmasında davalı …..’nin % 20, dava dışı …..’in ise % 80 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiş, hasar tutarı yönünden birbirini teyit eder nitelikte olan 28/07/2022 tarihli bilirkişi raporu ve 22/12/2022 tarihli ATK raporu doğrultusunda sigortalı araçta oluşan hasar tutarının 103.300,00 TL olduğu kabul edilmiştir. Bu kapsamda davacının rücuen talep edebileceği tutarın (103.300,00*20/100=) 20.660 TL olduğu, davalı ….’nin araç sürücüsü, davalı …..ı’nın araç işleteni ve davalı …. Sigorta A.Ş.’nin ZMM sigortacısı olarak bu zarardan sorumlu oldukları sonucuna varıldığından takibin 20.660 TL üzerinden devamına karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalıların takibe itirazları kısmen haksız ise de alacak likit nitelikte olmadığından davacının icra inkar tazminatı istemi yerinde görülmemiştir. Takibin kısmen haksız olduğu açıksa da davalı tarafça takibin kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalı tarafın tazminat isteminin de reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, Hadim İcra Müdürlüğü’nün ….. E sayılı takibine davalılar tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 20.660,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davaya konu olayda davalılardan ….’nin asli kusurlu olduğunu, somut olaya ilişkin mevzuatın yanlış değerlendirilip uygulandığını, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarda eksik ve yanlış hususların mevcut olduğunu, bu raporlara istinaden hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, somut olayda icra inkar tazminatının şartlarının mevcutken yerel mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, davalıların haksız yere takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, müvekkili şirkete sigortalı aracın hasar miktarının davalıların kusur oranlarının dosya kapsamına sunulan delillerle sabit olduğunu, bu kapsamda müvekkillerince sigortalı lehine davalı tarafın kusuru oranında yapılan ödemeler için davalıya karşı yapılan icra takibinin haklı nitelikte olduğunu, yapılacak yargılama neticesinde davanın tam kabulünün gerekirken icra inkar tazminatına hükmedilmesinin gerekirken yerel mahkemece kısmen kabulüne karar verilmesini kabul etmediklerini beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın kabulüne, davalılar aleyhine dava konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar…… ve ……vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemece hükmedilen kusur oranının kabul edilemez nitelikte olduğunu, süresinde itirazlarda bulunduklarını ve keşif talep ettiklerini ancak bu taleplerinin mahkemece değerlendirmeye alınmadığını, müvekkillerine atfedilecek hiçbir kusurun yok iken karşı taraf sürücüsü kaymakamın uyuması nedeniyle müvekkili……in şeridine girmesi nedeniyle gerçekleşen olayda müvekkilinin kusursuz olduğunu, bu durumun olay yeri fotoğrafları, teker izleri ve diğer deliller ile de belli olduğunu, gerekli incelemelerin yapılması halinde bu hususun aydınlık kazanacağını, müvekkilinin kusurlu olduğunun kabul edilmesinde ZMMS kapsamında 43.000 TL’ye kadar oluşan zarardan sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, kararın bu yönüyle de usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek Yerel Mahkemece verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Kusura itiraz
09.08.2021 günü saat 07.45 sıralarında davalı sürücü …… sevk ve idaresindeki ….. plaka sayılı araç ile Taşkent istikametinden Hadim istikametine doğru seyir halinde iken olay mahalli Mernek Yaylası civarına geldiği sırada karşı yönden gelen sürücü ….. sevk ve idaresindeki…… plaka sayılı otomobille karşılıklı çarpışması sonucu dava konusu trafik kazası meydana gelmiştir.

Dosya içerisinde maddi hasarlı kaza tespit tutanağı bulunmaktadır. Olay mahalli yerleşim yeri dışı, devamlı tek çizgi ile bölünmüş iki yönlü yol, 7 m genişliğinde, …… plakalı araca ait çarpışma öncesi yolu ortalar şekilde 9 m fren izi tespiti olduğu, …… plakalı araca ait kendi şeridinden başlamak üzere bir kısmı karşı şeritte olacak şekilde 4 m fren izi tespiti olduğu belirtilmiştir.maddi hasarlı kaza tespit tutanağında tespiti yapılan fren izleri, bu fren izlerinin başlangıç ve bitiş noktaları, kaza sonrası olay mahallini ve araçlardaki hasar durumunu gösteren fotoğraflar incelendiğinde; Hadim istikametinden Taşkent istikametine doğru gelen…… plakalı aracın iki yönlü yolu ortalayarak seyir halinde olduğu, bu haliyle karşı yönden gelen davalı sürücünün seyir istikametini kapattığı, mevcut kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği olayda kusurlu olduğu; davalı sürücü idaresindeki araca ait kaza tespit tutanağında belirtilen fren izinin başlangıç ve bitiş noktasına bakıldığında karşı yönden yolu ortalayarak gelen…… plakalı araca çarpmamak adına direksiyonunu sola kırdığı, çarpışma sonrası yolun sol tarafında son konumunu aldığı, muhtemel çarpışma noktasının bu tespitlere göre Taşkent istikameti üzerinde yer aldığı, davalı sürücünün mevcut kazanın oluşumunda kendi şeridinde kalacak şekilde etkin tedbir almadığı kazada kusurlu olduğu anlaşılmakla 22/12/2022 tarihli ATK raporu ile davaya konu trafik kazasının oluşmasında davalı …..’nin % 20, dava dışı …..’in ise % 80 oranında kusurlu olduğu belirlenmekle ,rapor dosya kapsamına uygun bulunmuş olup itiraz yersizdir.
Hasara itiraz
Hasar tutarı yönünden birbirini teyit eder nitelikte olan 28/07/2022 tarihli bilirkişi raporu ve 22/12/2022 tarihli ATK raporu doğrultusunda sigortalı araçta oluşan hasar tutarının 103.300,00 TL olduğu kabul edilmiştir. Bu kapsamda davacının rücuen talep edebileceği tutarın (103.300,00*20/100=) 20.660 TL olduğu, davalı …..’nin araç sürücüsü, davalı ……’nın araç işleteni ve davalı … Sigorta A.Ş.’nin ZMM sigortacısı olarak bu zarardan sorumlu oldukları sonucuna varıldığından takibin 20.660 TL üzerinden devamına karar verilmesi doğrudur.
Davacı vekilinin icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin yanlış olduğu istinafı yönünden
İİK’nın 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Somut olayda tazmini gereken alacak miktarı bilirkişi raporuyla belirlendiğinden bu halde likit alacaktan sözetmek mümkün olmadığından inkar tazminatının reddine karar verilmesi doğrudur.
Bu halde, Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak,
Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği ayrı ayrı esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekili ile Davalılar ….. ve ……vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
1-Davacı taraftan alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile 89,95 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
2-Davalı …..’den alınması gereken 1.411,28 TL harcın bu davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı …..ı’dan alınması gereken 1.411,28 TL harçtan peşin alınan 705,64 TL harcın mahsubu ile bakiye 705,64 TL harcın bu davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 30/10/2023

Başkan Üye Üye Katip

E imza E imza E imza E imza

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.