Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/170 E. 2023/348 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 27/02/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 01/12/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … –
TC No: …, …
VEKİLLERİ : Av. … –

Av. … – …
DAVALI : 1- … –

VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 2- … – TC No: …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 27/02/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 28/02/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; davacı müvekkilinin mülkiyetindeki … plakalı aracı ile … tarihinde seyir halinde iken davalı … yönetimindeki … plakalı aracıyla kendisine çarparak maddi hasarlı ve yaralamalı bir kazaya sebebiyet verdiğini, söz konusu kaza nedeniyle davalı tarafın ağır ve tam kusurlu olduğunu, diğer davalı … ise kazaya karışan kusurlu aracın sigorta şirketi olduğunu, araçta oluşan hasar nedeniyle Konya … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş dosyası ile tespit yaptırıldığını ve bilirkişi raporunda toplamda 41.500,00 TL zararın meydana geldiğinin tespit edildiğini, davalı … şirketine oluşan maddi zararların tazmini yönüyle müracaatta bulunulduğunu, ancak herhangi bir ödemenin yapılmadığını, arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını belirterek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile öncelikle … plaka sayılı aracın kaydı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, 41.500,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davayı kabul anlamına gelmemek üzere kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin bu poliçedeki maddi zararlara ilişkin teminat limiti ise kaza tarihi itibariyle araç başına 43.000,00-TL olduğunu dosya üzerinde yapılan tüm ödemelerin poliçe teminat limitinden mahsup edilmesinin gerektiğini, dosya münderecatına göre sigortalının kusurunun bulunmadığının müşahede edildiğini, dosyanın kusur bilirkişisine tevdi edilmesinin gerektiğini, öncelikle, mükerrer ödeme ve sebepsiz zenginleşmenin engellenmesi için konu kaza nedeniyle sigortalı veya … sigortacısı tarafından zarar görene bakiye ödeme yapılıp yapılmadığının, aracın aynı bölgeye hasar almış olup olmadığının ve 165.000 Km’nin üzerinde olup olmadığı hususunun tespitinin gerektiğini, aracın aynı yerde birden fazla hasarının olması, geçmişinde 3 ve daha fazla hasar olması ve araç kilometresinin 165.000 Km’ den fazla olması hallerinde değer kaybı oluşmayacağından değer kaybı yönüyle davanın reddinin gerektiğini belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “…Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davaya konu trafik kazasının oluşmasında davalı sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, davacının tespit raporundaki belirlemelere bir itirazının olmaması karşısında araçta oluşan hasar tutarının 40.000,00 TL olduğunun kabul edilmesi gerektiği, ıslah ile artırılan tutar yönünden davalılar lehine oluşan usuli müktesep hakkın ihlaline neden olacak şekilde karar verilmesinin mümkün olmadığı sonucuna varıldığından davanın 40.000,00 TL üzerinden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, 40.000,00 TL hasar tazminatının davalı …Ş. yönünden kaza tarihi itibariyle geçerli ZMMS poliçesi maddi hasar teminat klozu limitiyle sınırlı olmak üzere temerrüt tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … yönünden ise kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; değişik iş tespit dosyalarının emsal olma özelliği bulunmadığını, söz konusu değişik iş dosyasının bir delil tespiti dosyası olduğunu, taraflarının bu dosyada oluşan hasarla ilgili olarak rakamı kabul ettiklerine yönelik bir beyanlarının kesinlikle bulunmadığını, Yerel Mahkemenin toplam zararın 47.400,00 TL olduğunu belirlediğini ancak delil tespiti dosyasında bir itirazlarının olmadığını beyan etmeleri nedeniyle rakamı 40.000,00 TL’ye çektiğini, burada tamamen yargılama usul sistemine aykırı ve davacının mağduriyetine yol açacak bir yorum yapıldığını, delil tespiti dosyasında bir rakam belirlenmediğini, delil tespiti dosyasında mevcut hasarların neler olduğu ve bu kalemlerin piyasa rayiç bedeli ve hasar değerinin belirlendiğini, davanın haksız fiile dayanması nedeniyle gerçek hasar miktarının ancak yargılama ile belirlenmesinin mümkün olduğunu, mahkemece emsal olarak verilen Yargıtay …HD’nin …-…sayılı kararının eldeki dosya ile bir emsal olma özelliği bulunmadığını, somut olayın eser sözleşmesi ve ayıplı malla ilgili olduğunu, kararda belirtilen hususun ise ayıplı ve eksik malın niteliği ile ilgili olup somut olay ile uzaktan yakından ilgisi bulunmadığını, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkeme kararının kısmen ret ve karşı yargılama gideri ve vekalet ücretleri yönünden olan kısımlarının lehlerine olacak şekilde kaldırılmasına ya da bu yönde düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
HUMK m. 374 uyarınca delil tespiti dosyası esas dava dosyasının bir eki sayılmıştır. Diğer deyişle, delil tespiti dosyası ile esas dava dosyası bir bütün oluşturmaktadır. Bunun bir sonucu olarak delil tespiti yolu ile elde edilmiş olan delillerin değerlendirilmesi ile dava sırasında incelenme zamanı gelmiş delillerin değerlendirilmesi bakımından bir farklılık bulunmamaktadır. Delil tespiti yolu ile elde edilen deliller, tıpkı davanın normal seyri içerisinde elde edilmiş deliller gibi takdiri delil veya kanuni delil olmasına göre farklı şekilde değerlendirilirler.
Delil tespiti sonuçlarından taraflardan her biri yararlanabilir. Bu bakımdan karşı taraf (davalı) da (müstakbel) davacının yaptırmış olduğu delil tespitine dayanabilir. Kendi yaptırdığı delil tespitine delil tespiti sırasında itiraz etmemiş olan davacı, karşı tarafın (davalının) o tespite dayanması halinde, kendi yaptırdığı tespitin aksini iddia ve ispat edemez. Bu durum usulî kazanılmış hak kavramı ile açıklanmaktadır.( Kuru-III s. 2753; Akyol s. 76.)
Buna göre delil tespiti yaptıran taraf delil tespitine itiraz etmeyince diğer taraf lehine usulî kazanılmış hak doğmaktadır( Aynı yönde: Yavaş s. 131. )
Yaptırmış olduğu delil tespitine dayanan davacı, delil tespitinden sonra dava açarken delil tespiti yoluyla tespit ettirmiş olduğu zarar (tazminat) tutarından daha fazlasını isteyemez. Örneğin: “… Dava dilekçesi davacının kapsamına itiraz etmediği tespit raporuna ve oradaki kalemlere dayanmaktadır. Davada ileri sürülen zarar tutarı ve kalemler tespit raporu ile sınırlı olduğuna göre bunu aşan subutun davada ileri sürülmüş sayılması ve hüküm altına alınması istenilmeyen şeye hükmetme niteliğinde olduğundan bozmayı gerektirir…” (Yarg. 4. HD 6.4.1970, 1341/2881: Kuru-IV s. 4465)
Delil tespiti yaptırmış olan taraf (müstakbel davacı) da esas davada delil tespitine dayanabilir. Delil tespiti karşı taraf davet edilerek onun huzurunda yapılmış ise karşı taraf, bütün itirazlarını delil tespiti sırasında yapma imkânına sahip bulunduğundan, esas dava sırasında delil tespitine itiraz edemez. Delil tespiti karşı tarafın yokluğunda yapılmış ise, asıl davada bu delil tespitine dayanıldığında, karşı tarafın delil tespiti yoluyla elde edilen delile itiraz edebilme hakkı doğabilecektir( Yavaş s. 131. Örneğin: “…Davalılara ait çeltik ekili tarladan buraya bitişik davacıya ait kavun ve kabak ekili tarlaya su kaçarak zarar vermiştir. Davacının isteği üzerine 25.5.1971 de yapılan delil tespitinde bilirkişi yüksek ziraat yüksek mühendisi (M), 22 dekar yerdeki zarar tutarının 8.960. lira olarak tespit etmiştir ve davacı bu miktar üzerinden 1.6.1971’de bu davayı açmıştır. Fakat ilk oturum günü gelmeden bu kez davalıların isteği üzerine 6.7.1971’de yapılan delil tespitinde bilirkişi ziraat teknisyeni (H), suyun gelmediği 11 dekarlık yerde zarar olmadığını, geri kalan 11 dekarlık yerdeki zarar tutarının ise 2.250 lira olduğunu bildirmiştir… Mahkeme de bir esasa dayanmadan ilk tespitteki miktarı gerçek zarar olarak kabul edilse bile dörtte üçe varan bir oranda indirme yapılmıştır. Oysa her şeyden önce iki tespit raporu arasındaki aykırılık giderilmeliydi…” (Yarg. 4. HD 29.3.1974, 16241/1567 (Kuru-IV s. 4471-4472). (ANKARA ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ DERGİSİ 2009 MEDENİ YARGILAMA HUKUKUNDA MAHKEMELERCE YAPILAN DELİL TESPİTİ )
Somut olayda yaptırmış olduğu delil tespitine dayanan davacı, delil tespitinden sonra dava açarken delil tespiti yoluyla tespit ettirmiş olduğu zarar (tazminat) tutarından daha fazlasını isteyemez. Bu nedenle itirazın reddi gerekmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmediğinden başvurunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği esas yönünden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafça yatırılan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 28/02/2023


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.