Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/167 E. 2023/320 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …
KARAR TARİHİ : 27/02/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 18/10/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – (T.C. Kimlik No:…)
VEKİLİ : Av. …- …
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 27/02/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 28/02/2023
Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının maliki olduğu ve müvekkili şirket tarafından ZMSS yapılmış olan … plakalı aracın … tarihinde kazaya karıştığını, müvekkili şirket tarafından sigortalı olan aracın KTK 47/1-c-d ve 47/2 maddelerine aykırı davranması sonucunda … plakalı araca çarptığını, davalının malik olduğu aracın trafik kurallarını ihlal ederek karıştığı kazada ağır kusurlu olduğunun ekspertiz raporu ile sabit olduğunu, müvekkili şirket tarafından kazada maddi hasara uğrayan … plakalı aracın sahibine 10.000,00 TL ödeme yapıldığını, davalıya rücu sebebinin araç maliki olduğu için sorumluluğunun devam ettiğini ve sürücünün araca kasdi çarparak olay yerini terk ettiğinin tespit edildiğini, müvekkili şirket tarafından Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin iddialarının tamamen soyut delillere ve varsayımlara dayandığını, araç sürücüsünün kaza yerini terk etmiş olmasının sigorta şirketine rücu hakkını vermeyeceğini, TTK 1409. Maddesinde taraflar arasında sözleşme kurulduktan sonra gerçekleşen rizikoların sigorta şirketi tarafından ödenmesi gerektiğinin belirtildiğini, teminat dışı hallerin somut delillerle ispat edilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle rücu şartlarının oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin kararı ile; “İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, davacı … şirketinin zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi kapsamında zarar gören üçüncü kişilere ödenen tazminatın Zorunlu Mali Sorumluluk Genel Şartları gereğince kendi sigortalısından rücuen tahsili için başlatılan icra takibine yapılan “İtirazın İptali” talebine ilişkindir.
Delillerin toplanması bakımından … A.Ş.’ne, Konya … İcra Müdürlüğü’ne, … C. Başsavcılığı’na, … Dairesi Başkanlığı’na, … Sicili Müdürlüğü’ne, … Başkanlığı’na yazılar yazılarak gerekli bilgi ve belgeler getirtilerek dosyamız arasına konulmuştur.
Mahkememizce … Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’nden dava konusu kazaya ilişkin yüzdesel kusur durumunu gösterir rapor alınmış, 06/04/2022 tarihli …- …sayılı Adli Tıp Raporunda özetle; … plaka sayılı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, sürücü …’in kusursuz olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce Hasar ve Sigorta Bilirkişisi …’dan rapor alınmış, bilirkişi … tarihli raporunda özetle; dava konusu kaza nedeniyle … plakalı aracın onarımının uygun olduğu, bu itibarla hasar tutarının 10.000 TL olduğu, Yargıtay İçtihatları gereğince davacının, davalıya rücu hakkı doğmayacağı belirtildiği görülmüştür.
Somut olayda; davacı tarafa sigortalı bulunan aracın 26/01/2017 tarihinde … plakalı araca çarptığı, sigorta şirketi tarafında … plakalı aracın maddi hasara uğraması nedeniyle dava dışı araç sahibine maddi hasar nedeniyle ödenen bedel nedeniyle rücu alacağına bağlı Konya …icra Müdürlüğünün … Esas nolu dosyasında takip yapıldığı, yapılan takibe itiraz üzerine mahkememizde itirazın iptali davası açıldığı, mahkememizce kusur raporu ve sigorta eksperinden rapor alındığı, Konya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … esas … karar nolu ilamında belirtildiği üzere “….Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre davacının maliki olduğu aracın sürücüsünün ters yöne girmesi ağır kusur sebebiyle rücu sebebi değildir.” Kaza esnasında yaralanma bulunmaması nedeniyle ZMSS Genel Şartları B.4/f. Maddesi uyarınca rücu hakkının doğmadığı, ayrıca davalının aracını kullanan kişinin kasıtlı olarak veya ağır kusurlu olarak dava dışı araca çarptığına ilişkin bir delilin bulunmaması nedeniyle ZMSS Genel Şartlar B.4 maddesince sigorta şirketinin kendi sigortalısına rücu şartları oluşmadığından rücu tazminatı talebine bağlı itirazın iptali davasının reddine karar verilmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacının davasının REDDİNE,
Şartları oluşmadığından kötü niyet tazminat talebinin reddine” şeklinde hükmün kurulduğu anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; olay esnasında polisten kaçmakta olan …’ın bilinçli bir şekilde polis ekiplerini atlatabilmek adına kasten şerit ihlali yapıp kazaya neden olduğunu, o esnada tek amacı polis ekiplerinden kurtulabilmek olması dolayısıyla trafik kurallarının hiçbirini umursamayıp bile isteye şerit ihlali yapıp önüne çıkan araca çarptığını, olayda kasıt ve ağır kusurun birlikte gerçekleştiğini, ağır kusurlu ve kasti davranışı nedeniyle de müvekkili sigorta şirketinin rücu hakkının doğduğunu, ayrıca kazadan sonra da sürücü …’ın olay yerini terk ettiğini ve gerekli kaza tutanaklarının tutulmasına mani olduğunu, bu konuda da ZMMS Genel Şartları m.B/4.f uyarınca müvekkili sigorta şirketinin bir rücu hakkının daha doğduğunu, rücu haklarının tek bir kanun maddesine dayanmadığını, kanuni dayanaklarının değerlendirilmesinde Yerel Mahkemenin tamamen hatalı bir şekilde düzenlenmiş olan, bilirkişinin görev ve yetki tanımlarını aşarak hazırlamış olduğu ve hükme esas teşkil eden bilirkişi raporunu göz önüne aldığını, bu rapor doğrultusunda da hukuki değerlendirmenin yanlış yorumlandığını, bu raporla ilgili itirazlarını iletmiş olmalarına rağmen mahkeme tarafından hiçbirinin göz önüne alınmadığını, tüm bu nedenlerle Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Sigorta Genel Şartlarından Sigortanın, sigortalıya rücu hakkı ” B.4. Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortanın Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı maddesinde düzenlenmiş, ilgili madde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalıya rücu edebilir.
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
a) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,
b) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,
c) Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
ç) Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,
d) Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,
e) Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,
f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,
Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez.” denilerek, sigortacının sigortalıya rücu edebileceği durumlar belirlenmiştir. İlgili maddede sayılan rücu sebepleri birbirinden bağımsız sebepler olup, rücu sebeplerinden birinin bulunması halinde sigorta şirketi yapılan hasar ödemesinin rücuen tazminini sigortalısından talep edebilir.
Çözümlenmesi gereken sorun ZMMS poliçesi bulunan dava konusu araç bakımından meydana gelen iş bu trafik kazası neticesinde olay mahallinin terk edilmesinin tek başına poliçeyi teminat kapsamından çıkarıp çıkarmadığına ilişkindir.
Sigorta hukukunda asıl olan, sigorta poliçesi kapsamında kalan rizikonun gerçekleşmesi halinde zararın sigortacı tarafından karşılanmasıdır. Ancak bazı durumlara ilişkin kanuna veya poliçe genel şartlarına hükümler konularak, zarar teminat dışına çıkarılabilmektedir. ZMMS genel şartlarının B.4 maddesinde de teminat harici olan hususlar düzenlenmiş olup, bunlardan bir tanesi de kazadan sonra olay yerinin terk edilmesidir.
01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMMS) Genel Şartlarının ” ZARAR GÖRENLERİN HAKLARININ SAKLI TUTULMASI VE SİGORTACININ SİGORTALIYA RÜCU HAKKI” başlıklı B.4/f bendinde düzenlenen “f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, “bedeni hasar”a neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde sigorta şirketinin zarar gören 3. kişilere ödediği tazminatı sigortalısına rücu hakkı bulunmaktadır. Bedeni hasara neden olan bir trafik kazası sonucu sigortalı araç sürücüsü olay yerini terk etmişse olay yerini terk sebebinin tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu bir hal sebebine dayanması gerektiği aşikardır.
ZMMS genel şartları B.4/f bendi kapsamında sigorta şirketinin sigortalısına rücu hakkının doğumu için iki sebebin bir arada bulunması gerekmektedir.
a)- Bunlardan ilki meydana gelen trafik kaza sonucunda “bedeni hasar”ın doğmasıdır. Poliçe genel şartlarında maddenin kapsamı “bedeni hasar ile” sınırlandırılmış olup, düzenleyici, yalnızca maddi hasar meydana gelen kazaları özellikle rücu kapsamına almamıştır. Kural, riskin gerçekleşmesi halinde zararın karşılanması olduğundan ve teminat dışı olan durumlar istisna olduğundan, maddi hasarlı trafik kazalarında, sigortalı sürücüsü tarafından olay yerinin terkinin genişletici yorumla rücu kapsamına alınması mümkün değildir.
Somut olayda ise bedeni hasar meydana gelmemiştir. Tarafların bu yönde bir iddia ve savunmasıda bulunmamaktadır.
ZMMS genel şartları B.4/f bendi düzenlenirken zarar gören 3. şahıslara yapılan ödemenin türü ve niteliği dikkate alınmamış, aksine “trafik kazası”nın türü esas alınmıştır. Davacı … şirketinin dava dışı zarar görene maddi hasar sebebiyle ödemesi yapmış olması sigortalısına rücu hakkını engellemeyecektir.
b)-Rücu için gerekli olan ikinci sebep ise, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk sebebinin ZMMS genel şartları B.4/f bendi kapsamında “tedavi” veya “yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme”, “can güvenliği nedeniyle uzaklaşma” gibi zorunlu hallerden birine dayanması gerekmektedir.
Somut olayda; sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk sebebinin ZMMS genel şartları B.4/f bendi kapsamında “tedavi” veya “yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme”, “can güvenliği nedeniyle uzaklaşma” gibi zorunlu hallerden olmadığı anlaşılmıştır.
Buna göre, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk sebebinin yukarıda (b) bendinde belirtilen zorunlu hallerden olmadığı anlaşılmış ise de; yukarıda (a) bendinde belirtilen ve rücu şartlarından bir olan ZMMS genel şartları B.4/f bendi kapsamında meydana gelen trafik kazasının bedeni hasara neden olmaması, kazanın maddi hasarlı olması ve davacı … şirketinin rücu hakkı veren başka bir sebebin varlığı kanıtlanamadığından, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk sebebi nedeniyle davacı … şirketinin, dava dışı araç malikine ödediği maddi hasar bedelini sigortalısına rücu hakkının bulunmadığı
Aracın ters yöne girmesi nedeni ile ağır kusur yönünden yapılan incelemede:
ZMSS poliçesi genel şartlarının 4/a maddesine göre de, tazminatı gerektiren olay yani rizikonun işleten ya da eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise, sigortacının zarar görene ödeme yaptıktan sonra kendi sigortalısına rücu edebileceği hükme bağlanmış bulunmaktadır.
Görüldüğü gibi, maddede tam kusurdan değil karşıt veya ağır kusurdan söz edilmektedir. Bilindiği üzere, ağır kusur kavramı özel hukuk kavramı olup kasıt olmamakla beraber kasta yakın bir kusurun mevcudiyetini ifade eder.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.a maddesinde;tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise, sigortacının sigortalısına rücu edebileceği hüküm altına alınmıştır. 17 HD nin yerleşmiş uygulamalarına göre; Genel Şartların bu maddesinde “tam kusur” dan değil, “kasıt” veya “ağır kusur” dan söz edilmekte olup,ağır kusur kavramının kasta yakın bir kusurun varlığını ifade ettiği kabul edilmektedir.
Somut olayda; kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre davacının maliki olduğu aracın sürücüsünün ters yöne girmesi ağır kusur sebebiyle rücu sebebi değildir. ZMSS Genel Şartlar B.4 maddesince sigorta şirketinin kendi sigortalısına rücu şartları oluşmamıştır.
Bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen davanın reddi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafça yatırılan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 28/02/2023


Başkan

e-imzalı


Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.