Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1640 E. 2023/2543 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/… – 2023/…
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/…
KARAR NO : 2023/…
KARAR TARİHİ : 23/11/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE :…
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 27/04/2023
NUMARASI : 2022/… Esas 2023/… Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ :Av. …
DAVALILAR : 1-… – …
VEKİLİ : Av. …
: 2-…SİGORTA A.Ş. …
VEKİLİ : Av. …
:3-…SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. …
:4-… – …
5-… – 3…
6-… – …
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 23/11/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:23/11/2023

Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Mahkememizin 2014/… Esas, 2019/… Karar Sayılı ilamı ile taleplerine bağlı kalınarak 230.342,00-TL’nin olay tarihi olan 12/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verildiğini, asıl dava dilekçelerinde fazlaya dair her türlü haklarını saklı tutarak dava açtıklarını, yapılan yargılamada bilirkişi raporu ile müvekkillinin maddi zararının 261.829,00-TL olduğunun tespit edildiğini, bu nedenlerle bakiye 31.487,00-TL tazminat alacağının olay tarihi olan 12/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama gideri harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraflara usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı … cevap dilekçesinde özetle; Davanın zaman aşımı süresi dolduktan sonra açıldığını, davacıya talep sonucunun açıklattırılması gerektiğini, akabinde derdestlik incelemesi yapılması gerektiğini, davacı tarafından sigortaya başvuru şartının yerine getirilmediğini, davacının maddi ve manevi tüm zararlarını tahsil ettiğini, açılan davanın kötü niyetli olduğunu, kök davada davacı tarafından temyiz yoluna başvuruda bulunulmadığını, yine kök davada fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığını, bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … süresinden sonra verilen cevap dilekçesinde özetle; Davanın zaman aşımı süresi dolduktan sonra açıldığını, davacıya talep sonucunun açıklattırılması gerektiğini, akabinde derdestlik incelemesi yapılması gerektiğini, davacı tarafından sigortaya başvuru şartının yerine getirilmediğini, davacının maddi ve manevi tüm zararlarını tahsil ettiğini, açılan davanın kötü niyetli olduğunu, kök davada davacı tarafından temyiz yoluna başvuruda bulunulmadığını, yine kök davada fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığını, bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Sigorta AŞ vekili süresinden sonra sunulan cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazaya ilişkin Mahkememizin 2014/… Esas sayılı dava dosyasının bulunduğunu, söz konusu dosyanın karara çıktığını, 18/04/2022 tarihinde Konya …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyası ile icra dairesine ödeme yapıldığını, davaya konu kazanın 12/02/2014 tarihinde meydana geldiğini, ancak davanın 31/03/2022 tarihinde açıldığını, söz konusu talebin zamanaşımına uğradığını, davacı tarafından usulüne uygun başvuruda bulunulmadığını, yine KTK 97. Maddesi uyarınca sigorta şirketine kanunda belirtilen evraklar ile müracaat edilmediğini, başvuru dilekçesinde bahsi geçen 12.02.2014 tarihli kazaya karıştığı belirtilen, … plakalı aracın müvekkili şirkete 02.05.2013-2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu ve söz konusu poliçede teminat limitinin kişi başı 250.000 TL olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatı ve geçici bakıcı giderlerinin poliçe kapsamında olmadığını, tarafların kazadaki kusur durumunun tespitinin gerektiğini, tazminat hesaplamasının aktüerya sıfatına sahip bilirkişiler tarafından ZMMS Genel Şartları çerçevesinde yapılması gerektiğini, davacının güvenlik tedbirleri kapsamında takmakla zorunlu olduğu emniyet kemerini takıp takmadığının belirlenmesi gerektiğini, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu Uyarınca Genel Şartlar ile belirlenen TRH-2010 Mortalite Tablosu ve %1,65 teknik faiz oranının esas alınması gerektiğini, ceza dosyası evraklarının dosyaya kazandırılması gerektiğini, usule aykırı başvuru nedeniyle müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini, müvekkili şirket aleyhinde faize hükmedilmemesini, bu nedenlerle öncelikle davanın usulden, mahkememiz aksi kanaatte ise esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konu kazaya karışan … plakalı … adına kayıtlı araç … poliçe numarası ile 09.07.2013-09.07.2014 tarihleri arasında müvekkili şirket nezdinde Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi ile teminat altına alındığını, müvekkili şirketin poliçe kapsamında sorumluluğu, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olduğunu, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalısının bedeni zararlarda azami 268.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, manevi tazminat taleplerinin ZMMS poliçe teminatı dışında olduğunu, davacının maddi tazminat taleplerinin Mahkememizin 2014/… Esas ve 2019/… Karar sayılı ilamı ile hüküm altına alındığını, söz konusu kararın kesinleştiğini, hüküm altına alınan tutarın Konya 12. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyasından tahsil edildiğini, Mahkememizin 2014/… Esas sayılı kök davasına sunulan ıslah dilekçesinde fazlaya yönelik hakların saklı tutulmadığını, kök davada alınan kök hesap raporuna karşı davacı vekilinin itirazının bulunmadığını, kök hesap raporu üzerine sunulan ıslah dilekçesinde maddi tazminata ilişkin fazlaya yönelik hakların hiçbir şekilde saklı tutulmadığını, kök hesap raporunda yazan maddi tazminat tutarlarının davacı vekilinin tam anlamıyla kabulünde olduğunu, icrai niteliğe haiz yerel mahkeme ilamının icraya konulması üzerine davacıya icra kanalıyla eksiksiz olarak maddi tazminat ödemesi gerçekleştirilmiş olduğunu, usuli kazanılmış hakların korunması doğrultusunda değerlendirme yapılarak iş bu ek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar … ve … yapılan tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/… Esas 2023/… Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; “Davaya konu edilen olayda davacının yaralandığı görülmektedir. Kaza tarihinde yürürlükte olan 5237 sayılı TCK’ya göre zamanaşımı süresi burada 8 yıldır. Davaya konu trafik kazası 12.02.2014 tarihinde meydana gelmiş, eldeki dava ise 31/03/2022 tarihinde açılmıştır. Ancak arabuluculuk görüşmelerinde geçen süre göz önünde bulundurulduğunda ( Arabuluculuk görüşmesindeki geçen süre boyunca zamanaşımı işlemez ) uzamış ceza zamanaşımı süresi davamızda geçmemiştir. Bir kısım davalılar ise süresinde davaya cevap vermediğinden dolayı onlar bakımından zamanaşımı itirazı nazara alınmamıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirme neticesinde dosya kül halinde incelendiğinde; mahkememizin kesinleşen 2014/… Esas ve 2019/… Karar sayılı ilamı ile karar altına alınan ve kesinleşen kararda hükme konu teşkil etmeyen bakiye 31.487,00-TL bedelin tazmini talep edilmekle kesinleşen mahkememiz dosyası, sunulan raporlar ve davacının bakiye haklarını saklı tutarak kesinleşen davayı açmış olması hususları birlikte değerlendirildiğinde açılan işbu ek davanın kabulüne yönelik olarak;
Davacının davasının KABULÜ İLE,
31.487,00-TL tazminatın davalı sigorta şirketleri bakımından poliçe limitleri ile sınırlı olmak kayıt ve şartı ile ilk dava tarihi olan 12/08/2014 tarihinden diğer davalılar bakımından ise kaza tarihi olan 12/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, ” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı …Sigorta A.Ş vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; davanın kesin hüküm nedeniyle usul yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, aleyhe tazminata hükmedilmiş olmasının usul ve esasa aykırı olduğunu, usuli kazanılmış haklarına yönelik savunmalarının hiçbir şekilde değerlendirilmeksizin gerekçesiz şekilde kurulan kararın kaldırılmasının gerektiğini, ek davaya esas olan kök davada davacılar vekili tarafından dosyaya sunulan ıslah dilekçesinde fazlaya yönelik hakları saklı tutulmamış olduğundan işbu ek davanın da reddinin gerektiğini, gerekçeli kararda hükmolunan faiz başlangıç tarihinin usul ve esasa aykırı olduğunu, gerekçeli kararda ilk dava tarihi olan 12/08/2014 tarihinde itibaren müvekkil sigorta şirketinin sorumlu tutulduğunu, müvekkil şirketin diğer şartların varlığı halinde ancak 31/03/2022 ek dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile sorumlu tutulabileceğini, tüm bu nedenlerle Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/… Esas ve 2023/… Karar sayılı 27/04/2023 tarihli haksız ve dayanaksız kararının kaldırılmasına, itirazlarının kabul edilerek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı …Sigorta A.Ş vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; davacının aynı uyuşmazlık ile ilgili dava dosyası bulunmakta olup dosyada karara istinaden ödeme yapıldığını, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak kesin hüküm nedeniyle haksız davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, KTK 97 uyarınca sigorta şirketine kanunda belirtilen evraklar ile müracaat edilmediğini, müvekkil sigorta şirketinin üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, dosyada erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmelik usul ve esaslarına uygun rapor alınmasının gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı ve geçici bakıcı giderinin poliçe kapsamında olmadığını, dosyada öncelikle kusur tespitinin yapılmasının gerektiğini, müterafik kusur durumunun göz önünde bulundurulmasının gerektiğini, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca genel şartlar ile belirlenen TRH 2010 mortalite tablosu ve %1,65 teknik faiz oranının esas alınmasının gerektiğini, dava haksız fiile dayandığından uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğunu, tüm bu nedenlerle Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/… Esas sayılı davada vermiş oldukları 27/04/2023 tarih 2023/… Karar sayılı kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
Mahkemece verilen karar davalı sigortalarca istinaf edilmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun 281.maddesinde bilirkişi raporuna itiraz düzenlenmiş olup, madde gerekçesinde; “…Maddenin birinci fıkrasında yer alan düzenlemeyle, tarafların tatmin olmamaları hâlinde, bilirkişi raporuna itirazda bulunabilme olanaklarının varlığı güvence altına alınmıştır. Bu düzenleme çerçevesinde, bilirkişi raporunda bazı hususlarda eksiklikler mevcutsa yahut raporda bazı hususlar belirsizlik arz ediyorsa, taraflar, raporda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik arz eden hususların ise bilirkişiye açıklattırılmasını yahut yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmasını temin için, raporun kendilerine tebliğinden itibaren onbeş günlük süre içinde, mahkemeye itirazda bulunabilirler. Bilirkişiye yöneltilecek olan sorular, tarafların da görüşü alınmak suretiyle somut olarak belirlenecek olursa, rapora itiraz olasılığı da önemli ölçüde azalır ve bu suretle yargılamanın uzamasının da önüne geçilmiş olur. Burada rapora itiraz için taraflara tanınmış bulunan onbeş günlük süre, kesin süredir; hak düşürücü bir nitelik taşır. Dolayısıyla, taraflar, bu süre içerisinde, itirazlarını dile getirmez ise bilirkişi raporu, onlar bakımından kesinleşir; yani taraflar rapora itiraz olanağını tümüyle kaybederler. Bu durum, zaten Tasarının 100 üncü maddesinde yer alan ve kesin sürelerle ilgili genel bir düzenleme öngören kuralın birinci ve üçüncü fıkralarının işlerlik kazanmasının doğal bir sonucudur…” şekilde düzenlenmiştir.
HMK’nun 280.maddesinde; “Bilirkişi, raporunu varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak Mahkemeye verir, verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir” düzenlemesinin, 281/1 maddesinde; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususları, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler” düzenlemesinin mevcut olduğu, buradaki amacın tarafların raporu okuyup değerlendirmeleri ve varsa itirazlarını bildirebilmeleri olduğu, bu durumda, yani taraflara raporun tebliğ edilmesi ve sonrasında taraflarca rapora itiraz edilmemesi halinde raporun itiraz etmeyen bakımından kesinleşeceği, artık rapora itiraz etme imkanının ortadan kalkacağı, bu hususun kesin sürelerle ilgili düzenlemelerin bir sonucu olduğu, Usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde ise, karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacağı izahtan varestedir. (Nitekim yargıtay 17. hukuk dairesi 2015/3253 esas, 2017/9419 karar; aynı daire 2015/10058 esas, 2018/4639 karar sayılı ilamları)
Davacı tarafça, taraflar arasında görülen istinaf incelemesi üzerine esastan red ile sonuçlanıp davalı tarafın temyizi üzerine onanarak kesinleşen Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/… Esas, 2019/… Karar sayılı dosyasında alınan ek rapordaki fazla miktara yönelik eldeki ek dava açılmış ise de, ilgili dosyada alınan 13/11/2018 tarihli kök raporun 22/11/2018 tarihli duruşmada tebliğ edilerek ihtaratlı olarak iki haftalık kesin süre içerisinde rapora karşı itirazların sunulmasının istenildiği, buna rağmen süresi içerisinde gerek duruşmada gerek dilekçe ile herhangi bir itirazın sunulmadığı gibi, kök rapora göre 18/12/2018 tarihli ıslah dilekçesinin sunularak ilgili mahkeme hükmünün bu ıslah dilekçesine göre oluşturulduğu, böylece süresinde itirazda bulunulmayarak davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu; eldeki ek davada ise yukarıda sözü edilen güncel verilerin esas alındığı ek rapordaki fazla olan miktara yönelik talepte bulunulduğu anlaşılmıştır.
Bu sebeple, tazminatın belirlendiği yukarıda belirtilen aktüer kök raporuna davacı tarafça süresinde itiraz edilmemiş olup davalı lehine kazanılmış hak oluşmuş ve buna göre ıslahın yapıldığı ve hükmün kurulduğu kök rapor davacı yönünden kesinleştiği görülmektedir. Durum böyle iken, anılan dosyada alınan aktüer ek raporuna itibar edilip ek dava konusu yapılamayacağından, mahkemece davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, davalı sigortaların istinafının kabulü ile bu davalılar yönünden kararın kaldırılarak davanın reddi gerekmiş, diğer davalılarca istinaf yapılmadığından kurulan hükümde bu husus da gözetilerek aşağıdaki şekilde yeniden hüküm tesis edilmiştir. (Bkz. aynı mahiyette emsal YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2016/13426 ESAS,2019/5035 KARAR sayılı ilamı)
(Ayrıca bkz. tarafların miktara ilişkin kabullerinin de usuli kazanılmış hak teşkil edeceğine dair Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/7624 Esas, 2018/1297 Karar; 2015/12543 Esas, 2018/8251 Karar sayılı ilamları)
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalılar …Sigorta A.Ş ve …Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda kabulü ile incelenen kararın HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilmek üzere KALDIRILMASI VE DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMAK suretiyle; (İnfazda tereddüt oluşmaması için itiraz edilmeyen ve kesinleşen kısımlar korunmak suretiyle)
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE,
31.487,00-TL tazminatın kaza tarihi olan 12/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketleri dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davalılar …Sigorta A.Ş ve …Sigorta A.Ş yönünden davanın reddine,
İlk Derece Yargılaması Yönünden;
3-Alınması gereken 2.150,88-TL harçtan, peşin olarak alınan 107,55-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.043,33-TL harcın davalılar …, …, … ve …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70-TL başvuru harcı, 107,55-TL peşin harç, 11,50-TLvekalet harcı, 464,50-TL yazışma ve tebligat gideri olmak üzere toplam 664,25-TL’nin davalılar …, …, … ve …’den alınarak davacıya verilmesine,
5-Hazine tarafından karşılanan 1.640,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, (Zorunlu arabuluculuk görüşmelerine katılan davalı sigorta şirketleri yönünden davanın reddine karar verildiğinden )
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalılar …, …, … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar …Sigorta ve …Sigorta yönünden dava reddedildiğinden AAÜT’nin 13/3 maddesine göre hesaplanan 17.900 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalılara verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
9-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde davalılar …Sigorta A.Ş ve …Sigorta A.Ş’ye iadesine,
10-Davalı …Sigorta tarafından yapılan 492 TL istinaf başvuru giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
11-Davalı …Sigorta A.Ş tarafından yapılan 179,90 TL istinaf başvuru giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
12-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
13-HMK’nın 359/3. fıkra gereği kararın tebliği ile 302/5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması ve tebliğ işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince; (238.730,00) Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.23/11/2023


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı

Bu evrak 5070 sayılı Yasa kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.