Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1799 E. 2023/2258 K. 31.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 31/10/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 25/05/2023
NUMARASI : Esas Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.

BİRLEŞEN KONYA .ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN …. E, …. SAYILI DOSYA
DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av. T
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 31/10/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 31/10/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili 17/10/2019 tarihli dilekçesiyle; 26/03/2019 günü dava dışı sürücüsü …’ın idaresindeki …. plaka sayılı yolcu minibüsü ile Konya ili istikametinden Beyşehir ilçesi istikametine doğru seyir halinde iken, aynı şerit üzerinde geriye doğru manevra yaparken duraklama yapan diğer dava dışı sürücü…. yönetimindeki ….plaka sayılı kamyonun sol arka kasa kısmına çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında minibüste yolcu olarak bulunan müvekkile….ağır şekilde yaralandığını ve çalışma gücü azalarak malul kaldığını, sürücü …. ile…. hakkında taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma suçundan Beyşehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından …. sayılı dosyasında açılan soruşturma halen devam etmekte olduğunu, kazaya karışan ve …. adına kayıtlı olan … plaka sayılı yolcu minibüsü..Sigorta A.Ş. tarafından 09/12/2019 bitiş tarihli ve … nolu, …. adına kayıtlı olan ….plaka sayılı kamyon, davalı… Sigorta A.Ş. tarafından 08/05/2019 bitiş tarihli ve …. nolu Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalandığından, sigortacı sıfatı ile davalı… Sigorta A.Ş.nin teselsül hükümlerine göre müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna gidildiğini, kaza nedeniyle müvekkilinin yaralanması nedeniyle ameliyat ve tıbbi müdahalelerin yapıldığını, müvekkili 22/05/1994 doğumlu olup kaza tarihinde fizyoterapist olarak çalışmakta ve gelir elde etmekte olduğunu, yaralanmasına bağlı olarak efor kaybına uğrar şekilde çalışma gücü azalan ve sürekli sakat hale gelen müvekkilinin çalışma gücünün azalması nedeni ile sürekli sakatlığından doğan maddi zararının tazminine karar verilmesini istemek gerektiğini, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 97 ve 99/1 maddeleri gereğince davalı sigorta şirketine yazılı başvuru yapıldığını, başvuru dilekçesi ile zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları kapsamındaki belgelerin 04/09/2019 tarihinde tebliğine rağmen 15 gün içerisinde yazılı olarak cevap verilmediğini ve 8 iş günü içerisinde tazminat ödemesi yapılmadığını, 6102 s. Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesi gereğince Arabulucu’ya başvurulduğunu, ancak taraflar arasında anlaşmaya varılamadığını, 20/09/2019 tarihli Hukuk Uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk son oturum anlaşmama tutanağı aslının dava dilekçesi ekinde sunulduğunu, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak üzere, müvekkilinin çalışma gücünün azalması sonucu sürekli sakatlığından doğan 10,00 TL. maddi tazminatın kaza tarihinde geçerli kişi başı poliçe teminat limitleri ile sınırlı olarak 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 88/1 ve 99/2 maddeleri ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 163/1 maddesi gereğince teselsül hükümlerine göre dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, sarfına mecbur kalınacak yargılamaya giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekilinin 26/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya sebebiyet verdiği iddia olunan ….plaka sayılı araç müvekkili şirket tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, ancak aracın söz konusu poliçe teminatı altına alınmış olması teminatın tamamen ve otomatik olarak ödeneceği anlamına gelmediğini, müvekkili şirket 2918 sayılı kanuna göre, işletene düşen hukuki sorumluğu zorunlu sigorta limitleri dahilinde teminle mükellef olup, işletenin sorumluluğunun bulunmadığı hallerde müvekkili şirketin sorumluluğundan bahsedilmesinin mümkün olmayacağını, yargılamaya konu olaya ilişkin kavuşturmayı dosyası olan Konya Cumhuriyet Başsavcılığının …. Soruşturma sayılı dosyasının da kusur durumunun tespiti açısından incelenmesi gerektiğini, davacının bahsi geçen iş göremezlik ve beden gücü kaybı tazminat talepleri ile her türlü diğer tazminat talepleri için Karayolları Trafik Kanunun ve 5510 sayılı yasa hükümleri gereğince, Sosyal Güvenlik Kurumunun Müvekkili şirketten rücuen tazminat talebinde bulunacağı hususları da göz önüne alınarak davacı için Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacılara yapılmış olan ödemeler ve masraflar sorularak tazminat taleplerinden düşülmesi gerektiğini, aksi halde müvekkili şirketin mükerrer ödeme yapmak durumunda kalacağını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddine karar verilmesini, ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı taraf üzerine bırakılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “Dosya incelendiğinde; Mahkememizin …. Esas,… Karar sayılı ilamı ile vermiş olduğu kararın Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 11/11/2021 tarih ve … Esas ….karar sayılı ilamı ile bozularak geri gönderildiği ve mahkememizin … esas sayılı numarayı aldığı, bununla beraber mahkememiz dosyasına Konya Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas,…. Karar sayılı ilamı ile davamız ile aynı taraflarla ilgili benzer açılmış tazminat davasının birleştirilme talebi ile mahkememize gönderildiği, yapılan incelemede her iki dosya arasında bağlantı bulunması gerekçesi ile dosyaların birleştirilerek mahkememiz dosyası altında yargılamaya devam edildiği anlaşılmıştır.
Bozma kararı doğrultusunda mahkememizce yeniden öncelikli olarak maluliyete ilişkin daha sonra da alınan maluliyete dayalı hesap bilirkişisine tevdi edilerek davacının iddia etmiş olduğu zarar bedelleri tespit edilmiş, alınan rapor denetlenmek suretiyle hukuka elverişli olduğu anlaşılarak ve gerek ana dava gerek ise birleşen davalar yönünden dosya yeniden ele alınarak dosya kapsamındaki deliller ile ve davacı vekilince birleşen dava açısından yapılan bedel artırımı dilekçesi de dikkate alınarak davacının talep etmiş olduğu ve ayrı iki sigorta şirketinden talep etmiş olduğu tazminat miktarları davalı sigorta şirketlerinin limitleri de dikkate alınarak gerek asıl dava yönünden, gerek ise birleşen dava yönünden dosya kapsamındaki deliller neticesinde maluliyet ve kusur oranlarına göre hesaplanan değerlerle ve davalı sigorta şirketlerinin sigorta limitleri ile temerrüte düştüğü tarihler dikkate alınarak asıl dava yönünden ve birleşen dava yönünden aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur
Davacının asıl dava yönünden davasının KABULÜ ile;
Davacının 26/03/2019 günü meydana gelen trafik kazasından kaynaklanan uğramış olduğu çalışma gücünün azalması sonucu sürekli iş göremezlik tazminatından kaynaklanan zararı olan 301.799,85 TL’nin davalı ….ye Sigorta A.Ş’den ( Eski Ünvanı… Sigorta A.Ş tarafından düzenlenmiş ZMSS sigorta poliçesinden kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle) sigorta limiti ile sorumlu olmak üzere dava tarihi olan 17/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Birleşen dava yönünden davasının KABULÜ ile;
Davacının 26/03/2019 günü meydana gelen trafik kazasından kaynaklanan uğramış olduğu çalışma gücünün azalması sonucu sürekli iş göremezlik tazminatından kaynaklanan zararı olan 304.792,70 TL’nin davalı … Sigorta A.Ş’den ( Eski Ünvanı … Sigorta A.Ş ve sonraki ünvanı..Sigorta A.Ş tarafından düzenlenmiş ZMSS sigorta poliçesinden kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle) sigorta limiti ile sorumlu olmak üzere kazanın ihbar edildiği ve temerrüdün oluştuğu tarih olan 17/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte birleşen dava davalısından müteselsilen alınarak davacıya verilmesine” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemenin vermiş olduğu hükmün poliçe teminatlarının üzerinde olduğunu, davalı müvekkili sigorta şirketinin ancak poliçe teminatları dahilinde sorumlu tutulabileceğini, her ne kadar kararda poliçe limitleri ile sorumlu olmak kaydıyla ibaresine yer verilmiş olsa da harçlar ve diğer tüm feriler yönünden bu hususa dikkat edilmediğini, limit üstü tazminat bedelleri üzerinden feriler için hesaplama yapıldığını, bu durumun açık ve net bir şekilde müvekkili şirketin aleyhine olup hukuka aykırı olduğunu, Yerel Mahkemenin poliçe teminat limitlerini belirttikten sonra bu limit bedeline uygun olarak hüküm kurması gerekirken aksi şekilde hareket etmiş olmasının usul ve yasalara aykırı olduğunu, ayrıca kusur incelemesi yapılırken de değerlendirme hatası yapıldığını, …. sevk ve idaresindeki aracın yolun ve trafiğin seyrine göre yol kenarında 4’lü flaşörleri yanık vaziyette manevra yapan araca yaklaşırken trafik güvenliğine uygun olarak yavaşlaması ve gelen diğer araçların hızını ve yoldaki durumunu ölçmesi gerekirken bu duruma aykırı hareketi ile kazanın meydana geldiğini, sigortalı araç sürücüsüne atfedilebilecek bir kusur yokken salt kusur izafesi mantığı ile hareket edildiğini, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını ve öncelikle davanın reddini, akabinde istinaf sebeplerinin değerlendirilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraf üzerine yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
İlk derece mahkemesince verilen ilk karara ilişkin olarak Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile ; KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 12/07/2021 tarih …. Esas … Karar sayılı dosyasında verilen kararının eksik araştırma nedeniyle HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Dava; yaralanmalı trafik kazası sebebiyle sürekli iş göremezliğe ilişkin maddi tazminat istemine ilişkindir.
1-Kusur itirazının incelenmesinde :
Davacı vekili, davacının yolcu olduğu minibüs ile ile davalı sigorta şirketinin sigortacısı olduğu aracın karıştığı kaza nedeniyle, karşı aracın trafik sigortacısı olan davalıdan tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece, davalı sigorta şirketine sigortalı karşı aracın kusuru oranında indirim yapmayarak davacının tazminat alacaklarının belirlendiği anlaşılmıştır.
Müteselsil sorumluluk, (zincirleme sorumluluk, birlikte sorumluluk) sorumluluk hukukunda önemli bir yeri bulunmaktadır. Müteselsil sorumluluk, aynı zararın oluşmasında rolü olan ancak zararın hangi kısmından sorumlu olduğu tespit edilemeyen birden fazla kimsenin, niteliği itibariyle bölünmeye elverişli başka bir deyişle çoğunlukla para ediminden oluşan tazminat ediminin tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu, alacaklı zarar görenin de dilediği sorumludan edimin tamamını veya bir kısmını talep yetkisine sahip olduğu, sorumlulardan biri ödeme yaptığı oranda diğerlerinin de sorumluluktan kurtulduğu bir birlikte sorumluluk türüdür. Sorumlulukta müteselsillik ilkesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda yer verilmiştir. Müteselsil sorumluluk gerek zarardan sorumlu olanların zarar görene karşı sorumluluğunda gerekse zarardan sorumluların birbirlerine rücu ilişkisinde bazı ilkeler getirmiştir. İşte bu ilkeleri bir bütün olarak müteselsil sorumluluk ilkesi olarak kavramlaştırılmıştır.
Birden çok kişinin aynı zarara birlikte sebep olmalarından doğan zarar aynı sebebe dayanan zarardır. Müteselsil sorumluluğu doğuran “aynı sebep” veya “birlikte sebep” kusur olabileceği gibi sözleşme veya kanundan doğabilir.
Müteselsil sorumluluk zarar görene karşı zarardan sorumlu olanların sorumluluğunun kapsamı ve niteliği yönünden kendine has ilkeler getirmiştir. Normal şartlarda bir zarar birden fazla kişinin fiili ve sorumluluğu ile doğuyorsa o kişilerin sorumluluğu kendi fiillerine yada kusurlarına isabet eden zarar miktarından sorumlu olmalarıdır. Ancak haksız fiilden zarar görenin zararını en kısa, en kolay yoldan tazminini sağlamak amacı ile müteselsillik ile kendine has sorumluluk ilkeleri benimsenmiştir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 88. maddesinde “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur” düzenlemesine yer verilmiş olup; motorlu araçların işletilmesi neticesi üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteni, aracın sürücüsü ve varsa teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu; ayrıca, birden fazla kişinin zararı tazmin ile yükümlü olması durumunda, zarar görene karşı müteselsil sorumlu oldukları belirtilmiştir. Bu haliyle Karayolları Trafik Kanunu, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasını benimsemiştir.
Yine 6098 sayılı TBK’nun 61. maddesinde “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” demekle birden çok kişinin zarardan aynı sebeple ya da çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır.
Müteselsil sorumluluk, kanundan doğan bir sorumluluk türü olup müteselsil sorumluların birinden talepte bulunan hak sahibinin, tüm ilgililer bakımından müteselsil sorumluluğa dayandığını ifade etmesine de gerek yoktur. Müteselsil sorumluluk ilkesi gereği, araçta yolcu olarak bulunan davacının kazanın oluşumunda kusurunun bulunmamasına göre, zararın tamamını, isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebilir. ( YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2016/7214 E, 2019/2775K-2016/7805 E,2019/3209 K )
Bu bilgiler ışığında somut olayı incelediğimizde;Davacı taraf, dava dilekçesi ve verdiği Islah dilekçelerinde açıkça davalının kusuru oranında sorumlu tutulmasını istemediğine göre, davacının yolcu olarak bulunduğu dava dışı araç sürücüsünün de kusurunun bulunması davalı araç sigortacısı olarak davalının müteselsil sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır.Bu durumda mahkemece; davaya konu kazada davacının kusurlu olmadığı ve zarar gören kusursuz 3. kişi konumunda olduğu talebinde kusur oranından da söz etmediğine göre zararın tümünü talep etmesi B.K.’da öngörülen teselsül kurallarına açık bir şekilde dayandığının kanıtı olduğu (HGK 24.06.1983 gün 1981/533E.-1983/724K) hususları gözetilmek suretiyle, davacı için tazminatın belirlenmesinde herhangi bir kusur indirimi yapılmaması yukarıda belirtilen müteselsil sorumluluk ilkesine uygun olduğundan davalı sigorta vekilinin buna yönelik istinafının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
2-Poliçe limiti ile sorumluluk itirazının incelenmesinde:
Davalı sigorta şirketinin poliçe limiti kaza tarihi itibariyle 360.000,00 TL olup davalı sigorta şirketine yükletilecek yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin sorumlu olduğu miktara oranlanarak hüküm altına alınması gerekir İDM tarafından bu husus dikkate alınarak karar verildiğinden itirazın reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalı sigorta şirketinden alınması gereken 41.436,33 TL karar ve ilam harcından istinaf aşamasında yatırılan 10.359,09 TL nin mahsubu ile bakiye 31.077,27 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 361 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içinde temyiz yolu açık olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi.31/10/2023

Başkan Üye Üye Katip

e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.