Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1715 E. 2023/2559 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
KARAR TARİHİ :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 14/03/2023
NUMARASI : Esas Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR :1-…-
VEKİLLERİ :Av. …
Av. … –
Av. … –
:2- … – … …
: 3- … – … …
VEKİLİ :Av. … –
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 23/11/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:23/11/2023

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; poliçe numarası ile davalı …SİGORTA A.Ş.’den sigortalı olan ve davalı … LTD. ŞTİ. adına kayıtlı ve diğer davalı … idaresindeki … plakalı araç 29/10/2021 tarihinde kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiğini, kaza sonrası müvekkiline ait … plakalı araçta maddi hasar meydana geldiğini, kazanın oluşumunda davalı sigorta şirketinin sigortalamış olduğu araç sürücüsü tam kusurlu olduğu müvekkilinin ise kusursuz olduğunu, müvekkilinin aracında eksper raporuna göre maddi zarar tespit edildiğini, aracın tamir masrafının davalı sigorta şirketi tarafından karşılandığını, araçta kaza nedeniyle değer kaybı oluştuğunu, müvekkilinin aracının değer kaybı bedelinin 21.01.2022 tarihli başvuru dilekçesiyle davalı sigorta şirketinden talep ettiğini, davalı sigorta şirketinin herhangi bir ödeme yapmadığını, taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlık, dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğundan dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, Konya Arabuluculuk Bürosu … Arabuluculuk numaralı arabuluculuk son oturum tutanağında taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını, müvekkiline ait … plakalı araçta oluşan değer kaybının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tazmini ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini mahkememizden dava ve talep etmiştir.
Davacı vekili 17/01/2023 tarihli dava değerinin artırılması talepli dilekçesinde özetle; Belirsiz alacak davası niteliğindeki dosyada bilirkişi raporu doğrultusunda tespit edilen değere göre dava değerini arttırmak zorunluluğu doğduğunu, 14/04/2022 tarihli dava dilekçesinde belirsiz alacak davası olarak açıldığını, HMK ‘nın 107.maddesi uyarınca dava değerini arttırma haklarının saklı kalması ile dava için harca esas dava değerinin 1.500,00 TL olarak talep edildiğini, bilirkişi raporunda, araçta meydana gelen dava konusu değer kaybı ile tazminat alacağının toplam 20.000,00 TL olarak tespit edildiğini, dava dilekçesinde 1.500,00 TL olarak talep edilen tazminat bedelinin 18.500,00 TL artırarak, dava değerinin 20.000,00 TL üzerinden harç hesaplaması yapıldıktan sonra eksik kalan harçın yatırılacağını, dava dilekçesinde 1.500,00 TL talep edilen araç değer kaybı bedelinin 18.500,00 TL arttırılmasını, dava dilekçesinde açıklanan nedenler ve bilirkişi raporu doğrultusunda dava değerini artırım dilekçesinin kabulü ile artırım yapılan tazminat alacağının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalıdan tahsiline karar verilmesi mahkememizden talep etmiştir.
Davalı …. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın davasının belirsiz alacak davası olarak açılmasının hukuka aykırı olduğunu, davanın esasına girmeden doğrudan ve usulen reddinin gerektiğini, kazaya karışan …. plaka sayılı araç müvekkili şirket nezdinde karayolları motorlu araçlar zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalandığını, müvekkili şirketin poliçedeki maddi zararlara ilişkin teminat limitinin kaza tarihi itibariyle araç başına 43.000,00 TL, kaza başına 86.000,00 TL olduğunu, uyuşmazlık kapsamında davacıya ait araçta meydana gelen hasar nedeniyle …. Hizm. SAN’a 25.01.2022 tarihi itibariyle 6.475,23 TL tedarik ödemeleri yapıldığını, zamanaşımına uğrayan davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini mahkememizden talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi… Esas .. Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Sonuç olarak haksız fiilin türü olan trafik kazalarına olayın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan kanun hükümlerinin uygulanması, davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybının belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanununun 90. maddesi gereğince genel hükümlerin esas alınması gerektiğinden Yargıtay uygulamalarına uygun olarak bilirkişi raporunun ilgili kısmı hükme esas alınmıştır.
Faizin ticari avans faiz / yasal faiz olup olmayacağı değerlendirmesinde, kazaya sebebiyet veren ve davalı sigorta şirketinin Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı ile teminat altına alınan aracın ticari vasıfta olmaması nazara alınarak yerleşik Yargıtay uygulaması gereği yasal faize hükmedilmesi gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; yukarıda belirtilen izahat çerçevesinde ve alınan hüküm kurmaya elverişli, denetime açık, gerekçeli ve açıklamalı bilirkişi raporu da nazara alınarak; davacının davasının kabulü ile; davacının araç değer kaybı bedeli talebinin talep artırım dilekçesi ve dava dilekçesine bağlı kalınarak kabulü ile; 20.000,00 TL’nin davalılardan talep de nazara alınarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmesi gerekmiş ve;
Davacının davasının KABULÜ İLE;
Davacının araç değer kaybı bedeli talebinin; dava dilekçesi ve talep artırım dilekçesine bağlı kalınarak KABULÜ İLE; 20.000,00 TL’ nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … Sigorta A.Ş vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; zarar gören 2016 model Tofaş Fıat Fıorıno marka araçtaki somut maddi faturalı hasarın 13.457,47 TL iken fahiş temelsiz ve denetlenebilirlik kriterinden uzak bir rapor ile 20.000 TL değer kaybı üzerinden hakkaniyetsiz bir tespit yapılmasının kabul edilemez olduğunu, istinafa konu karara esas raporun tek uzman inisiyatifine bırakıldığını, tüm bu nedenlerle Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/04/2023 tarih … Esas ve …. Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın belirtilen gerekçeler ve kamu düzeninden olan resen nazara alınacak gerekçelerle reddine, aksi halde müvekkil şirket lehine yeni hüküm kurulmasına, masraf ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalılar …Turizm ve … vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna karşı talepte bulunmalarına rağmen iddialarının değerlendirilmeden aleyhlerine tam kabul kararı verildiğini, oysa davacı aracında kaza sonucu oluşan hasar bedeli sigorta şirketince ödendiğini ve bu ödemenin ibraname karşılığında yapıldığını, dolayısıyla araç değeri kaybında oluşabilecek hasar olup olmadığı, sigorta şirketinin hangi zararları kapsayacak şekilde ödeme yaptığını, ödemesinin talep edilen değer kaybı olup olmadığı veya hasar ödemesinde araç değer kaybı ile ilgili kısmi bir ödeme olup olmadığını bilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle işbu davanın açılmasına kusuru ile sebebiyet vermediğini, mahkeme zorunlu arabulucuk başvurusunun sadece sigorta şirketi açısından geçerli olduğunu kabul ederek arabulucuk ücretini davalı sigorta şirketi aleyhine kurmuş iken müvekkil aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmetmesinin doğru olmadığını, tüm bu nedenlerle Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosya üzerinden 14/03/2023 tarihinde 2023/126 Karar sayılı kararının müvekkil açısından reddine, lehlerine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine, aksi durumda hesaplama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Mahkemece verilen karar, davalılar tarafından kusur ve zarar yönlerinden istinaf edilmiştir.
-Kusur ve sorumluluğa, yargılama giderine yönelik itirazlarda;
Türk Borçlar Kanunun 49.maddesinde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”, yine aynı kanunun 50.maddesinde, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır” denilmektedir.
Karayolları Trafik Kanunun 86/1 maddesinde, “İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur” denilmektedir.
Karayolları Trafik Kanunun 85 maddesi “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Aynı yasanın 88. Maddesinde ise “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.” düzenlemesi ile motorlu araçların işletilmesi neticesi üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteni, aracın sürücüsü ve varsa teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu ayrıca birden fazla kişinin zararı tazminat ile yükümlü olması durumunda zarar görene karşı müteselsil sorumlu oldukları belirtmiştir. Bu haliyle Karayolları Trafik Kanunu, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasını benimsemiştir.
Yine TBK 61. Maddesinde “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” demekle birden çok kişi aynı zarardan aynı sebeple yada çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır. Bu durum iki veya daha çok kişinin şahsında sorumluluğun ya da herhangi bir tazminat yükümlülüğün şartlarının gerçekleşmesi halinde söz konusu olur. İşte bu tür durumlarda sorumlular hakkında müteselsil sorumluluk hükümleri uygulanacaktır.
Müteselsil sorumluluk kanundan doğan bir sorumluluk türüdür. Müteselsil sorumluluk ilkesi gereği, davacı kusursuz olduğuna göre zararın tamamını isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebilir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/11886 Esas, 2017/6732 Sayılı Kararı)
Buna göre, ortaya çıkan zarardan davalı araç maliki/sürücüsü de sorumlu bulunmaktadır. Bu nedenle, husumete ve dolayısıyla yargılama giderine yönelik sigorta dışındaki davalıların itirazının yerinde olmadığı görülmüştür.
Trafik kazalarında sürücülerin kusur durumlarının tespiti hususu hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konulardan değildir. Raporların yeterli görülmemesi veya raporlar arasında çelişki olması halinde, oluşa uygun, çelişkileri gideren yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir.
Mahkemece 11/10/2022 tarihli celsede;
“Davalı sigorta şirketi vekiline ve diğer davalılar vekiline açıkça kazanın oluşumundaki tarafların kusur durumuna itiraz edip etmedikleri hususunda beyanda bulunmak üzere iki haftalık kesin süre verilmesine aksi takdirde dosyadaki trafik eksper raporu ve tramer kaydında belirtilen kusur oranına açıkça itiraz edilmemesi halinde sigortacılık kanunu 22/17 maddesi ve Karayolları Trafik Kanunu 99. Maddesi hükmü gereğince mahkememizin kusur durumunun değerlendireceği hususunun davalı vekiline ihtarına” şeklinde kurulan ara kararla ve davalıların buna itiraz etmediğinden bahisle, tarafların kusur durumu haksız fiil sorumluluğunun temel şartlarından olmasına karşın, kusur belirlemesi yapılmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu durumda mahkemece, dosyanın kusur konusunda uzman trafikçi bir bilirkişiye verilerek, tüm dosya kapsamına göre, kazanın oluş şekli, çarpma noktaları, tarafların tuttukları kaza tespit tutanağı, ekspertiz raporundaki buna ilişkin varsa tespitler, bulunması halinde olayın görgü tanıklarının anlatımları da göz önünde bulundurularak sürücülerin olaydaki kusur durumlarının tespiti hususunda ayrıntılı, gerekçeye ve denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde eksik araştırma ile karar verilmesi doğru olmayıp davalıların buna ilişkin istinafının kabulü gerekmiştir.
-Kabule göre de (zarar yönünden);
Davaya konu olan olayda davacıya ait araç hasara uğramıştır. Bu durumda sözü edilen aracın onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Çünkü tamamen onarılmış olsa bile bu araba tahribatın izlerini taşımaktadır. Onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir.
Somut dosyamızda; Yargıtay uygulamaları doğrultusunda uzman bilirkişi tarafından aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, davacı tarafın iddiaları, davalının savunmaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybının zararının belirlenmesi (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 14/06/2017 tarih ve 2016/13290 E., 2017/6752 K sayılı kararı) yapıldığından, davalının haksız fiil sorumlusu olarak zarardan sorumlu olduğu, dolayısıyla buna ilişkin istinaf isteminin yerinde olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile, gerçekleştirilen fiil sonucunda hasar miktarının ve değer kaybı zararının duruma uygun şekilde belirlendiği anlaşıldığından, davalıların zarara yönelik itirazlarının yerinde olmadığı görüldüğünden, buna yönelik itirazların reddine karar verilmiştir.

Yukarıda açıklanan gerekçelerle davalılar …. Tic. Ltd. Şti ve … vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1.a.6.maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının HMK.nın 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalılar tarafından yatırılan, başvurma harcı dışında kalan, istinaf karar harcının talep halinde davalılara iadesine,
4-İstinaf eden davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan masrafların ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
7-Konya .. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına davalı … Sigorta A.Ş tarafından sunulan; Nakit 40.268,96 TL bedelli teminatın İİK 36/5 maddesi gereğince talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK m.353 uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/11/2023


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı
Katip

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.