Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1778 E. 2023/1843 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 27/09/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 12/05/2023
NUMARASI : ……. Esas …….. Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 27/09/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 27/09/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili Seydişehir …….. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile eşinin ve çocuklarının da içinde bulunduğu aracın karşı yan sürücüsünün kusurlu davranışı sonucunda kazaya karıştıklarını, bu kaza nedeniyle daha önce Seydişehir …..Asliye Hukuk Mahkemesinin ……. Esas sayılı dava dosyası ile davanın görülmekte olduğunu bu dosyadan alınan kök rapora göre davalarını ıslah etmeleri gerektiği ancak bir dava dosyasının bir kez ıslah edileceği HMK 176.maddesi gereğince ek dava açmaları icap ettiğinden müvekkili …….. için 135.108,90TL nin davalıdan tahsiline hükmedilmesini ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “Tazminat” davasıdır.
Tüm dosya kapsamında yapılan incelemede;
Mahkememizde açılmış olan dava ölüm ve cismani zarar sebebiyle zorunlu mali mesuliyet sigortacısına karşı açılan tazminat istemine ilişkindir.
2918 s. Karayolları Trafik Kanunu’nun 14/04/2016 gün ve 6704 sayılı kanunla değiştirilen ve 26/04/2016 tarihinde değişikliği yürürlüğe giren 97. maddesine göre, “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.”
Ankara BAM….. HD.nin 20.12.2016 gün ve …… E. ………. K. sayılı emsal kararında da belirtildiği üzere, “Dava; trafik kazası sonucunda yaralanan davacının, kazaya karışan aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının yaptırılmamış olması sebebi ile kaza sonucu uğramış olduğu zararın güvence hesabından tahsili istemine ilişkindir… somut olayda davacı tarafın, davalı güvence hesabına karşı dava açmadan önce KTK’nın 97. maddesi gereğince davalı kuruma başvuru dava şartını yerine getirmediği anlaşılmış ancak yasada belirtilen başvuruya ilişkin bu dava şartı dava açılmasının hem süre hem esas bakımından ön koşuludur. KTK’nın 97. maddesine değişiklik sonucu getirilen, dava açılmadan önce sigortaya başvuru şartı noksanlığının, dava açıldıktan sonra giderilebilecek bir dava şartı noksanlığı olup olmadığı hususunun değerlendirilmesinde ise, her hangi bir dava açılmadan önce davadaki talebe ilişkin olarak ilgili birime başvuru yapılmasına ilişkin olarak getirilen düzenlemeler, mahiyeti gereği mutlaka davadan önce yerine getirilmesi gereken bir dava şartıdır. Çünkü bununla amaçlanan dava yoluna başvurmadan uyuşmazlığın çözümünü sağlamak, yargı yolu ile taleplerin karşılanmasının maliyetini azaltmak ve yargıdaki iş yükünü azaltmaya yöneliktir. Bu yol ile çözüm sağlanamadığı taktirde ancak dava yoluna gidilmelidir. Bu sebepledir ki dava açıldıktan sonra, bu dava şartının tamamlanabileceğinin düşünülmesi halinde kanun maddesinin mahiyetine ve amacına aykırı bir durum söz konusu olacak ve yasanın amaçladığı hususu genişleterek yorumlamak kanun maddesini amacından uzaklaştırabilecektir.”
Somut olayda ; davalı ………….’ne karşı tazminat davası açılmadan önce, 2918 s. KTK’nun 97. maddesi gereğince yazılı olarak başvuruda bulunulması, 15 gün beklenilmesi, 15 gün içerisinde sigorta şirketi tarafından tazminat talebine olumlu cevap verilmediği takdirde dava açılması (2918 s. KTK’nun 97. maddesi ile 6100 s. HMK.nın 114/2. maddesi gereğince) dava şartı olup, bu şartın yerine getirilmediği, bu dava şartının sonradan giderilemeyeceği, dava şartının (6100 s. HMK.nun 115/1. maddesi gereğince de) her aşamada ve re’sen gözönünde bulundurulması gerektiği anlaşıldığından, davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair Mahkememizce oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacının davasının 2918 s. KTK.nin 97. maddesi gereğince DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE USÜLDEN REDDİNE” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece ret kararı verilmesi ile birlikte davanın bitmesinin önüne geçildiğini, zaten 5 yıldır süren davanın müvekkili zararına olmak üzere, 1 yıl daha uzamasına neden olunduğunu, Yerel Mahkemenin, esas davayı açmadan önce, asıl davayı ikame ederken herhangi bir rakam belirtmeksizin, sigorta şirketine yapmış oldukları başvuru ve dahasında ek dava açmadan önce mecburi arabuluculuk başvurusuna bağlı anlaşamama tutanaklarını görmezden gelerek alelacele tensiple davanın usulden reddine dair karar tesis ettiğini, verilen kararın yanılgılı olduğunu, Yerel Mahkemenin ısrarla esas ve derdest davadaki sigorta şirketine başvuru evraklarını görmezden geldiğini, asıl davayı açarken sigorta şirketine, limit belirtmeksizin yaptıkları başvuru dilekçesi ve sonrasındaki anlaşamama arabuluculuk görüşme tutanaklarının yok sayıldığını, Yerel Mahkemeye bu evrakları Uyap üzerinden göndermelerine rağmen davanın reddine karar verildiğini, HMK 166. madde ve somut deliller ile bilinen tüm usul ekonomisi kuralları ve Hukuk Genel Kurulu kararlarının görmezden gelindiğini, tüm bu nedenlerle öncelikli olarak asıl davada davalı sigorta şirketine limit belirlemeden yapmış oldukları başvurunun KTK 97.madde kapsamında yapılmış bir başvuru olarak değerlendirilmesi ile Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına, harç ve giderlerin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava; yaralanmalı trafik kazası sebebiyle sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nın 97.maddesinde, 6704 Sayılı Kanunun 5.maddesi ile yapılan değişiklik neticesinde, 97.maddenin eski metninde, zarar görenin zorunlu mali sorumluluk sigortasında ön görülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi, dava açabilme hakkı mevcut iken;
26.04.2016 tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanan 6704 Sayılı Yasanın 5. maddesi ile 2918 Sayılı Yasanın 97. maddesinde yapılan değişiklik sonucunda, zarar görenin dava açmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuruda bulunması ve bu başvurudan itibaren en geç 15 gün içinde başvurunun yazılı olarak cevaplanmaması veya cevabın talebi karşılamadığına dair uyuşmazlık olması durumunda zarar görenin dava açabileceği düzenlenmiştir.
Yukarıda maddede yapılan değişiklikle, zarar gören hak sahipleri ZMMS sigortacısına karşı artık doğrudan dava açamayacakları, öncelikle sigortacıya tazminatın ödenmesi için genel şartlarda belirtilen belgeler ile yazılı olarak başvuracakları ve yazılı başvurudan itibaren 15 gün içinde kendilerine cevap verilmez ya da verilen cevap hak sahibinin talebini karşılamaz ise, hak sahibi tazminat için dava açabileceği gibi tahkime de başvurabileceklerinini düzenlendiği,bu hali ile trafik kazaları nedeniyle zarara uğrayanların sigortaya davadan açmadan önce mutlaka sigortacıya yazılı başvuruda bulunmak zorunda oldukları anlaşılmaktadır.
Dava açmak için yazılı başvurudan itibaren 15 günlük sürenin dolmuş olması gerekmektedir. Bu sebeplerle davadan önce yazılı başvuruda bulunmak ve başvurudan itibaren 15 günlük sürenin geçmesi ZMMS sigortacısına tazminat davası açılmasının ön şartıdır. Bu husus anılan maddenin değişiklik gerekçesinde de vurgulanmıştır.
6100 Sayılı HMK 114. maddede dava şartları düzenlenmiş olup, 114/2. maddede de diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir. Aynı kanunun 115. maddesinde ise “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
KTK’nın 97.maddesine değişiklik sonucu getirilen, dava açılmadan önce sigortaya başvuru şartı noksanlığının, dava açıldıktan sonra giderilebilecek bir dava şartı noksanlığı olup olmadığı hususunun değerlendirilmesinde ise, dava açılmadan önce davadaki talebe ilişkin olarak ilgili birime başvuru yapılmasına ilişkin olarak getirilen düzenlemeler, mahiyeti gereği mutlaka davadan önce yerine getirilmesi gereken bir dava şartıdır. Çünkü bununla amaçlanan dava yoluna başvurmadan uyuşmazlığın çözümünü sağlamak, yargı yolu ile taleplerin karşılanmasının maliyetini azaltmak ve yargıdaki iş yükünü azaltmaya yöneliktir.
Bu yol ile çözüm sağlanamadığı taktirde ancak dava yoluna gidilmelidir. Bu sebepledir ki dava açıldıktan sonra, bu dava şartının tamamlanabileceğinin düşünülmesi halinde kanun maddesinin mahiyetine ve kanunun getiriliş amacına aykırı bir durum söz konusu olacak ve yasanın amaçladığı hususu genişleterek yorumlamak söz konusu yasa maddesinin getirilmesi ile amaçlanan ilkeleri ihlal edeci nitelikte olacaktır.
Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır.
Keza söz konusu değişikliğin madde gerekçesinde;
“2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda değişiklik yapılması suretiyle, trafik kazalarında zarar görenlerin daha hızlı ve eksiksiz tazminat alabilmesi ve yargı üzerinde oluşan yükün hafifletilebilmesini teminen zarar görenlerin sigorta şirketine başvurmasının ardından, 5684 Sayılı Sigortacılık Kanununun tahkime ilişkin başvuru şekli ve süresinin dikkate alınmasını öngören bir düzenleme Tasarıya yeni çerçeve 6 ncı madde olarak eklenmiştir.” şeklinde belirtildiği,
KTK nın 97’nci maddenin değiştirilmeyen hâlindeki düzenlemede;
“Zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunulabileceği gibi dava da açabilir.” hükmünün düzenlendiği yapılan değişiklikle sigortası kapsamında dava yoluna gitmeden önce ilgililerin sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiğinin emredici bir şekilde düzenlendiği, yani başvuru yapmadan önce dava yoluna gidilemeyeceğinin, daha önce ihtiyari olan hususun bu sefer zorunlu bir başvuru haline dönüştürüldüğü anlaşılmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 97. maddesinde yapılan değişiklik ile dava açılmadan önce sigorta şirketine başvurunun zorunlu olduğunun belirtilmesi, zarar görene seçimlik bir hak tanınmamış olması nedeniyle bu hususun HMK’nin 114/2.maddesinde belirtilen diğer kanunlarda düzenlenen dava şartları kapsamında değerlendirilmesi ve yargılama esnasında tamamlanması mümkün olmayan dava şartı niteliğinde olduğunun kabulü gerekir.
Dava şartına aykırılık, HMK 115/2 madde uyarınca davanın usulden reddini gerektirir. Aksi durumun kabulü 6704 sayılı Kanun ile yapılan değişikliğin ruhuna ve amacına aykırı düşecek niteliktedir.
Anlatılan yasal düzenleme ve ilkeler ışığında somut olayda; davacı tarafın, davalı sigorta şirketine karşı dava açmadan önce KTK’nın 97.maddesi gereğince başvurusunun bulunduğu davacı ana davada başvuru şartını ve arabuluculuk şartını yerine getirmiş olup ek davada yeniden başvurmasına gerek bulunmamaktadır.bu nedenle mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken maddi olayda hataya düşülerek davanın usulden reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığından, davacının istinaf talebinin kabulüne dair karar vermek gerekmiştir.
Bu itibarla davacı vekilinin istinaf başvurularının açıklanan nedenlerden ötürü kabulü ile sair yönleri incelenmeyen ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan sebeplerle KABULÜ ile Yerel Mahkeme kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde değerlendirme ve işlem yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan, başvuru harcı dışında kalan, istinaf karar harçlarının talep halinde davacıya iadesine,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle KESİN olarak karar verildi.26/09/2023

Başkan Üye Üye Katip

e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.