Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1725 E. 2023/1725 K. 18.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ : 18/09/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 24/04/2023
NUMARASI : ….. Esas ….. Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 18/09/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 18/09/2023

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; 2918 sayılı Kara Yolları Trafik Kanunu 97. Maddesi (Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içerisinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde zarar gören dava açabilir.) gereği dava konusu ……. plaklı aracın sigorta şirketi olan davalı …….’ye 13.09.2022 tarihli dilekçeleri ile yazılı başvuruda bulunulduğunu, akabinde Arabuluculuk Bürosuna başvuru yapıldığını ve anlaşma sağlanamadığını, müvekkilinin sürücülüğünü dava dışı ………’in yaptığı Aksaray istikametinden Adana istikametine seyir halindeki biçerdöver içinde yolcu olarak bulunmakta iken biçerdöverin arkasından gelen dava dışı ……..’un sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS ile sigortalanan ……. plakalı kamyonun biçerdövere çarpması sonucu dava konusu trafik kazası meydana geldiğini, yolcu konumunda ve kusursuz olan müvekkilinin de bu kazada yaralandığını, kazadan sonra düzenlenen kaza tespit tutanağında her ne kadar ……. plakalı kamyon sürücüsüne kusur verilmemişse de Aksaray …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ……. Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporunda (rapordaki aleyhe hususları kabul etmemekle beraber) ……. plakalı kamyon sürücüsünün de dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğu tespit edildiğini, bu minvalde davalı sigorta şirketine sigortalı kamyonun kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğu netlik kazandığını, yine …….. hastanesi tarafından düzenlenen 15.11.2018 tarihli engelli sağlık kurulu raporunda müvekkilinin sürekli iş görememezlik oranının %34 olduğu tespit edildiğini, bu minvalde dava konusu kazanın meydana gelmesinde hiçbir kusuru bulunmayan, basit tıppi müdahale ile giderilemeyecek bir durumda yaralanan ve psikolojik psikiatrik kalıcı sorunlar da yaşayan müvekkilinin dava konusu işbu kazadan kaynaklı maddi manevi zarara uğradığını, yaşadığı kaza sonucunda, müvekkilinin vücut ve ruhsal bütünlüğü zarar görmüş ve telafisi mümkün olmayan izler kaldığını, bu sebeple müvekkilinin tedavi süresince çalışamadığı günler dolayısıyla uğradığı kazanç kaybı ve geçici iş göremezliğe ilişkin maddi zararın tazmini için maddi tazminata, kalıcı maluliyet ve özür durumundaki sürekliliğe bağlı olarak çalışma gücünü yitirmesi ve ekonomik geleceğinin sarsılması nedeniyle sürekli iş göremezliğine ilişkin maddi zararın tazmini için maddi tazminata, tedavi ve ilaç giderleri için maddi tazminata ve bakıcı giderlerinin tazminine karar verilmesini, dava konusu trafik kazası nedeniyle fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak ve harca esas değer belirlendiği zaman harcını tamamlamak kaydıyla, (HMK 107) gereği maddi tazminat türlerini bilirkişi incelemesi sonucunda artırılmak üzere belirsiz alacak davası olarak; müvekkili lehine ;25 TL fiziksel ve psikolojik psikiatrik maluliyeti için geçici tam iş göremezlik tazminatı, 25 TL fiziksel ve psikolojik psikiatrik kalıcı maluliyeti için sürekli kısmi iş göremezlik tazminatı, 25 TL tedavi giderleri, 25Tl bakıcı giderleri olmak üzere toplamda 100,00 TL maddi tazminatın, davalı sigorta şirketinden sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (sigorta şirketinden poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere) tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davanın kazanın üzerinden iki yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra ikame edildiğini, ayrıca davaya konu taksirle yaralama suçu için Türk Ceza Kanunu’nun 66. maddesinde öngörülen 8 yıllık dava zamanaşımı süresinin de geçtiğini, davacı, 12.07.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanması nedeni ile sürekli iş göremezlik tazminatı, geçici iş göremezlik tazminatı, geçici bakıcı gideri ve tedavi gideri talebi ile işbu davayı açtığını, davaya konu trafik kazasına karışan …….. plakalı araç müvekkili şirketin nezdinde 06.02.2013-2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere …… numaralı Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza tarihinde poliçe kapsamında müvekkil şirketin sorumlu olabileceği teminat limiti 250.000,00 TL olduğunu, ancak teminat limitini bildirmenin, kesinlikle davayı kabul ettiğimiz anlamını taşımadığını, müvekkili şirketin üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlara ilişkin sorumluluğu; sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranı ile sınırlı olduğunu, dava konusu poliçenin 06.02.2013 tarihinde tanzim edildiği ve kazanın 12.07.2013 tarihinde meydana geldiği dikkate alındığında bakiye ömür PMF 1931 tablosuna göre hesaplanması gerektiğini, davacıya SGK tarafından geçici işgöremezlik ödemesi yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davacının geçici döneme ilişkin çalışmasının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davacının bakım ihtiyacı aile içersinden karşılanıyor olması halinde tazminattan %50 oranında indirim yapılması gerektiğini, tedavi giderlerine ilişkin sorumluluk Sosyal Güvenlik Kurumu’na ait olup söz konusu talebin müvekkili şirketi yönünden reddi gerektiğini, davacının müvekkili şirkete başvurusu üzerine yapılan incelemeler neticesinde taleplerinin zamanaşımına uğradığının tespit edildiğini ve bu nedenle davacıya ödeme yapılamadığını, şu halde; ortada ödenmesi gereken bir tazminat bulunmadığından, Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. Maddesinin uygulanması mümkün olmayıp müvekkil şirketin davadan önce temerrüde düşmüş olduğunu, bu nedenlerle davanın zamanaşımı nedeni ile reddine, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya ….. Asliye Ticaret Mahkemesi ….. Esas …… Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Dava konusu kaza 12/07/2013 günü gerçekleşmiş olup, davacının trafik kazasının gerçekleştiği tarih itibariyle yaralanmanın ve maluliyetinin mevcut olduğu anlaşılmış olmakla, davacının kazaya karışan ……… iradesindeki biçer döver içerisinde yolcu olduğu dolayısıyla yolcu konumundaki davacının tüm taleplerine kazaya karışan her iki araç sorumlularından müştereken ve müteselsilen talep edebileceği düzenlenen 12/07/2013 tarihi kaza tespit tutanağında kazaya karışan araç sahiplik ve sigorta bilgilerinin yazılı olduğu, dolayısıyla davacının kaza tarihi itibariyle meydana gelen yaralanmalarına ilişkin tazminat taleplerini içinde bulunduğu araç ve bu araca çarpan diğer araç sorumlularına karşı ileri sürebileceğinden zamanaşımı süresinin kaza tarihi itibariyle dikkate alınması gerektiği takdir ve kanaatine varılmış olup, mezkur kanun hükmüne göre davacı tazminat taleplerini 2 yıl ve meydana gelen kazaya ilişkin eylem aynı zamanda cezayı gerektirdiğinden taksirle yaralanmada ceza zamanaşımı süresi olan 8 yıl içerisinde ileri sürmesi gerektiğinden davacı taleplerini en geç 12/07/2021 tarihine kadar ileri sürmesi gerekirken 13/09/2022 tarihinde arabuluculuğa başvurmuş ve 09/01/2023 tarihinde de işbu davayı açmıştır. Kaza tarihi itibariyle fiil ve fail delil olduğundan 10 yıllık zamanaşımı süresini uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; davanın zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığı anlaşılmakla;
Davanın ZAMANAŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil sürücülüğünü dava dışı ………’in yaptığı Aksaray istikametinden Adana istikametine seyir halindeki biçerdöver içinde yolcu olarak bulunmakta iken biçerdöverin arkasından gelen dava dışı ……..’un sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS ile sigortalanan …….. plakalı kamyonun biçerdövere çarpması sonucu dava konusu trafik kazasının meydana geldiğini, yolcu konumunda ve kusursuz olan müvekkilin de bu kazada yaralandığını, kazadan sonra düzenlenen kaza tespit tutanağında her ne kadar …….. plakalı kamyon sürücüsüne kusur verilmemişse de Aksaray ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ……. Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporunda ( rapordaki aleyhe hususları kabul etmemekle beraber) …….. plakalı kamyon sürücüsünün de dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunun tespit edildiğini, somut uyuşmazlıkta davalı kamyonun sürücüsünün kusuru yani tazminat yükümlüsü olduğu, Aksaray …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ……. esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporundan sonra müvekkil tarafından öğrenilmiş olup bu doğrultuda zamanaşımının kamyon sürücüsü ve davalı sigorta yönünden olay tarihinden itibaren başlamayacağı ve her ikisinin birlikte öğrenildiği tarih itibari ile başlayacağının açık olduğunu, istinaf konusu olayda aynı zamanda kazadan sonra alınan raporlarda da görüleceği üzere müvekkilin maluliyeti artmış olup bu yönden bir araştırma yapılmaksızın verilen kararın bu sebeple de usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf taleplerinin kabulü ile Konya ….. Asliye Ticaret mahkemesinin ….. Esas ve ….. Karar sayılı kararının istinaf incelemesinden geçirilerek kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Mahkemece verilen karar, davacı tarafından istinaf edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davada zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı, gelişen durumun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunun 109/2 maddesi gereğince tazminat davasının zararın ve sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren iki yıl, herhalde zararı doğuran olayın gerçekleşmesinden itibaren on yıllık sürede zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir. Ancak, haksız fiil aynı zamanda suç teşkil eden bir eylem ise ve Ceza Kanunu’nda daha uzun zamanaşımı süresi öngörülmüşse haksız fiil sorumluluğunda bu (uzamış) ceza zamanaşımı süreleri uygulanır. Uzamış (ceza) zamanaşımının başlangıcı olay tarihidir, zarar ve failin öğrenilmemesi önem taşımaz. Ceza zamanışımı süresi dolmuş ise on yıllık hak düşürücü süre içinde olmak kaydıyla zararın (gelişen durumun sona ermesinden itibaren) ve failin öğrenilmesinden itibaren iki yıllık süre içinde de dava açılabilecektir.
Kaza 12.07.2013 tarihinde gerçekleşmiş olup, olayda 5237 sayılı TCK uyarınca 8 yıllık ceza zamanaşımı süresinin uygulanacak olması, ceza zamanaşımının olay tarihinden itibaren işleyecek olması karşısında 8 yıllık ceza zamanaşımının dava ve arabuluculuk tarihi itibariyle dolduğu anlaşılmıştır. Ancak davada “gelişen durum”un bulunması söz konusudur. Dava, belirsiz alacak müessesinin ortaya çıktığı 6100 Sayılı HMK’nın, yürürlük tarihi olan 2011 yılından sonra açılan belirsiz alacak davalarında, dava tarihine (söz konusu olması halinde artırım veya ıslaha göre değil) bakılacağından, talebin zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tespiti önem arz etmektedir.
Zamanaşımı süresinin işlemeye başlaması için, zarar gören tarafından failin yanında zararın da öğrenilmesi gerekir. Bedensel zararlarda, uğranılan zararın tespit edilebilmesi için, meydana gelen yaralanmanın niteliği de nazara alınarak, öncelikle zarar nedeniyle gerekli tedavi sürecinin bitmiş olması gerekir. Zira, tedavi devam ederken zarar gören kişinin sürekli ve geçici işgöremezlik durumu tam olarak tespit edilemez. Daha açık bir ifade ile, tedavi devam ederken kişinin yaralanma nedeniyle maluliyeti olup olmadığı ve varsa oranının ne olduğu tam olarak tespit edilemez.
Somut olayda da, davacının yaralanmasına ilişkin olan tedavi belgeleri içeriğinden, davacının kazadaki yaralanması nedeniyle tedavisi olay sonrası yapılan muayenesinde maluliyetin bulunabileceği, ancak alınacak ATK ve Üniversite Heyet heyet raporu ile davacının maluliyeti yönünden “gelişen durum” bulunup bulunmadığı, gelişen durumun ne zaman sone erdiği konularında bir değerlendirme yapılması gerekip mahkemece herhangi bir rapor alınmadığı, buna ilişkin başkaca raporun da dosyaya konulmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece; kaza tarihindeki geçerli olan yönetmelik hükümlerine göre, davacının kazadaki yaralanması ile sonraki tarihli muayene sonuçları ve dosya kapsamında varsa alınan maluliyet raporları değerlendirilmek suretiyle, kazadaki yaralanmaya bağlı gelişen yeni durum olup olmadığının tespiti, gelişen yeni durum olduğunun saptanması halinde ise bu yeni durumun ne zaman ortaya çıktığı, tedavi sürecinin ne zamana kadar devam ettiği ve hangi tarihte bittiği konularında, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınması; bu rapor da irdelenerek, zararın (maluliyetin) ne zaman öğrenildiği ya da öğrenilmesi gerektiği değerlendirilip, buna göre zararın öğrenilmesinden (zararın kesinleşmesinden) itibaren işleyecek iki yıllık ve genel olarak olaydan itibaren işleyecek on yıllık zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının belirlenmesiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle, hüküm tesisi doğru görülmemiştir. (Bkz aynı yönde Yargıtay 17. HD 2017/5241 Esas, 2018/6918
Karar;Yargıtay 4. HD 2021/13680 Esas, 2022/8355 Karar; YARGITAY 4. Hukuk Dairesi 2021/11146 ESAS, 2022/4060 Karar ; YARGITAY 4. Hukuk Dairesi 2021/15250 ESAS, 2021/10557 KARAR sayılı ilamı ile diğer aynı yöndeki ilamları)
Bunun dışında davacının istinaf itirazlarından olarak, yukarıda belirtildiği gibi olay tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunun 109/2 maddesi gereğince tazminat davasının zararın ve sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren iki yıl, herhalde zararı doğuran olayın gerçekleşmesinden itibaren on yıllık sürede zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir. Buna göre, zamanaşımının başlayabilmesi için zararın ve sorumluların öğrenilmesi yeterli olup kusurunun bulunduğunu öğrenmesi şartı aranmayacağından, buna ilişkin itirazı yerinde bulunmamaktadır.
Anlatılan sebep ve gerekçelerle, tüm dosya kapsamı ve davanın niteliği nazara alınarak davacı tarafın istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının HMK.nın 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, başvurma harcı dışında kalan, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf eden davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların İlk Derece Mahkemesi tarafından verilecek nihai kararda hüküm altına alınmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK m.353 uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.
18/09/2023

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.